Rene Guenon – Dante ve Ortaçağ’da Dini Sembolizm

ZAHİR MANA VE GİZLİ MANA O voi che avete gl’ intelletti sani, Mirate la dottrina che s’asconde Sotto il velame delli versi strani! bu kelimelerle Dante,1 eserinde tamamıyla doktrinal gizli bir anlamın olduğuna çok açık bir şekilde işaret etmektedir. Öyle ki, zahirdeki ve görünen anlam sadece bir örtüden ibarettir; ve bu gizli anlamı ise ancak ona ulaşabilecek olanların araması gerekmektedir. Şair, başka bir yerde işi daha da ileri götürür ve sadece kutsal metinlerin değil bütün yazıların dört anlama göre anlaşılabilir olduğunu ve özellikle açıklanması gerektiğini belirtir: ‘si possono intendere e debbonsi sponere massimamente per quattro sensi.’ Bu farklı anlamların hiçbir şekilde birbirlerini yok etmeleri veya birbirine zıt olmaları zaten mümkün değildir. Aksine onlar, bir bütünün parçaları veya tek bir sentezin kurucu unsurları gibi birbirlerini tamamlamaları ve uyumlu olmaları gerekir. İşte, İlahi Komedya da bu şekilde bir bütün olarak birçok anlama gelecek şekilde yorumlanabilir. Bunda hiçbir kuşku yok. Zira bu konuda, gerçek niyetinin ne olduğunu bize gösterecek herkesten daha yetkin olan bizzat müellifinin kendi şehadeti var. Zorluk, sadece, bu anlamların ne olduğunu tesbit etme söz konusu olduğunda başlamaktadır. Özellikle de en yüksek veya en derin anlamlar söz konusu olduğunda bu zorluk daha da belirginleşmektedir. Zaten yorumcular arasındaki farklı görüşlerin ortaya çıktığı yer de tabii olarak buralar oluyor. Bu yorumcular genelde şiirin literal anlamının altında bir felsefi anlamın olduğu veya belki de bir felsefe ve ilahiyat karışımı bir anlamın olduğu, hatta bir siyasi ve sosyal anlamın olduğu konusunda birbirleriyle uyuşmaktadırlar. Ancak sadece literal anlamın kendisi dahil edildiğinde bile bunun sayısı üç etmektedir. Oysa Dante bizi dört anlamın olduğu konusunda uyarmaktadır: bu dördüncüsü nedir? Bize göre bu, özünde metafizik olan açıkça inisyatik bir anlamdır. Öyle ki kendisine birçok veri bağlanmaktadır ve her ne kadar bunlar metafizik mertebeye ait olmasalar dahi ezoterik bir karakter arzetmektedirler.


İşte bu özelliği nedeniyledir ki söz konusu derin anlam birçok yorumcunun gözünden kaçmıştır. Oysa, bu anlam bilinmez ya da kabul edilmeyecek olursa, diğer anlamların kendileri de kısmen anlaşılmış olacaktır. Zira o, diğerlerinin adeta ilkesi konumundadır ve diğer müteaddid anlamlar ona nisbetle uyumlu olur ve birliktelik arzederler. Dante’nin eserindeki bu ezoterik yönü kabul edenler bile, onun tabiatı konusunda oldukça fazla hatalarda bulunmuşlardır. Zira, çoğu zaman bu şeylerin gerçek anlamlarını kavrayamıyorlardı. Aynı şekilde, yaptıkları yorumlar bazı önyargılardan etkilendiği için de bu anlamları ortaya çıkarmaları imkansızdı. İşte, bu ezoterik anlamın varlığını ilk kez ortaya koyan Rosetti ile Aroux’nun, Dante’nin ‘sapkınlığına’ hükmetmeleri de bu yüzdendi. Oysa böyle davranmanın, farklı düzlemlerdeki konuları birbirine karıştırmaktan başka birşey olmadığının farkında bile değillerdi. Çünkü, onlar her ne kadar bazı şeyler biliyor olsalar da, birçok şeyi bilmiyorlardı. Biz burada, işte bu konular hakkında bilgiler vereceğiz. Ancak bu sonu gelmeyecek kadar geniş olan meseleyi tamamıyla ortaya koyma gibi bir niyetimiz yok. Aroux’ya göre mesele şudur: Dante bir katolik midir yoksa bir albijuva mıdır? Başkaları ise bu soruyu şu şekilde sormakta idi: O, bir Hıristiyan mı idi yoksa bir putperest mi?3 Biz ise, onun böyle bir tasnifte yer alacağını düşünmüyoruz. Zira gerçek ezoterizm, zahirî dinden çok farklı bir şeydir. Şayet onun böyle birşey ile bir ilgisi var ise; bu, onun, dinî formlarda sembolik bir ifade tarzı bulduğu içindir. Bu yüzden söz konusu formların şu veya bu dinden olması o kadar önemli değildir.

Çünkü önemli olan, bu formların görünürdeki farklılıklarının da ötesinde var olan, asıl doktrinal birliktir. Eski inisiyelerin, hiçbir farklılık gözetmeden bulundukları ülkenin yerleşik geleneklerine uygun zahirî kültlerin tamamına katılmaları da işte bu yüzdendir. Aynı şekilde o, sathî bir ‘senkretizm’in etkisi ile değil de, bu temel birliği gördüğü içindir ki duruma göre bazen Hıristiyanlığa ait, bazen de grekoromen antikitesine ait dili hiçbir ayrım gözetmeden kullanmıştır. Saf metafizik ne pagandır, ne de Hıristiyan; o, evrenseldir. Antik misterler, pagan değillerdi ancak onun üstüne yerleşmişti. Aynı şekilde, ortaçağda, inisyatik özelliğe sahip olan fakat dinî bir özelliğe sahip olmayan birtakım kuruluşlar vardı; ancak bununla beraber temelleri katolikliğe dayanmaktaydı. Şayet Dante, bu tür örgütlerden birine mensup idiyse -ki bu bize göre kesindir-, bu durum onun ‘sapkın’ olduğunu ilan etmek için bir gerekçe oluşturmaz. Bu şekilde düşünenler, ortaçağ hakkında ya yanlış ya da eksik bir fikre sahiptirler. Böyle bir hükme varmak için sadece zahirî olanı dikkate alıyorlar. Çünkü onlar için, modern dünyada mukayese yapma imkanı verecek olan sadece bunlardır ve bunun dışında kalanların hiçbir değeri yoktur. Bütün inisyatik örgütlenmelerin gerçek karakteri bu olmasına rağmen, içlerinde bazı örgütlenmelerin veya üyelerinden bazılarının ‘sapkınlık’la itham edilmiş olan sadece iki olay vardır. Bu ise; daha iyi temellenmiş veya daha hakikî olmasına rağmen açıkça formüle edilemeyen birtakım şikayetlerin gizlenmesi için olmuştur. Bunlardan birincisi; bazı inisyelerin, yüksek hakikatlerin bilgisine henüz hazır olmayan zihinleri karışıklığa iteceği riskini taşıyan ve aynı zamanda sosyal düzeni bozabilecek bazı uygun olmayan ifşalara girişmeleri sonucu meydana gelmiştir. Bu tür ifşaları yapanların bizzat kendileri, zahirî ve batınî mertebelerin birbirine karışmasına sebep olacak bir hata işlemişlerdi. Öyle bir karışıklık ki, sonuç itibarıyla ‘sapkın’ olarak suçlanmayı yeteri kadar meşrulaştırıyordu.

5 Bu durum, çeşitli şekillerde kendini İslam dünyasında göstermiştir. Oysa bu medeniyette ezoterik ekollerin hiçbiri, zahiri temsil eden dinî ve hukûkî otoriteler tarafından normalde hiçbir düşmanlıkla karşılaşmamaktadırlar. İkinci duruma gelince; burada söz konusu olan, aynı ithamın politik güç tarafından bahane edilerek, normal yollarla altedilemeyecek kadar güçlü olan karşı rakipten bazılarını ortadan kaldırmak için kullanılmıştır. Bunun en meşhur örneği, Tapınak Tarikati’nin ortadan kaldırılmasıdır. Özellikle bu olayın, elimizdeki mevcut çalışmanın konusu ile doğrudan bir ilgisi vardır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir