– Kırmızı. Anna Heymes gitgide kendim rahatsız hissediyordu. Deney en ufak bir tehlike içermiyordu, ama o anda beyninin içinin okunabilecek olması onu derinden etkiliyordu. -Mavi. Yan karanlık bir odanın tam ortasına yerleştirilmiş inox bir masanın üzerine uzanmıştı, kafası, beyaz ve yuvarlak bir makinenin ortasındaki deliğin içine yerleştirilmişti. Yüzünün tam karşısında, başının üzerine hafif eğik bir […]
Kategori: Genel
Jean Christophe Grange – Kongo’ya Agit
Dünyanın kırmızı yüreği Lubumbaşi Havalimanı, Kongo-Kinşasa. Uçağa binmek için büyük bir itiş kakış yaşanıyordu. Uçak alelacele boyanmıştı. Havada kesif bir kerosen kokusu vardı. Uçağın dibinde Siyahi adamlar ile aptallaşmış Beyazlardan oluşan bir kalabalık bekleşiyordu. Bağrışmalar. El kol hareketleri. Bubular. 1 Mukavva kutular. Bu kargaşa sıradan yerel bir gelenek miydi? Yoksa toplumsal gerilemenin şaşırtıcı bir örneği […]
Jean Christophe Grange – Koloni
Çığlık orgun içinde hapsolmuştu. Org borularında çınlıyordu. Kilisenin her yerinde yankılanıyordu. Güçsüz. Boğuk. Hırıltılı. Lionel Kasdan birkaç adım ilerledi ve yanan mumların yanında durdu. Koroyerine, mermer sütunlara, koyu frambu-az renkli deri taklidi kumaşla kaplanmış sandalyelere göz gezdirdi. Sarkis, “Yukarıda, orgun yanında” demişti. Kendi ekseni etrafında döndü ve üst balkona çıkan taş basamaklı sarmal merdivene yöneldi. […]
Jean Christophe Grange – Kızıl Nehirler
Kimlik kontrolü, üst arama, iki ülkeden gelmiş kırk bin izleyicinin kendilerine ayrılan yerlere yönlendirilmeleri. Başko-miser Pierre NiĞmans bütün bu manevraların sorumlularından biriydi. Aslında böylesi görevler her zaman yaptıklarına pek benzemiyordu, ama alabros tıraşlı polis görevlisi bu tür sorumluluklardan hoşlanıyordu. Saf denetim ve çatışma. Ne soruşturma, ne de gizlilik. Bir bakıma, böylesi bir değişiklik dinlendiriyordu sanki […]
Jean Bricmont – Son Moda Sacmalar
Jean Bottero – Mezopotamya (Yazı Akıl ve Tanrılar)
Nisan (Mart-Nisan) Mezopotamya yılının ilk ayıdır, ve Teşrit (Eylül-Ekim) on iki aydan yedinci aydır. 158. satırda yazman öncelikle içindekilerde o ana kadar numaralanmı§ tabietierin toplam sayısını belirtir: Ay tutulmalanyla ilgili önceki tek bölümde yalnızca 8 tablet sayılmasına kar§ılık, toplam olarak 22 tablet vardır. Yazman daha sonra son 8 tabietin temel içeriğini özetler. Daha sonra da […]
Jean Bottero – Gılgamış Destanı (Ölmek İstemeyen Büyük İnsan)
Gılgarnış’la ilgili Sümer efsanelerinin birkaçı hakkında, özellikle Münih’te hazırlanan önemli eserden başka, bir de, Kudüs’ te, Fransız İncil ve Arkeoloji Okulu ile İbrani O niversitesi’nin işbirliği sonucu, Gılgamış Destanı’nın tüm parçalarını ve okunamayan bölümlerini içeren eleştirel bir basımının ve çevirisinin uzun yıllardan beri hazırlandığı; ve Londra’ da, R. C. Thompson’un (1930’da basılmış) çok eski, ama […]
Jean Benjamin Stora – Stres
Stres “medeniyetle birlikte gelişen yeni bir hastalık” mı? Bu konuda yazılmış makale ve kitaplann sayısı -lOO.OOO’den fazla makale ve 200’den fazla kitap- kendimizi sorgulamamızı gerektirmektedir. Metalürji, psikoloji, psikiyatri, nöropsikoloji, nörokimya, immünoloji, psikososyoloji, psikanaliz, psikosomatik vb. gibi alanların sınırlan içinde yeralan bu kavramın semantik (anlambilimsel) zenginliği karşısında bir araştırmacının kayıtsız kalması olanaksızdır çünkü stres, bünyesinde pek […]
Jean Bell – Kosem Sultan, Topkapida Bir Gelin
Güneş, olanca görkemiyle parlıyordu. Boğaziçi’ne ve Halic’e yüksekten bakan imparatorluk konutunu ve minareleri, amber renginde bir ışık, yalayıp geçmekteydi. Sabah, çok güzel geçeceğe benziyordu, zarafet ve umursamazlıkla dolu. Mazgallar boyunca, sımsıkı tunçtan zırhlar içinde, yüzleri, miğferlerinden inen çelik ağla yarı örtülü okçular, nöbet tutuyorlardı. Köşklerin mavimtırak çinkoyla kaplı sütun başlarında Kuran’dan âyetler, Đslam’ın gücünü dile […]
Jean Baudrillard – Sanat Dünyasinin Kurduğu Komplo
Baudrillard’ın, 1996 yılında yayınlanan ve çağdaş sanat diye bir şeyden söz edilemeyeceğini ileri sürdüğü Sanat Dünyasının Kurduğu Komplo başlıklı makalesi uluslar arası sanat camiasında büyük bir şaşkınlığa yol açmıştı. Baudrillard’ın kendini sanata adamış biri olduğu söylenemeyeceği gibi bu konuda bir yeni yetme olduğu da söylenemezdi. 1983 yılında yeri göğü inleten Simülakrlar ve Simülasyon1 başlıklı metnin […]
Jean Baudrillard – Kotulugun Seffafligi
Jean Baudrillard – Foucault’yu Unutmak
Bir ustanın elinden çıktığı belli olan ve ne demek istediğini, insanı kendine hayran bırakacak bir şekilde sunan Foucault’nun anlatımı kusursuz olarak nitelendirilebilecek bir anlatımdır. Foucault’nun sözünü ettiği şey despotik bir yapıdan çok, bundan böyle bir iç içe geçmiş yapı görünümüne sahip, dürülmüş bir halının yere yayıldıkça büyümesi ve lirik bir koronun kökeni belli olmayan (ve […]
Jean Baudouin – Karl Popper
Karl Pop per, Protestanlığı sonradan kabul edecek ve onun bilim ve sanatın çok çeşitli dalianna yakın ilgisini uyandıracak bir Musevi ailesinin çocuğu olarak 1902’de, Viyana’da dünyaya geldi. Bir süre müzik eğitimine ilgi duyduktan ve bir süre de Avusturya’nın güçlü sosyal demokrat partisinin bir militanı olduktan sonra, orta öğretime matematik ve fizik öğretmeni yetiştiren bir üniversitede […]
Javier Sierra – Gizli Aksam Yemegi
Hatırladığım kadarıyla hayatta karşılaştığım en çetrefil, en tehlikeli bilmece, 1497 yılının başında, Papalık Devletleri Magripli Ludovico’nun düklüğünün kıvranışını seyrederken çözmek durumunda kaldığım bilmecedir. Dünya o sıralar düşmanca ve değişken bir yer, bataklık bir cehennemdi;,on beş asırlık kültür ve inanç, Doğu’dan ithal edilen yeni fikirler tarafından çökertilme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Durup dururken Platonun Yunanistanı, Kleopatra’nın Mısırı […]
Jasper Cooper – Taşlar Krallığı Üçlemesi 3 – Cam Hapishane
Büyücü Elzafan’ın şatosunun arkasındaki yerler sessiz gecenin karanlığına bürünmüştü. Ayın soluk ışığını akıttığı şatonun yüksek kuleleri ve ön duvarları arka bahçeyi koyu karaltılarda bırakıyordu. Karanlık gökyüzünü süsleyen binlerce yıldız vardı. Başını yukarı kaldırıp bakanların keyfini yerine getirecek harikulade bir görüntüydü. Gökyüzünü seyreden biri vardı ama yıldızlar onun içini neşeyle doldurmuyordu. Yatağa uzanmış, küçük bir pencereden […]
Jasper Cooper – Taşlar Krallığı Üçlemesi 2 – Gümüş Kuyu
Periler Ormanı yarı karanlığa bürünmüştü. Gecenin berraklığında, ay ışığı ağaçların tepelerini aydınlatıyor, dallar ve yaprakların arasından geçecek açıklık bulduğu yerlerde ormanın zeminine kadar geliyordu. Hava sakin ve ılıktı. Tatlı bir orman kokusu her yanı dolduruyor, gece hayvanlarının eğrelti otları ile çalıların arasında hışırdamaları rahatlıkla duyulabiliyordu. Prenses Amalek, Prens Seph ve Albatros Neville, geceyi geçirmek için […]