Uğur Koşar – Rabb’in İçin Sabret

MERHABA. O kocaman yüreğine, kocaman bir MERHABA güzel insan. Evet, çok uzun zaman oldu gerçekten ve bu zaman içinde, hep senin ellerinin içinde olmayı hayal ettim! Düşlerimde bu anı yaşadım. Parmaklarının arasında beni tuttuğunu gördüm çoğu zaman. Ve şimdi ellerinin arasındayım… Geçmişte neler yaşadığını bilemem. Belki acıların vardı, mutsuzdun, ama beni ilgilendiren aldığın nefesi hissettiğin bu andır… Şu an senin yüreğini hissediyorum biliyor musun? Bunu sende hissedeceksin artık. Olmadığın bir yerde, görmediğin bir şeyi hissedeceksin sende! Şu anda ellerinin arasında bulunmamın tek sebebi de bu aslında… İnsanların yüreklerine dokunabilmek, yüreklerine sevgi tohumu bırakmak ve dua almak, dünyanın bütün güzelliklerine sahip olmakla eşdeğerdir benim için. Zorluklarla daima karşılaştık, belki devam da edeceğiz; fakat bu olumsuz duygu durumu ve ardından gelen zorluklar karşısında kendimi hep güçlü hissettim. Bu güç, her zaman benim içimdeydi aslında ve ben, içimde bulunan büyük bir gücün var olduğunu istediğim zaman fark edebiliyordum. Bu bana Allah’ın lütfuydu. Bu güç sadece bana değil, farkında olan tüm kullara olan bir armağandır Rabb’inden. Çünkü bu yaşam bize verilmişti! Rabbim bize değer vermiş ve dünyaya halife olarak göndermişti. Bildiğim bir şey daha var ki o da; her zorluğun ardında kendisini kucaklamam için bekleyen bir hediyenin olmasıydı… Bu düşünce sayesinde daima başıma gelebilecek problemlere değil yalnızca, yaşadığım sorunun arkasında gizlenmiş hediyeme odaklanmıştım. Çünkü sevginin olduğu yerde mucizelerinde olduğuna her zaman inanmıştım. Çok kısa süre sonra, bana uzanan hediyenin önüne dikilmiş bir çelik kapıyı andıran zorluğun kapıları, ardına kadar açılmış oluyordu.


Biliyor musun, bu hediye bana olduğu kadar sana da çok yakın! Peki, o büyük zorluğun arkasında gizlenmiş hediyenin ne olduğunu bilmek ister misin? O halde ellerine bir kez daha bak lütfen. Çünkü o hediye şu an senin parmaklarının arasında duruyor! Her engelin arkasında bir ilham vardır. Bunu daima anımsa olur mu? Evet, bu kitap senin için yazılmış ve bana verilmiş en büyük armağandır aslında. Farkında olmasan da, senin de yaşamış olduğun zorlukların arkasında saklanmış bir hediye vardı, işte hediyen inşAllah şimdi ellerinde güzel insan. Bu kitap; seni sevgi yoluna ulaştırmak adına bir kılavuzu temsil etmektedir. Kitabımızı yazarken bir amacım vardı. Bu amaç, düşüncelerimdeki bilgilerin bir kâğıda dökülüp, daha sonra kitap evlerindeki rafları süslemesi değildi tabii ki. Benim için önemli olan tek şey; her zorluğa Rabbimiz için sabretmenin ilahi gücünü sizin de hissetmenizdi… Çünkü insanlar bildikleri sürece değil, bildiklerini yaşamlarında uyguladıkları sürece mutluluğu kucaklayıp, özgürlüğe erişebileceklerdir. Allah Teala yüce kitabımız Kuran-ı Kerim Müddessir 7’de “Rabb’in için sabret” diyerek kullarına büyük bir müjdeyi bildiriyordu aslında. Ve yine Bakara Suresi 155’te “Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz; sabredenleri müjdele” diyerek kullarına sabrın önemini anlatıyordu. Şimdi seninle birlikte rahmet dolu bir yola çıkacağız inşAllah. Bu yolun adı Sevgi Yolu’dur. Eğer “Sevgi Yolu” yolculuğuna hazırsan birlikte yola çıkabiliriz. Bu zamana kadar en değerli hâzineni yüreğinin karanlıklarına sakladın belki de, ama bırak artık kanatlansın yüreğin! Sadece sevgi çiçeklerinin kokusunu hisset bu yolda. Sadece görmek istediklerini görmeye çalış.

Biliyorum ki sen, güzellikleri görmek adına buradasın… UĞUR KOŞAR KİMDİR TTS (Theatrical Therapy System) ve Nur Terapisi’nin kurucusu olan Düşünür, Psikolojik Danışman ve Yazar Uğur Koşar, Doğunun Zen öğretisi (farkındalık) ile Sufiliğin (kalp gözüyle bakışını) harmanlayarak kendine özgü üslubuyla insanların kendi öz varlıkları ile buluşmasına, böylece zihnin sesini susturarak kalıcı bir huzurla yaşamlarına devam etmesine yardımcı olmaktadır. Uğur Koşar der ki: Ben sizi yeni bir şeyle tanıştırmıyorum, sadece sizin unuttuğunuz kendi özünüz ile tekrar buluşmanıza vesile oluyorum. Usta, “Yaşam matematik değil bir şiirdir ve içinde nefes aldığınız bu hayat, beyinlerin gelişmesinden öte yüreklerin ve ruhun olgunlaşması ile gelen bir kutlama olmalıdır” diyerek yaşamanın aslında bir sanat olduğunu anlatmaktadır. Onun görüşüne göre: Mutsuz insan yoktur, mutlu olacağına inanmayan insanlar vardır ve insanları yorgun kılan yaşam değil, taşıdıkları maskeleridir. UK, “Her soru önce kendi cevabını doğurur” sözleriyle insanların aradığı cevapların aslında kendi derinliklerinde mevcut olduğunu ifade eder. O, yaşam yolculuğunda insanların kendilerini keşfetmeleri ve kendi derinliklerinde bulunan mevcut cevaplara ulaşmaları adına; onları sadece düşündürmeye, farkındalık kazanmalarına ve baktıklarından daha derine bakarak Allah’ın mucizelerini görmelerine-kucaklamalarına yardımcı olmaktadır. Onun: * Yaşamı geçmiş ile gelecek arasında açmış bir çiçektir onu, sadece şimdiki anın içinde koklayabilirsin. * Kendi hayatını yaşamıyorsan yaşadığın hayat senin değildir! * Dışarıda mucize arama mucize sensin. * Önemli olan hayatın ne zaman son bulacağı değil, onu ne zaman hissederek yaşamaya başladığındır. * Ben size mutlu olmayı değil, mutluluğa dönüşmeyi gösteriyorum. * Allah kitaplarını insana göndermişken, O peygamberlerini insana göndermişken, cennetinin kapılarını insana açmışken ve O sana bu kadar çok değer veriyorken; sen nasıl olur da kendine değer vermezsin? * Sadece yaşamın gerçekliğine uyum sağla, ruhun ağlamaya ihtiyacı varsa ağla, gülmeye ihtiyacı varsa gül, her deneyimi yaşa, kontrol etme. Şayet kontrol edersen bütün enerjini dışarıya akıtmış olacaksın. Sessiz ol ve yaşamın akışını izle, o akışta gelen her şey bir mucizedir gibi sözleri insanlara farkındalık kazandırmaya yöneliktir. Uğur Koşar, insanlığın temel sorunlarından birini şu sözlerle ifade etmektedir: “İnsanlar isyanda, hayat çoğu için yaşarken bitmiş durumda; çünkü hep başkalarının hayatını yaşamaktalar. Bu hayat onların değil, başka bedenlerde, başka ruhlarda hayat buluyorlar ve onlar gidince hayat da anlamını yitiriyor.

İnsanlığın en büyük sorunu budur. Kendi hayatını yaşamıyorsan yaşadığın hayat senin değildir. Nasıl olabilir ki? O hayat başkasına bağlı ve o gittiğinde yahut ilgisini yitirdiğinde sen de eriyor, tükeniyorsun! Olanları izlediğinde şahit olacaksın ve o zaman varlığın farkındalıkla dolacaktır.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir