Kategori: Genel

Cemil Kavukcu – Temmuz Suclu

Perdeyi aralayıp dağa baktı. Gecenin bu ilerlemiş saatinde ne eteklerine yayılmış kentin şakır şakır ışıkları ne de tepelere doğru tırmanan konduların dağınık cılız ışıkları kalmıştı. Pencerenin önünde, yemek masasını çevreleyen sandalyelerden birinde oturuyordu. Salon karanlıktı. Gecenin kendine özgü boğuk, uzak, gizemli seslerini dinleyerek sigara içiyordu. Yerdeki şarap şişesini boğazından kavrayıp perdenin aralığından sızan donuk ışığa […]

Cemil Filmer – Hatıralar

Yaşlanan her insanın içinde bir hatırat yazma hevesi vardır. Bu bir yerde kendi başından geçen olayların kendisi için çok önemli olması kadar, ömrün son demlerinde gösterilecek bir varlık belirtisidir. -3en, geçip giden şunca yıllık hayatıma dönüp baktığımda «yazmaya değer olan ne var» diye kendi kendime sormuşumdur. Türk sinema dünyasının yaşayan en eski temsilcilerinden biriyim. Belki […]

Cemal Yıldırım – Evrim Kuramı ve Bağnazlık

Dinsel Bağnazlık ile Bilim Din ile bilim her dönemde açıktan ya da üstü örtülü çatışma içinde olan iki kültürel etkinliktir. Çatışmanın kökeninde bağnazlığın özgür araştırmaya olanak tanımak İstememesini bulmaktayız. Bilim doğada olup bitenleri betimlemeye, açıklamaya yönelik bir çalışmadır; amacı evreni anlamak, yöntemi nesnel gözleme dayalı ussal çıkarımdır. Dine gelince, burada daha karmaşık, çok yönlü yönlü […]

Cemal Yıldırım – Bilimin Öncüleri

Bilim basit bir tanımla açıklanmaya elveren tekdüze bir etkinlik değildir; olgu-kuram bağlamında çok yönlü, karmaşık bir olaydır. Bilimin, ussal ve nesnel boyutlan yanında, değer yargısı, yaratıcı imgelem, hatta düpedüz duygusallık içeren boyutları da vardır. Çoğu kez bilim bir bilgi birikimi ya da düzenli güvenilir bilgi olarak tanımlanır. Bu yüzeysel bir anlayıştır. Bilime bir yanıyla düzenli, […]

Cemal Yildirim – 100 Soruda Evrim Kurami ve Bağnazlık

Din ile bilim her dönemde açıktan ya da üstü örtülü çatışma içinde olan iki kültürel etkinliktir. Çatışmanın kökeninde bağnazlığın özgür araştırmaya olanak tanımak istememesini bulmaktayız. Bilim doğada olup bitenleri betimlemeye, açıklamaya yönelik bir çalışmadır; amacı evreni anlamak, yöntemi nesnel gözleme dayalı ussal çıkarımdır. Dine gelince, burada daha karmaşık, çok yönlü bir olayla karşı karşıyayız. Basit […]

Cemal Şener – Şamanizm

Şamanizm, insanlığın en eski dinlerinden biridir. Esas olarak sihir ve büyüye dayanır. Yaşam; gök, yer ve yeraltı olarak üç kademeli düşünülmüştür. Gökyüzünde ¡5dlikler, iyi ruhlar; yeraltında kötülükler, kötü ruhlar bulunur. Yeryüzünde ise insanlar vardır. İyi ruhlann tanrısına, gökyüzü tannsına Ülgen denir. Yeraltındaki kötü ruhlann tannsına Erlik adı verilir. Bu bir nevi şeytandır. Her iki tannnında […]

Cemal Sureya – Turkce Bilenin Isi Rast Gider

Edip Cansever, Dönem dergisinin Şubat 1964 sayısında yayımladığı “Teksesli Şiirden Çoksesli Şiire” başlıklı yazısında şöyle diyor: “Dize işlevini yitirdi; şiiri şiir yapan bir birim olarak yürürlükten kalktı. Eski rahatlığını, o sessiz, kıpırtısız düzenindeki rahatlığını boşuna aranıyor şimdi.” Şöyle düşündüm ben de Edip Cansever’in yazısını okuyunca: Dizeci şair çok gelmiştir, ama mısra, sanırım, şiirde hiçbir zaman […]

Cemal Sureya – Papirus’ten Basyazilar

Dergi çıkarmak bir tutkuydu Cemal Süreya için. “Edebiyatın nabzı dergilerde atar”dı çünkü. Dergilerde serpilirdi bir ülkenin edebiyatı. Bu yüzden hep dergilerde yaşadı Cemal. Ya bir dergi çıkararak ya da çıkaracağı bir dergiyi düşünerek. Oldukça geç katıldım ben Papirüs’e. Temmuz 1968’de. Sıradan bir kitap tanıtma yazısıydı ilk yazım. Şiirler, öyküler yayımlamıştım. Hatta bir-iki arkadaş, yıllar önce, […]

Cemal Sureya – Bir Kirlangicin Daha Var

“Mademoiselle Albertine gitti!” Istırap insan psikolojisine psikoloji biliminden çok daha derinlemesine nüfuz eder. Daha bir dakika önce, hislerimi tahlil ederken, Albertine ’le son bir kez görüşmeden, bu şekilde ayrılmanın en çok istediğim şey olduğuna kanaat getirmiş, Albertine ’in bana verdiği hazların vasatlığıyla beni mahrum ettiği hazların bolluğunu karşılaştırıp kendimi çok zeki bulmuş, onu artık görmek […]

Cemal Kutay – Atatürk Olmasaydı

Elinizdeki kitabı basımından evvel birkaç defa okudum. Hem de içe içe, kana kana okudum. Her defasında bir evvelkinden daha fazla zevk aldım. Düşünceye daldım. Acaba “ATATÜRK OLMASAYDI?” Neler olurdu? Ünlü İngiliz Devlet Adamı VVinston Churchill’in dediği gibi; Avrupa’nın ortasında Viyana’dan, Ortaasya’ya, Hindistan’a kadar dünya siyasi coğrafyası değişirmiydi? Çarlık Rusya’sında kominist ihtilali başarıya ulaşır, Ramanof Hanedanı […]

Cemal Granda – Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Atatürk için çok şey yazıldı. İstatistikçiler işi sayılara döktüler. 3000 kitap, 10.000 lerce makale, bir o kadar da hâtırat yazıldı, dediler. İşin ilginç yönü, bu yapıtların 493 gibi gibi önemli bir bölümünün Almanya’da, 367’sinin Fransa’da, 141’inin İngiltere’de, 510′ unun da başka ülkelerde yayınlanmış olmasıdır. Bu sayılar, 25. ölüm yıldönümünden sonra yayınlanan kitapların dışındadır ve UNESCO’nun […]

Cemal Eroğlu – Dünden Yarına

Nur Dağının eteklerinden aşağı doğru kavisler çizerek süzülen dar ve taşlı bir yolda gıcırdayan tekerleklerine değen çamurlukların inatla çıkardığı sese aldırış bile etmeden ilerliyordu. Dağdan aşağı inen tek şeritli yolun bir tarafında kışın kavurucu soğuğundan kurtulmuş, yapraklarını tamamlamış portakal ağaçları ve baharın getirdiği güzellikler, diğer tarafta ise sararmış kuru otlar ve kurumaya yüz tutmuş Page […]

Cem Uzun – Kemalizm Sol Değil

‘Geçmişi kontrol eden geleceği kontrol eder; bugünü kontrol eden geçmişi kontrol eder.’ (1984-George Orwell) Türkiye’nin tarihi, iktidarı ellerinde tutanların çıkarlarına uygun olarak yeniden yazılmıştır. Türkiye’de hemen her politik tartışmada bu resmi tarihe atıfta bulunulur. İlkokuldan üniversiteye kadar okutulan tarihin bu versiyonu, ordu ve hukuk tarafından korunup desteklenir. Bu nedenle, resmi tarihin sadece bazı yönlerini sorgulayanlar […]

Cem Sen – Cinsel Sorunlar İcin Taocu Yoga

Bir kalem, hangi nedenle sahip olduğu forma sahiptir? Ya da bir matara niçin içi boş bir kap şeklindedir de örneğin, içi dolu, ortası boş, üstü açık bir kap şeklinde değildir? Bir kalemin yazma işlevini yerine getirmesi için onun alabileceği en mantıklı form, sahip olduğu bu formdur. Bu form sayesinde yazma işlevini ve bunun doğal bir […]

Cem Pekman, Barış Kılıçbay – Görüntünün Müziği Müziğin Görüntüsü

Okuyucu çok da alışık olduğu türden bir önsözle karşılaşmayacağını bilerek okumalı bu yazıyı. Duygusal olacak yazdıklarım belki de. Ama sıradan bir önsöz olmayacak. Alışılmışın dışında olacak. Tıpkı Sadi gibi. “Güzellik ayrıntıdadır” derler ama yine de insanlar çoğu kez görünür olanı yeğler. Araştırmacı için görünür olan okuyucu için de görünürdür. Sadi film dilinin kimi kez kendini […]

Cem Ozer – Yastikalti Hikayeleri

Uzun zamandır okumanızı istediğim öykülerdi bunlar. Aklımdan satırlara dökülmesi için ekranın beşına her oturuşumda uğraşıp yazdıklarıma baktığımda biraz daha artardı isteğim, ama hepsini bir araya getirip kitaplaştırmak için bugünü beklemem gerekiyormuş. Yıllarca Laf Lafı Açıyor’da anlattığım öyküler hala birçok kişinin yastıkaltmda saklı… Bu hikayeleri başka bir yerde okumadınız, yakın arkadaşlarınızın malilinize atıp paylaştığı öykülerden de […]