Sofya Lvovna bağıra bağıra: —Bırakın beni, kızağı ben sürmek istiyorum! Arabacının yanında oturacağım! Arabacı, dursana, senin yanında oturmak istiyorum! diyordu. Kızakta ayakta dikiliyor, kocası Vladimir Nikitıç ile çocukluk arkadaşı Vladimir Mihaylıç ise düşmesin diye onu kollarından tutuyorlardı. Kızak hızla ilerliyordu. Vladimir Nikitıç öbür Vladimir’e kızarak; —Ben sana söyledim, hani ona konyak içirmeyecektin! dedi. Tuhaf adamsın, […]
Kategori: Genel
Anton Çehov – Bütün Öyküler 6 (1891-1893)
Sabahın 8’ydi. Subayların, memurların, buraya gezmeye gelen yabancıların boğucu, sıcak bir günden sonra erkenden denize girip serinledikleri, sonra çay, kahve içmek üzere gazinolara gittikleri bir saatti. Başında Maliye Bakanlığı’nın kasketi, ayakları terlikli, 28 yaşlarında, zayıf, sarışın bir genç olan İvan Andreyiç Layevski denize girmeye geldiği zaman sahilde birçok tanıdığına, bunlar arasında da dostu askeri doktor […]
Anton Çehov – Bütün Öyküler 5 (1888-1891)
Bundan dokuz yıl kadar önce ot biçme mevsiminde bir akşam üstü sorgu yargıcı Piyotr Sergeyeviç’le birlikte mektuplarımızı almak üzere atlarla istasyona gitmiştik. Hava çok güzeldi, ama dönüşte uzaktan uzağa gök gürültüleri duyuldu, öfkeli kara bir bulutun üzerimize doğru yürüdüğünü gördük. Bulut bize, biz ona yaklaşıyorduk. Bulutun koyu zemininde bizim ev ile kilise beyaz beyaz gözüküyor, […]
Anton Çehov – Bütün Öyküler 4 (1887)
Kim var orada? Yanıt yok. Bekçi bir şey görmüyor ama rüzgarın, ağaçların uğultusu arasından yolda birinin ayak seslerini işitiyor. Bulutlu, sisli bir mart gecesi sarmış her yeri. Bekçi yerin, göğün ve düşünceler içinde kendisinin kocaman, göz gözü görmez bir karanlık içinde birleştiğini hissediyor, insan bu havada ancak el yordamıyla yürüyebilir. —Kim var orada? Kimsiniz? diye […]
Anton Çehov – Bütün Öyküler 3 (1886)
Teğmen karısı olan annem Klavdiya Arhipovna 1870 yılının nisan başlarında dayım müsteşar İvan Arhipoviç’ten bir mektup aldı. Petersburg’dan gönderilen mektupta şunlar yazılıydı: «Sevgili kardeşçiğim, karaciğer hastalığım yaz mevsimlerini yurt dışında geçirmemi gerektiriyor. Ancak bu yaz Marienbad’a gidecek param kalmadığından birkaç ay köyünüz Koçuyevka’daki çiftliğinizde kalma olasılığı doğdu…» Mektubu okuyunca annemin yüzü sarardı, tüm gövdesi sarsıldı, […]
Anton Çehov – Bütün Öyküler 2 (1885-1886)
Avukat Kalyakin katedral korosunun şefi Gradusov’un odasında oturmuş, Gradusov! [1] adına sulh mahkemesinden gelen celp kâğıdını elinde evirip çevirerek bazı açıklamalarda bulunuyordu: —Siz ne derseniz deyin, Dosifey Petroviç, bütün kusur zati alinizde. Size saygım sonsuz, bana karşı gösterdiğiniz yakınlığı takdirle karşılıyorum, gene de üzülerek belirteyim ki, bu işte haksızsınız. Evet, haksızsınız. Müvekkilim Derevyaşkin’e [2] hakaret […]
Anton Çehov – Bütün Öyküler 1 (1880-1884)
Karımla evin salonuna girdik. İçerisi küf kokuyordu. Işığı yaktığımız zaman tam yüz yıldır aydınlık yüzü görmemiş irili-ufaklı binlerce sıçan dört bir yana kaçıştı. Arkamızdan kapıyı kapatmamızla birlikte bir rüzgar savruldu, köşelerde yığılı kâğıtlardan hışır hışır sesler geldi. Işığın aydınlattığı bu kağıtlar arasında eski günlerden kalma bir sürü mektup, resim çarptı gözümüze. Rutubetten çillenen duvarlarda atalarımın […]
Anton Cehov – Köpeğiyle Dolaşan Kadın
— Şişşt… Kapıcının odasına gidelim, burada olmaz… Duyar bakarsınız… Kapıcı odasına gittiler. Onları gizliden dinlemesin diye, postaya yolladılar kapıcıyı. Makar, defteri aldı, şapkasını giydi, ama postaneye gidecek yerde, merdivenin altına gizlendi. Bir başkaldırının söz konusu olduğunu biliyordu… Önce Kaşalotov döktü içini, arkasından Dezdemonov, Dezdemonov’dan sonra da Zraçkov… Ağzına geleni söylüyordu üçü de! Öfkeden kıpkırmızı olmuş […]
Antoino Gramsci – Modern Prens
Antoine de Saint-Exupery – Savaş Pilotu
Düş görüyorum kuşkusuz. Kolejdeyim. On beş yaşındayım. Geometri problemimi sabırla çözüyorum. Dirseklerimi o kara yazı masasına dayamışım ve pergeli, cetveli, iletkiyi doğru dürüst kullanıyorum. Çalışkanım ve sakinim. Arkadaşlar, yanı başımda alçak sesle konuşuyorlar, içlerinden biri kara tahtaya sayılar sıralıyor. Fazla ciddi olmayanlar briç oynuyorlar. Ara sıra daha derin düşlere dalıyor ve pencereden dışarıya göz atıyorum. […]
Friedrich Engels – Anti-Duhring
Aşağıdaki çalışma herhangi bir “iç dürtü”nün ürünü değildir. Tersine. Bundan üç yıl önce bay Dühring, sosyalizmin yandaşı ve aynı zamanda düzelticisi olarak birdenbire yüzyılına meydan okuduğu zaman, Almanya’daki dostlar, o sıralarda sosyal-demokrat parti merkez organı olan Volksstaat’ta bu yeni sosyalist teorinin eleştirici incelemesini yapmam için beni birçok kez zorladılar. Onlar bu işin, eğer henüz çok […]
Anthony Storr – Cinsel Sapmalar
Bu kitap, sık rastlanan kin.ıi cinsel sapmaların açıklamalarını yapma ve bunların olağan davranış biçimleriyle olan ilişkilerini araştırma denemesidir. Cinsel itkinin her birimizi yöneten, özyapımızı derinden etkileyen insansal yapımızın en temel ve ayrılmaz parçası olmasına karşın, içinde yaşadığımız Batı toplumunda bile cinsellik konusunda nesnel çalışmalar yeni yeni başlamaktadır. Kişinin cinsel içgüdülerle uyumlu ol __ sun olmasın, […]
Anthony Giddens – Kapitalizm ve Modern Sosyal Teori
Bu kitap, sosyologlar arasında yaygın bir kanı olan, çağdaş sosyal teorinin köklü bir revizyona ihtiyacı olduğu görüşü etrafında yazılm ıştır. Böyle bir revizyon m odem sosyolojinin temel referans çerçevelerini oluşturan yazarların çalışmalarıyla başlamalıdır. Bu bağlamda özellikle üç yazar önem kazanır: Marx, Dürkheim ve W eber. Bu kitapta iki temel amacım var: İlk olarak, bu üç […]
Anthony Doerr – Goremedigimiz Tum Isiklar
El ilanları Akşam karanlığında gökyüzünden yağmaya başladılar. Surların üzerinden uçuşarak, yanlamasına taklalar atarak, damların üzerinden ve evlerin arasındaki derin ve dar yarıkların arasından kanat çırpar gibi geçiyorlardı. Sokaklarda girdaplar oluşturuyor ve kaldırımların üzerini beyaz bir örtü gibi kaplıyorlardı. Bu kasabada yaşayanlar için acil mesaj, yazıyordu her birinde. Derhal kırsal alana kaçın. Gelgit yükselmişti. Ay küçücük, […]
Anthony Burgess – Mozart ve Deyyuslar
Anthony Burgess – Doktor Hastalandi
“Evet, bu ne kokusu?” diye sordu Dr. Railton. Edwin’in burnunun dibine bir çeşit mürekkep hokkası uzattı. “Yanılıyor olabilirim ama nane sanırım.” Sınav sorumlusunun gongunu bekledi. Yatağının çevresini saran perdelerin arkasında koğuşun geri kalanının yemek yediği duyulabiliyordu. “Ne yazık ki yanıldınız,” dedi Dr. Railton. “Lavanta.” Gonk. Yine de hâlâ raunttaydı. “Ya bu?” “Herhalde turunçgillerden.” “Yine yanlış. […]