Platon – Menon – Erdem Üstüne

Menon – Bana söyler misin Sokrates, erdem öğretilir mi, ya da erdemli yaşamakla mı elde edilir. Yoksa öğrenmekle, yaşamakla değil de doğuştan veya başka bir yoldan mı geliyor? Sokrates – Şimdiye kadar Thessalialılar, Hellas’ta, binicilikteki ustalıklarıyla, zenginlikleriyle ün salmışlar, beğenilmişlerdi, Menon; ama bugün bana öyle geliyor ki onlar, hele senin dostun Aristippos’un {1} yurttaşları Larissalılar, bilgelikleriyle de anılmaktadırlar ve siz bunu Gorgias’a borçlusunuz. Çünkü o, Larissa’ya giderek içlerinde senin dostun Aristippos’la Thessalia’nın öteki ileri gelenleri bulunan Aleuade’lerin başlarını, bilgeliğine gönülden bağlamıştı. Gor Menon – Sana cevap vermek güç değil, Sokrates. Senin öğrenmek istediğin, bir erkeğin erdemiyse bu, onun devlet işlerini iyi çevirebilmesi, bunu yaparken de dostlarına yararlı olması, düşmanlarına zarar vermesi, kendisini de her türlü zarardan koruyabilmesidir. Bir kadının erdeminden ne anlaşılacağını soruyorsan, buna da cevap vermek güç olmayacak. Bir kadının erdemi, evinin işlerini iyi çevirmesi, evin düzenini sağlaması, kocasına itaat etmesidir. Bundan başka, kız olsun, erkek olsun, çocuklara göre bir erdem olduğu gibi, köle olsun, özgür olsun, ihtiyarlara göre de bir erdem vardır. Birçok erdem çeşitleri daha var ki bunların ne olduğunu söylemek güç bir şey değil; her çeşit eylem için, her yaş için, bizim her birimiz için ayrı ayrı birer erdem vardır. Bence kötülükte de böyledir, Sokrates. Sokrates – Gerçekten çok bahtlıymışım Menon; ben tek bir erdem ararken, sen karşıma bir arı sürüsü kadar erdemle çıkıyorsun. Şimdi bu benzetişin üstünde durarak diyelim ki, senden bir arının özünün ne olduğu soruluyor, sen de buna, çeşit çeşit arılar vardır diye cevap veriyorsun; sorarım sana: birbirinden ayrı birçok arı çeşidi vardır derken, bunların birbirinden ayrı olmak bakımından mı ayrı olduklarını söylemek isliyorsun, yoksa bunları birbirinden ayıran başka bir şey mi var; mesela her cinsin güzelliği, boyu, yahut bunlar gibi herhangi bir tarafı mı? Cevap ver bakalım. Menon – Vereyim, Sokrates, bana göre bunlar arı olmak bakımından birbirinden ayrı değildirler. Sokrates – Peki, Menon, şimdi ben sana bütün arılarda özdeş olup onları birbirine benzeten şey nedir diye sorsam, buna da verilecek hazır bir cevabın vardır herhalde. Menon – Şüphesiz.


Sokrates – Güzel. Erdemler için de aynını söyleyebiliriz. Ne kadar çok, birbirinden ne kadar ayrı olurlarsa olsunlar, hepsinde bir olup bunların erdem olmalarını sağlayan genel bir öz vardır. Erdem nedir sorusuna verilecek cevabın doğru olabilmesi, erdemin ne olduğunun anlaşılması için bu öz, göz önünde tutulmalıdır. Ne demek istediğimi iyice anladın mı? Menon – Anladım sanıyorum; yalnız henüz meselenin aslının istediğim kadar açık olarak kavrayamadım. Sokrates – Sen yalnız erdemi mi böyle, erkeğin erdemi, kadının erdemi ϐilan diye ayırıyorsun Menon, yoksa bu ayrılığı sağlık için, boy için, kuvvet için de yapıyor musun? Sağlık, sana göre, erkekte başka türlü, kadında başka türlümüdür? Yoksa sağlık, ister erkekte olsun, ister başka herhangi yaratıkta olsun, hep bir öz taşımaz mı? Menon – Bana öyle geliyor ki sağlık, erkekte de, kadında da birdir. Sokrates – Peki, boy ve kuvvet için de böyle midir, dersin? Bir kadın kuvvetliyse, onda bir erkeği kuvvetli kılan aynı öz, aynı kuvvet mi var demektir? Ben aynı kuvvet derken, erkekte olsun, kadında olsun özü bakımından hiçbir fark göstermeyen kuvvet demek istiyorum. Sen bir fark görüyor musun? Menon – Hayır. Sokrates – Ya erdem, çocukta veya ihtiyarda, erkekte veya kadında bulunduğuna göre, özünde bir eksiklik göstermez mi? Menon – Bana öyle geliyor ki, Sokrates, mesele öncekiyle bir değil. Sokrates – Neden? Sen bir erkeğin erdemi devlet işlerini iyi çevirmek, kadınınki ise evini iyi çevirmek dememiş miydin? Menon – Evet, Sokrates – Ama bir devleti, bir evi, yahut herhangi bir şeyi iyi çevirmek, onu doğru ve ölçülü olarak çevirmek değil midir? Menon – Şüphesiz. Sokrates – Peki, doğru ve ölçülü olarak çevirmek, bu işi doğruluğa ve ölçüye dayandırmak değil midir? Menon – Elbette. Sokrates – Buna göre kadında da, erkekte de, iyi olmaları için aynı şeyler, yani doğruluk ve ölçü bulunmalıdır. Menon – Evet. Sokrates – Gelelim çocuklarla ihtiyarlara. Bunlar ölçüsüz ve eğri olurlarsa, erdemli sayılabilirler mi? Menon – Hayır, sayılamazlar.

Sokrates – Peki, ya ölçülü ve doğruysalar? Menon – O zaman sayılırlar tabii. Sokrates – Madem ki kendilerini erdemli kılan aynı şeylerdir, o halde, iyi dediğimiz bütün insanlar hep bu yolda böyle olmuşlardır. Menon – Doğrudur. Sokrates – Bundan başka, kendilerinde aynı erdem olmasaydı hep bir türlü iyi olmazlardı. Menon – Ona şüphe yok. Sokrates – Madem ki erdem, eninde sonunda herkeste birdir, şimdi sen, hem Gorgias’a, hem de kendine göre erdemin ne demek olduğunu hatırlamaya çalış bakalım. Menon – Sen her duruma uygun tek bir tanım istiyorsan, erdem, insanlara hükmedebilmek yeteneğinden başka bir şey değildir, derim. Sokrates – Doğrusu, benim de aradığım böyle bir tanımdı. Yalnız, çocuğun erdeminin böyle olduğuna, köleninkinin de efendisine hükmetmek olacağına ve hükmeden kimsenin gene köle kalacağına inanır mısın? Menon – Hiç inanır mıyım, Sokrates? Sokrates – Böyle bir şeye inanman zaten tuhaf olurdu. Şimdi şunu da düşün: “Hükmedebilmek” demiştin. Buna, “yalnız adaletle hükmetmek; adaletsizlikle değil” sözünü de eklemek gerekmez mi? Menon – Gerçekten ben de öyle düşünüyorum, Sokrates; çünküadalet erdemden başka bir şey değildir. Sokrates – Erdem mi, yoksa bir erdem mi? Menon – Ne demek istiyorsun? Sokrates – Bunu başka türlü söyleyeyim. Isǚ tersen daire örneğini alalım. Bunun için ben bir şekildir diyeceğim. Sadece şekil demeyeceğim.

Çünkü daireden başka şekiller de vardır. Menon – Böyle söylemen doğrudur. Ben de adaletten başka erdemler de bulunduğunu kabul ediyorum. Sokrates – Odžyleyse söyle bakalım, bunlar nelerdir? Sen de bana başka hangi şekiller vardır, diye sorsaydın söylerdim. Menon – Mesela cesurluk, sonra ölçülülük, bilgelik, iyi yüreklilik, daha sana böyle birçok erdem sayabilirim. Sokrates – Işǚ te gene deminki halimize düştük! Tek bir erdem ararken, karşımıza birçok erdemler çıktı. Yalnız bu sefer başka yoldan gittik. Oysa ki erdemlerin temelinde bulunan o tek erdemin ne olduğunu bir türlü bulamıyoruz. Menon – Doğrusunu istersen, Sokrates, senin aradığın, o bütün erdemleri kavrayan tek erdemin ne olduğunu, öteki örneklerde olduğu gibi açıkça kavrayamadım. Sokrates – Buna hiç şaşmamalı. Ilǚ erleyebilmemiz için elimden geldiği kadar çalışacağım. Metodumun her şeye uygulandığını anlıyorsun herhalde. Diyelim ki biri sana demin olduğu gibi: “Menon, daire nedir?” diye sorsun. Buna sen “şekil” diye cevap veriyorsun. O da, tıpkı benim gibi, “Daire şekil midir, yoksa bir şekil midir?” diye soruyor.

Şüphesiz “bir şekil” dersin. Menon – Şüphesiz.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir