Başbakanın davetindeydim, inanır mısınız? Topkapı Sarayı’nda veriliyor Tayyip’in partisi! Ayy, yani George’u da günahım kadar sevmem ama, ne yapayım. Fazla bir şey de söyleyemiyorum. Sonuçta işte böyle davetlerde, partilerde karşılaşıyoruz, yani aynı çevrenin insanı-yıZ- Yüz yüze baktığım adam bir yerde, ilişkileri belli bir medeniyet çerçevesinde tutmak lazım. Nihahahahıhahohoh. Geçtiğimiz hafta arkadaşlarla aramda şöyle tuhaf konuşmalar […]
Kategori: Bilim
Gülse Birsel – Yazlık
Tırsıyorum! Yerde ıslak bir bez. Yatak odasının önündeyim. İkilemim şu: Emine Hanım yatak odasını mı temizledi, salonu mu? Zira hangi taraf temizse, oraya girerken terliklerimi beze silmem gerekiyor. Aksi halde, yani altı ıslak terliklerle pis tarafa geçersem, “Çzamur yapiysun” şeklinde bir eleştiri almam kaçınılmaz! Emine Hanım Karadenizli. Bir gün bir Karadenizli oy-narsam katıksız Karadeniz şivesi […]
Gülse Birsel – Hala Ciddiyim
Müzik hayatim basladi, korkun benden! Siz bu satirlari okurken, inanmayacaksiniz ama, ben bir kayit stüdyosunda rap yapiyor olacagim! Albüm yapmiyorum, yanlis anlasilmasin. O kadar da degil. Zaten “Törkis Kazanova” adli besteyi Petek Dinçöz kapinca, ben de müzige küstüm bir manada. O, benim çikis parçam olabilirdi. Kismet. Dizim baslayacak ya, onun jenerik müziginde bir bölümü benim […]
Gülse Birsel – Gayet Ciddiyim
Hep aynı soru… “O metinleri siz mi yazıyorsunuz?” Artık cevaplamaktan bıktım. Kimi de abartıyor. Olumlu cevap aldıktan sonra bir kez daha kontrol etme ihtiyacı hissediyor: “Gerçekten mi? Hepsini mi?” Çoğu insana göre bir kadının mizah yazması sıfıra yakın ihtimal. Onlar da diğer ihtimalleri sıralıyorlar: “Bu programın metinleri tercüme mi? Bir yazar ekibiniz mi var?” hatta […]
Guy Debord – Gösteri Toplumu
Gösteri Toplumu ilk olarak, Kasım 1967’de Paris’te Buchet-Chastel yayınevi tarafından yayımlandı. 1968 olayları kitabın tanınmasını sağladı. Tek bir kelimesini bile değiştirmediğim kitabın, yeni baskıları 1971 yılından itibaren Champ Libre yayınevi tarafından yapıldı; bu yayınevi, editörü Gerard Lebovici’nin 1984 yılında öldürülmesinden sonra Gerard Lebovici adını aldı. Yeni baskılar 1991 yılına kadar düzenli bir şekilde bu yayınevinde […]
Gündüz Vassaf – Cehenneme övgü
Gece, düzen güçleri uykudadır. Bürokrasi, askeriye, okullar, polis, kısacası yaşamımızı düzenleyen tüm güçler uykudadır; sokakta devriye gezen nöbetçi polis dışında. Askerler de hepimizden önce yatağa girerler. Dünyanın bu en baskıcı kurumunun mensupları, en erken yatanlardır aynı zamanda. Aslında, tüm totaliter kurumlarda, daha doğrusu, tüm kurumlarda (tüm kurumlar totaliter değil midir zaten?) insan her zaman erken […]
Gulbenkian Komisyonu – Sosyal Bilimleri Açın
CALOUSTE GULBENKİAN VAKFI, 1980’lerin ikinci yarısında, Portekiz ulusunun yirmi birinci yüzyılın başlarında nasıl bir biçim alacağı ya da alabileceği konusunda çok önemli düşünceler üreten, sonradan aldığı adla “Portekiz 2000” projesinin ilk ve verimli bir aşaması olarak, temel çerçeve ile belli başlı sorunları ele alan bir dizi tartışmayı destekledi. Bu düşünceler ve incelemeler Portekizce olarak, “Önümüzdeki […]
Göran Therborn – Dünya Bir Kılavuz
Çoğumuz yeryüzüne acemiyiz. Kendi ülkelerimize; Afrika olsun Avrupa olsun, Latin Amerika olsun Kuzey Amerika ya da Asya’nın bir bölümü olsun kendi bölgemize daha aşinayız; ama kıtaların tamamına aşina olmamız ender rastlanan bir durum. Hepimiz 21. yüzyılın, en azından bir tek şey vaat eden, geçen yüzyıldan çok farklı olacağını ileri süren bir yüzyılın da acemileriyiz. O […]
Gottfried Wilhelm Leibniz – Metafizik Üzerine Konuşma
Almanya yakın zamanlara kadar bütünleşememiş bir ülke olmanın, ulusal birimlerin oluştuğu bir dönemde ulusal bir birlik oluşturamamanın sıkıntısını çekecektir. Luther’in öncülüğünde gelişen Reform devinimi böylesi bir bütünlüğün kurulabilmesi yolunda bir adım değil miydi? Leibniz bu konuda şöyle düşünür: “Büyük Reform Batı’da çok şeyin durumunu büyük ölçüde değiştirdi ve bir bölünme getirdi; bu bölünmeyle köken olarak […]
Giovanni Scognamillo – İstanbul Gizemleri
Yüzyıllardan beri İstanbul hakkında pek çok şey yazıldı. İstanbul’lu olan ve olmayanlar yazdı, İstanbul’u bilen ve bilmeyenler, İstanbul’u yaşayan ve yaşamayanlar, içinde bulunanlar ve gelip geçenler yazdı. İstanbul’u Batılılar ve Doğulular yazdı, tüm değişik adları ile, heyecanla, merak, ilgi ve sevgi ile, şaşırarak, bazen bozularak İstanbul yazıldı, yazılıyor ve hiç durmaksızın yazılacak, anlatılacak ve araştırılacaktır, […]
Georges Politzer – Felsefenin Temel İlkeleri
“FELSEFE”, işte öyle bir sözcük ki, her şeyden önce, emekçilerin pek çoğunda hiç de güven uyandırmaz. Emekçiler der ki, filozof, ayakları yere basmayan kimsedir. Yiğit insanları “felsefe yapmaya” çağırmak, belki de onları ip üstünde bir cambazlık gösterisine çağırmak gibi bir şeydir diye düşünürler. Bu gösteriden sonra başımız dönecek… Felsefe çok kez şöyle görünür: gerçeklikle ilgisi […]
Georges Politzer – Felsefenin Başlangıç İlkeleri
SIK SIK şöyle denir: Georges Politzer her şeyden önce Gülüştür. Meydan okumanın Gülüşü; başkaldırmanın değil, devrimcinin Gülüşü; anarşistin değil, tarihin mahkumiyet hükmünden kurtulmak için eski dünyanın güçleriyle açıkça alay eden marksistin Gülüşü. Zincirler içinde, Pucheu’nün karşısında, Gestaponun işkenceleri içinde bile, galip gelenin Gülüşü; infaz mangasının karşısında, galip gelenin Gülüşü. Georges Politzer, 1903’te doğmuştu. Macaristan’ın kuzeyindeki […]
Georges Perec – Bir Paris Semtinin Tüketilme Denemesi
Saint-Sulpice meydanında birçok şey vardır, Örneğin: bir belediye binası; bir vergi dairesi; bir karakol; birinde sigara satılan üç kafe; bir sinema; yapımında Le Vau, Gittard, Oppenord, Servandoni ve Chalgrin’ in çalıştığı, 624 ile 644 yıllan arasında Bourges piskoposu olan, aziz günü 17 Ocak’ta kutlanan, Clotaire II dönemi rahibinin adını taşıyan bir kilise; bir kitapçı; bir […]
Georges Bataille – İç Deney
“İç Deney”, Georges Bataille’ın “Erotizm” adlı yapıtından sonra Türkçe’ye çevrilen ikinci kitabı. İç Deney, Bataille’ın bir yapıtının ismi olmasına karşın, aynı zamanda onun felsefik tavrını özetlemektedir. Aslında Bataille’ın tüm yapıtlarını bir iç deneyim olarak görmek olanaklıdır. Bataille’ı okumak için, iç deneyin onun için ne anlama geldiğini açığa çıkarmak gerekir. İnsan sıradan günlük yaşamının içinde birden […]
Georges Bataille – Edebiyat ve Kötülük
Benim bağlı olduğum kuşak, doğrusu oldukça firtınalı bir dönemde yaşadı. Edebiyat dünyasına gözlerimizi açtığımızda, ortalık gerçeküstücülüğün çalkantısıyla 1 sarsılıyordu. Birinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda taşkın bir duygu egemendi ortama. Edebiyat da, kendine çizilen sınırlar içinde neredeyse boğulmak üzereydi. Adeta bir devrimin tohumlarını barındırıyordu içinde. Okuyacağınız incelemeyi gerçekleştiren insanın, şu anda olgunluk çağını sürmekte olduğunu hatırlatmak […]
André Breton – Sürrealist Manifestolar
Hayattaki -demek istediğim, gerçek hayattaki- en kırılgan şeylere dair inanç öylesine güçlüdür ki, en sonunda bu inanç kaybolup gider. Her geçen gün kaderinden daha çok hoşnutsuz olan müzmin hayalperest insanoğlu kullanmaya yöneltildiği nesneleri, kayıtsızlığının yoluna çıkardığı veya en azından şansını (ya da şans dediği şeyi!) denemeyi reddetmeyip çalışmayı kabul ettiğinden, hemen hemen her zaman kendi […]