Kategori: Psikoloji

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ecinniler II

Aradan sekiz gün geçti. Her şeyin geçmişe karıştığı, benim de bu satırları yazdığım şu anda, artık işin içyüzünü öğrenmiş bulunuyoruz. Ama o zaman bir şey bilmiyorduk, onun için de, pek tabii, birçok noktalar bize garip görünmüştü, ilk zamanlar Stepan Trofimoviç ile eve kapanıp oturduk, olaylara korku içinde uzaktan seyirci kaldık. Ben arada sırada dışarı çıkıyor, […]

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ecinniler I

Orada, dağda büyük bir domuz sürüsü otluyordu, onların içine girmelerine izin vermesini İsa’dan dilemeleri üzerine izin verdi ve cinler ol kişiden çıkıp domuzlara girmekle sürü uçurumdan aşağı göle atlayıp boğuldu. Çobanlar bu vakayı gördükte koşup şehir ve köylere haber verdiler. Ahali, dahi vakayı görmeye çıkıp İsa’nın yanına vardıkta derunundan cinler çıkmış olan adamı giyinmiş ve […]

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ebedi Koca

Yaz gelmişti ve beklenilenin tersine Velchaninov Petersburg’da kaldı. Rusya’nın güneyine yapmayı planladığı yolculuk suya düşmüştü. Davasının sonu da geleceğe benzemiyordu. Çiftlikle ilgili olan bu dava çok aksi bir hal almıştı. Üç ay önce gayet kolay gibi görünüyordu, ama birdenbire her şey değişti. “Her şey nasıl da kötüye gitti!” Artık Velchaninov bu cümleyi sık sık tekrarlar […]

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Delikanlı

Daha fazla sabredemeyerek, hayat yolunda attığım ilk adımları yazmak için oturdum; ama bunu yapmasam da olurdu. Yüz yaşıma kadar yaşasam, bunu yapmaya bir daha oturmam. Hiç sıkılmadan kendi hakkında yazabilmesi için, insanın utanmadan kendine âşık olması gerekir. Beni de diğerlerinden ayıran, kendimi bağışlayabileceğim tek bir nokta varsa, o da okurumun beğenisini kazanmak için değil, tümüyle […]

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Budala

Kasım ayının sonlarında, karların ve buzların çözüldüğü bir gündü… Varşova-Petersburg treni, sabah saat dokuz sularında Petersburg’a yaklaşıyordu. Nem ve sis yüzünden hava karanlıktı, ortalık güçlükle seçilebiliyordu; vagonun penceresinden rayların on adım ötesini görebilmek çok zordu. Yolcuların arasında Rusya dışından gelenler de vardı. Ama en kalabalık vagonlar üçüncü mevkilerdi… Çoğu da uzaklardan gelmeyen iş adamlar ve […]

Orhan Kemal – Hanımın Çiftliği 1 – Vukuat Var

Recai Efendi Cocuk Kutuphanesi Taneleri fındık iriliğindeki kehribar tesbihini sıkırdatarak Kurukopru’de, berber Kurt Resid’in dukkanından iceri giren Cemsir, kapıda bir an durdu. Berber Resit o sıra gozunde gozluk, yaprakları lime lime olmus Kankalesi Cengi’ni kimbilir kacıncı kez okumaktaydı. Kendini kitaba kaptırmıs, sallanıyordu. Cemsir’in iceri girdiğini gorunce, gozluğunu telasla cıkarıp kalktı: — Buyur ağa! Cemsir iceri […]

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Budala (Antik)

Karların eridiği bir günde, sabah saat dokuz sularında, Varşova treni Petersburg’a yaklaşıyordu. Kasım ayının sonlarıydı. Hava o denli nemli ve sisliydi ki gün zar zor aydınlanıyordu; vagonun pencerelerinden bakınca, hattın on adım sağında ve solunda neredeyse hiçbir şey ayırt edilemiyordu. En kalabalık olan, üçüncü mevki vagonlardı. Yolcular arasında yurt dışından gelenler de vardı; ama çoğu, […]

Oliver Sacks – Karısını Şapka Sanan Adam

Somut zamanda “kayıp” olan bir insanın varlığını oturtabileceği, kendini var kılabileceği bir yer var mıdır? Varlığının farkında bile olmadan kullandığımız duyularımızın küçük bir kısmını kaybettiğimizde neler olabilir? Profesör Sacks’tan romantik tavırlı, geniş ve açık uçlu yaklaşımlarla örülmüş “ciddi” bir kitap. Sıradan her insan için “zihinsel” bir yolculuk, nöroloji ile ilgilenenler içinse kaçınılmaz kaynak. Pascal’ın dediği […]

Oğuz Atay – Tehlikeli oyunlar – Bütün Eserleri 2

Ey Sevgili Okur, Şu elinde tuttuğun Tehlikeli Oyunlar’ı okumak üzere olduğun için seni ne kadar kıskandığımı açıklamakla başlamak istiyorum bir solukta yazıp bitirmek istediğim bu önsöze. Niçin mi kıskanıyorum seni? Heyecan ve serüven dolu bir yolculuğa benzeyen bu okuma uğraşıyla ilk kez karşı karşıya olduğun için elbet. Bu önsözü bir solukta yazıp bitirmek isteyişime gelince, […]

Friedrich Schiller – Hayaletgören

Anlatacağım öykü birçoklarına inanılmaz gelecekse de, olayların büyük bir kısmına bizzat gözlerimle şahit oldum. Bu anlatacaklarım, belli bir siyasi vakadan haberdar olan az sayıdaki kişiye –o da eğer bu sayfalar yayımlandığında hâlâ hayattalarsa– memnun olacakları bir açıklama getirecektir; böyle bir anahtar olmasa bile, diğer okurlarca da insan aklının kandırılma ve yolunu şaşırma öyküsüne bir katkı […]

Adelbert von Chamisso – Peter Schlemihl’in Garip Hikayesi

Kazasız belasız ancak benim için pek yorucu olan bir deniz yolculuğunun sonunda limana geldik. Sandal karaya yanaşır yanaşmaz, ufak tefek eşyamı bizzat yüklendim ve kaynaşan halkı yararak önünde bir tabela asılı duran ve karşıma ilk çıkan gösterişsiz bir yapıya girdim. Bir oda istedim. Otelin hizmetçisi beni bir bakışla süzdü ve tavan arasına götürdü. Taze su […]

Adam Fawer – Empati

Dr. Elliot Dietrich sağanak yağmur altında koşarak basamakları çıktı. Cebini bir an karıştırdıktan sonra evinin anahtarını çıkarttı ve kilide soktu. Ama çeviremedi; kapı zaten açıktı. Dietrich midesinde bir burulma hissetti. Yağmur kalan birkaç tel saçını da kafa derisine yapıştırırken anahtar elinde, donup kaldı. Kapıyı kilitlemeyi asla unutmazdı. Evine birileri girmişti. Ve o birileri belki hâlâ […]

Adalet Ağaoğlu – Üç Beş Kişi

Zamanı akıp giderken ,”tarih” olmadan önce okumak… Roman -bir anlamda- geleceği var olandan hareket ederek okumanın notları sayılırsa; Üç Beş Kişi, dokusu içinde barındırdığı ciddi tarih öngörüsüyle gerçek bir romandır. Adalet Ağaoğlu’nun, tarih öngörüsüyle birlikte psikolojik çözümlemelere de yer verdiği Üç Beş Kişi, 80 öncesinin bulanık, karanlık ve umutsuz ortamının pervasız bir aynasıdır. Üç beş […]

Adalet Ağaoğlu – Ruh Üşümesi

“…hiçbirimiz bu kan ve çürümüşlük kokusunun yatak odalarımıza kadar daldığının, sevişmelerimizin içine sızdığının, o sevişmeleri doğrayıp porsuttuğunun bilincinde değildik…” Yaz sonu’ndan  (1. basım; s: 185) (cesur ve soğukkanlı, atak ve ürkek) “Sakın bademli tavuktan ısmarlamayın,” dedi kadın, “çok acı!” Adam, gözlerini incelediği yemek listesinden kurtarıp karşısında oturana çevirdi. Tanışıyorlar mıydı? Fakat, hangi anlamda lütfen? Adam, […]

Adalet Ağaoğlu – Bir Düğün Gecesi (Dar Zamanlar – 2)

“İntihar etmeyeceksek içelim bari!” Tezel. Az önce devetabanının dibine bıraktığı içki bardağından boşalan eli titriyor. Ailenin anlayışlı damadı olarak hemen Tezel’in yardımına koşmam gerek. Tezel ne anlayışlı, ne de dengeli olmak zorunda. Titreyen ellerini koltukaltlarına sokuyor. Boşalan bardağına yeniden sarılmamak, o bardağı alıp yere çalmamak için yapıyor bunu. Bulunduğu yerle bir gece için uyum sağlama […]

Franz Kafka – Taşrada Düğün Hazırlıkları

Max Brod’un tarihlendirmesine göre, Taşrada Düğün Hazırlıkları Kafka’nın yazdığı ilk eserlerden biridir. Brod, Kafka’nın elyazısında kullandığı Gotik ve Latin harflerden yola çıkarak, Taşrada Düğün Hazırlıkları’nın 1907-1908 arasında yazıldığını tahmin etmektedir. Taşrada Düğün Hazırlıkları, üç ayrı elyazması metinden ibarettir. Kafka’nın olasılıkla büyük bir romana başladığı ama sonradan vazgeçtiği anlaşılıyor. Bu dönem, Kafka’nın Assicurazioni Generali sigorta şirketinden […]