Bu tehlikeli bir kitap. Bu kitabı yazdım çünkü ihtiyaç duyulduğuna inanıyorum. Etkisinin iyileştirici olacağına inanıyorum. Ancak kitabı yazarken endişe de duydum. Kitabın kötülük potansiyeli var. Bazı okuyucuların acı duymasına neden olabilir. Daha da kötüsü, bazıları bu bilgiyi başka insanlara zarar vermek için kullanabilirler. Düşünce ve dürüstlüğüne saygı duyduğum bazı okuyucularıma sordum: “Kötülük hakkındaki bu kitabın kendisi kötü mü?” “Hayır” dediler. Yine de, kitabın neden olabileceği zarardan dolayı okuyucularımdan ve toplumdan özür diliyor, özenle okumanızı rica ediyorum. Özenin anlamlarından biri sevgidir. Eğer yazılanların acı verdiğini düşünürseniz, kendinize nazik ve sevecen olun. Lütfen kötü olduğunu anladığınız komşularınıza da nazik ve sevecen olun. Özenli olun -hem de çok özenli. Kötülüğü iyileştirmeyi ümit edebilmek için ona doğrudan bakabilmeliyiz. Göreceğimiz hoş bir manzara değildir. Pek çok okuyucum, daha önceki kitabım “Az Seçilen Yol”un hoş bir kitap olduğunu düşündü. Bu hoş bir kitap değil. Bu kitap bizim karanlık yönümüz ve daha da çok toplumumuzun kötü bireyleri hakkında. Onlar hoş insanlar değiller. Ancak onlar hakkında bir yargıya varmak gerekir. Bu kitabın tezi bu insanların -genel olarak kötülükle beraber- bilimsel olarak çalışılmaları gerektiğidir. Soyut bir şekilde değil. Sadece felsefi olarak da değil. Ama bilimsel olarak. Bunu yapabilmek için kararlara varmaya istekli olmalıyız. Bu kararların tehlikeleri, kitabın son bölümünün başında ele alınacaktır. Ancak şimdilik şunu aklınızda tutmanızı isteyeceğim: Böyle kararlara emin bir şekilde varabilmek için önce kendimizi yargılamaya ve iyileştirmeye başlamalıyız. Kötülüğü iyileştirmek için vereceğimiz mücadeleye kendimizden başlamalıyız. En büyük silahımız doğruluk olacak. Pek çok nedenle bu kitabı yazmak zor oldu. Bu nedenlerden en önemlisi, kitabın her zaman gelişim sürecinde olması. Kötülük hakkında her şeyi öğrenmiş değilim, hala öğreniyorum. Aslında öğrenmeye daha yeni başladım. Bölümlerden birinin adı “Kötülüğün Psikolojisine Doğru” çünkü kötülük hakkında, psikolojinin alanı sayılacak kadar bilimsel bilgimiz yok. O yüzden başka bir uyarıda daha bulunmama izin verin: Burada yazılan hiçbir şeyi, bu konuda yazılmış son söz olarak görmeyin. Aslında, bu kitabın amacı bu konunun ne kadar ihmal edildiğini göstermek. Bu kitapta verdiğim vakaların hikayelerinin detaylarında çeşitli değişiklikler yaptım. Psikoterapi ve bilimin temel taşları dürüstlük ve kesinliktir. Yine de, bazen değerler birbirleriyle çelişir ve gizliliğin korunması bu kitapta öncelikli öneme sahiptir. Dolayısıyla, her şeyin en doğrusunu isteyenler verilerimi güvenilmez bulabilirler. Öte yandan, tarif ettiğim kişilik kalıplarına uyan insanlar size tanıdık gelebilir. Bunun nedeni, vakalarda yaptığım değişikliklerin insan dinamiklerinin aslını değiştirmemesidir. Kitap bu dinamiklerin genelliği ve insanlar tarafından daha iyi kavranılması ve anlaşılması için yazıldı. Verdikleri destek için teşekkür edilmesi gereken insanların listesinin uzunluğu böyle bir listenin verilmesini güçleştiriyor ama aşağıdaki isimler belirtilmeyi özellikle hak ediyorlar: Beş yıl boyunca, kelime işlemci olmadan, sonu gelmeyen müsveddelerimi yazan sadık sekreterim Anne Pratt; babalarının işkolik- liğinden çok çeken çocuklarım Belinda, Julia ve Christopher; insanın kötülüğü gerçeğiyle karşılaşmam için cesaret veren meslektaşlarım, özellikle bu çalışmayı adadığım eşim Lily ve sevgili ateist dostum Richard Slone; bu kitaba ihtiyaç duyulduğuna tüm kalbiyle inanarak beni teşvik eden editörüm Erwin Glikes; kendilerini deneysel terapime teslim ederek bir bakıma benim öğretmenlerim olan hastalarım ve son olarak insan kötülüğü konusunda benim için çağın en büyük (araştırmacıları) ve yol göstericileri olan Erich Fromn ve Malachi Martin.
M. Scott Peck – Kötülüğün Psikolojisi
PDF Kitap İndir |