DUNYANIN dişleri vardı ve canı ne zaman isterse ısırabilirdi seni. Trisha McFarland, bunu dokuz yaşındayken keşfetti. Haziran başlarında, bir sabah saat onda, annesinin Dodge karavanında oturmuş, üstüne Red Sox topa vuruş antrenman kazağını giymiş (sırtında 36 GORDON yazılı olan), bebeği Mona ile oynuyordu. Saat on buçukta ormanda kaybolmuştu. On birde artık korkmamaya, “Bu tehlikeli, bu […]
Kategori: Korku
Stephen King – Tılsım
15 Eylül 1981 günü, Jack Sawyer adında bir çocuk, ellerini blucininin ceplerine sokmuş, kararla suyun birleştiği noktada duruyor, sakin Atlas Okyanusuna bakıyordu. On iki yaşındaydı ama boyu yaşına göre uzundu. Denizden esen bir rüzgâr, fazlaca uzamış kumral saçlarını arkaya doğru uçurup geniş, güzel alnını açtı. Çocuk üç aydan beri hayatını dolduran karmaşık, acılı duygular arasında, […]
Stephen King – Sis
Sis I. Fırtınanın Gelişi Olanları anlatıyorum… Kuzey New England’ın gelmiş geçmiş en müthiş sıcak dalgası 19 Temmuz gecesi sona ererken, bütün Batı Maine bölgesini şiddetli fırtınalar sarmaya başladı. Şimdiye kadar tanık olduğum fırtınaların en korkuncuydu bunlar. Biz Uzun GöTün kıyısında oturuyorduk. Karanlık basmadan az önce, ilk fırtınanın suları döverek bize doğru yaklaştığını gördük. Bir saat […]
Stephen King – Sadist
haaatuırlaaaa seeeen haaatmırlaaaa Ooooooo güüüüünleeeeeriiü Kafasındaki bulanıklığa rağmen bu sesleri yine de duyuyordu. 2 Ama sesler bazen o can acısı gibi kesiliveriyordu. O zaman geride sadece bulanıklık, sis kalıyordu. Karanlığı hatırlıyordu. O bulanıklıktan önceki kopkoyu karanlığı. Bu bir ilerleme gösterdiği anlamına mı geliyordu? “Işık yaratılsın! Bulanık ışık bile güzeldir. Ve ışık güzeldi. Falan filan. Öyle […]
Stephen King – Rüyalar ve Karabasanlar
(Efsane, İnanç, İman ve İster İnan İster İnanma!) Ben çocukken söylenen her şeye, okuduğum her şeye ve aşırı çalışan hayal gücümün gönderdiği her mesaja inanırdım. Bu nedenle epey gecemi uykusuz geçirirdim ama, yaşadığım dünya da huzurlu geçen geceler karşılığında takas edemeyeceğim renkler ve dokularla dolu olurdu. Daha o zamandan dünyada hayal güçleri ya uyuşmuş ya […]
Stephen King – O
Selden Sonra (1957) Bildiğim kadarıyla o dehşet, gazete parçasından yapılmış bir kayıkla başladı. Yirmi sekiz yıl sürecekti bu korku. Aslında belki de hiçbir zaman tam anlamıyla sona ermeyecekti. Sözünü ettiğim kâğıt kayık kaldırımın kenarından akan yağmur suyunda yüzüyordu. Yalpalıyor, yan yatıyor, tekrar düzeliyor, cesaretle girdaplara dalıyordu. Witcham Sokağıyla Jackson Sokağının kesiştiği dörtyol ağzındaki trafik lambasına […]
Stephen King – Maça Kızı
SARI GİYSİLİ ALÇAK ADAMLAR I. BİR ÇOCUKLA ANNESİ. BOBBY’NİN DOĞUM GÜNÜ. YENİ KİRACI. ZAMAN VE YABANCILAR HAKKINDA. Bobby Garfield’in babası yirmili yaşlarında saçları dökülmeye başlayan, kırk beşine gelince de kafası cascavlak olan adamlardandı. Randall otuz altı yaşında bir kalp krizi sonucunda ölüp bu akıbete uğramaktan kurtulmuştu. Emlakçıydı ve bir başkasının mutfak taşlarının üstünde son nefesini […]
Stephen King – Kurtadamın Döngüsü
“dışarı çıktığımda her şeyin daha farklı olduğunu gördüm, ama neyin değiştiğini kendime söylemeye bile cesaretim yok .” uçuk bulaştırma üzerine notlar, kişisel kurum. aizanoi bellek çakışları – 2 : yeni sürülmüş “poem”in sert kokusu … • jeffry, telefonun diğer ucundan konuşuyor, sesine eşlik eden “a song for the lovers” onu dinlemeyi gerçekten zorlaştırıyordu, telefonu kapatıp […]
Stephen King – Kubbe’nin Altında
Kimi arıyorsun Adı neydi Onu muhtemelen Küçük bir kasabada Futbol maçında bulabilirsin Ne demek istediğimi biliyorsun Hani o küçük kasabalar vardır ya oğlum Hepimizin aynı takımı desteklediği – JAMES MCMURTRY Altı yüz on metre yüksekten, Claudette Sanders’ın uçuş dersi aldığı yerden bakınca Chester’s Mill kasabası sabah güneşinde pırıl pırıl parlıyordu. Arabalar ise anacadde üzerinde gidip […]
Stephen King – Kemik Torbası
Karım Jo, 1994 yılının sıcak bir ağustos günü sürekli kullandığı sinüzit ilacını almak için bana Derry Rite Aid’e gideceğini söyledi. Galiba son zamanlarda bu ilacı artık reçetesiz veriyorlar. O gün için yazımı tamamlamıştım. Jo’ya gidip ilacını kendim almayı önerdim, ama o, “Teşekkür ederim,” dedi. “Eczanenin yanındaki süpermarkete uğrayıp balık alacağım.” Yani bir taşla iki kuş […]
Stephen King – Karanlık Öyküler
(Neredeyse) Kayıp Sanatı İcra Etmek Yazma zevkinden daha önce birçok kez bahsettim ve artık bu konuyu temcit pilavı gibi tekrar gündeme getirmek istemiyorum ama bir itirafta bulunayım: yaptığım işin ticari yönünden de bir amatöre has, haϐifçe çılgın bir zevk alıyorum. Bu konuda beceriksizlikler yapmak, çeşitlilik yaratmak ve sınırları zorlamak hoşuma gidiyor. Görsel romanlar (Storm of […]
Stephen King – Hayvan Mezarlığı
Hazret! İse onlara dedi ki: «Dostumuz Lazaruz uyuyor, ama ben gidip onu uykusundan uyandırabilirim.» Bunun üzerine havarileri birbirine baktılar ve bazıları İsa’nın mecazi anlamda konuştuğunu bilmediklerinden gülümsediler. «Efendim, eğer o uyursa daha iyi olur,» dediler. O zaman Hazreti İsa onlarla daha yalın konuştu. «Lazarus öldü, evet… yine de biz ona gidelim.» YOHANNA İNCİLİ Babasını üç […]
Stephen King – Hayatı Emen Karanlık
Machine, «Doğra onu,» dedi. «Ben burada durmuş seyrederken onu doğrayıver. Kanın aktığını görmek istiyorum. Bunu bana ikinci kez söyletme.» George Stark’ın Machine’in Yöntemi adlı kitabından. İnsanların yaşamları… yani o basit fiziksel yaşamları değil de gerçek yaşamları… değişik zamanlarda başlar. Thad Beaumont’un gerçek yaşamı da 1860’da başladı. New Jersey’de Bergenfield kentinin Ridgedway semtinde doğmuş ve büyümüştü. […]
Stephen King – Göz
Korku romanlarına yepyeni bir soluk getiren Stephen King, bu yapıtında intikam duygusuyla yanıp tutuşan, telekinetik güçlere sahip, Carrie White’ın öyküsünü sergiliyor… Korkuyla buluşun, kâbusu yaşayın. KAN BANYOSU 19 Ağustos 1966 tarihli haftalık Enterprise gazetesinden bir haber kupürü: GÖKTEN TAŞ YAĞDI Birçok görgü tanığı, 17 Ağustos günü Chamberlain kasabasında, gökte tek bir bulutun bile görünmediği bir […]
Stephen King – Gece Yarısını İki Geçe
Brian Engle tam 10.14’te American Pride Şirketine ait uçağı 22 numaralı kapının önünde durdurdu. Üzerinde, «Lütfen Kemerlerinizi Bağlayınız,» yazılı panonun ışıklarını söndürdü. Şimdiye dek hiçbir uçuşun sonunda böylesine rahatlamamış ve kendini bu kadar yorgun hissetmemişti. Başı çatlayacak gibi ağrıyor, adeta zonkluyordu. Engle’ın bu akşamla ilgili kesin planları vardı. Pilotlara ait salonda içki içmeyecek, yemek de […]
Stephen King – Gece Yarısını Dört Geçe
Sam Peebles, daha sonra, «Bütün suç o kahrolasıca akrobattaydı,» diye karar verecekti. «Eğer o herif, uygunsuz bir anda sarhoş olmasaydı, başım da böyle belaya girmezdi.» Sam belki de haklı olarak, acı acı, «Zaten yaşam dipsiz bir uçurumun bir kenarından diğerine doğru tutulan ince ışına benziyor,» diyecekti. «Gözlerimiz bağlı olarak üzerinden geçmemiz gereken bir ışına. Bu […]