Stephen W. Hawking – Kara Delikler ve Bebek Evrenler 1993

(Arka Kapak) Kara Delikler ve Bebek Evrenler Stephen Hawking´in Zamanın Kısa Tarihi´nden sonra hazırladığı ikinci popüler yapıƨ. Ekim 1993´te Amerika´da yayımlanan yapıt yazarın ilk yapıƨ kadar ilgi gördü. Stephen Hawking “Ben evrenin bilinmez ve anlaşılmaz bir şey, insanın sezgileri olabileceği fakat hiçbir zaman tam olarak analiz edemeyeceği veya kavrayamayacağı bir şey olduğu görüşüne kaƨlmıyorum. Bu görüşün hemen hemen dört yüz yıl önce Galile taraķndan başlaƨlan ve Newton taraķndan devam eƫrilen bilimsel devrime karşı haksızlık eƫğini düşünüyorum. Onlar evrenin en azından bazı alanlarının, gelişigüzel şekilde davranmadıklarını kesin matematiksel yasalar tarafından yönetildiklerini gösterdiler. O zamandan beri geçen yıllar içinde Galile ve Newton´un çalışmalarını evrenin hemen hemen her alanına uzatmış bulunuyoruz” diyor. Bu kitapta 1976 ile 1992 yılları arasında yazdığım bazı yazılar yer almaktadır. Bunlar arasında otobiyografik yazılardan bilim ve evren hakkındaki heyecanımı açıklama girişimi niteliğindeki yazılara kadar değişik yazılar var. Kitap kaƨldığım Desert Island Disks programının metni ile sona ermektedir. Bu İngiltere’ye özgü bir programdır. Konuğa ıssız bir adada yalnız kalmış olduğunu düşünmesi ve kurtarılana dek dinleyerek zaman geçirebileceği sekiz plağı seçmesi söyleniyor. Neyse ki ben uygarlığa geri dönene kadar fazla beklemek zorunda kalmadım. Yazılar on alƨ yıllık bir dönem içinde yazılmış oldukları için yıllar içinde artmış olduğunu umduğum bilgimin o zamanki durumunu yansıƨyorlar. Bu nedenle her yazının tarihini ve hangi nedenle yazılmış olduğunu belirƫm. Her biri kendi başına bir bütün olduğundan kaçınılmaz olarak belli miktarda tekrar var.


Tekrarları azaltmaya çalıştım, fakat bazıları kaldı. Bu kitaptaki bazı yazılar konuşmalar için hazırlanmışlardı. Sesim o kadar kötüleşmişƟ ki, konuşmaları ve seminerleri genellikle beni anlayabilen veya yazdığım metni okuyan bir araşƨrma öğrencim yardımıyla gerçekleşƟriyordum. Ancak 1985 yılında konuşma gücümü tümden yok eden bir ameliyat geçirdim. Bir süre için hiçbir ileƟşim aracım olmadı. Sonunda bana bir bilgisayar sistemi ve çok iyi bir konuşma sentezcisi sağlandı. Şaşırƨcı bir şekilde büyük dinleyici gruplarına seslenen başarılı bir konuşmacı olabileceğimi gördüm. Bilimde açıklamalarda bulunmak ve sorulan yanıtlamaktan zevk alıyorum. Bunu nasıl daha iyi yapabileceğim konusunda öğreneceğim çok şey olduğuna eminim, fakat ilerlediğimi umuyorum. Bu sayfaları okuyarak siz de ilerlemiş olup olmadığım konusunda değerlendirmede bulunabilirsiniz. Ben evrenin bilinmez ve anlaşılmaz bir şey, insanın sezgileri olabileceği fakat hiçbir zaman tam olarak analiz edemeyeceği veya kavrayamayacağı bir şey olduğu görüşüne kaƨlmıyorum. Bu görüşün hemen hemen dört yüz yıl önce Galile taraķndan başlaƨlan ve Newton taraķndan devam eƫrilen bilimsel devrime karşı haksızlık eƫğini düşünüyorum. Onlar evrenin en azından bazı alanlarının, gelişigüzel şekilde davranmadıklarını kesin matemaƟksel yasalar taraķndan yöneƟldiklerini gösterdiler. O zamandan beri geçen yıllar içinde Galile ve Newton’un çalışmalarını evrenin hemen hemen her alanına uzatmış bulunuyoruz. Şimdi normal yaşamda karşılaşƨğımız her şeyi yöneten matemaƟksel yasalara sahibiz.

Şimdi parçacıkları çarpışƨkları zaman ne olacağını bilmediğimiz kadar yüksek enerjilerde hızlandırmak üzere dev makineler inşa etmek için milyarlarca dolar harcamamız başarımızın bir ölçüsüdür. Bu çok yüksek parçacık enerjileri yeryüzünde normal durumlarda oluşmaz, bu yüzden onları incelemek için büyük paralar harcamak akademik veya gereksiz görünebilir. Fakat bu yüksek parçacık enerjilerinin evrenin başlangıç aşamalarında var olmuş oldukları anlaşılmaktadır, bu yüzden kendimizin ve evrenin nasıl başladığını anlamak için bu enerjilerde ne olduğunu araştırmalıyız. Hâlâ Evren hakkında bilmediğimiz veya anlamadığımız çok şey var. Özellikle son yüzyılda gerçekleşƟrmiş olduğumuz büyük ilerlemeler tam bir anlayışın gücümüzün ötesinde olmadığına inanma konusunda bizi cesaretlendirmelidir. Sonsuza kadar karanlıkta el yordamıyla yürümek zorunda olmayabiliriz. Evrenin tam bir teorisini ortaya koyabiliriz. O durumda aslında Evrenin Efendileri oluruz. Bu kitaptaki bilimsel yazılar evrenin şimdi kısmen kavrayabileceğimiz ve fazla uzak olmayan bir gelecekte tam olarak anlayabileceğimiz bir düzenle yöneƟldiği inancıyla yazılmışlardır. Bu umudun yalnızca bir serap olması, en temel teori niteliğinde bir teori olmaması, varsa da bizim onu bulamamamız söz konusu olabilir. Fakat insan zihninden umutsuz olmaktansa tam bir anlayış için uğraşmanın daha iyi olduğu kesindir. Stephen Hawking 31 Mart 1993 Çocukluk Bu yazı ve bundan sonra gelen yazı Eylül 1987’de Uluslararası Motor Nöron Hastalığı Derneği’nde yapƨğım bir konuşmaya dayanmaktadır ve Ağustos 1991’de yazılmış yazılarla birleştirilmiştir. Ben Galile’nin ölümünden tam olarak 300 yıl sonra, 8 Ocak 1942’de doğdum. Ancak tahminimce o gün iki yüz bin başka bebek de doğdu. Onlardan herhangi birinin daha sonraları astronomiyle ilgilenip ilgilenmediğini bilmiyorum.

Ailem Londra’da oturuyordu ama ben Oxford’da doğdum. Bunun nedeni Oxford’un İkinci Dünya Savaşı sırasında doğmak için güvenli bir yer olmasıdır. Almanlar, İngiltere’nin Heidelberg ve Goeƫngen’i bombalamaması karşılığında Oxford ve Cambridge’i bombalamama konusunda bir anlaşma yapmışlardı. Ne yazık ki bu tür uygarca düzenlemeler daha fazla şehri kapsayacak şekilde genişletilememiştir. Babam Yorkshire’lıdır. Onun babası, benin büyük babam varlıklı bir çiŌçiydi. Çok fazla çiŌlik saƨn almış ve bu yüzyılın başındaki tarımsal depresyon sırasında iflas etmişƟ. Bu durum babamın ailesini çok kötü duruma sokmuşsa da onu ƨp eğiƟmi aldığı Oxford’a göndermeyi başarmışlardı. Babam daha sonra tropik ƨpta araşƨrma çalışmasına başladı. 1935 yılında Doğu Afrika’ya gitti. Savaş başladığında gönüllü olarak askeri hizmete katılmak için İngiltere’ye gidecek bir gemi bulmak üzere Afrika’da bir kara yolculuğu yapƨ. Ancak ona ƨbbi araşƨrmada daha değerli olduğu söylendi. Annem Glasgow’da, bir aile doktorunun yedi çocuğundan ikincisi olarak doğmuştu. On iki yaşına geldiğinde aile güneye Devon’a taşındı. Babamın ailesi gibi durumları kötüydü.

Ancak onlar da annemi Oxford’a göndermeyi başarmışlardı. Oxford’dan sonra annem sevmediği Vergi Denetmenliği de dahil olmak üzere çeşitli işlerde çalışƨ. Bir sekreter olmak üzere bu işten çıkƨ. Bu onun savaşın ilk yıllarında babamla tanışmasını sağladı. Biz kuzey Londra’da Highgate’de oturuyorduk. Büyük kız kardeşim Mary benden on sekiz ay sonra doğmuştu. Bana onun doğumunu iyi karşılamadığım söylendi. Bütün çocukluğumuz boyunca aramızda az yaş farkıyla beslenen belli bir gerilim vardı. Ancak yeƟşkinlik dönemimizde farklı yollarda ilerlerken bu gerilim ortadan kayboldu. O babamın hoşuna giden bir şekilde doktor oldu. Küçük kız kardeşim Philippa ben yaklaşık beş yaşındayken doğdu ve neler olup biƫğini anlayabiliyordum. Üçümüz oyun oynayabilmemiz için onun gelişini iple çekƟğimi anımsıyorum. O çok hareketli ve kavrayışlı bir çocuktu, düşünüş tarzı ve fikirlerine her zaman saygı duyardım. Küçük erkek kardeşim Edward çok daha sonraları ben on dört yaşındayken doğdu bu yüzden pek çocukluk dönemime girmedi. Akademik ve entelektüel olmayışıyla diğer üç çocuktan çok farklıydı.

Bu büyük olasılıkla bizim için iyi bir durumdu. Oldukça zor bir çocuktu, fakat onu sevmekten kendinizi alamazdınız.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

Yorum Ekle