Doktor Hannibal Lecter ile karşılaştığım anı size anlatmak istiyorum. 1979 kışında ailemde görülen bir hastalık sebebiyle, Mississippi Delta’daki evime geri dönüp, orada on sekiz ay kaldım.Red Dragonüzerinde çalışıyordum. Rich köyündeki komşum, pamuk tarlasının ortasında bulunan, tek oda genişliğindeki bir evi kullanmama izin verdi. Ve ben, genellikle geceleri orada çalıştım. Bir roman yazmaya gördüklerinizle başlar, buna […]
Kategori: Polisiye
Thomas Andresen – Puhu Kuşunu Duyuyor musun
HAYIR, hiçbir şey duymuyorum.» Bu, korkulu düşlerimin başlangıcı oldu. Gece. Arabayı Ursula kullanıyor. Ben yanında uzanmış, gözlerimi kapamıştım. Ursula, ayağını gaz pedalından çekti. «Motordaki gürültüyü duyuyor musun?» diye sordu. «Hayır, hiçbir şey duymuyorum.» Doğruluyorum, kulak veriyorum. Gece. İşte bu, başlangıç oluyor… Uydurma bir başlangıç… Bir kronikçi, her başlangıcın ardından başka başlangıçlar da bulur ve başlangıçlar […]
Tess Gerritsen – Rizzoli ve Isles Serisi 5 – Siliniş
SİLİNİŞ Kendini bir rehine krizinin yanlış tarafında bulunca, hamile olan cinayet masası detektifi Jane Rizzoli, hayatının en mutlu saatleri olabilecek süreçte kendini tanı bir kâbusun ortasında bulur. İsimsiz, güzel bir kadın, morga ceset olarak getirilir. Fakat Boston’lu tıp uzmanı Maura Isles ceset torbasını açıp baktığında, unutamayacağı bir korku yaşar: Ceset gözlerini açar! Hâlâ hayatta olan […]
Tess Gerritsen – Rizzoli ve Isles Serisi 2 – Çırak
Bugün bir adamın gözlerimin önünde can verişine tanık oldum. Beklenmedik bir olaydı bu ve ben böyle trajik bir şeyin hemen dibimde cereyan etmesine şaşkınım hâlâ. Yaşamımızdaki en heyecan verici şeyler hep beklemediğimiz zamanlarda olduğu için bu özel anların tadını çıkarmayı öğrenmeli, çoğunlukla tekdüze geçen zamanı süsleyen bu ender heyecanların kıymetini bilmeliyiz. Burada, duvarların arkasındaki bu […]
Ted Dekker – Ten
Yağmur bardaktan boşanırcasına yağmasa bile, arabanızın üstüne tas büyüklüğünde dolu taneleri gibi düşmeye başladığında, kenara çekmenizin vakti gelmiş demektir. Sileceklerin ön camdaki nehirlerde kayıtsızca sağa sola gitmesinden başka bir şey göremiyorsanız, ansızın yolda olup olmadığınızdan emin olmamaya başlamışsanız ve radyonuzda parazitten başka ses yoksa kenara çekmenizin vakti gelmiş demektir. Gökyüzü karardığından beri tek bir araba […]
Tami Hoag – Paranoya
BU KADAR ÇABUK olması hayret verici. Bir sorun bu kadar kısa sürede tam bir trajediye nasıl dönüşebilir? Saniyeler. Nefes alınamayan birkaç saniye. Ve beyin hemen fonksiyonunu kaybetmeye başlar. Mücadele etmek için zaman yoktur. Hatta paniğe kapılmak için bile. Tıpkı avını geçen her saniye daha sıkı saran bir boğa yılanı misali. O anda akıldan geçenlerin hiçbir […]
Tami Hoag – Ölümden Daha Derin
Kahramanım Benim kahramanım babam. O harika biri. Çok çalışır, herkese iyi davranır ve insanlara yardım etmek için elinden geleni yapar. Kurban olarak seçtiği kadın, fırsat bulsa çığlık atardı. Bunun olmayacağını biliyordu. Kadının, ağzını açabilmesine artık imkan yoktu. Gözlerinde de müthiş bir korku vardı. Ama onları da bir daha açması mümkün değildi. Onu kör ve dilsiz […]
Tami Hoag – Deer Lake Serisi 2 – Günah Kadar Suçlu
Herşeyden önce, hukuk asistanı, kardeş yazar, ve dost Nancy Koester’a mahkeme sisteminde bana rehberlik eĴiği için yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Uzmanlığını paylaşırken ve sonsuz sorularımı yanıtlarken gösterdiğin cömertliği her zaman şükranla hatırlayacağım. Ayrıca, beni dünyalarına soktukları ve sorularımı sabırla yanıtladıkları için avukat Charles Lee’e, asistan avukat Steve Betcher’e, hakim Robert King’e, ve Goodhue Bölge Savcılık […]
Tami Hoag – Deer Lake Serisi – 1 – Gece Günahları
Gerilimin artık yeni ve modern bir ustası var: Tami Hoag. Tami Hoag’ın bütün kitapları, son cümlesine kadar sizleri heyecanın doruklarında tutan türde gerilimler. Herkes birşeylerden korkar…Neredeyse suçun ne demek olduğunun unutulduğu, huzur içinde uyuklayan kendi halinde bir Minnesota kasabası… yaşanabilecek en korkunç karabasanla yüzleşmek üzere. Küçük bir çocuk ortadan kaybolur. Tanık yok, ipucu yok. Yalnızca […]
Ian Fleming – Zümrüt Küre – 007 James BOND
Henüz Haziran başları olduğu halde hava son derece sıcaktı. James Bond, 00 şubesine geçirilen fişleri paraf için kullandığı kocaman kara kalemi bir kenara bıraktı, ceketini çıkardı. Ceketini koltuğunun arkasına asmaya kalkışmadığı gibi sekreteri Mary Goodnight’ın kendi parasıyla (Ah, şu kadınlar!) satın alıp iki büroyu ayıran kapının yanı başına yerleştirmiş olduğu askıya da asmadı… Onu hemen […]
Ian Fleming – Ahtapot – 007 James BOND
Binbaşı Dexter Smythe ahtapota bakarak: —Biliyor musun, dedi, becerebilirsem bugün sana nefis bir ziyafet var! Konuşurken nefesi başındaki deniz maskesini buğulandırmıştı. Ayaklarını “zencikafası” denilen bir mercan kümesinin yanında kumlara bastı, doğruldu. Su göğsüne geliyordu. Maskeyi yüzünden çıkardı, buğuyu gidermek için içine tükürdü, tükürüğü parmak uçlarıyla maskenin içine yaydı. Sonra onu deniz suyuyla çalkalayıp suyu dökerek […]
Iain Banks – Eşekarısı Fabrikası
Ağabeyimin kaçtığını öğrendiğimiz gün Kurban Kazıklarını kolaçan etmeye gitmiştim. Bir şeyler olacağını zaten biliyordum; Fabrika bana haber vermişti. Adanın kuzey ucunda, doğu rüzgârı estiğinde paslı kolu gıcırdayan gemi kızağının kalıntılarının yanında, son kum tepesinin dışa bakan yüzünde iki kazığım vardı. Kazıkların birinde bir sıçan kafası ve iki kızböceği, diğerinde bir martı ve iki fare kafası […]
Stieg Larsson – Millennium #3 – Arı Kovanına Çomak Sokan Kız
Amerikan iç savaşına yaklaşık altı yüz kadın katıldı. Erkek kıyafeti giymişlerdi. Belki de ideolojik açıdan rahatsız edici olduğundan, Hollywood tarihin bu kesitini görmezlikten geldi. Tarih kitaplarının, cinsler arası sınırlara aldırmayan kadınlarla hep sorunu olmuştur, bu sınır başka hiçbir yerde, savaş ve silah söz konusu olduğundaki kadar keskin değildir. Bununla birlikte, kadın savaşçılar -Amazonlar- hakkında Antik […]
Stieg Larsson – Millennium #2 – Ateşle Oynayan Kız
Çelik çerçeveli dar bir yatağın üzerine yatırılmış, deri kayışlarla göğsünden bağlanmıştı. Kayışlar göğüs kafesini sıkıyordu. Kolları iki yanına uzatılarak, bileklerinden yatağa kelepçelenmişti. Artık kurtulmaya çalışmıyordu. Uyanıktı ama gözlerini kapamıştı. Zaten gözlerini açsa da fark etmezdi, kapının üzerinden sızan zayıf ışığın dışında, oda kapkaranlıktı. Ağzında kötü bir tat vardı, dişlerini fırçalamayı özlüyordu. Kulağı ayak seslerindeydi, adamın […]
Stieg Larsson – Millennium #1 – Ejderha Dövmeli Kız
1 KASIM CUMA Her yıl olan şey yine olmuştu. Çiçeğin alıcısı şimdi seksen ikinci yaşına basıyordu. Paketi açtı ve kağıtları toplayıp bir kenara bıraktı. Ardından telefon ahizesini kaldırdı, emekliliğinden sonra Siljan’a yerleşen cinayet masası komiserinin telefon numarasını çevirdi. Bu iki adam yalnızca aynı yıl değil, aynı günde de doğmuşlardı; birbirleriyle bağlantıları göz önüne alındığında bu, […]
Steven James – Bowers Dosyaları #3 – At
Terbiyeci, kaplanı nasıl eğitir bilmez misin? Kaplana yemesi için canlı bir şey vermeye cesaret edemez; çünkü onu öldürerek hiddetin tadını almasından korkar… Yiyeceğini bütün olarak vermeye cesaret edemez; çünkü onu parçalayarak hiddetin tadını almasından korkar…Kaplanın ne derece iştahlı olduğunu ölçer ve ürkütücü yaradılışını tamamen kavrar.Kaplanlar insanlardan başka bir türdür. (.-..) öldürülenler onunla zıtlaşanlardır. – Çinli […]