DÜN gece Ted Kennedy’ye bir uyarı geldi. Bu da çoğu uyarılar gibi, rüya şeklindeydi. Silâhlar parlamış, tüm yeryüzünü ateş kaplamış ve birçok masum insanlar ölmüştü. Gökyüzünde termonükleer patlamaların oluşturduğu mantar şeklindeki bulutlardan uçsuz bucaksız tarlalar meydana gelmişti… Ted Kennedy, bir sara nöbeti geçiriyormuş gibi şiddetli titreyişler içinde kasılıp kalmıştı. Bu kasılmanın verdiği rahatsızlıklarla bir an […]
Kategori: Bilimkurgu
Robert Moore Williams – Robot X-81
Bütün evren, insanların uzay olarak niteledikleri sonsuzluk denizinde yüzüyordu. Bu uzay denizinde, güneş sarı bir portakalı, gezegenler üzüm tanelerini ve uzaklardaki yıldız salkımları, dikkatsizce boşluğa serpiştirilmiş parlak elmas taşlarım andırıyordu. İşte gemi bu sonsuzluk içinden çıktı. Bir saniye önce, en yakın yıldızlara kadar uzanan gökyüzü bomboştu. Jed Ambro, Robot X-81’in Pluto üzerindeki bir çatlaktan kurtulabilmek […]
Robert Kırkman, Jay Bonansiga – The Walking Dead – Yürüyen Ölüler
Brian Blake her şeyin başladığı anda karanlığa sokulmuştu; göğsü korkuyla sıkışıyor, dizleri tutmuyordu… Bir çift eli daha olsaydı, kulaklarını tıkayabilir, parçalanan insan kafalarının gürültüsünü zihninden uzaklaştırabilirdi. Maalesef Brian’ın yalnızca iki eli vardı ve şu an ikisiyle de dolapta yanında oturan küçük kızın minicik kulaklarını kapatmaktaydı. 7 yaşındaki kızcağız adamın kollarında tir tir titriyor, dolabın dışından […]
Robert Jordan – Zaman Çarkı #6 – Kaos Lordu
Aslanlar şarkı söyler, tepeler uçar. Gündüz gündüz ay olur, gece de güneş. Kör kadın, sağır adam ve karga aptal. Bırak artık hükmetsin Kaos Lordu. Bir çocuk oyunundan tekerleme. Büyük Arvalon’da derlenmiştir. Dördüncü Çağ. Önsöz Demandred Shayol Ghul’ün yamaçlarına adım attı ve gerçekliğin dokusunda bir delik olan kapı sönüp gitti. Yukarıda, kaynayan gri bulutlar gökyüzünü gözlerden […]
Robert Jordan – Zaman Çarkı #5 – Göğün Ateşleri
Onun gelişiyle dehşet ateşleri yeniden doğar. Tepeler yanar; topraklar kurur. İnsanlar sürü sürü kaybolur; saatler tükenir. Duvar delinir; ayrılık peçesi örtülür. Ufkun ötesinde fırtınalar gürler; gökyüzünün ateşl Önsöz İlk Kıvılcımlar Düşüyor Elaida do Avriny a’Roihan yazı masasının arkasında otururken dalgın dalgın omuzlarındaki yedi çizgili etolü, Amyrlin Makamı’nın etolünü elledi. İlk bakışta onu güzel sayacak çok […]
Robert Jordan – Zaman Çarkı #4 – Gölge Yükseliyor
Gölge tüm dünyada yükselecek ve her ülkeyi, en ufak köşesine dek karartacak ve geride ne Işık, ne güvenlik kalacak. Ve Kehanet’e göre Şafak’tan olan, Kız’dan doğan, Gölge’yi yakalamak için ellerini uzatacak ve dünya, kurtuluşun acısı ile feryat edecek. Tüm övgüler Yaratıcı’ya, Işık’a ve tekrar doğacak olana olsun. Işık bizi ondan korusun. Karaethon Döngüsü Üzerine Yorumlar’dan. […]
Robert Jordan – Zaman Çarkı #3 – Yenidendoğan Ejder
Ve yolları çok olacak. Ve adını kim bilecek; defalarca, farklı kisveler altında doğacak aramıza, tıpkı şimdiye dek yaptığı, bundan sonra da yapacağı gibi, sonsuz zamanda. Gelişi sabanın keskin tarafı gibi olacak, yaşamlarımızı sükûnet içinde yaşadığımız yerlerde saban izleri gibi tersyüz edecek. Bağları kıran; zincirleri ören. Gelecekleri inşa eden; kaderi çözen. Ejder Kehanetleri Üzerine Yorumlar’dan. Jurith […]
Robert Jordan – Zaman Çarkı #2 – Büyük Av
Ve gün gelecek, insanların yaptıkları yıkılacak ve Çağın Deseni’ne Gölge düşecek ve Karanlık Varlık, elini bir kez daha insanların dünyasına koyacak. Yeryüzünün ulusları, eskimiş kumaşlar gibi yırtılıp parçalanırken, kadınlar ağlayacak ve erkekler haykıracak. Hiç kimse ve hiçbir şey ayakta kalmayacak. Fakat Gölge’nin yüzüne, daha önce yeniden doğmuş olan ve sonsuza dek defalarca doğacak olan biri […]
Robert Jordan – Zaman Çarkı #1 – Dünyanın Gözü
Yeryüzü anılarla sarsılırken ve olan biteni inkâr edercesine inlerken saray yer yer sarsılmaya devam ediyordu. Duvarda “Demek en azından bu kadarını hatırlıyorsun. Senin için tehlikeli, aptal, benim için değil. Başka ne hatırlıyorsun? Hatırla, seni Işık körü aptal! Sen böyle gafletine bürünmüşken bunun bitmesine izin vermeyeceğim! Hatırla!” Lews Therin elini kaldırıp, üzerindeki kir desenleri karşısında büyülenmiş […]
Robert Jordan – Zaman Çarkı #0 – Yeni Bahar
Gecenin içinde, son üç gündür insanın insanı öldürdüğü kar kaplı yerde soğuk bir rüzgâr esti. Gevrek bir soğuk vardı, ama Lan’in senenin bu zamanında beklediği gibi buz gibi değildi. Yine de, çelik plaka zırhının soğukluğunun ceketinin içine işlemesine ve rüzgâr alıp götürmediği zaman nefesinin yüzünün önünde buharlaşmasına yetecek kadar soğuktu. Gökyüzündeki karanlık dağılmaya başlamıştı, yoğun […]
Robert Charles Wilson – Darwinya
Guilford Law, Dünya’nın değiştiği gece on dördüne bastı. Tarihin dönüm noktası, olacağı olmuştan ayıran geceydi ama bunların hepsinden önce onun yaş günüydü sadece. Kış gölleri kadar derin, soğuk ve bulutsuz bir gök altındaki, mart ayının bir cumartesi günüydü. Bütün öğleden sonrayı abisiyle çember çevirerek ve dondurucu havaya buğulu nefesler üfleyerek geçirdi. Akşam olduğunda annesi, Guilford’ın […]
Robert A. Heinlein – Uzayda Kaybolanlar
Çok büyük bir yıldız gemisi, kontrolsüz olarak uzayda sürükleniyordu. Millerce uzunluğundaki koridorlarıyla, konsantrik güverteleri ile atölyeleriyle, bitki ve ambarlarıyla. İçindeki hava temiz ve sıcaktı. Koridorlar aydınlatılmıştı, bitkiler yemyeşildi. Yıldız gemisinde insanlar vardı. Onlar için dünya efsaneden başka bir şey değildi. İsyan ve kanlı ayaklanmalar sonucu astrolojiden anlayan ve gemiyi idare edebilecek olanlar ölmüştü. Bunlardan bir […]
Robert A. Heinlein – İkiz Yıldız
Eğer karşınızdaki adam bir taşralı gibi giyinmişse ve sanki o yerin sahibiymişçesine hareket ediyorsa bilin ki bir uzay adamıdır. Bu durum mantıklı bir gereklilikten kaynaklanır. Mesleği gereği kendini bütün evrenin patronu gibi hisseder; toprağa ayağını bastığı andan itibaren de köylülerin arasında dolaşıyor gibi olur. Zarafetten yoksun giyimine gelince, zamanının onda dokuzunda üniforması sırtında olan, medeniyetten […]
Robert A. Heinlein – Dünya Batıyor
Otomatik silâhların yaylım ateşiyle gecenin sessizliğinin bozulmasını bekleyen Gary, köprü ayaklarının gölgesine sindi. İhtiyar kadının, kimseye görünmeden karşı tarafa geçeceğini düşünmesi delilikti. Belki onu bu deliliğe sürükleyen açlık ve umutsuzluktu. Muhtemelen bütün umudunu gecenin karanlığına bağlamıştı. Oysa, köprü başını tutan askerlerin ellerindeki otomatik silâhların enfraruj ışınlı cihazlarla geceyi gündüz gibi aydınlık görebileceklerini bilmiyordu. İhtiyar kadının […]
Ray Cummings – New York 5000
ALAN’ın atölyesindeydik. Hemen birkaç dakika önce monte etmiştik televizyon alıcısını. Aygıtı açar açmaz da, eşsiz güzellikte bir esrarengiz genç kız karanlığın içinden çıkıp geldi. Vakit gece yarısına yaklaşıyordu. Boğucu şekilde sıcak bir haziran gecesi yaşıyorduk. Alan’ın kızkardeş Lekelerin her biri hem yoğundu, hem de daha ilk bakışta ne olduğu kavranabilir cinsten şeylerdi. Doğayı dile getiren […]
Ray Bradbury – Resimli Adam
Resimli Adam’la ilk kez eylül ayının başlarında, ılık bir öğleden sonra karşılaşmıştım. Wisconsin’i yürüyerek gezdiğim iki haftalık turun son ayağında, asfalt bir yolda yürüyordum. Akşama doğru mola verip biraz domuz eti, kuru fasulye ve bir tane de donut yedim. Resimli Adam tepenin ardından çıkıp gökyüzüne karşı bir an durduğunda uzanmış, kitap okumaya hazırlanıyordum. O zamanlar […]