Kategori: Genel

Carmine Gallo – Ted Gibi Konus

FİKİRLER YİRMİ BİRİNCİ YÜZYILIN geçer akçesidir. Kimileri fikirlerini sunmakta olağanüstü iyidir. Yetenekleri, bugünün toplumundaki itibar ve etkilerini yükseltir. İyi bir konuşmacı tarafından ortaya konan cesur bir fikirden daha ilham verici bir şey yoktur. Etkili bir biçimde paketlenip sunulan fikirler dünyayı değiştirebilir. Öyleyse, dünyanın en iyi iletişimcileri tarafından paylaşılan teknikleri tam olarak tanımlamak, ağızları açık bırakan […]

Carlos Ruiz Zafon – Ruzgarin Golgesi

Babamın beni Unutulmuş Kitaplar Mezarlığı’na ilk götürüşü hiç aklımdan çıkmaz. Yaz başlarıydı, günün ilk ışıkları bakır bir çelengin içinden Santa Mónica Bulvarı’nın üzerine akarken külrengi bir gökyüzünün altına sıkışıp kalmış Barcelona sokaklarından geçtik. “Daniel bugün göreceklerini kimseye anlatmamalısın,” diye uyardı, babam. “Hiç kimseye, arkadaşın Tomás’a bile.” “Anneme bile mi?” Babam yaşamı boyunca kendisini bir gölge […]

Carlos Marighella – Sehir Gerillasinin Elkitabi

58 yaşında iken, mücadelesinin en kızıştığı bir sırada öldürülen Carlos Marighella, hayatının 40 yılını halkların kurtuluşu kavgasına adamış, Latin Amerika kıtasının en geniş ve en kalabalık ülkesinin en büyük vatanperverlik örneklerinden biridir. Emperyalizmin işbirlikçi Brezilya askeri rejimi, Marighella’yı öldürmekle, Brezilya devrimci hareketini, “yıkıcı komando”yu mahvettiğini sanmaktadır. Oysa, Marighella son bildirgelerinden birinde, “Yıkıcı komando, halkın memnuniyetsizliğidir” […]

Carlos I. Calle – Hayali Soylesiler, Einstein

Yirminci yüzyılın ilk 35 yılı bir hayli sıradışıydı, şu an karşımızda elinde bir fincan kahveyle oturduğunu hayal ettiğimiz Albert Einstein, fiziksel gerçekliğin temel doğasına dair algımızın maruz kaldığı iki devrimin de kilit ismiydi. Bu devrimlerden ilki Evren’i oluşturan en ufak bileşenlerden birinin olağandışı özelliğiyle ilgiliydi. Yüzyılın başında Max Planck madde ve ışığın denge durumunu açıklamak […]

Carlos Fuentes – Yanık Sular

Köpeklerin kendisini izlediğini söylediğinde kimse inanmadı ona, bütün gün tek başına konuşan yaşlı kaçık, deli kan, kötü karabasanlar görmüş olmalı, hele kızına yaptıklarını anımsıyorsa, hem de nasıl berbat geceler geçiriyordur kimbilir. Üstelik, yaşlıların beyinleri kurur, boş bir kafatası içinde bilya gibi şangırdayan buruşuk bir cevize dönüşür. Ama Dona Manuelita’nın sayısız erdemleri var, yalnızca kendi çiçek […]

Carlos Fuentes – Sefer

1810 yılının 24 Mayıs gecesi, arkadaşım Baltasar Bustos, Rio de la Plata Genel Valiliği Yüksek Mahkeme Başkanının karısı, Cabra Markizinin yatak odasına girdi, onun yeni doğmuş bebeğini aldı, o bebeğin yerine· de, kısa bir süre önce halkın önünde kırbaçlanmış bir fahişenin çocuğu olan Zenci bir bebek bıraktı. Bu öykücük üç arkadaş -Xavier Dorrego, Baltasar Bustos […]

Carlos Fuentes – Körlerin Şarkısı

Duyuruyu okuyorsun; böyle bir iş önerisiyle her zaman karşılaşılmaz. Bir daha, bir daha okuyorsun. Başka kimselere değil, yalnızca senin için yazılmış sanki. Dalgınlıkla puronun külü çay fincanına düşüyor; ucuz ve pasaklı bir kahvede oturmuş çay içiyordun. Bir daha oku hele: “Genç bir tarihçi aranıyor; dürüst, düzenli … Konuşulan Fransızca’yı kusursuz bilen. Bir süre sekreterlik yapabilecek. […]

Carlos Fuentes – Kaygı Veren Dostluklar

Wardour Sokağı’nın sonunda küçük bir apartman dairesinde oturuyordum. Wardour, Londra’nın ticaret, televizyon ve sinema yayınları merkezidir, benim görevim tek bir amaca ulaşmak için bir yönetmenin talimatlarını izlemekten ibaretti: Anlatımın akıcılığını ve filmin teknik açıdan kusursuzluğunu sağlamak. Pelikül. Dün gümüş nitrat, bugün selüloz asetat olan, günümü sürekliliği sağlamak için dijitalize ederek; karışıklıkları, çirkinliği, en kötüsü de […]

Carlos Fuentes – Aura

Duyuruyu okuyorsun; böyle bir iş önerisiyle her zaman karşılaşılmaz. Bir daha, bir daha okuyorsun. Başka kimselere değil, yalnızca senin için yazılmış sanki. Dalgınlıkla puranun külü çay fıncanına düşüyor; ucuz ve pasaklı bir kahvede oturmuş çay içiyordun. Bir daha oku hele: Genç bir tarihçi aranıyor, dürüst, düzenli … Konuşulan Fransızcayı kusursuz bilen. Bir süre sekreterlik yapabilecek. […]

Carlos Fuentes – Artemio Crus’un Ölümü

Uyanıyorum … o soğuk şeyin kamışıma değmesi uyandırıyor beni. İnsanın gün gelip farkına varmadan işeyebileceğini bilmezdim. Gözlerimi kapalı tutuyorum. Yanıbaşımdaki sesler bile duyulmuyor; gözümü açsam duyar mıydım acaba? Ama gözkapaklarım ağır, kurşun gibi ve dilim paslı ve kulaklarımda demir çekiçler gümdürdüyor ve soluğumda bir şey, bir şey, kararmış gümüş gibi bir şey; maden, her şey […]

Carlos De Sa Rego, F. Tonello – Yıldızlar Savaşı

23 Mart 1983 günü, Beyaz Saray’ın ova} bürosunda Ronald Reagan, Sovyet askeri tehdidi üzerine alışılmış söylevlerinden birini televizyon kameralan karşısında vermekteydi. Amerika Cumhurbaşkanı demecine son verirken beklenmedik bir konuya değinerek herkesi şaşırttı: Reagan, bilim adamlanın harekete geçmeye çağırıyordu. Başkan, Amerikalı bilginlerden, o güne kadar hiç kimsenin düşünmeye cesaret edemediği çok büyük bir girişimi başlatmalanm istiyordu: […]

Carlos Castaneda – Zamanın Çarkı

6ze| olarak segilmig ahntrlardan oluqan bu dizi, eski gaf Meksikasr qamanlannrn diinyasr hakkrndayazdr$rm ilk sekiz kitaptan derlenmigtir. Bu almtilann dolaysrz kaynafr, o[retmenim ve krlavuzum, Meksikah Yaqui Krzrlderilisi qaman don Juan Matus’tan bir antropolog olarak almrq oldu[um agtmlamalardrr. Kendisi, kokleri eski gallarda Meksika’da yagamrg olan gamanlara kadar uzanan bir silsilenin tiyesiydi. Don Juan Matus kendi dtinyasma, […]

Carlos Castaneda – Güç Öyküleri

Bilgiyle Randevu Birkaç aydır don Juan’ı görmemiştim. 1971 sonbaharıydı. Don Genaro’nun Orta Meksika’daki evinde olduğundan emindim ve onu ziyaret etmek için altı-yedi günlük bir otomobil yolculuğuna hazırlanmıştım. Ancak yolculuğumun ikinci gününde bir öğleden sonra, bir dürtü beni don Juan’m Sonora’daki evinde durmaya itti. Arabayı park edip kısa bir süre yürüdükten sonra eve ulaştım ve büyük […]

Carlo Rovelli – Ya Zaman Var Olmasaydı

ömrümün büyük bir bölümünü bilime adamış olmama rağmen, bilim bende geç bir tutku oldu. Gençken, özel olarak bilim değil, tüm dünya beni büyülüyordu. İtalya’da, Verona’da, huzurlu bir ailede doğdum ve büyüdüm. Babam, ender rastlanan bir zekâya sahip, ölçülü ve çekingen bir adamdı; mühendisti ve kendi iş yerini yönetiyordu. O bana dünyaya merakla bakma zevkini aşıladı. […]

Carlo M. Cipolla – Silahlar ve Avrupa Sömürgeciliği

Türkler 28 Mayıs 1453’te Konstantinople’ye girdiler. Bu olay karşısında tüm Avrupa şaşkınlık ve dehşete düştü ve dolayısıyla büyük bir yeise kapıldı. Bunun üzerine Kardinal Bessarion, Venedik Dükası Francesco Foscari’ye yazdığı bir yazıda şöyle diyordu: “Bir nebze olsun insanlıktan nasibini almış olanlar ve bilhassa Hristiyanlar için korkunç bir olay.” Gösterişli ve büyük bir imparatorluğun mirasım taşıyan, […]