Mahmut Kısa – Açıklamalı Kuran Meali

1. FÂTİHA SÛRESİ
2. BAKARA SÛRESİ
3. ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ
11. HUD SÛRESİ
12. YÛSUF SÛRESİ
13. RA’D SÛRESİ
14. İBRAHİM SÛRESİ
15. HİCR SÛRESİ
16. NAHL SÛRESİ
17. İSRA SÛRESİ
18. KEHF SÛRESİ
19. MERYEM SÛRESİ
20. TÂHÂ SÛRESİ
21. ENBİYÂ SÛRESİ
22. HAC SÛRESİ
23. MÜMİNÛN SÛRESİ
24. NUR SÛRESİ
25. FURKÂN SÛRESİ
26. ŞUARÂ SÛRESİ
27. NEML SÛRESİ
28. KASAS SÛRESİ
29. ANKEBÛT SÛRESİ
30. RÛM SÛRESİ
31. LOKMAN SÛRESİ
32. SECDE SÛRESİ
33. AHZÂB SÛRESİ
34. SEBE SÛRESİ
35. FÂTIR SÛRESİ
36. YÂSİN SÛRESİ
37. SÂFFÂT SÛRESİ
38. SÂD SÛRESİ
39. ZÜMER SÛRESİ
40. MÜMİN-ĞAFİR SÛRESİ
41. FUSSİLET SÛRESİ
42. ŞÛRÂ SÛRESİ
43. ZUHRUF SÛRESİ
44. DUHÂN SÛRESİ
45. CÂSİYE SÛRESİ
46. AHKÂF SÛRESİ
47. MUHAMMED SÛRESİ
48. FETİH SÛRESİ
49. HUCURÂT SÛRESİ
50. KÂF SÛRESİ
51. ZÂRİYÂT SÛRESİ
52. TÛR SÛRESİ
53. NECM SÛRESİ
54. KAMER SÛRESİ
55. RAHMÂN SÛRESİ
56. VÂKIA SÛRESİ
57. HADİD SÛRESİ
58. MÜCÂDELE SÛRESİ
59. HAŞR SÛRESİ
60. MÜMTEHİNE SÛRESİ
61. SAFF SÛRESİ
62. CUMA SÛRESİ
63. MÜNÂFİKÛN SÛRESİ
64. TEĞÂBÜN SÛRESİ
65. TALÂK SÛRESİ
66. TAHRÎM SÛRESİ
67. MÜLK SÛRESİ
68. KALEM SÛRESİ
69. HÂKKA SÛRESİ
70. MEÂRİC SÛRESİ
71. NÛH SÛRESİ
72. CİN SÛRESİ 645
73. MÜZZEMMİL SÛRESİ
74. MÜDDESSİR SÛRESİ
75. KIYÂMET SÛRESİ
76. İNSAN SÛRESİ
77. MÜRSELÂT SÛRESİ
78. NEBE’ SÛRESİ
79. NÂZİÂT SÛRESİ
80. ABESE SÛRESİ
81. TEKVİR SÛRESİ
82. İNFİTAR SÛRESİ
83. MUTAFFİFÎN SÛRESİ
84. İNŞİKÂK SÛRESİ
85. BURÛC SÛRESİ
86. TÂRIK SÛRESİ
87. A’LÂ SÛRESİ
88. ĞÂŞİYE SÛRESİ
89. FECR SÛRESİ
90. BELED SÛRESİ
91. ŞEMS SÛRESİ
92. LEYL SÛRESİ
93. DUHÂ SÛRESİ
94. İNŞİRÂH SÛRESİ
95. TÎN SÛRESİ
96. ALAK SÛRESİ
97. KADR SÛRESİ
98. BEYYİNE SÛRESİ
99. ZİLZÂL SÛRESİ
100. ÂDİYÂT SÛRESİ
101. KÂRİA SÛRESİ
102. TEKÂSÜR SÛRESİ
103. ASR SÛRESİ
104. HÜMEZE SÛRESİ
105. FÎL SÛRESİ
106. KUREYŞ SÛRESİ
107. MÂÛN SÛRESİ
108. KEVSER SÛRESİ
109. KÂFİRÛN SÛRESİ
110. NASR SÛRESİ
111. MESED SÛRESİ
112. İHLÂS SÛRESİ
113. FELAK SÛRESİ
114. NÂS SÛRESİ Fâtiha; başlangıç demektir. Bir bitki tohumu nasıl o bitkinin dall arını, yaprakl arını, meyvelerini ve diğer özelliklerini özünde barındıran bir çekirdek programı ise, Fâtiha da Kur’an’ın çekirdeği, özü ve özetidir. Peygamberliğin ilk yıllarında indirilmiştir. Bütün olarak gönderilen ilk sûre olup, yedi ayetten oluşmaktadır. Fâtiha,Yüce Yaratıcı huzurunda kulun, en içten şükran ve minnettârlık duygularıyla O’na yönelişi, O’nun sınırsız merhameti, adâleti, kudreti, cömertliği, yüceliği önünde saygıyla boyun eğişidir. Fâtiha, Allah ile kulu arasında ezelî ve ebedi, şerefli bir kulluk antlaşmasıdır. Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla! Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne gönderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum: 1. Hamd, âlemlerin Rabb’i A llah’a aittir. Her türlü övgüye, t eşekküre lâyık olan sadece O’dur. Gerçek anlamda övülmek O’nun hakkıdır ve yalnızca O’na yar aşır. Çünkü kâinatı yoktan var eden,tüm canlıları besl eyen,terbiye eden, yöneten ve yönlendiren ge rçek efendiniz,sahibiniz, yöneticiniz O’dur. Her varlığı kendi yaratılışındaki hikmete uygun niteliklerle donatan, onları dâimâ iyiye ve güzele doğru yönlendirerek her şeye hedefini ve yolunu gösteren; kulağa duymayı, göze görmeyi, güneşe ışık vermeyi, kelebeğe uçmayı, çiçeğe açmayı, ağaca me yve vermeyi öğreten O’dur. O hâlde, bütün iyiliklerin, güze lliklerin kaynağı olan Rabb’inizi tüm kalbinizle överek yüceltmeli, en derin saygı ve şükran duygularıyla O’nun hükümlerine boyun eğmeli ve yalnızca O’na kul olmalısınız. 2. O, Rahmândır; çok şefkatli, çok merhametlidir. Sizi sizden çok sever, size sizden daha yakındır. O’nun sonsuz ra hmet ve şefkati, bu dünyada mümin-kâfir ayrımı yapmaksızın tüm varlıkları kuşatmıştır. O, Rahîmdir. Rahmetini tamamlamak üzere bu Kitabı göndermiş ve onun ışığında yürüyen bahtiyârlara, âhiret hayatında sonsuz mutluluk ve kurtuluş müjdesini vermiştir. Fakat O, çok şefkatli, çok merhametli olmakla birlikte, hikmetli ve adâletlidir de: 3. Din Gününün Mâlikidir. Gerçekleşeceğinde asla şüphe olmayanYargı Gün ünün hâkimidir. O Gün tüm insanlar yapıp ettiklerinden hesaba çekilecek ve böylece, hiçbir iyilik mükâfâtsız, hiçbir kötülük cezasız kalmayacaktır. O Gün,size dünyada emânet olarak veri lmiş olan gücünüz, irâdeniz ve tercih hakkınız elinizden alınacak ve ilâhî h ükümranlık tüm dehşet ve ihtişâmıyla tecellî edecek. Sesler kesilecek, başlar öne eğil ecek ve Mutlak Hâkim, en âdil hükmü v erecek: İyiler cennete, kötüler cehenneme! O hâlde, ey Rabb’imiz! Tüm içtenliğimizle Sana söz veriyoruz: 4. Sadece Sana kulluk ederiz; yalnızca Sana ibâdet eder, bütün emirlerine kayı tsız şartsız itaat ederiz. İyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini, doğruyu-eğriyi belirlemede, kendimize yalnızca ilâhî ölçüleri rehber ediniriz. Senden başka hay atımıza yön verecek, kurallar koy acak otorite kabul etmeyiz. Senin buyruklarına aykırı hükümler veren hiçbir güce —kim olursa olsun— asla boyun eğmeyiz ve ancak Senden yardım dileriz. Her türlü iyiliğin, güzelliğin Senin eli nde olduğunu bilir, Senin iznin ve onayın olmadıkça hiçbir dileğin gerçekleşmeyeceğine yürekten inanırız. Dertlerimize devâyı, hastalıklarımıza şifâyı, sıkınt ılarımıza çareyi ancak Sende arar; gerekli tedbirl eri almakla birlikte, Senden başka hiç kimseden, hiçbir varlıktan medet ummayız. Sadece Sana yalvarır, yalnızca Senin kudret ve merhametine sığınırız. 5. Ey Rabb’imiz! Bizi, insanın doğal yapısıyla; duyguları, eğili mleri ve ihtiyaçlarıyla birebir örtüşen, varlık kanunlarıyla tam bir uyum ve âhenk içinde olan o dosdoğru yola, insanlığı hem dünyada, hem de âhirette mutluluğa ulaştıracak o apaydınlık yola, yani İslâm yoluna ilet. 6. Nîmet verdiğin kimselerin, insanlık tarihi boyunca, tevhid sancağını elden ele taşıyan Peygamberlerin ve onların izinden yürüyen âlimlerin, şehitlerin, salihlerin yoluna… 7. Gazâba uğramışların, yani —Yahudiler örneğinde olduğu gibi— hakîkati pekâlâ bildikleri hâlde, dünyaya ve dünya nîmetlerine aşırı bağlılıkları y üzünden ilâhî irâdeye başkaldıran; servet, güç, makâm, şöhret gibi değerleri hay atın biricik ölçüsü hâline getirerek arzu ve heveslerini ilâhlaştıran, bu yüzden düny ada ve âhirette Senin gazâbını hak eden azgınların yoluna değil yâ Rabbi ve sapmışların, y ani —Hıristiyanlar örneğinde olduğu gibi— bidat ve hurâfeleri ‘iyi niyetlerle’ Allah’ın dinine ekl eyerek hak dinden sapan, âhireti kaza nma adına dünyayı ve dünya nîmetlerini inkâr eden; okuma, öğrenme ve düşünme yetenekler ini kendi elleriyle körelterek, cehâlet ve bağnazlık zindanlarında bocalamayı “Allah’a yaklaşmak” zanneden o şaşkınların yol una değil… Allah’ın Elçisi (s) bu sûrenin sonunda “Âmîn!” yani “Duâmızı kabul eyle, yâ Rab!” derdi. 2. BAKARA SÛRESİ Adını, 67-71. ayetlerde anlatılan,

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir