Muhammed İkbâl, İslâm kültürünün insanlığa kazandırdığı bir fikir adamıdır. İslâm, insan ruhunu çeşitli yönlerde geliştirmiş ve büyük bir insan tipi oluşturmuştur. İnsanlık birçok büyük şahsiyetlerini İslâm’a borçludur. İkbâl, onlardan birisidir. Ama İkbal’i bu büyük insanlardan ayıran özellik şudur: İslâm kültürünün büyük bir felâkete uğradığı, hüzünlü bir sonbahar suskunluğuna girdiği ve Bah’nm fikrî sömürüsü altında kalarak ölüme mahkûm olduğu bir anda ve bu felâkete uğramış bahçenin bahçıvanının bile uykuya daldığı bir zamanda İkbâl, bir şahlanış yapmış ve insan ruhunun çeşitli yönlerinde yükselmiştir. İşte böyle bir anda, bozguna uğramış ve kurumuş bir çölden ansızın selvi ağacı gibi özgürce yükselerek, dostun ve düşmanın gözlerini kamaştırmıştır. Evet kurak ve yanık bir çölde yaşayan unutulmuş bedevi, vahşî ve köle insanlardan on yıl içerisinde şahsiyetler yetiştirerek uygarlık tarihine yeni bir ruh veren ve yeryüzünde özel bir insan tipi oluşturan İslâm değil miydi? Askerî, siyâsî ve medenî açıdan süper güç syılan iki imparatorluğun arasında kalmış fakir ve âciz birkaç kabileyi, yirmi beş yıl gibi az bir sürede Roma ve İran sömürgeciliğinden kurtararak özgürlüğe kavuşturan ve yığınları Doğu ve Batı egemenliğinden, zâlimlerden, kayserlerden ve kilise diktatörlüğünden kurtaran mücâhidleri yetiştiren İslâm değil miydi? İkbâl, yalnız sözü ile değil, kendi yaşamı ile de sömürülmüş…
Ali Şeriati – Biz ve İkbal
PDF Kitap İndir |