Kategori: Genel

Mario Vargas Llosa – Masalcı

Floransa’ya Peru’yu ve Peruluları bir süre için de olsa kafamdan atmak için gelmiştim, ama bahtsız ülkem bu sabah ansızın, hem de hiç beklenmedik bir biçimde karşıma çıkıverdi. Dante’nin müzeye dönüştürülmüş evini, küçük San Martina de Vescovo Kilisesi’ni gezmiş, Dante’nin Beatrice’yi ilk kez gördüğü söylenen ara sokağa uğramış, geri dönüyordum; birden, daracık Santa Margherita Sokağı’ndaki bir […]

Mario Vargas Llosa – Elebaşılar Hergeleler

Elebaşılar’daki altı öykü, 1953 ile 1957 yılları arasında Lima’ da öet’enciyken yazıp yırttıklarımdan arta kalan bir avuç öykü. Bunlarm .pek bir d�eri yok, ama dünyada en önem verdi­ �m şeyin edebiyat olmasına ra�en, günün birinde gerçekten yazar olaca�mm aklımdan bile geçmediğf o zor yılları anımsattı.A’ı için severim onlarL Çok genç yaşta evlenmiş, üniversitedeki · derslerin […]

Mario Vargas Llosa – And Dağlarında Terör

Yerli kadın, kulübenin kapısında görününce, Li tu ma onun ne söyleyeceğini tahmin etmi§tİ. Kadın gerçekten söyledi de, ama salyasını- di§sİz ağzının kenarından incecik akıta a�ıta, sözü ağzında geveleyerek, Quechua1 dilinde konu§mU§tu. – Ne diyor, Tomasito?2 – Pek iyi anlayamadım, çavu§um. Jandarma eri, kulübeye gelen kadınla yine Quechua dilinde konu§arak, elleriyle tane tane söylemesini ݧaret etti. […]

Mario Luzi – Simone Martini’nin Dünyevi ve Semavi Yolculuğu

Şairin yolcu ile özdeşleştirildiğini hepimiz biliriz: çoğu zaman bir odada, bir yazı masasında, papirüsün ak, opak yüzünde çıkar yola, sancılı dönenir hem, ve döner sonra; tekrar ayrılmak üzere. Yazıya sürgündür; yaşar, sınar ve öğrenir. Hayatın akışında, o tuhaf, anlaşılmaz mayasında çoğu zaman pusulasız ilerlerken kelimeye tutunmayı, ona sığınmayı, Dil ile diller, Kelâm ile kelime, bütün […]

Mario Levi – Madam Floridis Donmeyebilir

Madam Floridis Dönmeyebilir’in ilk baskısı on yıl önce yapıldı. O günlerde bu kitapla, hikâyecilik yolunda yeni bir adım attığıma inanıyordum. Sesimi “uzak akrabalarıma” bir kez daha duyurabilmiştim… Bir kez daha, “dilimi” olanaklarım ülçüsünde inşa etme umuduyla… Varmak, ulaşmak istediğim yere yüklediğim anlam bugün de değişmedi. İçimde o günlerde de bugünkü kırgınlıklarımı ve öfkemi barındırıyordum. Beni […]

Mario Levi – Lunapark Kapandi

Hayatım, ardımda bıraktığım büyük kayıplar ve ölümlerle dolu… Ben seri cinayetler işleyen bir suikastçıyım!.. Bugüne kadar sadece kendime ve kurbanlarıma, o da tarihimden ve bana gösterilenlerden yeterince kaçamadığım için yakalandım. Hoş, o zamanlarda kurbanın da, celladın da rolleri tam anlamıyla belirlenmiş değildi. Kendimi bir cellat gibi gördüğüm anlar, bir kurban durumuna düşürüldüğüm anlardı da bazen. […]

Mario Levi – İstanbul Bir Masaldı

‘Burada’ anlatılanların ya da kendini yavaş yavaş yazdırmış bu ‘uzun hikâye’de bir ‘yazı’ olarak yaşananların kimi insanları rahatsız edeceğini biliyorum. ‘Yazımı’, başkalarından, bana bu ‘yazıyı’ kabul ettirmek isteyenlerden elimden geldiğince uzaklaşarak anlamaya, daha da önemlisi sorgulamaya çalıştığım, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen gecelerde de böylesi bir duyguya kapılmıştım. Bana duyurulanları, hayatımın bir yerlerine koymaya çalıştığım gecelerdi […]

Mario Levi – Bir Yaz Yagmuruydu

Herkes yapabileceğini yapar, verebileceğini verir, karşılığında da alabileceğini alır… Kimileri ‘küçük bahçesinin toprağını işleyerek’ kendini bulur ve yaşar, daha fazlasını aramaya gerek görmez, kimileri o bahçede kalmaktan, dahası hapishanesini inşa etmekten başka türlüsünü yapamadığı halde, başka toprakları boşuna hayal eder, bekledikleri gerçekleşmeyince de suçu toprakta arar, kimileriyse bunların hiçbirinin farkına varmaksızın yürür gider… Ben, içine […]

Mario Levi – Bir Sehre Gidememek

Elinizde tuttuğunuz bu kitap, zamanın akışında birçok insan için, deyiş yerindeyse bir başucu kitabı oldu. Gerçeği bu kitabı böyle görenlerden ve yaşayanlardan öğrendim. Duyduklarım bana güç veriyor, bir yerlerde birileriyle buluşabildiğimi söyletiyor. Böyle bir yere elbette inanmıştım. Ancak inancım, ne gizleyeyim, gücünü biraz da hayallerden alıyordu. Şimdiyse hayalim başkalarına da ulaşabilmek… Kitabın ilk beş baskısı […]

Erzurumlu Ibrahim Hakki – Marifetname

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin “Marifetnâme”si, dün olduğu gibi, bugün de en çok okunan eserlerden biri olmuştur. İstanbul başta olmak üzere Bulak (Mısır), Kazan gibi kültür merkezlerinde defalarca basılan bu büyük ve ölümsüz eser, Fransızca, Farsça ve diğer birçok dillere de çevrilmiş ve bu dillerde de ilgiyle okunmuştur. Marifetnâme, dini, tasavvufi, sosyal ve doğal bilimlerin tümünü […]

Marie Vaudescal – Cile Hanım ile Aslankoyun

Çile Hanım ile eski dostu Kocabeyin Tahtakafa, ateşin başına rahatça oturmuş sohbet ediyorlardı. Her zamanki gibi Çile Hanım’ın elinde örgüsü vardı. Örgünün yünü, Çile Hanım’ın ayaklarının dibinde yatmış olan Aslankoyun’dan geliyordu. Böylece, yaşlı kadınla minik koyun beraberce çorap örüyorlardı. Hem de ülkenin en sıcak tutan ve en kalın çoraplarını. Onlar sayesinde kim bilir kaç kişinin […]

Marie Nicole – Seytan Tuyu

“Aman Tanrim !” Gazeti ve dergilerle her gun ayrintilariyla yayimlanan bir yigin suc dosyasi bile, insani boyle bir seye hazirlayamazdi. Kutuphaneden her zamankinden daha gec ayrilmisti. Bir kac gun once, cogu yuz elli yildan da eski birtakim kitaplar getirmislerdi. West Virginia’li Simeone A. Montaigne vasiyetinde onlari kutuphaneye birakmisti. New York Halk kutuphanesi’nde kimse adamin adini […]

Marie Lu – Sampiyon

ŞU ANA KADAR GİRDİĞİM BÜTÜN KILIKLAR İÇERİSİNDE EN sevdiğim buydu herhalde. Saçlarım her zamanki gibi altın sarısı değil, koyu kırmızıydı; omuzlarımı biraz geçecek şekilde kesilmiş ve atkuyruğu yapılmıştı. Mavi gözlerimin üzerinde doğal duran yeşil lensler vardı. Karanlıkta düğmeleri parıldayan, yarısı pantolonumun içine sokulmuş kırışık bir gömlek, ince bir ordu cekeƟ, siyah pantolon ve çelik topuklu […]

Marie Desplechin – Kucuk Cadı Yesil

Dünya üzerinde, herkesin şikô.yet etme hakkı vardır. Erkekler, kadınlar, gençler, yaşlılar, hatta hayvanlar bile şikôyet ederler. Sevgi fazlalığından, sevgi eksikliğinden. aileden, yalnızlıktan, işten, sılontıdan, geçen zamandan, havadan … Tüm dünya söylenir; bu böyledir. Fakat bütün türler arasında bir tanesi vardır ki, onun şikô.yet etme hakkı yoktur. Sadece bir tane … o da annelerdir. Anneler gerekirse […]

Marie Bertherat – Bedenimle Nasıl Baş Etsem

Bedeninin gerçekten akıl almaz olduğunu biliyor musun? Peki güçlü, güzel, hatta müthiş olabileceğini? Bu kitap, bedenin seni şaşırttığında, sana rahatsızlık ya da sıkıntı verdiğinde bile, onu keşfetmene ve sevmene yardımcı olmak amacıyla, bir anlamda bedenin sahne arkası’ru anlatıyor. Kimi zaman şaşkına döneceksin: Bedeninin her zaman sandığın gibi olmadığını anlayacaksın. Kitap aynı zamanda kendini daha iyi […]