“Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır…” Hz. Muhammed Elinizdeki bu kitabın yazılmasmdaki gaye ne Mehmet Ali Ağca’yı övmek, ne de belli bir kesimin yaptığı gibi yermek için yazılmayıp, sadece kamuoyuna son 27 yıldan beri gündemden düşmeyen ve dünyada en çok tanınanlardan birisi olan Ağca’nın gerçekte kim olduğunu gözler önüne sermek için yazılmıştır. Bu […]
Kategori: Genel
Hakan Turk – Mafya Imparatorlugu
Gayri meşru işler dünyanın her tarafında olduğu gibi ülkemizde de vardı. Fakat şu son otuz yılda organize edildikleri gibi değil, üç-beş kişinin biraraya gelerek çevirdikleri dalavereler veya küçük kaçakçılıklar yapılırdı. Ve bu tür işleri gerçekleştirenler o zaman kendilerine “Gangster” derlerdi… Halbuki onlar Amerika ve Avrupa gangsterleri yanında sütten çıkmış kaşık kadar saf ve temizdiler. Bir […]
Hakan Turk – Gucler Savasi
“Komşularından av kapmak arslanlara ayıptır. Köpeklere ise değil.” HAKANTÜRK Bundan bir yıl kadar önce Karanlıklar Prensi kitabım baskıya girmeden okuyan bazı dostlarım devamının yazılmasını istemişlerdi. Fakat araya giren diğer kitaplardan dolayı bugüne kadar ertelemek zorunda kaldım. Karanlıklar Prensi’ndeki Alp, görünüşte uluslararası bir tetikçi ve acımasız bir iş adamı olmasına rağmen, o da kendince bu ülkeyi […]
Hakan Turk – Buyuk Oyun
‘Dost köpekler bile hırlamak için bir neden bulurlar.” Tangue Fu Osmanlı devleti kurulduğundan, yıkıldığı güne kadar üzerinde her türlü sinsi oyunlar oynanarak, uzun vadeli yapılan planlar sonucunda Osmanlıyı önce budayıp, daha sonra ki yıllarda ise tarihden silenler, bugün de aynı oyunlarla Türkiye Cumhuriyetini önce parça parça küçültüp, yeterince güçsüz kaldığı anda tarihten silmek için çalışmaktadırlar. […]
Hakan Turk – Abdullah Catli Kimdir
“Ölümü dost gibi bekleyenler, daha korkusuzca savaşırlar.” HAKANTÜRK Ne acıdır ki, ülkemizde sahte kahramanlar cirit atarken, gerçek kahramanlar yok sayılmaktadır. Çünkü Türkiye’yi ve Türk insanını uzun yıllar önce yapılan ve uygulanan planlar sonucu istedikleri yere getirebilmiş olan dış güçlerin “Kültür Mühendisleri” artık eserleriyle iftihar edebilirler. Kanı on para etmezler Türk toplumunda her türlü saygı ve […]
Hakan Gunday – Ziyan
“Gazi, Dikmen sırtlarında dinleniyor. 12 şubat 1921.” Gözlerimin hizasına asılmış fotoğrafın altında böyle yazıyordu: Gazi dinleniyor… Ama dinlenmiyordu. Atatürk’ün yüzlerce fotoğrafını görmüştüm. Bu fotoğrafta, dinlenen bir adam yoktu. Böyle bir adam görmüyordum. Ben bu fotoğrafta, bizden bıktığı için gözlerini kapatan birini görüyordum. Hepimizden, her şeyden bıktığı için bize bakmaktan vazgeçmiş birini görüyordum. Kurtarmak istediği insanların […]
Hakan Gunday – Zargana
Birbirlerine bakmıyorlar. Sadece karşılarındakini taklit ediyorlar. Yan ya na duruyor ve boşluğa yumruk atıyorlar. Bileklerini havada bir hilal kadar döndürdükten sonra hayaletlerin göğüslerine vuruyorlar. Birçoğunun elleri daha birkaç saat öncesine kadar en serin kadın vücutlarında gezerken, şimdi kemikleri çeliktenmiş gibi oksijeni azottan ayırıyor. On dört erkek sesi. Yan yana dizilmiş on dört hayat. Aynı anda […]
Hakan Gunday – Pic
Insanlık, kendini öldüren ilk insan tarafından ihanete uğramıştır. Ancak sadece zamanın lehine işleyen zamanla zekâsının katili ve kurbanı olan insan, intihar etmeyi utanç verici bulmuştur. Ölümsüzlüğün, hayatta kalmaktan geçtiğini öğrendiği için varlığında yamanamaz delikler açarak kendine tecavüz etmeyi öğrenmiştir. Böylece insanlığın unutmayacağı ve tanık olabileceği en korkunç gösteri başlamıştır. Kendisini hamile bırakan insan kendisini doğurmuş […]
Hakan Gunday – Malafa
“Kozan!” Kendisini çağıranın kim olduğunu, göz kapakları yuvalarına çekilene kadar anlamadı. Tavanı gördü, sesi tanıdı. Konuşan kendisiydi. Çalan telefonuydu. “Kozan!” diye çalıyordu. Daha başka şeyler de yapabiliyordu ama o ilgilenmiyordu. Sadece piyasanın en pahalı cep telefonu olduğunu biliyor ve bu ona yetiyordu. Bir de metalik kasası, koyu renkler giydiğinde taktığı Omega Deville’in kadranına yakışıyordu. O […]
Hakan Gunday – Kinyas ve Kayra
Asansör dördüncü katta durdu. Kapısında 17 yazan daireye girdik. Tahmin ettiğim gibi evde çok az mobilya vardı. Salonun duvarları fotoğraflar ve afişlerle kaplanmıştı. Ortada, eskiciden alınmış izlenimi veren ceviz yemek masası, ucuz barlarda çıkması muhtemel kavgalarda hasarı önlemek amacıyla yere çakılmışçasına duruyordu. Ve dört adet çelik sandalye tarafından kuşatılmıştı. Yerlerde yüzlerce içki şişesi parkeyi bir […]
Hakan Gunday – Daha
Babam bir katil olmasaydı, ben doğmayacaktım… “Sen doğmadan iki sene önce… Bir tekne vardı, hiç unutmam, adı Swing Köpo… Rahim diye bir itin teknesi… Neyse, yükledik malı… En az 40 kelle var. Biri de hasta. Nasıl öksürüyor, bir görsen! Bitmiş herif! Kim bilir kaç yaşında, belki yetmiş, belki seksen…” Babam bir katil olmasaydı, ben de […]
Hakan Gunday – Azil
Bu cümle, yazmayı öğrendiğimin kanıtıdır. Bu cümleyse, okumaya devam ettiğinin kanıtı. Birlikte, iki kanıtı olan bir suç işleyeceğiz. Bir hayata son vereceğiz. Ancak korkma. Doğum yeri belli olmayan ölümün serpilişi o kadar yavaş olacak ki ölenin kim olduğunu anlamayacaksın. İşlediğin bir suçtan ötürü, belki de ilk kez pişmanlık duymayacaksın. Belki de o gün geldiğinde, bir […]
Hakan Gunday – Az
“Yatırcalı piç gebermiş!” Uyanmıştı. Ama uykusu her nereye gittiyse, peşinden gitmek için canını verirdi. Duymaya devam etti. “Düşmüş, kafasını yarmış! Derdâ salağı da hâlâ uyuyor! Kalksana! Kalk!” Sesi tanıyordu. Nazenin’di adı. Babası altı yıl önce öldürülmüştü. Bir karakolu basmaya çalışırken vurulmuştu. Cenazesini almak için bütün ilçe ayağa kalkmış, özel harekâtın panzerleri sokaklarına girince de aynı […]
Hakan Albayrak – Ebuzer
Rüyasında Ebû Zerr’i görmüş her zaman olduğu gibi. Ebû Zerr çölde can çekişiyormuş. O esnada oradan bir kervan geçiyormuş. Karısı kervanın önüne atılıp “Ey Allah’ın kulları! Şurada yatan adam Ebû Zerr’dir; ölmek üzeredir. O soylu, o yoksul adama bir kefen sunacak kimse yok mu içinizde?” diye haykırmış. Kervandakiler ürpermişler: “Ne? Ebû Zerr mi? Yitik vicdanımız!” […]
Hakan Akdogan – Nu Peride
Başımı önüme eğerdim âşık olunca; kimi zaman kaldırım taşlarını, kimi zaman yanımdan geçen insanları sayardım. Acı çekmeye razıydım, ölüp ölüp dirilmeye. Susamaya razıydım o zaman, ağlamaya, ağlarken titremeye, kendim olmaya sahtelik katmaksızın, kâbuslar görmeye, kâbuslarda ölmeye, öldürmeye. Evet, adam öldürmeye razıydım o zaman. Âşık olacaksam tam olmalıydım, acılardan kaçmadan, korkuların üzerine giderek, onları ezerek. Ölümcül […]
Hakan Akdogan – Ilismek
Bir türlü bitirilememiş, son cümlesi yazılıp kâğıda son noktasıyla birlikte keyifli bir gülümseyiş kondurulamamış onca hikâyenin yarattığı çağrışımların bu kez beni farklı bir noktaya sürüklediğini, geçmişin tortularının şöyle bir kıpırdandığını, küskünlüklerinin, yıkkınlıklarının, yenilgilerinin uç vermeye başladığını ayrımsıyorum. Eskitilmiş bir yıkımı dürtüklemenin, olanlar ile olduktan sonra anımsanmak istenmeyen ayrıntıların ortasında zaman geçirmenin ve kendini anlatmaya çalışmanın […]