Richard Dawkins – Tanrı Yanılgısı

‘Oh, bütün hayatımız boyunca inancın erdemi, ruhlar ve batıl inançlarla doldurulduktan sonra, gerçekler için, çınlayan bir trompet gümlenıesi gibi olan bu kitabı okumak, çok tazeleyici. Sanki bize nefes veriyor’ ‘Tanrı Yanılgısı, usta DawkinYm bütün berraklığı ve zerafeti ile yazılmış. Çok iyi, aslında yetişkinler olduğu kadar çocuklar da bu kitabı okumayı hakediyor. Bütün okul kütüphanelerinde olmalı. Özellikle de “inançlı’’ okullarda’ ‘İnanmayanlar olarak ortaya çıkmak isteyen, ama buna cesaret etmeye emin olamayanlar için bir savaş narası! Michacl Fravıı ‘Muhteşem bir kitap… keyifli, zarif, dürüst, sevimli ve sıklıkla çok eğlenceli …kitap boyunca, neşelendirici bir genişlikte bulunan kaynaklar ve berrak düşünceler ile bilgilendiriyor’ ‘Richard Dawkins, hu ülkedeki, süregelen din takıntısından yoksun olan, inanmayan muazzam kitleye güç veriyor.’ Saderson. Milli Laiklik .Topluluğu ‘Bu kitaba yeni binyılın kitabı olarak bakıyorum, böylelikle doğaüstü gücün hakimiyetindeki hayatlarımızı serbest bırakabiliriz’ ‘ Tutkuyla savunulmuş bir kitap. Dawkins, din adamları tarafından ileri sürülen bütün aptalca tutarsızlıkları defediyor’ John Cornwell Sunday Timesi zamanımıza daha fazla uyamazdı. Dawkins bu tutkulu yeni kitabında, tezlerini sergilemek için tüm gücünü ortaya koyuyor… canlı ve oldukça okunakh’ ‘Şu ana kadar okuduğum, dine yapılmış en mantıklı ve yıkıcı suçlama. Datvkins’in ortaya koyduğu durum daha açık olama/dı: Tanrı hir hayal, dinlerin hepsi bir yanılgı1 Harrv Ritchie. Mail on Sundav ‘Tanrı Yanılgısı durdurulamaz hir hcstsellcr. Dımkins’in son kitahı hirçok kez okunmayı hukediyor, sadece Önemli bir bilimsel çalışma olarak değil, aynı zamanda büyük hir edehi çalışma olarak ta* ‘Dasvkins İngiltere’nin en meşhur ateistlerinden hiri ve Tanrı Yanılgısı*nda katı görüşlerini ustalıkla sergiliyor. Evrimi veya ateizm savını anlamak istiyorsanız Richard l)awkins*inkinden daha iyi çok az kılavuz bulabilirsiniz* ‘Parıldıyor, etkili konuşuyor, coşkulu .


Tanrı Yanılgısı güzel ve önemli bir kitap… I)u\vkins’in saygısız ve keskin çalışması taze bir nefes gibi gelecek* San Francisco Chronicle “Atei/m halikındaki bu tamamivle hoş tez ikna ediyor, yıldırıyor, inandırıyor ve göz kamaştırıyor . Kir kışını ile aynı fikirde olmamak zor, bir kısmı ise sizi kızdıracak. Gerçekten mükemmel’ Sunday Times, Perth Irish Times “İliç şüphesiz İngiliz dilinde eser veren yaşayan eıı m yazarlardan birisi” “Tanrı Yanılgısı akıllıca, sevecen ve gerçek . Eğer bu kitap işe yaramazsa işimiz çok zor” Penn & Teller değiştirecek bir yapıt* “Bıı kitap diğerleri arasında en favori kitabım. Umarım inançlarını sorgulayabilecek kadar güvenli ve akıllı kişiler bu kitabı okuyabilecek kadar büyük ve sağlam olurlar. Kahramanca ve hayatı ‘Espritüel. bilgili ve çok anlaşılır bir polemik1 ‘Bu çok cesur ve önemli bir kitap. Dini bağnazlığı, ait olduğu, tarihin çöplüğüne göndereceğini ummak ise fazla olur’ ‘Richard Datvkins’in “Tanrı Yanılgısı’1 kitabında bir tanecik donuk sayfa yok. Berraklığına, zekasına ve doğru sözüne tezahürat yapmayı istememe neden oluyor’ C’Jaire Tornalın Sleven Pi.ııker ‘Yaşayan en iyi edebiyat dışı yazarlarından biri olan Richard Dawkiııs, en sonunda dinle ilgili düşüncelerini tamamen zarif karakterli bir kitapta birleştirdi’ Karım çocukluğunda okulundan nefret eder ve ayrılmayı dilermiş. Yıllar sonra bir gün, yirmili yaşlarında, karım bu üzücü gerçeği ailesine açıklamış ve şaşkınlığını gizleyemeyen annesi şöyle bir tepki vermiş: “Ama hayatım, bize gelip bunu neden söylemedin?” Lalla’nın o gün bu soruya verdiği yanıt, kitabımın şu anki konusudur: “Söyleyebileceğimi bilmiyordum.” Söyleyebileceğimi bilmiyordum. Etrafta şu ya da bu dinin öğretileriyle yetiştirilmiş olan, içinde mutsuz olan, bunlara inanmayan veya din adıyla yapılan birsürü kötülükten endişe eden, ailelerinin dinini bırakmak için belirsiz arzular duyan ve bunu yapabilmeyi dileyen ama terketmenin gerçek bir seçenek olduğunu farkedemeyen birçok kişi olduğundan şüpheleniyorum (aslında, olduğundan eminim). Eğer siz de onlardan birisiyseııiz, bu kitap sizin için. Bilinci arttırmayı amaçlar; bir ateist olmanın gerçekçi, cesur ve görkemli bir istek olduğu konusunda bilinci arttırmayı. Mutlu olan, dengeli, ahlaklı ve mantığa dayalı fikirlerle tatmin olmuş bir ateist olabilirsiniz.

Bu, bilinçlendirici mesajlarımın ilkidir. Ayrıca, bilinci arttırmayı, birazdan değineceğimiz üç farklı yolla da yapmak istiyorum. 2006 yılının Ocak ayında, bir İngiliz televizyon kanalında (Kanal Dört) Bütün Kötülüklerin Kaynağı mı? isimli iki bölümlük bir belgesel sundum. Başlangıçta belgeselin adından pek hoşlanmamış tım. Hiçbir şey tek başına bütün herşeyin kaynağı olamayacağı için din tüm kötülüklerin kaynağı değildir. Fakat Kanal Dört’ün ulusal gazetelerin sayfalarına verdiği reklâmdan çok hoşlandım. Reklamda Manhattan’ın siluetinin üzerinde ‘Dinin olmadığı bir dünya hayal edin’ başlığı atılmıştı. Peki, bağlantı neydi? Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kuleleri çarpıcı bir biçimde yerli yerinde duruyordu. John I.ennon ile birlikte dinin olmadığı bir dünya hayal edin. İntihar bombacılarının, 9/11’in 1 2 , 7/7’nin 2 , Haçlı Seferleri’nin, cadı avlarının, Barut Komplosunun 3 , Hintliler ile PakistanlIların ayrılmalarının, İsrailFilistin savaşlarının, SırpHırvatMüslüman katliamlarının, ‘İsa katilleri’ yakıştırmasıyla Yahudilere yapılan eziyetin, Kuzey İrlanda ‘sorunlarının’, ‘namus cinayetlerinin’, saf insanların paralarını ellerinden alarak onları soyup soğana çeviren parlak takım elbiseli, kabarık saçlı televaııjelistlerin’ olmadığını hayal edin. (‘Tanrı canınız yanana kadar vermenizi istiyor.’) Antik heykelleri yıkıp yok eden Taliban’ın olmadığı, kafirlerin halk içinde kafalarının kesilmediği, kadınların vücutlarının, birkaç santimetresini gösterdikleri için kırbaçlanmadığı bir dünya hayal edin. Meslektaşım Desmond Morris, John Lennon’m bu muhteşem şarkısındaki sansürlenen cümlenin (ve dinin de olmadığı) Amerika’daki konserlerde zaman zaman kullanıldığını tesadüfen anlattı. Hatta şarkının yorumlarından biri, bu cümleyi, ‘ve hiçbir dinin olmadığı’ şeklinde kullanacak kadar cür retkardır.

Belki de bilinemezciliğin 3 makul bir görüş olduğunu, ancak ateizmin en az dinsel inanç kadar inançsal 2 (dogmatik) olduğunu düşünüyorsunuz. Eğer öyleyse, Bölüm 2’nin sizi “Tanrı Varsayımının” kâinatla ilgili bilimsel bir varsayım (hifjnte:) olduğuna ve bunun da tıpkı diğerleri gibi kuşkucu bir bakış açısıyla analiz edilmesinin gerektiğine ikna ederek fikrinizi değiştireceğini ümit ediyorum. Belki de size felsefecilerin ve ilahiyatçıların Tanrıya inanmak için sağlam gerekçeler öne sürdükleri öğretildi. Eğer düşünceleriniz bu yöndeyse, Bölüm 3 “Tanrı’mn Varlığı Yönünde Kanıtlar” (şaşırtıcı derecede zayıflamış kanıtlar) dan hoşlanabilirsiniz. Belki de Tanrının var olması gerektiğinin çok açık olduğunu düşünüyorsunuz; aksi takdirde dünya nasıl varolabilirdi ki? Bütün zengin çeşitliliğiyle, bütün türleri acaip bir şekilde tasarlanmış gibi duran, hayatın kendisi nasıl varolabilirdi? Eğer düşünceleriniz bu satırlar boyunca uzayıp gidiyorsa, Bölüm 4 “Tanrı Neredeyse Kesin Olarak Neden Yoktur?” ile aydınlanacağınızı umuyorum. Yaşayan dünyadaki tasarım yanılsaması bir tasarımcıyı işaret etmekten ziyade, çok daha büyük bir sistem ve müthiş incelikte Darwinci doğal seçilim ile açıklanabilir. Doğal seçilim, sadece canlı dünyasını açıklamakla sınırlı kalsa da, benzer açıklayıcı ‘vinçler’ konusunda bilincimizi arttırarak kozmos’un kendisini anlamamıza yardımcı olur. “Vinçlerin” 3 gücü ve doğal seçilim, dört bilinçlendirme arttırıcımdan İkincisidir. Belki de bir veya daha çok tanrı olması gerektiğini düşünüyorsunuz çünkü insan bilimciler (antroj oiogUır ve tarihçiler inançlıların bütün insan kültürüne hâkim olduğunu belirttiler. Eğer tarihçilerin bu iddiası size inandırıcı geliyorsa, lütfen inançların neden bu kadar yaygın olduğunu açıklayan Bölüm 5 “Dinin Kökeni” konusuna bakın. Veya dinsel inancın meşru ahlaki değerleri olan insanlar olabilmemiz için gerekli olduğunu mu düşünüyorsunuz? İyi birisi olmak için Tanrıya ihtiyacımız yok mu? Bunun neden böyle olmadığını görmek için lütfen Bölüm 6 ve 7’yi okuyun. İnancınızı çoktan yitirmiş olsanız da hâlâ dinin dünya için iyi bir şey olduğunu hissettiren hassas bir noktanız mı var? Bölüm 8, sizi dinin dünya için hiç iyi bir şey olmadığı durumlar hakkında düşünmeye davet edecektir. Eğer kendinizi yetiştirildiğiniz dinin içinde kapana kısılmış hissediyorsanız, bunun nasıl meydana geldiğini kendinize sormaya değerdir. Yanıt, genelde çocuklukta uğranılan bir çeşit beyin yıkanmasıdır. Eğer az da olsa dindarsanız, büyük bir ihtimalle dininiz ailenizin dinidir.

Eğer Arkansas’ta doğup, Hıristiyanlığın doğru, İslamiyet’in yanlış bir din olduğunu düşünüyorsanız, (Afganistan’da doğmuş olsaydınız tamamen tam tersini düşüneceğinizi bilerek) çocuklukta beyninizin yıkanmasının kurbanısınız. Afganistan’da doğsaydınız beyin yıkanması aynı şekilde olacak ve düşünceler de tam ters olacaktı. Din ve çocukluk sorununun tamamı, aynı zamanda üçüncü bilinç arttırıcımı da içeren Bölüm 9’un konusudur. ‘Erkek veya kadın’ yerine yalnızca ‘erkek’, veya ‘insan’ yerine ‘adam’ ifadesini duyunca irkilen feministlerde olduğu gibi, herkesin ‘Katolik çocuk’ ya da ‘Müslüman çocuk’ gibi ifadeleri duyduğunda irkilmesini isterim. Eğer isterseniz, ‘Katolik bir ailenin çocuğundan’ bahsedebilirsiniz; ancak eğer herhangi birisinin ‘Katolik bir çocuktan’ bahsettiğini duyarsanız, onu durdurun ve kibarca çocukların ekonomik ya da siyasi meselelerde nerede duracaklarını bilmedikleri gibi bu gibi meselelerde de nerede durulacağını bilemeyecek kadar küçük olduklarını belirtin. Amacım açıkça bilinci arttırmak olduğu için, bu konudan hem burada, yani Önsöz’de, hem de Bölüm 9’da bahsettiğim için özür dilemeyeceğim. Bunu çok fazla söyleyemezsiniz. Ben tekrar söyleyeceğim. O, Müslüman bir çocuk değildir, ama Müslüman bir ailenin çocuğudur. Bu çocuk Müslüman olup olmadığını anlayamayacak kadar küçüktür. Ayrıca Hıristiyan çocuk diye bir şey de yoktur. Bölüm 1 ve 10, gerçek dünyanın muhteşemliğinin mantıklıca kavranmasını ve bunun bir din haline getirilmeden dinin tarih boyunca tekeline aldığı (ve yetersiz kaldığı) telkin edici rolü üstlenebilmesini kendi farklı yöntemleriyle açıklayarak, kitabın başını ve sonunu oluşturmaktadır. Dördüncü bilinç arttırıcım ateist onurudur. Bir ateist olmak özür dilenecek bir şey değildir. Bunun tam aksine, gurur duyulacak, insanın kendi ayaklan üzerinde ufka karşı dik durması gibi ve her zaman sağlam bir fikir özgürlüğü ve sağlıklı işleyen bir zihni işaret eden birşeydir.

Kalplerinin derinliklerinde ateist olduklarını bilen ancak bunu ailelerine ve hatta bazı durumlarda kendilerine dahi itiraf edemeyen birçok kişi vardır. Bunun sebebi kısmen de olsa, ateist kelimesinin ısrarla çok kötü ve korkutucu bir etiket haline getirilmiş

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir