Daha hayatımın ilk yıllarında, o doğuştan gelme ve doymak bilmez merakım yüzünden, eğitilmiş hayvanların yaptığı gösterilerden hoşlanmaz oldum. Bu tür eğlenceden beni yoksun eden, o gösterileri eğlendirici olmaktan çıkaran, merak duygularımdı; çünkü gösterilerin nasıl gerçekleştirildiğini öğrenmek için, gösterilerin ardında yatanları araştırmak zorunda kalmıştım. Ve bu yürekli gösterilerle, eğlentilerin pırıltıları ardında gördüklerim, hiç de güzel şeyler […]
Kategori: Genel
Jack London – Intihar
Her şey bir seçim günü başlamıştı. Ilık bir California öğleden sonrası, California Eyalet Anayasasında yapılması öngörülen değişikliklere evet ya da hayır demek için çiftlikten Ay Vadisi’ndeki küçük bir köye inmiştim. Hava çok sıcak olduğu için oyumu kullanmadan önce de, kullandıktan sonra da birkaç kadeh yuvarladım. Sonra bağlarla kaplı tepeleri ve çiftliğin verimli topraklarını aşıp akşam […]
Jack London – Bir Kuzey Macerasi
Kızaklar koşumların gıcırtısına ve lider köpeklerin çınlayan çanlarına döktükleri ebedi acılarının ağıdıyla ağlarken, yorgun adamlar ve köpekler hiç ses çıkarmıyordu. Yeni yağan kar yolu kalın bir kar tabakasıyla kaplamıştı. Uzaklardan geliyorlardı; donmuş bir geyiğin dörde bölünmüş ve taşlaşmış parçalarını yüklenmiş kızakların ayakları yumuşak yüzeye inatla yapışmış, neredeyse insana özgü bir dik başlılıkla ilerlemeyi reddediyordu. Giderek […]
Jack London – Alaska Kid
Aslında Christoffer Beltew olan adı üniversiteye girince Chris Bellew oldu; daha sonraları San Fransisko’nun bohem takımı arasında dolanırken de Kid Bellew’e dönüştü. Sonunda da sadece Alaska-Kid diye anılmaya başlandı. Adında meydana gelen bu değişmelerin öyküsü, aynı zamanda onun yaşamının da öyküsüdür. Ama bu öykü, zayıf karakterli, yumuşak huylu bir annesi ve demir gibi sert bir […]
Jack el-Hai – NAZİ ve Psikiyatrist
Kelleyler, California’daki Berkeley şehrinin kuzeyindeki Kensington tepelerinde, Highgate Road’da yer alan geniş bir Akdeniz-tarzı villada yaşıyorlardı. Kırmızı kiremitli çatısı, körfezin dizginsiz sularından uzakta yükseliyordu fakat daha yakında bulunan tepedeki dört sıra ev ve taşlık yolların ötesinde, sekoya ve meyve ağaçlarıyla dolu bir bayırın aşağılarında Güneş Manzarası Mezarlığının mezar taşları dikeliyordu. Kelleylerin U şeklindeki evlerinin avlusunun […]
Jacgues Prevert – Yaramaz Çocuklara Masallar
J. Stalin – Son Yazilar
J. P. Donleavy – Zencefil Adam
Nefis bir ilkbahar güneşi. Tara Sokağı’ndaki rıhtımlara doğru tıngırdayan at arabaları ve beyaz yüzlü, ayakkabısız çocukların haykırışları. O’Keefe gelip bir tabureye tırmanıyor. Sırtındaki çantayı sallayarak Sebastian Dangerfield’a bakıyor. “Şu küvetler kocaman. İki aydır ilk banyom. Gün geçtikçe daha çok İrlandalılara benziyorum. Amerika’ da metroya binermiş gibi turnikeden geçiyorsun.” “Birinci sınıf mı, üçüncü sınıf mı gittin, […]
J. M. Simmel – Tanri Sevenleri Korur
Telefon çaldı. Yatağımda doğrulup karanlıkta el yordamıyla gece lambasının düğmesini aradım. Ne yatak benim yatağımdı, ne de oda benim odam, düğmeyi bulamadım bu yüzden. Küçük, fosforlu bir saat tam saat başım gösteriyordu: Saat beşti. Telefon yeniden çaldı, sonra yine. Sibüle telefonun çaldığım duymamıştı. Üzerine eğildiğim sırada, düzenli aralıklarla rahat rahat soluk alıp vermeye devam ediyordu. […]
J. M. Coetzee – Yavaş Adam
Darbe sağdan geliyor, sert ve şaşırtıcı, acı verici, elektrik çarpması gibi; adamı bisikletten düşürüyor. Gevşe, diye düşünüyor adam havada uçarken, (çok rahat uçarken!) salıiden de uzuvlarının kendisine uyarak gevşediğini hissediyor. Kedi gibi, diyor kendine: Yuvarlan, sonra ayağa fırla, daha sonra olacaklara hazırlan. Oynak ya da toparlak denen tuhaf kelime de ufukta. Ama işler öyle gitmiyor. […]
J. M. Coetzee – Utanç
O yaşta bir erkek için -elli iki yaşında, boşanmışcinsellik sorununu oldukça iyi çözümlediğine inanıyor. Pe�embe günleri öğleden sonra arabasıyla Green Point’e gidiyor. Tam saat ikide, Windsor Konağı’nın giriş kapısındaki zili çalıyor, adını söylüyor ve içeri giriyor. l 13 numaranın kapısında onu, Soraya karşılıyor. İçeri girip doğruca yatak odasına gidiyor, bu hoş kokulu, loş odada soyunuyor. […]
J. M. Coetzee – Petersburg’lu Usta
Ekim, 1869. St. Petersburg’un Saman Pazarı semtinde, bir atlı araba ağır ağır bir sokaktan geçiyor. Yüksek bir binanın önünde sürücü atın dizginlerini çekiyor. Arabadaki yolcu binayı kuşkulu gözlerle süzüyor. “Burası olduğundan emin misin?” diye soruyor sürücüye. “Sveçnoy Sokağı, 63 numara, dediğiniz yer burası.” Yolcu arabadan iniyor. Orta yaşın sonlarında bir adam, sakallı, hafif kambur, yüksek […]
J. Krishnamurti – Yeni Bir Yasam
Krizlerin ve sorunların dağ gibi büyüdüğü dünyamızda tüm hayat sürecinin kavranmasından doğacak tamamen farklı türde bir ahlâk anlayışına, davranış biçimine ve eylem tarzına acilen ihtiyacımız var. Bu meseleleri siyasi ve örgütsel yöntemlerle, ekonomik düzenlemeler ve değişik reformlarla çözmeye çalışıyoruz, fakat zaman zaman geçici bir rahatlık sağlamalarına rağmen bunların hiçbiri insan varoluşunun karmaşık sorunlarını şimdiye değin […]
J. K. Rowling – Sırlar Odası
Privet Drive dört numarada kahvalti sirasinda bir tartisma patlak vermisti, her zaman oldugu gibi. Mr Vernon Dursley sabahin erken saatlerinde uykusundan, yegeni Harry’nin odasindan gelen bir baykus feryadiyla uyanmisti. Masanin karsisindan, “Bu hafta üç etti!” diye bagirdi. “Eger o baykusu kontrol edemiyorsan, gitmek zorunda kalacak, o kadar!” Harry bir kez daha açiklamaya çalisti. “Cani sikiliyor. […]
J. K. Huysmans – Tersine
Huysmans da, ünlü başyapıtı Tersi11e (A Rebo11rs) de ülkemizde pek bilinmez; dilimizde yazılmış birkaç Fransız yazını tarihinde şöyle bir anılırlar belki, ama, bildiğim kadarıyla, xıx. yiizyıl Fransız yazınını çok iyi bilir gibi görünen uzmanlarımız bile, Huysmans’la Tersi11e’nin çevresinden dolaşırlar hep. Yalnızca Hugo’lar, Nerval’ler, Musset’ler, Balzac’lar, Stendhal’ler, Flaubert’ler değil, Zola, Goncourt kardeşler, Maupassant, Vcrlaine, Mallarme, hatta […]
J. Jacob Bachofen – Söylence, Din ve Anaerkil
JOHANN Jakob Bachofen’in adı, başvuru kitaplarında en azından insanlık tarihinin ilk döneminin anaerkil olduğunu belirten toplumsal gelişim kuramıyla birlikte anılır. Ve eğer bu kuramın tartışmasına bir şeyler eklenecekse, bu da neredeyse evrensel olarak kuşkuyla bakılan sonucuna olacaktır. Aslında bu. Bachofen’in toplum felsefesine katkılarının yalnızca küçük bir bölümüdür ve bir sınıflama gerekirse onu budunbilimcilerle toplumbilimciler arasına […]