Kategori: Genel

Ursula K. Le Guin – Aya Tirmanmak

Stephen’ın yüzü kızardı. Beyaz tenli, kel bir adam olduğundan kızarınca pespembe olurdu. Yanağını öpen Ann’e bir koluyla sarıldı. “İyi ki geldin, canım,” dedi uzaklaşarak; arka tarafta bir yerlere bakıyor, ne yapacağını bilemiyormuş gibi gülümsüyordu. “Ella demin çıktı. On dakika olmadı. Bazı belgeleri Bili Hoby’ye götürmesi gerekiyordu. O gelene kadar bekle yoksa seni göremediğine çok üzülür.” […]

Ursula K. Le Guin – Atuan Mezarlari

“Eve, gel Tenar! Haydi eve gel!” Derin vadide, alacakaranlıkta, elma ağaçları çiçek açmak üzereydiler; gölgeli dalların arasında, orada burada, tek tük çiçekler açmıştı; uçuk pembe ve beyaz, tıpkı soluk birer yıldız gibi. Sıra sıra meyva ağaçlarının arasındaki sık, taze ve ıslak otların üzerinde, küçük kız salt koşmuş olmak için koşuyordu; sesi duyar duymaz gitmedi; yüzünü […]

Upton Sinclair – Şikago Mezbahaları

Nikah bittiğinde ve faytonlar gelmeye başladığında saat dörttü. Marija Berczynskas’ ın coşkusu sayesinde peşleri yol boyunca kalabalık olmuştu. Olayın ağır yükü Marija’nın geniş omuzlarındaydı; her şeyin usulüne göre ve memleket geleneklerine en uygun şekilde gerçekleşmesini sağlamak onun göreviydi; ve deliler gibi oradan oraya uçan, yoluna çıkan herkesi sağa sola savuran, muazzam sesiyle gün boyu birilerini […]

Upton Sinclair – Petrol!

Kenarları makasla kesilip dev bir el tarafından vadinin üzerine serilmiş, gri betondan, tam dört metre genişliğinde pürüzsüz ve kusursuz bir kurdele gibi uzayıp gidiyordu yol. Zemin uzun dalgalar halinde yavaşça yükselerek aniden alçalıyordu; tırmanıyor, sonra birdenbire dalgayı aşıyordunuz; ama korkmuyordunuz çünkü engelsiz, tümseksiz ve çukursuz sihirli bir kurdelenin, saniyede yedi kez dönen şişirilmiş lastik tekerlerin […]

Umut Tümay Arslan – Bu Kabuslar Neden Cemil – Yeşilçam’da Erkeklik ve Mazlumluk

POPÜLER SİNEMA her zaman kolektif arzu ve kaygılan seslendiren imgelerle doludur. 1 970’lerin Yeşilçam’ı da öyle. 70’lerin Yeşilçam filmlerinde yer bulan imgeler de çoğu zaman bu türden arzu ve kaygılara, modernleşme ve kapitalizmin sonuçlarıyla ilgili kolektif huzursuzluk, kaygı ve arzulara tercüman olurlar; hiç şüphesiz birçok farklı biçimde. Dönemin Yeşilçam filmlerinde birçok farklı ses birlikte işitilir. […]

Umut Sarıkaya – Benim de Söyleyeceklerim Var (Bir)

Sarı-Yeşillilerde Yüzler Gülüyor.. Şimdiki Şensoylar Pide ve Börek Salonu o zamanlar bizim kulüp binasıydı. Her gün okuldan gelir, kravatımı ceketimi çıkarıp çantamı ve kramponlu ayakkabılarımı alarak kulübe giderdim. Bina dediğime bakmayın, bir yazıhane ve geniş bir salondan oluşan, içinde çeşitli malzemeler ile kapısında bir önceki haftanın maçının skorunun asılı olduğu küçük bi karatahta bulunan, bir […]

Umberto Eco, Jean-Claude Carriere – Kitaplardan Kurtulabileceginizi Sanmayın

“Bu şunu öldürecek. Kitap binayı öldürecek. ” 1 Hugo, bu meşhur sözünü Claude Frollo’nun, Notre-Dame de Paris’nin başdiyakozunun ağzından söyleƟr. Mimari ölmeyecekƟr şüphesiz, fakat biçim değişƟren bir kültürün bayrağı olma işlevini kaybedecekƟr. “Mimariyi düşünceyle kıyasladığınızda, düşünce kitap haline gelirken bir parça kâğıt, biraz mürekkep ve bir kalem yeƫğine göre, insan zekâsının matbaa uğruna mimariyi terk […]

Umberto Eco – Yengeç Adımlarıyla

Bu kitap 2000-2005 yıllan arasında yazılmış çok sayıda makale ve konferans metninden oluşmaktadır. Yazgısal boyutlu bir dönem söz konusudur, yeni binyıla duyulan kaygılarla açılır, 11 Eylülle başlayıp Afganistan ve Irak savaşlarıyla devam eder; İtalya’da ise Silvio Berlusconi’nin yükselişi görülür. Yukarıda belirttiğim altı yıl boyunca yazdığım değişik konulardaki makaleler içinden sadece siyaset ve iletişim konularıyla ilgili […]

Umberto Eco – Tez Nasıl Yazılır

Elinizdeki kitabın ilk baskısı İtalya’ da 1977 yılında okurla buluşmuştu ve o tarihten itibaren de hedef kitlesi olan mezun adayı okurların elinden hiç düşmedi diyebiliriz. Üniversite öğrencileri ve tez danışmanlarının sürekli başvurduğu bir kaynak olarak güncelliğini ve değerini korudu. Dile kolay tam 40 yıl önce yayımlanan bu kitabın, aradan bunca zaman geçtikten sonra Türkçeye çevrilmiş […]

Umberto Eco – Sıfır sayı

Bu sabah musluktan su akmıyordu. Blop, blop, iki bebe hıçkırığı, hepsi o kadar. Komşu hanımın kapısını çaldım: onların evinde her şey yolundadır. Ana vanayı kapatmış almalısınız, dedi bana. Ben mi? Nerede olduğunu bile bilmiyorum, buraya yeni taşındım, biliyorsunuz, eve de akşamdan akşama geliyorum. Tanrım, yoksa bir haftalığına evden uzaklaştığınızda da suyu ve gazı kapatmıyor musunuz? […]

Umberto Eco – Qızılgülün adı

Mən 16 avqust 1968-ci ildə “J.Mabiyon atanın nəşr etdirdiyi, fransız dilinə tərcümə edilmiş, Melkli Adso atanın qeydləri” adlı bir kitab əldə etdim (Paris, Lasur abbadığının mətbəəsi, 1842) 1 . Tərcüməçi Balle adlı bir abbat idi. Olduqca yoxsul olan tarixi şərhdə deyilirdi ki, tərcüməçi, on yeddinci əsrdə benedik- tin ordeninin 2 tarixçəsini araşdıran məşhur alimin Melk […]

Umberto Eco – Prag Mezarligi

1897 Martı’nın o kurşuni sabahında riskleri ve tehlikeleri göze alarak –Ortaçağda üniversite merkezi olan ve Vicus Stramineus veya Fouarre Sokağı’nda bulunan Güzel Sanatlar Fakültesi’ne devam eden öğrencileri ağırlayan ama daha sonra Etienne Dolet gibi özgür düşünce havarilerinin idam edildiği– Maubert Meydanı’ndan ya da berduşların verdiği adla Maub’dan geçen biri kendini Paris’in Baron Hausmann’ın yerle yeksan […]

Umberto Eco – Günlük Yaşamdan Sanata

Son zamanlarda, üstelik birçok kesimde, yaşadığıı.ıız çağdan sanki yeni bir Ortaçağ’mış gibi söz edilmeye başlandı. Sorun, bunun bir kehaneti mi, yoksa bir saptamayı mı dile getirdiği. Başka bir deyişle: Şimdiden Yeni Ortaçağ’a girmiş bulunmakta mıyız, yoksa Roberto Vacca’nın düşündürücü kitabı Medio Evo Prossimo Venturo’da (Yakın Geleceğin Ortaçağı] belirttiği üzere, “Yakın gelecekte insanlık yeni bir Ortaçağ’a […]

Umberto Eco – Genç Bir Romancının İtirafları

Bu konferansların başlığı Genç Bir Romancının İtirafları; aslında neden böyle diye sorabilirsiniz, çünkü ne de olsa yetmiş yedi yaşıma doğru yol almaktayım. Gelin görün ki ilk romanım olan Gülün Adı 1980’de yayımlanmıştı, demek ki romancılık kariyerime başlayalı sadece yirmi sekiz yıl olmuş. Bu bakımdan, kendimi bugüne kadar sadece beş romanı yayımlanan, önümüzdeki elli yılda da […]