Kategori: Genel

Aydın Ayhan – Çanakkale Ah! Çanakkale

Yirmi yýl kadar önce Ývrindi’nin Mallýca Köyü’nde Çanakkale gazilerinden Azman Dede’ye rastladým. Köy kahvesinde bastonuna dayanmýþ oturuyordu. “Bize Çanakkale’yi anlat.” dediðimde; “Çanakkale… Ah, Çanakkale!” diye inledi. Sonra uzun süre aðladý. Hýçkýra hýçkýra Galatasaray Lisesi’nden gönüllü gelen bazý öðrencilerin nasýl þehit olduklarýný anlattý. Uzun yýllardýr televizyonlarda Çanakkale’ye gelen Ýngilizlerin, Anzaklarýn boy boy görüntülerini izledik. Öyle etkilendik […]

Ayaan Hirsi Ali – İtham Ediyorum

11 Eylül 2001 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçeklesen saldırı sonrasında batıda, Müslümanların kendi dinleri ve kültürleri üzerine iyice düşünüp taşınmaları için yoğun çağrılar yapıldı. Müslümanlar bu teşvik edici çağrıya kızgınlıkla tepki gösterdiler. On dokuz genç erkeğin isledikleri suçtan dolayı kendileriyle bu durumdan sorumlularmış gibi konuşulmasını uygunsuz buldular. ABD devlet başkanı Bush, Đngiltere başbakanı Blair ve […]

Avram Galanti – Üç Sâmi Kanun Koyucu (Hamurabi, Musa ve Muhammed)

Hamurabi Babil hükümdarı, Musa İbrnnilerin peygamberi, Muhammed Müslümanların peygamberidir. Hamurabi, milattan yaklaşık 2000 yıl önce; Musa, milattan yaklaşık 1500 yıl önce ve Muhammed, milattan sonra 571-632 yılları arasında yaşamıştır. Biz burada Hamurabi’yi hükümdar, Musa’yı ve Muhammed’i peygamber sıfatıyla değil, fertler arasındaki dünyevi münasebetleri tanzim eden kanun koyucu sıfatıyla tetkik edip, koydukları kanunlar arasındaki nispetleri tayin […]

Avni Alkan – Sifali Bitkiler Kitabi

Önemli hastalıkların tedavisi mutlaka uzman doktorlar tarafından uygulanmalıdır, ama her ufak tefek rahatsızlıkta da kişinin hemen doktor kontrolüne girmesi gerekmeyebilir. Şifalı bitkiler kitabı size bu konuda yardımcı olacaktır. Size bitkileri tanıtacak, etkinlik biçimleri hakkında bilgilendirecek ve bitkileri doğadan kendi ellerinizle toplayıp kurutmaya sizi davet edecektir. Bu arada da sık sık, şifalı bitki çayları ile kişinin […]

Augustus – Ankara Anıtı

Ankara’daki Hacı Bayram Camisi’ne bitişik olan ve “Ogüst Tapınağı” (August Tapınağı) adıyla tanıdığımız tapınağın duvarlarına kazınmış olan “Monumentum Ancyranum”, şimdiye dek bulunan Latince yazıtların en uzunu, en önemlisi ve en ilgi çekenidir. Roma İmparatorluğu’nu kuran Augustus, İsa’nın doğumundan on dört yıl sonra öldü. Ölümünden biraz önce kaleme aldığı bu yazı, Senato’da okunduktan sonra Roma’da dikili […]

Attila İlhan – O Sarışın Kurt

Attilâ Ilhan’la -beni hep çok mutlu kılan- söyleşilerimizde, onun yıllar önce kaleme aldığı senaryolar da bazen devreye girerdi. Attilâ Ağbi, Yeşilçam serüvenini biraz küskün noktalamıştı. Açıkça dile getirmese de, kimi yapımcılara, kimi yönetmenlere küskündü. Senaryolarının değiştirilmesinden yılmış; oyuncuların abartık oyunlarından hoşlanmamış; beyazperdede seyrettiğimiz durağan sahnelerden yabancılık duymuş. Hatta, seslendirmenin ettiklerinden yakınırdı; kendi yazdığı sözleri, yanlış […]

Attila İlhan – Görgü Tanığı

(İnsanın, inanası gelmiyor; üzerimdeki izlenimi, daha dün yaşamış olmak; oysa üzerinden yarım yüzyıl geçmiş!) Trotskist dostum Mark (Apter) , o zaman için beni şaşırtan -şaşırtmak da lâf mı, dehşete düşüren- şeyler söylerdi; meselâ bir kış günü dersten çıkmış, Alliance ’ın Kantini’nde, acı kahve içiyoruz; lâf dönmüş dolaşmış, Stalin ’e gelmiş; o, elinde ’zıvanalı’ Rus cigarası, […]

Attila İlhan – Bir Sap Kırmızı Karanfil

(Mes’ut Cemil Bey’in Nihavend Saz Semaisi kulağınızda mıdır? O halde yazacaklarımı, onun refakatinde okumalısınız.) Günlerdir aranıyordu: Nişantaşı’ndaki evini, çocuğunu çoluğunu terk etmişti; son gece yarısı, bir ihmal yüzünden, az kalsın ele geçirilecekti; şimdi ev ev, sokak sokak, İstanbul’un karanlığında kayboluyor… Sonra eşinden, ‘durumu aydınlatacak’ o telefon: eski bir dost onunla buluşmak istiyormuş; yalnız eski değil, […]

Attila İlhan – Batının Deli Gömleği

Arada durup, geriye bakmak! Faşizmin Ayak Sesleri’nde, bunu ilk defa yapmıştık: 12 M art sonrası yaşanıyordu, öncesine bir göz atmak yararlı olabilirdi. Batının Deli Göm leği’nde, bir kere daha yapacağız: 12 Eylül sonrası yaşanıyor, öncesine bir göz atmak faydalı olabilir. Aslında bu, bir geminin ‘seyir defteri’ni incelemek gibi bir şey! Her şey olup bittikten, gemi […]

Atilla İlhan – Kimi Sevsem Sensin

sevmek için geç ölmek için erken “…eksik olmaz gamımız bunca ki bizden gam olup her gelen gamlu gider şad gelip yanımıza…” fuzûlî yalnızlığı denemek gecenin ortasında ne işin var yıldızlara dokunma yanarsın bak birazdan ay da batacak karanlık bulaşmasın ellerine tersin döner yolunu bulamazsın içi dışı uzay tozu yansımalar sahi mi yalan mı anlayamazsın bir […]

Atilla Coşkun – Nazım’ın Siyasal Yaşamı ve Davaları

Cumhuriyet döneminin ilk kuşakları Nazım Hikmet’i tanırdı. Çünkü �itap/arı yayın/anıyor, kendi sesinden şiir plak/arı basılıp dinlenebiliyordu. Dahası, o yılların milli egirimi, ders kitaplarında Nazım’ a ve yapıtiarına yer veriyordu. Avrupa’ da faşizmin yayılmasına bag/ı olarak ülkemizde etkinligini artıran otoriter tek parti yönetimi ve nihayet, «soguk savap yıllarının McCarthy’ ci uygulamaları, başta Nazım olmak üzere pekçok […]

Atilla Atalay – Sidika

Sıdıka ve Kitaplar… – Babam izin verdi b i kere! – Herif zilzurnaydı be… Ne dediğini anlamamıştır. Tüyap filan… Kim bilir ne sandı… – Ben anlamam… “Babacım kitap fuarına gidip bikaç kitap alıyım mı” dedim, kafasını öne eğerek onayladı… “Hüyp” dedi… – “Kafasını öne eğdi” dediğin; baban yoğurt tabağına düşüp sızdı bi kere… Ayrıca yıllardır […]

Atilla Atalay – Menekse Istasyonu

– Bak anne halim yok… Son defa yalvarıyor, hatta vasiyet ediyorum: ben evde sobanın başında iyiydim… Sigorta hastanesine gelmemize gerek yoktu, ölüceksem evde ölüyim… Beni evimin akan damı altında, semtimin yağmurlarıyla yıkasınlar… Yurdum hastanelerine gidicek kadar canıma susamadım, yanlış tedavi kurbanı olmak, kalabalıktan ezilmek istemiyorum… Bak, buralarda geberir gidersem hortlar rüyana girerim… – Sus kız; […]