Michael Löwy, Gerard Dumenil, Emmanuel Renault – Marksizmin 100 Kavramı

Sağlığında terimi reddetmiş olsa da, Marksizm öncelikle Marx’ın (1818-1883) düşüncesidir; sözcüğün gerçek anlamında olağanüstü zenginlikte, sürekli evrimleşen ve sonunda tamamlanmamış halde bırakılan bir düşünce. [1] Ancak, Marx’ın Marksizme kattıkları, Engels’in (1820-1895) kattıklarından ayrılamaz. Marx’ın, Alman İdeolojisi (1845-1846) ve Komünist Parti Manifestosu (1848) gibi ünlü eserleri birlikte yazdığı; Marx’ın ölümünden sonra Kapital’in ikinci ve üçüncü cildini yayınlayan kişidir Engels. Ölümlerinden sonra fikirleri, kendilerini onların takipçisi olarak gören düşünürler ve siyasi akımlar tarafından çok farklı doğrultularda geliştirilmiştir. İşte bugün “Marksizm” olarak adlandırılan şey, bu katkıların tamamıdır. Bu adlandırma sık sık tartışmalara konu olur: Şu ya da bu analizi veya konumlanışı Marksist kabul etmek doğru mudur? Şunun ya da bunun kendisini Marksist ilan etmesi meşru mudur? “Kimin Marksist olduğu”na ya da kimin Marksist olmadığına karar vermek, bizim işimiz değildir! Bizim amacımız, ne Marksist sözcük dağarcığını sistemleştirmek, ne de “siyaseten” doğru ya da “bilimsel olarak” güvenilir bir sürümünü sunmaktır. Amacımız, Marksizmin en önemli kavramları için bir giriş önermektir. [2] Öyleyse, burada konu edilenin “Marksizm”den çok “Marksizmler” (Lukács’tan Antonio Gramsci’ye, Henri Lefebvre’den Theodor W. Adorno’ya, Walter Benjamin’den Ernesto Che Guevara’ya) olduğunu belirtelim. Çeşitliliğin kaynağı, işçi hareketleri ve antikapitalist mücadeleler tarihine dayanır. Marx I. Enternasyonal’in (1864’te kuruldu) liderlerinden biriydi ve eseri daha o zamandan II. Enternasyonal’in (1889’da özellikle Engels’in girişimiyle kuruldu) temel referansını oluşturuyordu. Rusya’da Bolşevik Devrimi’nin zaferi (1917), yeni bir dönem başlattı. Bileşenlerinin her biri kendisini Marx’ın devamı addetse de, işçi hareketi yeniden bölündü.


Sonuçta, “MarksizmLeninizm” adını alan ve Marksist titizliğin Stalin’in demir yumruğuyla baskı aracına dönüştüğü, bir doktrinler bütünü ortaya çıktı. Beğenilsin ya da beğenilmesin, tarihsel anlamı ne olursa olsun, bu da Marksizmlerden biridir. Fakat buna paralel olarak, bu rejime muhalefet edenlerin, özellikle Troçki figürü arkasındakilerin eleştirisi de gelişiyordu. Daha sonra 1949’da devrim Çin’de başarıya ulaştı ve “Çin-Sovyet çatışması” yeni yollar açarak yeni yorumlar çıkardı. 1976’da Mao Zedong’un ölümünden sonra reformlar ve ardından, bugünkü yönelişlerin bulanıklığı geldi. Bu arada Küba Devrimi, Afrika’daki farklı sosyalist deneyimler ve Üçüncü Dünyacı hareketler, Marksizmi kuranların Marksizminin Avrupa merkezciliğini kırmayı başardı ve kökten yenilikleri tetikledi. Marksizmlerin çeşitliliği, toplumlar kuramı olarak Marksizmin çok yönlülüğüne de işaret eder. Filozoflar, siyaset bilimciler, sosyologlar, tarihçiler, iktisatçılar… Hepsi Marksizmde araştırmalarını besleyecek malzeme buluyorlar. Bu farklı alanlarda Marksizmden ilham alan entelektüeller için, Marksizm adına tesis edilmiş rejimlerin kurumsallaştırdığı Marksizmlerle ilişki her zaman zor oldu; biat, kuşku ve itiraz arasında yürüdü, ama ilişki hiç kesilmedi. Kitaptaki maddelerin çoğu, ele alınan kavramların tartışmalarda nasıl seferber edildiğini göstererek, bunların siyasal, ekonomik ve felsefi yönlerinin iç içeliğini ortaya koymaya çalışıyor. Bununla birlikte, Marx ve Engels’in bazı yazılarının teknik özelliği dikkate alındığında, bazen bir maddenin salt bilimsel bir yaklaşıma öncelik tanıdığı da olmuştur. Daha felsefi kavramlar Emmanuel Renault, daha iktisadi kavramlar Gérard Duménil ve daha siyasi kavramlar Michael Löwy tarafından işlenmiştir. Marksizmlerin mirası ve çağdaş Marksizmin farklı biçimleri, önemli kişileriyle, dergi ve kitaplarıyla, kongre ve konferanslarıyla, ulusal okulları ve uluslararası tartışmalarıyla, bu kitabın tam merkezindedir. Bu miras, kapitalist düzene karşı radikal mücadelelerin büyük bölümüne, çeşitli ölçülerde ve biçimlerde ilham vermektedir. “Que Sais-je?” dizisi içinde bu kitabın yayınlanması 2007’de kapitalizmin girmiş olduğu yeni büyük kriz ortamında Marx’ın düşüncesine yönelik ilginin dirilişiyle çakıştığından, bu maddelerin, okuyucuları geleneğin büyük eserlerine ve Marksizmin güncel görüşlerine başvurmaya sevk edeceğini umuyoruz.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir