Ben, burada İslam Tarihi’nin en eski senetlerine dayanarak Peygamber ve Medine’ye en yakın nokktadan bakmaya çalıştım. Aynca anlattıklarımı Ehl-i Sünnet kardeşlerimin metinlerine isnat ettirdim. Beklediğim, onların da çalışmalarını Ehl-i Şia kardeşlerinin senet ve kitaplarına isnat edebilmeleridir. Böyle olunca yıllarca birbirinden uzak kalmış ve yabancılaşmış bu iki kardeşin birbirine yakınlaşıp birleşmeleri sağlanabilir. Çünkü her bir fırkanın itikadi yapıları, kardeş fırkaların eserlerinde zikredilirse, onların itikadının doğruluğu hakkında hiçbir şüphe kalmamış olur. Ben, Taber’inin Tarih’ini ve İbni Hişam’ın Sird sini metin kaynağı olarak seçtim. Başka bir kaynaktan yararlandığım zaman da kaynağın adını belirtmeye çalıştım. Diğer bir önemli nokta; İslam Peygamberi hakkında -pek çok yazılar yazıldığı halde- okur için tekrar sayılan ve de siyerlerden edinilebilen bilgilerden ayrı şeyler yazmaya çalışmış olmamdır. Son nokta da şudur ki; benim bu öyküye bakış açım, mezhebi itikadlar açısından değil, herhangi bir inanç ve dine mensup bir insanın bakış açısından olayı değerlendirmemdir. Böyle bir bakış açısından seyredilen manzara; her türlü taassup, taraf tutma ve pek çok araştırmanın hastalığı sayılan önyargıdan uzak gözükecektir. Bu yüzden İslam Peygamberi hakkında seçtiğim konuşma tarzıyla ilgili olarak, okurdan beni bağışlamasını dilerim. Çünkü burada vurgulanmak istediğim şey, bir Müslüman olarak değil, tarafsız ilmî bakış açısıyla olayları değerendiren bir düşünür olarak Muhammed’in görüntüsünü sergilemektir.
Ali Şeriati – Muhammed Kimdir
PDF Kitap İndir |