Bir gece Zeki’nin meyhanesinde acıklı bir hadise oldu. Zeki, Aziz Bey’i tartaklayıp dışarı attı. Nasıl başladığını, ne olduğunu kimse tam hatırlayamadı. Herkes olmadık şeyler anlattı sağda solda. Kimileri “Zeki başlattı,” dediler; kimileri “Hayır, Aziz Bey zilzurna sarhoştu,” diye itiraz ettiler. Müşterilere kabahat bulanlar çıktı, “Büyütülecek bir mesele değildi,” diyenler oldu. Hadiseden birkaç saat sonra, Aziz […]
Kategori: Hikaye-Öykü
Hermann Hesse – Masallar
Kai’de o akşam, masalcı dede Cecco söze şöyle başladı: “İzin verirseniz beyler, bugün size çok eski bir öykü anlatmak istiyorum. Güzel bir hanımefendiye, bir cüceye, bir aşk iksirine, bağlılığa, nankörlüğe, sevgiye ve ölüme değinen bir öykü bu. İster eski olsun ya da yeni, bütün serüvenler ve öyküler başka ne anlatır zaten. “Soylu Battista Cadorin’in kızı […]
Hermann Hesse – Knulp
1890’lı yılların başında Knulp dostumuz bir k ezinde haftalarca hastanede yatmak zorunda kalmış, çıktığı zaman da şubat ayının ortaları olmuştu. Havalar öyle kötüleşmişti ki, birkaç günlük yürüyüşten sonra yeniden ateşi çıkmış, sığınacak bir yer düşünmek zorunda kalmıştı. Knulp hiçbir zaman dostsuz kalmamıştı. O yörelerin hemen her kentinde bir dost, bir arkadaş evi bulması kolaydı. Fakat […]
Aybars Fırat – Göğe Merdiven
Aşağıdaki hikayeler, kıymetli araştırmacı yazar Ertuğrul Kapusuzoğlu’nun hazırladığı nefis takvimlerden alınmıştır. Yozgat Takvimlerini (ne yazık ki kütüphanemde sadece 1995 ve 1996 yıllarının takvimleri mevcut) görmeyen halkbilimci herhalde yoktur. Hikayeler, geçtiğimiz günlerde yaşadıklarımız ve gelecekte muhtemel yaşayacaklarımız üzerinedir. Büyüklerimizin ibretine sunulur!
Aslı Tohumcu – Abis
Önce ışıkçı gelmiş olmalı, ama olayın gelişme hızı ve ardından yaşananlar emin olmayı engelliyor. Gürültücü tepesine bindiğinde ışıkçı neye uğradığını şaşırmış mıydı? Yaşayan yaşamayan bütün tanıkların aynı şeyi hissettiğine şüphe yok. Işıkçıyla gürültücünün giriş ya da marifetlerini gösteriş sıralarının şaşmış olması ihtimalse de, olay sırasında, hem de eksiksiz herkes tarafından, kesintisiz bir kıtırdama duyulduğu bir […]
Arthur Conan Doyle – Sherlock Holmes Toplu Öyküler
Bir Yılbaşı sabahı dostum Sherlock Holmes’u ziyarete gitmiştim. Yanı başında piposu ile kanepeye uzanmıştı. Üzerinde robdöşambr vardı. Yanında duran bir yığın buruşmuş gazetenin hepsinin okunduğu belli oluyordu. Gözüme bir şapka çarptı. Kanepenin yanında bir sandalye bulunuyordu. Sandalyenin arkasına bir şapka konmuştu. Bu, kullanılamayacak kadar eski olan bir fötr şapkaydı. Sandalye üzerinde tutulduğuna göre Sherlock Holmes […]
Herman Melville – Veranda Öyküleri
“Yaz boyunca, çiçeklerin en hoşuyla yaşadım bu yerde, Fidele.” Köye taşındığımda, verandasız eski bir çiftlik evine yerleştim. Bu üzüntü veren bir eksiklikti. Sadece iç mekânın sıcaklığını dış mekânın özgürlüğüyle birleştiren verandaları sevdiğim için değil; köyü çerçeveleyen muhteşem görüntü ve oradaki keyifli serinlik yüzünden de… Görüntü o kadar güzeldi ki dut zamanı çocuklar, her köşede bir […]
Herman Melville – Benito Cereno
Massachusetts’den Duxburyli Kaptan Amasa Delano’nun yönetimindeki fok avcılığında kullanılan büyük ticaret gemisi, 1799 yılında, değerli kargosuyla Şili kıyılarının güney ucu yakınlarındaki küçük, ıssız, hiç kimsenin yaşamadığı St. Maria adasındaki koyda demir atmıştı. Kaptan, buraya su almak üzere kısa bir süre için uğramıştı. İkinci gün, gün ışımaya başladıktan sonra, o daha yataktayken ikinci kaptanı aşağıya gelip, […]
Herman Melville – Bartleby
O ldukça yaşını başını almış bir adam sayılırım. Otuz yıldır sürdürdüğüm işin doğası, bildiğim kadarıyla şu ana dek haklarında hiçbir şey yazılmamış olan ilginç, hatta biraz tuhaf bir tür insan takımıyla sıradışı bir ilişki kurma noktasına getirdi beni — dava katipleri, bir başka deyişle, yazıcılardan söz ediyorum. İş hayatı ve özel yaşamları açısından onların birçoğunu […]
Henryk Sienkiewicz – Muzıkacı Yanko ve Kamyonka
Türk edebiyat tarihinin anıt isimlerinden Orhan Şaik Gökyay, “Ahmet Rasim’in sözlüğünü yapmak Türkçe’nin yarı sözlüğünü yapmaktır” der. Gökyay’ın maksadı açıktır. Ahmet Rasim’in farklı kaynaklardan beslenen kelime hazinesi, sadece Türkçeyi değil Türkiye’nin toplumsal hafızasını da beslemiştir. Ahmet Rasim İstanbul sokaklarının zengin argosundan, klâsik kültürün kavramlarına, seyyar satıcıların jargonundan, saray ediplerinin terkiplerine kadar ömrü boyunca bir lisan […]
Henry James – Daisy Miller
İsviçre’nin küçük Vevey kasabasında, son derece rahat bir otel vardır. Aslında burada çok otel bulunur; çünkü geçimini turistleri ağırlamakla sağlayan bu kasaba, –birçok ziyaretçinin hatırlayacağı üzere– her turistin görmesi gereken, harikulade mavi bir gölün kenarına kurulmuştur. Tebeşir beyazlığındaki cepheleri, yüzlerce balkonu ve çatılarında dalgalanan bir düzine bayrağı ile modern otellerden tutun da; eskiden kalma, adı, […]
Heinrich von Kleist – Michael Kohlhaas
On altıncı yüzyılın ortalarında Havel ırmağı kıyılarında, zamanının en haksever, aynı zamanda en korkunç adamı, Michael Kohlhaas adında bir at tüccarı yaşıyordu. Bir köy öğretmeninin oğlu olan bu garip adam, otuz yaşına kadar, yaşamını örnek bir yurttaş olarak geçirmişti. Hâlâ kendi adını taşımakta olan köydeki çiftliğinde, sanatıyla geçinerek dingin bir ömür sürüyordu; sevgili karısının doğurduğu […]
Heinrich von Kleist – Düello
On altıncı yüzyılın ortalarına doğru Havel nehrinin kıyısında, zamanının en dürüst, ama aynı zamanda en ürkünç adamlarından biri olan Michael Kohlhaas adında bir at taciri yaşardı. Bir öğretmenin oğlu olan bu sıra dışı adam, otuz yaşına gelene kadar örnek bir vatandaş olarak gösterilebilirdi. Hâlâ onun adını taşıyan bir köyde çalışarak geçimini sağlar, karısının ona verdiği […]
Hasan Öztoprak, Özlem İşbilir – Anadolu Masalları
Çok eski zamanlarda Danyal adında bilgelerin bilgesi bir adam yaşarmış. Bu bilgenin onu her zaman saygı ve hayranlıkla dinleyen, bilgisinden yararlanmak isteyen pek çok öğrencisi ve seveni varmış. Ama gel gör ki, değerli el yazmalarına ve onca kitabına sahip çıkacak, mirasçısı olacak bir çocuğu yokmuş. Derdinden ve üzüntüsünden ne yapacağını bilemeyen bilge, bir evlat sahibi […]
Hasan Ali Toptaş – Ölü Zaman Gezginleri
Bir kuşluk vakti, balkonda oturuyorduk. Sen maviler giymiştin, omuzlarından dökülen saçların usul usul uçuşuyordu. Yüzüme bakıyordun ikide bir, derime sinen geldiğim yeri arıyordun belki; ellerimin nasıl el olduğunu, kirpiklerimin nereye doğru kıvrıldığını öğrenmek istiyordun. Bense, büyümelerinden korkarak gözlerimi kapatmıştım. Büyürlerse onlarla birlikte ben de büyüyecektim sanki. Sonra da, dedelerimden kalan kelepçe ürpertisi bileklerimde ışıldamaya başlayacak, […]
Stendhal – İtalya Hikayeleri (‘Öyküleri’)
Bu öykü, 1 Mart 1837’de, Revue des Deux Mondes’da yayımlanmıştır. Stendhal’in, XVI. yüzyıl İtalyasıüzerine yazdığı öykülerden ilki budur. Yazarın, o sanat, aşk ve güç çağına karşı, özel bir ilgi duyduğu bilinmektedir. O çağla bütünleşmek için hiçbir şeyi ihmal etmez; tarihselolaylara meraklı, kendi deyişiyle bilgiçlik taslayan bir adam olarak boş zamanlarını, Paul Louis Courier gibi, yarımadanın […]