Isaac Deutscher – Troçki #1 – Silahlı Sosyalist

Rus Devriminin liderleri üzerine üçlü bir biyografi hazırlamayı tasarladığım zaman Troçki’nin hayatını baştan sona kadar yazmak niyetinde değildim; sürgündeki hayatını ele almak istiyordum yalnızca. Son yılları ve hayatının dramatik sonu benim hayalimi, ilk yıllarından ve hareketli siyasi mücadelelerinden daha çok gıcıklıyordu. Ama, sonradan düşünmeye başladım: eski yılları anlatılmayacak olursa sürgün yılları hiç anlaşılamıyaeaktı. Elime ilk olarak geçen tarih malzemesini ve biyografi kaynaklarını inceledikçe Troçki’nin son yıllarında başına gelenlerin köklerini eski siyasi hayatında, dahası, çok önceki aşamalarda açık olarak görmeye başladım. Bu yüzden Troçki’yi iki ayrı, ama birbirinin devamı, iki cilt ahalinde yazmaya karar verdim: bunlardan birinin adı The Prophet Armed, ikincisinin adı The Prophet Unarmed olacaktı. İlki, alışılagelen deyimiyle, “yükselişini”, ikincisi “çöküşünü” gösterecekti. Ama bir insanın iktidara yükselişini her zaman hayatının en yüksek noktası, iktidardan düşüşünü de çöküşü saymadığım için bu beylik deyimleri kullanmaktan kaçındım. Kitapların adlarını Makyavel’in V’inci sayfadaki parçasından aldım. Elinizdeki kitap bu parçada söylenen sözün doğru olduğunu gösterecektir; ama, aynı görüşün biraz da alaylı bir yorumu olacaktır. Makyavel’in, “bütün silâhlı peygamberler yenmişler, silâhsızlar yenilmişlerdir” sözü elbet doğru. Ama önemli olan, silâhlı peygamber ile silâhsızı, yenen ile yenileni ayıran sınırın her zaman Prens yazarının düşündüğü kadar kesin olup olmadığı. Bu kitapta, önce Troçki’nin, çağımızın en büyük devriminde silâhsız olarak nasıl yendiğini göreceğiz. Sonra önümüze, silâhlı, zaferi kazanmış, zırhının altmdu ezilen bir komutan çıkacak… iktidarının zirvesinde bulunduğu bu dönemi anlatan bölümün başlığı “Zaferde Yenilgi” olacaktır. Silâhsız peygamber’de her yenilgide giiçlü bir zafer unsurunun bulunup bulunmadığı araştırılacaktır. Troçki’nin Rus Devrimindeki rolü konusunda yazdıklarım birçok kimseleri şaşırtacaktır.


Çünkü, Stalinizmin güçlü propaganda makinesi, Troçki’nin adını devrim tarihinden silmek, ya da adını hâine çıkarmak için aşağı yukarı otuz yıldanberi durmadan çalışmaktadır. Bugünkü Sovyet kuşağı için —ve birçok kimseler için de— Troçki’nin hayat hikâyesi, bir büyük adam cesedinin saklı olduğu ve bu adama ait başarıların altın harflerle yazılı bulunduğu eski Mısırlılardan kalma bir mezardır; ama mezar hırsızları ve gulyabaniler mezarı soyup sovana çevirmişlerdir. içi tamtakırdır. Tarihteki başarılarından en ufak bir iz kalmamıştır. Mezar hırsızları işlerini bugün için o kadar iyi başarmışlardır ki bağımsız Batılı tarihçiler ve bilginler bile ister istemez bu görüşlerin etkisinde kalmışlardır. Bütün bunlara rağmen Troçki’nin hayatından kalan izler bugün hâlâ dokunulmamış şekilde ortada; çoğu unutulmuş olan cilt cilt eserlerinde; kendi arşivlerinde; birçok dostlarının ve düşmanlarının anılarında; İhtilâlden önce, ihtilâl sırasında ve sonrasında yayımlanmış olan Rus dergi ve gazetelerinde; Merkez Komitesi tutanaklarında; Parti ve Sovyetler Kongrelerinin raporlarında… Genel kitaplıklarda bu belgesel kaynakların hemen hemen hepsi var. Ancak birkaçı özel kitaplıklarda bulunuyor. Bütün bu kaynakları inceledim. Araştırmalarıma katılmış ve bu kitabın yazılmasına birçok bakımlardan yardım etmiş olan karımla birlikte Kaliforniya’da, Stanford’daki Hoover Lıbrary’de ihtilâl öncesi Rusya’da çıkmış dergi ve gazete kolleksiyonunda özel bir inceleme yaptım. Bu kitaplıkta Rus ihtilâl hareketlerini inceleyen tarihçilerin bile bugüne kadar görmedikleri kaynaklara rastladım. Yine karımla birlikte Harvard Üniversitesindeki Houghtoıı Library’de bulunan Troçki Arşivlerini inceledim. Bu kolleksiyon, S.S.C.B.

dışında, Sovyet tarihi üzerinde en özgün belgelerin bulunduğu önemli tek kaynaktır (Bu kitabın sonundaki bibliyografyada arşivlerin kısa bir tanımını vereceğiz.) Bu bakımdan, Stalin ( 1 ) adlı kitabımın önsözünde olduğu gibi, burada da biyografi malzemesi kıtlığından yakınacak değilim. İki kitap arasındaki fark, ele aldığım tipler arasındaki aykırılıktan doğuyor: Troçki hayatını ve yaptığı işleri anlatmayı seven bir adamdı, Stalin ise kapalı. Troçki yabancıları bile hayatının hemen hemen her yanına serbestçe yaklaştırırdı. Kendisi de hayatını yazdı. Daha önemlisi, yayımlanmış olan kitaplarında, henüz kitap olarak yeniden basılmamış yazılarının bir kısmında, farkına varmadan bıraktığı güçlü biyografi izleri vardır. Troçki nereye gitmişse orada kimsenin şilem iyeceği ya da bozamıyacağı izler bırakmıştır. Kendisi bile birkaç kere bunları silmek istedi ama, başaramadı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir