Gritti’deki dairemde, saat sabahın yedisinde Dooley’nin telefonuyla uyanmıştım. Benimle buluşmak istiyordu. Durum oldukça acildi. Sesi buyurgan ve üsteleyiciydi ki bunu sevimli bulmadım. İkimiz de Venedik’i Kurtarma Uluslararası Komisyonu üyesiydik; Dukalar Kenti’nin hızla sulara gömülmekte olduğunu göz ardı etmemekle birlikte, ortada yine de bu ölçüde acil bir durum olabileceği düşünülemezdi. Cini Vakfı’nın toplantısı bir gün önce […]
Kategori: Mizah
Rıfat Ilgaz – Hababam Sınıfı
HABABAM SINIFI SERİSİ Hababam Sınıfı Hababam Sınıfı Baskında Hababam Sınıfı Uyanıyor Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı Hababam Sınıfı İcraatın İçinde 1911 yılında Cide’de doğan Rıfat Ilgaz, edebiyat kapısını şiirle aralar. İlk şiirlerinin ortaokul yıllarında Kastamonu’daki yerel gazetelerde yayımlanmasıyla birlikte adım yavaş yavaş duyurmaya başlayan Ilgaz, daha sonra Kastamonu Muallim Mektebi’ni bitirerek ilkokul öğretmeni olarak başladığı meslek […]
Rıfat Ilgaz – Geçmişe Mazi (Meşrutiyet Kıraathanesi)
«Doğu’yu eşkiyalar sarmış, sarar ya! Cevdet Barlas emekliye ayrılacak da eşkiyalar düze inmeyecek de dağların başını bekleyecek, öyle mi! Ben Van’ı da bilirim Tatvan’ı da… Kuş uçurtmazdım alimallah Jandarma Kumandanıyken. Yol kesiyorlarmış şimdi, adam soyup, adam kaldırıyorlarmış. Değil yol kesmek, adamın sözünü bile kesemezlerdi ben iş başındayken. Asacaksın beyim, asacaksın! Bakmayacaksın gözlerinin yaşına!» Öğretmen emeklisi […]
Reşat Nuri Güntekin – Değirmen
Zelzele Malmüdürü Cevdet Efendi birdenbire ayağa kalkarak: — Zelzele oluyor arkadaşlar, dedi. Yeni bir çiftetelliye başlamış olan keman, ud, darbuka durdu; yalnız yerde, çalgıcıların ayakları dibinde iki büklüm oturan Arap Ziver hiç bir şeyin farkında olmadı, yanmdakilerden biri kollarını tutuncıya kadar iki yana sallanarak zilli maşasını vurmıya devam etti. Eğlentinin en kızıştığı zamandı. Sırmalı cepkeninden […]
George Orwell – Hayvan Çiftliği (Meb)
Orwell’in “Hayvan Çiftliği”ni bütün tanınmış münekkitlerin büyük bir kısmı komünist rejimin kudretli bir karikatürü diye tavsif etmişlerdi. Hatta bazıları bu eserde, komünist ihtilâlının bazı tarihî vakalarıyla, mühim karakterlerinin de yaşadığını hissetmişlerdi. Fakat aynı zamanda hemen hepsi, sadece eski klâsik hicviyelerin değil, İngiltere’nin dünyaca tanınmış XVIII. asır hicviyelerinin de kudretini “Hayvan Çiftliği”nde sezmişlerdi. Fakat bilhassa klâsik […]
George Orwell – Hayvan Çiftliği (Can Yayınları)
George Orwell adı, aklıma hep iki öykü düşürür; biri Adolf Hitler’le, öbürü Josef Stalin’le ilgili iki öykü. İlkinde, Orwell, II. Dünya Savaşı’nın başlarında, BBC’de radyo izlenceleri hazırlamaktadır. Cumhuriyetçilerin safında savaşıp yaralandığı İspanya İç Savaşı’nı; İngiltere’ye döndükten sonra kaleme aldığı, bence en iyi yapıtlarından biri sayılması gereken Katalonya’ya Selam’ı; sanatoryumda verem tedavisi gördüğü günleri ardında bırakmıştır. […]
George Orwell – Daralma
Bu düşünce aklıma yeni takma dişlerimi aldığım gün geldi aslında. O sabahı gayet iyi hatırlıyorum. Sekize çeyrek kala gibi kalkarak çocuklardan önce kendimi banyoya attım. Göğün kirli sarı boz bir renk aldığı, o berbat ocak sabahlarıdan biriydi. Banyonun küçük penceresinden aşağı bakıldığında, arka bahçe dediğimiz -eğer buna bahçe denilebilirse- etrafı kurtbağrı çitle çevrili, on yardaya […]
Paul Auster – Timbuktu
Kemik Bey, Willy’nin bu dünyadaki günlerinin sayılı olduğunu biliyordu. Tam altı aydır öksürüyordu Willy, bu öksürükten yakasını kurtaramayacağı da artık belli olmuştu. Başladığından bu yana en ufak bir iyileşme göstermeden, ağır ağır ve amansızca kendi yolunu çizmişti bu öksürük; şubatın üçünde, ciğerlerin dolu olduğuna işaret eden haϐif bir hışırtı olarak başlamış, yazın ortasında balgam söktüren, […]
Osman Aysu – At Kuyruklu Adam
Adam ın alnı boncuk boncuk terlemi şti. Yüzündeki sakal en az.iki günlüktü. Terden sırılsıklam olmuş ellerini blucinine sürterek kuruladı. Uzun sarı saçlar ını at kuyru ğu yaparak omzuna salmıştı. Koyu renk camlı Ray-Ban’ini ç ıkardı ve yele ğinin üst cebine soktu. Yatakta uzanm ış k ıza ihtirasla baktı. Tavandan sarkan ç ıplak ampulün yeterince aydınlatamadığı […]
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Başkasının Karısı
(Görülmemiş Bir Olay) I – Size bir şey sormama izin verir misiniz, efendim? Yolcu irkildi ve sokak ortasında, akşamın sekizinde kendisine teklifsizce sokulan kürklü kişiye biraz korkarak baktı. Petersburglu biri, hiç tanımadığı başka bir adamla sokakta birdenbire birşeyler konuşmaya başlarsa ötekinin kesin olarak korkuya düşmesi pek doğaldır. Böylece yolcu sarsıldı, biraz da korktu. Kürklü adam […]
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Stepançikovo Köyü
Dayım, Albay Yegor İlyiç Rostanev, emekliye ayrıldıktan sonra, kendisine miras kalan Stepançikovo köyüne yerleşti. Orada, ömrü boyunca malikânesinden dışarı adım atmamış, atadan, dededen mülk sahibi gibi yaşamaya başladı. Dünyada her şeyden memnun görünen, her şeye alışan insanlar vardır; emekli albay da onlardandı. Ondan daha sessiz, daha uysal bir adam güç bulunurdu. Birisi çıksa da, albaydan […]
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ecinniler
Pek yetenekli bir yazar olmadığım için, bugüne dek hiçbir olayla öne çıkmamış olan kentimizde bu yakınlarda olup biten tuhaf olayları anlatmaya biraz geriden başlayarak, üstün yetenekli ve saygıdeğer Stepan Trofimoviç Verhovenskiy’in yaşamöyküsünden bazı ayrıntılara gireceğim. Bu ayrıntılar, anlatmayı düşündüğüm öykünün girişi yerine geçsin; asıl öykü sonra gelecek. Hemen söyleyeyim: Stepan Trofimoviç’in aramızda hep özel bir […]
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ecinniler III
Virginski, Muravyinnıy sokağında kendi evinde, yani karısının evinde oturuyordu. Ev tahtadandı bir katlı idi, içinde kiracı yoktu. Ev sahibinin doğum günü bahanesiyle on beş kadar misafir toplanmıştı; ama bu seferki akşam toplantısı, taşrada yapılan doğum günü toplantılarına hiç de benzemiyordu. Evlilik hayatlarının daha başlangıcında Virginski’ler, doğum günü münasebetiyle misafir çağırmanın manasız bir şey olduğunda karı […]
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ecinniler II
Aradan sekiz gün geçti. Her şeyin geçmişe karıştığı, benim de bu satırları yazdığım şu anda, artık işin içyüzünü öğrenmiş bulunuyoruz. Ama o zaman bir şey bilmiyorduk, onun için de, pek tabii, birçok noktalar bize garip görünmüştü, ilk zamanlar Stepan Trofimoviç ile eve kapanıp oturduk, olaylara korku içinde uzaktan seyirci kaldık. Ben arada sırada dışarı çıkıyor, […]
Orhan Kemal – Müfettişler Müfettişi 1 – Üçkağıtçı
Küçücük şaraphane gecenin dokuz buçuk sarhoşluğundan ayılıp, içeri girene baktı; bakmasıyla da elinde olmıyarak toparlandı: Vay anasını!… Kimdi vali, milletvekili, parti başkanı, belki de bakan yapılı bu adam? Kahverengi rölöve şapkası, siyah çizgili kahverengi kostümü, kolalı yakasına irice bağlı, siyah siyah damarlı kırmızı kravatı, gömlekle bile ılık ılık terlenen sıcak ağustos gecesinde ceketi, yeleği, içinde […]
Oğuz Atay – Tutunamayanlar – Bütün Eserleri 1
Şaksiper Kimdir, Eseri Nedir? Yıllar önce yayımlanmış bir broşürün adıydı bu. Ne yazık ki artık adını hatırlayamadığım müellifi, ünlü İngiliz yazarını şöyle 15-20 sayfalık küçük ama yoğun bir broşürle anlatıyordu. Kitapçığın kapağında “Şaksiper”in resmi bile vardı. Oğuz Atay’ın hayatını ve eserlerini kapsayan bir önsöz yazmak çabası da işte bu “adsız” araştırmacınınki kadar acıklı ve tuhaf […]