Kategori: Genel

Tahsin Yücel – Aykırı Öyküler

Babamın, Ali Rıza amcamın, Zübeyde Halamın anlattıklarına bakılırsa, büyükbabam başöğretmen olmadan önce dünyanın en sessiz adamıydı. Üstelik çevresindekiler de kendisi gibi sessiz olsunlar İsterdi. Bu nedenle, akşamları, küçük masasının başına geçtikten sonra, babam, Ali Rıza amcam ya da Zübeyde Halam boş bulunup yüksek sesle konuştular mı kabasına iğne batırılmış gibi yüzünü buruştururdu hemen. Ama, kızgınlığını […]

Tahsin Yucel – Yapisalcilik

Belirli bir yaygınlık kazanmış tüm sanat ve düşün akımlarının, gittikçe daha karmaşık, daha içinden çıkılmaz bir biçimde, bir dizi toplanma ve dağılma, yeniden toplanıp yeniden dağılma sürecinden geçtiğini biliriz. Başlangıçta birkaç genel ilke çevresinde birleşen bilim, düşün ya da sanat adamları, genel ilkelerden kaynaklanan ya da kaynaklanmak savında olan ürünler çoğaldıkça, ya bunları çok farklı […]

Tahsin Yucel – Anadolu Masallari

Yeşiltay, mavi gözlü bir çocuktu, bütün çocuklara benzerdi. İşi gücü oyundu, güzel oyunlara biterdi, bir de masalları severdi. Geceleri uyku girmezdi gözlerine, uyuma.zdı, annesini de uyutmazdı, gece yarıtarına kadar :ma-­ sal anlattınrdı. Dinledikçe, dinliyeoeği getirdi. Dinlediği güzelim masallar düşlerine girerdi. Düşlerinde devlerle, cücelerle, dervişlerle, cinlerle, peri kızlanyla birlikte � zerdi, bir demir asa alırdı eline, […]

Tahir Alangu – Kediler Padişahı

Bir varmış bir yokmuş. Tanrı’nın kulu çokmuş. Çok ;A.,f:J·-· yemesi, yok demesi günahmış. Evvel zaman içinde bir sümüklüböcek varmış. Evi sırtında, duvarın dibinde, yalnız başına, sessiz sakin yaşarmış. Günün birinde yalnızlıktan sıkılmış, bıkmış. Sarmısak zarından baş örtüsü, soğan kabuğundan ferace, hurma çekirdeğinden takunya giyinmiş, kendine bir koca aramaya çıkmış. Soğan kabuğundan kepenek, sellim sellim sepelek, […]

Tahir Alangu – Billur Köşk Masalları

Bir varmış, bir yokmuş Tanrı’nın kulu çokmuş. Çok demesi yok demesi günahmış. Bir padişahın hiç çocuğu olmaz, olursa da yaşamazmış. Günlerden bir gün bu padişahın bir kız çocuğu dünyaya gelmiş. Babası ile anası saraydakiler, dışarıdakiler, köydekiler, kenttekiler, yazıda yabanda kim varsa herkesi bir telaştır almış, “Bu kızı nasıl olsa da yaşatsak?” diye tasaya düşmüşler. İşin […]

Taha Caglaroglu – Risalei Nur Estetigi

Güzellik nedir? Güzelliğin kaynağı madde midir, yoksa mana mı? Güzellik ile hakikatin bir ilişkisi var mıdır? Sanat nedir? Sanat-kutsal ilişkisi nedir? Hüznün güzelliği, ölümün güzelliği diye bir şey olabilir mi? Felsefede ‘kötülük problemi’ olarak konuşulagelen sorun hakkında neler söylenebilir? İşte bu sorular çevresinde gelişen konular, insanların zihinlerini hep meşgul etti. Risale-i Nur’daki estetiği aramak amacıyla […]

Taha Akyol – Rumeli’ye Elveda

Nüfusumuzun yaklaşık yarısının Kafkasya, Kırım ve Balkanlar’dan göçüp geldiğini biliyor muydunuz? Cumhuriyet’in kuruluşuna kadarki 150 yıl içinde Kafkasya, Kırım ve Balkanlar’dan 5 milyon Müslüman Türkiye’ye sürüldü, tehcir edildi veya mübadeleyle Anadolu’ya geldi. Buna karşılık 1 milyon 900 bin Hıristiyan da göçle, tehcir ve mübadeleyle Anadolu’dan ayrıldı. Ulus-devletler bu süreçlerin sonucu olarak kuruldu. Roma’dan Osmanlı’ya tarihteki […]

Taha Akyol – Mezhep ve Devlet

Elinizdeki kitap 1999 yılında yayımlanmış ve kısa sürede 7 baskı yapmıştı. Kitap yayımlandığında Türkiye’nin İran olacağı âdeta iliklere işlemişti, 28 fiubat’ın önderi olan askerler Türkiye’nin böyle bir tehlikeyle burun buruna olduğunu dünya âleme ilan ediyorlardı. Tarihi hiç bilmediklerine, sosyal bilimlerin bakış tarzına sahip olmadıklarına hükmediyordum. Bizde Atatürk’ün, İran’da Humeyni’nin devrim yapması, her şeyi izah etmeye […]

Taha Akyol – Medineden Lozana

Tarihe ‘deney’ olarak bakmak tarihi anlama çabasıdır. Hayatın değişen olguları karşısında geçmişte nasıl tavırlar alınmış, bu tavır alışlar nasıl sonuçlar doğunnuş? Tarihteki bu son derece karmaşık, muğlak sebepler – sonuçlar ilişkisini kavramaya çalışan zihin, bir düşünme melekesi kazanır; günümüzün çok daha kannaşık ve muğlak sorunları karşısında nasıl bir tavır alınırsa ne gibi sonuçlarla karşılaşılacağını sezme […]

Tabuttan Gelen – Mason Olduğum Dönemde Yaşadıklarım

Henüz 18 yaşındayken pırıl pırıl bir gençken internette okuduğum yazılar beni masonlara karşı ilgili bir duruma soktu. Neyin nesi diye araştırmalarım artık okula gitmemi bile engelliyordu. Ama masonlara bir türlü ulaşamıyordum çünkü iletişim konusunda ciddi anlamda gizliliğini koruyorlardı. Okulda bu ilgim tam olarak anlaşılmasa da sıraya çizdiğim semboller, deftere aldığım notlar insanlar tarafından görülüyor lakin […]

T. Lobsang Rampa – Ucuncu Goz

Oh ne âlâ! Dört yaşındasın ve hâlâ at üzerinde durmayı beceremiyorsun. Sen adam olamayacaksın bu gidişle. Soylu baban ne der sonra bu işe?” Yaşlı Tzu böyle söyleyerek midillinin arkasına sert bir şamar indirdi ve havalanan tozların içine tükürdü. Potala’nın gümüş damları, altın kubbeleri güneş ışığında parıldadılar. Az ötedeki Yılan Tapınağı Gölü’nün durgun mavi suları bir […]

T. Lobsang Rampa – 3. Göz

“Oh ne ala! Dört yaşındasın ve hala at üzerinde durmayı beceremiyorsun. Sen adam olamayacaksın bu gidişle . Soylu baban ne der sonra bu işe?” Yaşlı Tzu böyle söyleyerek midillinin arkasına sert bir şamar indirdi ve havalanan tozların içine tükürdü. Potala’nın gümüş damları , altın kubbeleri güneş ışığında parıldadılar. Az ötedeki Yılan Tapınağı Gölü’nün durgun mavi […]

Şule Perinçek – Turan Dursun Hayatını Anlatıyor

21 Şubat 1990 günü Genç ilçesine gitmek üzere Bingöl’de otobüsten indim. Arkamdan beş altı genç daha otobüsün kapısından atlıyor ve koşarak bana geliyorlar. -Siz Doğu ağabeysiniz değil mi? – Evet, merhaba. – Biz Solhan Medresesi talebeleriyiz. Sizleri çok.seviyoruz. 2000’e Doğru’da Turan Dursun’un yazılarını sürekli okuyoruz. Bizi İslamiyet ve dinler konusunda çok aydınlatıyor … Bingöl’ün Solhan […]

Şule Gürbüz – Coşkuyla Ölmek

Pek eli sıkı biri sayılmam, niye öyle olayım ki? Ama verecek, verilenin kıymetini bilecek, minnet duyacak, aldığını iyi yere sarf edecek, hayırlı yerlere kullanacak, hayırla yad edecek, verenle vermeyeni, nelere rağmen verenle, neleri olup da vermeyeni ayırt edecek insana rastlayamıyorum. Yoksa elbet veririm, vermez miyim? Ama her şeyde olduğu gibi bunda da muhatap bulmak pek […]

Şinasi Altundağ – Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı – Mısır Meselesi (1831-1841)

Ankara DU ve Tarih – Coğrafya Fakültesine Habilitasyon tezi olarak takdimine cesaret ettiğim bu naçiz eser, esas itibariyle, Mısır Valisi Kavalaiı Mehmet Ali Paşanın isyanı ve Suriyeye taarruzu ile başlıyan ve 1831 – 1841 seneleri arasında cereyan eden Mısır meselesinin -tesbit edebildiğim nispettesebeplerini, safhalarını ve neticelerini ihtiva etmektedir. Şark meselesinin devamından başka bir şey olmıyan […]

Şeyhmus Diken, Nurcan Baysal – Kürdistan’da Sivil Toplum

Güneydoğu’da Sivil Hayat kitabının yayımlanmasından beri tam on dört yıl geçmiş. Öncesindeki bir yıllık hazırlık süreci de dikkate alınırsa on beş yılı geride bırakmışız. Megerse ne çok şey degişmiş bu süre zarfında! Devletle arasına mesafe koyan, koymaya çalışan sivil toplum! Veya devletten himmet bekleyen, müdahale bekleyen bir başka sivil toplum! Veya aman devlet bize karışmasın, […]