“Dar kapıdan girmeye çabalayın. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı büyük ve yol geniştir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar çok azdır.” Matta (Luk.l3:24)/I ̇ncil. Yazılış süreci yaklaşık üç yılda tamamlanan Dar Kapı, ilk defa 1909 yılında yayımlanır. André Gide’in eleştirmenler tarafından en yaratıcı dönemleri olarak nitelenen […]
Kategori: Dram
Gustave Flaubert – Madame Bovary
Gustave Flaubert yalnız Fransa’nın değil, bütün dünyanın en tanınmış romancılarındandır. Ölmez eserlerinden Salambô, dilimize İsmail Hakkı Alişan tarafından çevrilmiştir. O roman Gustave Flaubert’in romantik tarzının en güzel eseridir. Madame Bovary ise tarihi sahneleri canlandırmaya değil, gözünün önünde geçen hayatı, yaşayan tipleri tespite çalışan Flaubert’in eseridir. Asıl ününü sağlayan da belki bu kitabıdır. Asabi, hatta hastalıklı […]
Gustave Flaubert – Ermiş Antonius ve Şeytan
Flaubert’in bu şaşırtıcı eserini çok eskiden okumuş ve pek tadına varamamıştım. Çevirmeye de, istemeye istemeye başlamıştım. Havasına girince anladım ki bu kitabı da, birçokları gibi, tadına varmadan ya da o yıllarda aradığım başka tatları bulamayarak okumuşum. Çeviri insanı öze gitmeye zorladığı için önyargı kabukları kırılıyor ve kitap geçici tutkunları aşan değeriyle çıkıyor ortaya, değeri varsa […]
Stefan Zweig – Afrikanın Hiç Bir Yerinde
4 Şubat 1938, Rongai Benim Sevgili Jettelim, Önce eline bir mendil alarak rahat bir köşeye çekil. Şu anda eskisinden de güçlü olmalısın. Tanrı isterse, çok yakında görüşeceğiz. Hem de umduğumuzdan önce. Mombasa’ya gelir gelmez sana göndermiş olduğum son mektuptan bu yana pek çok şey oldu, bu yüzden kafam hâlâ karmakarışık. Nairobi’ye geldiğimin hafta, kimi gördüysem […]
Ken Kesey – Guguk Kuşu
Orada, dışarıdalar. Beyaz giysili kara oğlanlar… holde o biçim işler çevirecekler… cinsel dümenler… sonra, ben onları yakalamadan işi yerleri paspaslamaya çevirecekler… Koğuştan çıktığımda paspas yapıyorlar. Udžçüde her şeyden nefret ediyor; saatten, günden, çalıştıkları yerden, çevredeki insanlardan. Böylesi nefret doluyken en iyisi beni görmemeleri. Duvarın dibinden yürüyorum. Ayağımdaki lastiklerin kenarlarında biriken tozlar kadar sessiz atıyorum adımlarımı. […]
Grit Poppe – Milanin Düşleri
Bu, San Francisco’ya ilk uçuşum. Uçak Golden Gate Köprüsü üzerinde ağır, rahat bir dönüş yapıyor. Işıklar görüyorum. Gece. Bebeğim kol arımda, uyuyor ve terliyor. Kaptan pilot bizimle rahat bir ses tonuyla kısaca vedalaşmadan önce boğazını temizliyor. Sesi, az önce uykudan uyanmış gibi. Uçaktaki insanlar sessiz kalıyor. Kimse alkışlamıyor. Atlanta’dan bu yana beş saattir uçuyoruz. Amerikalı […]
Johann Wolfgang von Goethe – Genç Werther’in Acıları
Goethe, 28 Ağustos 1999 günü 250 yaşında olurken, onun dünya çapındaki erken ününün ilk temel taşı olan “Genç Werther’in Acıları” romanının ilk basımının üzerinden de tam 225 yıl geçmiş bulunuyor. Goethe, romanını 1774 yılının ŞubatMayıs ayları arasında yazdı. Aynı yılın güzünde ilk kez yayımladı. Okurlar üzerinde beklenmedik yoğunlukta etki yaratan roman, kısa sürede birçok Avrupa […]
Georges Bataille – Göğün Mavisi
Az ya da çok, hayatın çeşitli gerçeklerini ortaya çıkaran öykü ve romanlara bağlıdır herkes. Bazen kendinden geçmiş bir halde okunan bu öykülerdir sadece, insanın kaderiyle yüzyüze gelmesini sağlayabilen. Bu öykülerin nasıl yaratıldığını ve romanın yenilenmesi ya da daha iyiye gidebilmesi için gerekli olan çabaları nasıl yönetebileceğimizi araştırmalıyız tutkuyla. Aslında herkesin aklını meşgul eden şey, bilinen […]
Amit Chaudhuri – Akşamüstü Ezgisi
Kapı çalıyor. Müzik öğretmeni içeri giriyor. Her zamanki gibi gülümsüyor. Tüm bedeni gülümsüyor. Karmaşık bir melodi mırıldanıyor dışarıda rüzgâr, ışık ve yağmur, toprağı gölgelerden oluşan bir değirmen gibi öğütüyor. İçeride, serin odada, annem ve müzik öğretmeni halının üzerine oturmuş, her zamanki gibi, misafir odasındaki sedirlerle, masalarla, tablolarla ve biblolarla çevrelenmişler. Annem harmonyum çalıyor; şarkı söylemeye […]
Alphonse de Lamartine – Graziella
Ailem beni, kocasının işleri gereği Toskana’ya gitmek zorunda olan bir akrabamıza emanet ettiğinde on sekiz yaşındaydım. Bu yolculuğum, baba ocağından ve sosyal etkinlik olmamasından dolayı ruhumun gençlik tutkularını körelten bu taşra kentlerinin aylaklığından kendimi sıyırmam için bir fırsattı. Doğanın ve hayatın göz kamaştırıcı sahne perdelerinin açılışını görecek olan bir çocuğun tutkusuyla yola çıktım. Çocukluğumdan beri […]
Ali Erkan Kavaklı – Cehennem Vadisi
DİYARBAKIR, AA, 29 Aralık 2000 Akşamın alaca karanlığı sokağa çökmüştü. Adam, bitkin bir vaziyette eve dönüyordu. Endişeli, tedirgin ve gergindi. Beyni zonkluyor, gözleri sızlıyordu. Sinirleri felç olmuştu. İkindi vakti yeni bir tehdit telefonu daha almıştı. Sesi tanıyor gibiydi ama emin değildi. Adam sesini değiştirmek için homurtu halinde konuşmuştu. İçi içini yiyordu. Dükkânını erkenden kapatıp yola […]
Alfred De Musset – Marianne’in Kalbi
1942 yılında Marianne’in Kalbi adıyla dilimize çevirdiğimiz Les Caprices de Marianne, Alfred de Musset’nin çok beğenilen, sık sık oynanan birkaç dramından biridir. Yazarın tiyatro anlayışının iyi bir örneği olduğu, konusu, işlenişi bakımlarından da ilgi çektiği için beğenilir, oynanır. Ayrıca yirmi üç yaşında iken yazdığı bu dram, Musset’nin gençlik yıllarının izlerini de taşır. Oyundaki Octave ile […]
Sâmipaşazade Sezâi – Sergüzeşt
Yazınımızda Gerçekçi anlatının ilk örnekleri Ahmed Mithat Efendi’nin Henüz On Yedi Yaşında (1881) ve Felâtun Bey ile Râkım Efendi (1875) romanlarıyla verilmiştir. Ancak bu romanlarında yazar, Gerçekçiliğin en önemli özelliği olan dil ve anlatım güzelduyusu yaratmaya yönelmeden (bu romanlarda, Mithat Efendi’nin o kendisine özgü meddah anlatımı egemendir) daha çok gözleme dayanmıştır. Gerçekçi romanın ve öykünün […]
Alexandra Lapierre – Artemisia
Alexandra Lapierre -Artemisia – Ölümsüzlük için Düello 17. yüzyıl barok İtalya’sından ölümsüzlük uğruna, bir baba ile kızı arasında yaşanan düello.. Artemisia, ün ve özgürlüğe ulaşmak için yaşadığı toplumdaki bütün kuralları yıkan, yapıtlarıyla da ölümsüzlüğe ulaşan tarihteki ilk büyük kadın ressamlardan, Artemisia Gentileschi’nin (Roma 1597-Napoli 1652) serüvenidir. Roma’da, 161 l yılında Sanatçılar Mahallesindeki bir atölyede, genç […]
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin – Dubrovski
Bayan. Prostakova: Efendime söyleyim, o dana küçüklüğünden beri hikâye severdi Skotinin: Mitrofan, bana benzemiş. « Anasının Kuzusu.» Bu sefer halka sunduğumuz İ. P. Biyelkin’in hikâyelerini yayınlamak işine girişirken, merhum yazarının hayatını kısa da olsa bunlara eklemeyi, dolayısıyla da, ülke edebiyat severlerinin haklı merakını kısmen olsun gidermeyi arzuladık. Bunun için de ilkin îvan Petroviç Biyelkin’in en […]
John Fante – Romanın Batısı
Aylardan ocaktı, soğuk ve yağmurlu bir gün; yorgundum, seϐildim, sileceklerim çalışmıyordu ve Tate Cinayetleri hakkında “Bonnie ve Clyde tarzında” zekice bir senaryo yazmamı isteyen milyoner bir yönetmenle sürekli içilip konuşulan uzun bir geceden sonra fena halde akşamdan kalmaydım. Para söz konusu değildi. “Ortak olacağız,” demişti yönetmen, “yarı yarıya.” Son altı ayda üç benzer teklif daha […]