Kategori: Gerilim-Gizem

Orkun Uçar – Asi – (Derzulya serisi’nin Habis Üçlemesi 1)

Büyük Kargaşa nın nasıl başladığı tam olarak bilinmiyor. Belki gökten inen ateş topu, belki derinliklerdeki sıcak nehrin üzerinde yüzen büyük kıtanın aniden yer değiştirmesi, belki eski insanların ellerindeki korkunç silahlarla yaptıkları bir savaş… Belki hepsi… Elimizde kalan az sayıdaki yazılı belge, nesilden nesile anlatılan Büyük Kargaşa efsaneleri veya lanetlenmiş batıdaki, geceleri parıldayan bölge gibi kanıtlar […]

Orhan Pamuk – Kara Kitap

“İbn Arabi’nin gerçek bir vakıa olarak anlattığına göre, abdaldan olup ruhlar tarafından göklere çıkarılan bir arkadaşı, bir defasında dünyayı çevreleyen Kaf Dağı’na varmış, dağı da bir yılanın çevrelediğini görmüş. Bugün dünyayı çevreleyen böyle bir dağ ve onun da etrafında böyle bir yılan olmadığı malûmdur.” İslam Ansiklopedisi. Epigraf Galip, Rüya’yı ilk gördüğünde, kabakulak olmadan altı ay […]

Adrian D’Hagé – Omega Parşömeni

Ölü Deniz Parşömenleri’nden biri, Kumran yakınlarında bir mağarada iki bin yıl kadar gözlerden uzak bir şekilde bekler. Omega Parşömeni, hem insanlığı tehdit eden korkunç bir kehanet, hem de Vatikan’ın en çok korktuğu şifreli sayı ile ilgili uyarılar taşımaktadır. Papa’nın sağlığı giderek bozulmakta, Başbakan Kardinal olan acımasız Lorenzo Petroni, Peter’in Anahtarları’nı elinde tutmaktadır. Onu korkutan üç […]

Friedrich Schiller – Hayaletgören

Anlatacağım öykü birçoklarına inanılmaz gelecekse de, olayların büyük bir kısmına bizzat gözlerimle şahit oldum. Bu anlatacaklarım, belli bir siyasi vakadan haberdar olan az sayıdaki kişiye –o da eğer bu sayfalar yayımlandığında hâlâ hayattalarsa– memnun olacakları bir açıklama getirecektir; böyle bir anahtar olmasa bile, diğer okurlarca da insan aklının kandırılma ve yolunu şaşırma öyküsüne bir katkı […]

Frank Schatzing – Sürü

Huanchaco, Peru Sahili Juan Narciso Ucanan o Çarşamba günü kaderine yürüdü ve bunu kimse fark etmedi. Birkaç hafta sonra, ani kayboluşuna neden olan koşullar tüm dünyayı sarstı ama Ucanan’ın adını kimse anmadı. O, birçoğundan sadece biriydi. Pek çoğundan biri… O sabahın erken saatlerinde başından geçenler tüm dünyada yaşanmaktaydı. Neler olup bittiği bilinebilse benzerliklerin çarpıcılığı görülebilirdi, […]

Abbas Maroufi – Ölü Ruhlar

Ruhsuz duman, eskiden kervansaray olan kuruyemişçiler çarşısının konik kümbetleri altından hareket ederek tarihi binanın eşiğinden dışarıya süzülüyordu. Kervansarayın sonunda oturan birkaç hamal, yağlı tenekede ağaç yakıyor ve eğer cesaret ederlerse bazen de ellerini, Üzerlerindeki battaniyenin altından çıkararak çekirdek kırıyorlardı. Hemen arkalarındaki mezara benzeyen yerde duran kişilerse kuruyemiş makinesinde ay çekirdeği kavuruyordu. Duman ve sis birbirine […]

N. H. Kleinbaum – Ölü Ozanlar Derneği

Vermont’un uzak tepeleri üzerine kurulmuş bir özel okul olan Welton Akademisi’nin taş kilisesinde, üzerlerinde akademi ceketleriyle üç yüzden fazla genç, çevreleri kendilerine gururla bakan anne babalarıyla kuşatılmış bir halde, uzun koridorun iki yanına dizilmiş, bekleşiyordu. Kısa boylu, yaşlıca bir adam uçuşan giysisiyle bir mum yakıp, sancak taşıyan öğrencilerden, cübbeli öğretmenlerden ve mezunlardan oluşan alayın önünde […]

Erol Çelik – Satranç ve Şövalye

Bilinci yavaşça yerine geliyordu, bunu kulağına gelen bebek ağlamasının içine doğurduğu huzurdan dolayı anladı. Bebek, çaresiz ama o kadar tatlı ağlıyordu ki, bir an önce uyanıp, onu bağrına basmak istedi. Kalbini saran bu sızı belli ki, ilk anaç duygusuydu. Gözleri hafifçe aralanmaya başladığında, ilk önce duvardaki sıvaların yer yer dökük olduğunu görmeye başladı. Hiçbir anlam […]

Erol Çelik – Heyula

Mert Külüç, evinin giriş kapısındaki küçük tabelaya bakınca, içindeki derinliklerde alışkın olduğu bir mutluluğu tekrar yaşadı. Normalinde isminin yazması gereken ve bir el büyüklüğündeki metalin üzerinde, hayatında attığına inandığı en mükemmel imza duruyordu. Bu körü körüne bir inanç değil, aksine her gün tazelenen bir gelenek gibiydi. Yelkenliyi andıran imza, pirinç üzerine ustalıkla kazınmış, her kıvrımı […]

Miyuki Miyabe – Gölge Aile

Başlık: Şoktayım Sınavlar açıklandı. Tam bir rezalet! Gerçekten o kadar çok çalışmıştım ki notlarımı gördüğümde gözlerime inanamadım. Hocayla bir konuşma yapmam lazım. Bu büyük haksızlık. Bazıları gibi kaytardığım falan da yoktu. Çoğu kaytarıyordu, ama notları felaket olan bir ben varım. Babam, elimden geleni yaparsam karşılığını mutlaka alacağımı söylemişti. Koca bir yalan değil mi şimdi bu? […]

Erich Maria Remarque – Zafer Abidesi

Kadın, hızlı ve sendeleyen adımlarla yürüyordu. Bununla beraber Ravic, kendisiyle bir hizaya gelinceye kadar onu görememişti. Solgun rengi, çıkık elmacık kemikleri birbirinden ayrık gözlerle, çehresi âdeta, yere düşse paramparça olabilecek sert bir maskeyi andırıyor ve sokak lâmbasından vuran ışık gözlerine donuk, boş bir ifade veriyordu. Kadın o kadar yakınından geçmişti ki, az daha kendisine çarpacaktı. […]

J. Jose Millas – Sakın Yatağın Altına Bakma

Bİ Savcı Elena Rincon ile görevli adli tabip, Lopez de Hoyos’da bir cesetle ilgilenmişer, resmi arabayla nöbetçi mahkemeye dönüyorlardı. Şför şşın suratlı, gencecik bir delikanlıydı; yanındaki koltukta uyuklayan zabıt kâtibinin baş ikide birde önüne düşyor, kucağndaki bond çantaya çarpıyordu. Saat sabahın üçüydü, açıklanması mümkün olmayan bir ilgiyle ıssız kaldırımları incelermişgibi görünen savcının zihninde, yüzü onun […]

Milan Kundera – Yavaşlık

Akşamdan gidip geceyi bir şatoda geçirme tutkusuna kapıldık. Fransa’da çoğunu otele dönüştürdüler şatoların: yeşilliğin kökünün kazındığı çirkin bir alanda yitmiş el kadar yeşillik parçası; uçsuz bucaksız bir yol ağının ortasında bir sığınak, hıyabanlar, ağaçlar ve kuşlar sığınağı. Arabayı ben kullanıyorum, arkamdan gelen arabayı dikiz aynasında izliyorum. Soldaki küçük ışık göz kırpıp duruyor ve arabada sabırsızlık […]

Eoin Colfer – Artemis Fowl #3 Sonsuzluk Şifresi

Son iki yıldaki iş girişimlerim ebeveynsel müdahale olmadan gelişti. Bu süre içinde, Piramitleri Batılı bir işadamına sattım, Leonardo da Vinci’nin kayıp günlüklerinin sahtesini yapıp açık arttırmaya çıkardım ve Peri Halkını kıymetli altınlarının büyük bir bölümünden ayırdım. Ama komplo kurma özgürlüğüm neredeyse sona ermek üzere. Bunları yazarken, babam Rus Mafyasının elinde geçirdiği iki yıldan sonra iyileştiği […]

Emrah Serbes – Deliduman

2013 yazında, büyük şehirlerde başlayıp kısa süre içinde küçük ilçemiz Kıyıdere’yi de etkisi altına alan toplumsal hadiselerin nedenini merak ediyorsanız eğer, 2012 yazının bok gibi geçmesini bir yana bırakırsak, size öncelikle kız kardeşimin güzelliğini ve bazı meziyetlerini anlatmam gerekir. Çünkü kız kardeşimin güzelliğini ve bazı meziyetlerini bilmeden, o yaz, yıllardır hiçbir şey yapamamanın ruhu yakan […]

Edgar Wallace – İmdat Diye Bağır

KOMİSER MUAVİNİ, masasının üzerindeki telefonlardan birini kaldırdı: «Müfettiş Wembury’ye, gelip beni görmesini söyleyin,» dedi. Okuduğu kâğıtları masanın üzerinden aldı, bir dosyaya koydu. Alan Wembury’nin çok iyi bir sicili vardı. Şimdi buna bir ek daha yapılacaktı. Kapı açıldı. Boyu normalden uzun, ince, yüzü güneşten yanmış, gri gözlü bir adam girdi içeri. Komiser muavini Waldorf, oturduğu yerden […]