Yaşlı adam kırık-dökük bir arabaya binmiş geliyordu. Arabayı çeken taypalma yorga1 Gülsan da çok yaşlı ve bitkindi. Bir deri bir kemik kalmıştı. Önlerindeki yokuş yol, açılmış ince bir bağırsak gibi, ta belin oraya kadar uzanıyordu. İşte bu engin, çıplak ve ıssız bozkırda, kış günleri bora, kasırga eksik olmaz, yaz günlerinde ise cehennem sıcağı ortalığı yakar […]
Kategori: Siyasi
Vedat Türkali – Mavi Karanlık
Nasıl sevmem bu kenti? Bu maviden yeşile güneşe boyanmış doğa, insanı küçümsemeden nerde böyle kuşatır dört yanı? Bir şu Kale olmasaydı. Ortaçağ zindan bekçisi gibi durur… Maniseleion’un katilleri Hıristiyan barbarlar dikti, bizim aptallar da onardı; bir avuç para döktüler bu taştan gâvur pisliğine!.. Ne var gene sabah sabah?.. Uykuyu alamadık. Akşam biraz da fazla mı […]
Vedat Türkali – Bir Gün Tek Başına
İkinci katın merdivenlerine gelince durdu. Bir yorgunluk vardı üstünde. Bir iş de yapmadım bugün, havalardan belki de. Basamakları ağır ağır çıkmaya başladı. Sağ eli alışkanlıkla cebine girdi, anahtarı çıkardı. Üçüncü kata gelmişti. Durdu, kapıya, zile, üstte çakılı numaraya baktı. Ne sersem herifim ben, ilk geliyorum sanki. Anahtarı uzattı, yavaşça kilide soktu, döndürdü. Durdu. Kapı zilinin […]
Burak Turna – Nükleer Darbe
Akdeniz’in üzerinde esen karayel, köpüklü dalgalar yaratıyordu. Ay, gecenin sonsuz boşluğunda denizin üzerine vuruyor, gümüş rengi parıltılarla karanlık suları biraz olsun canlandırıyordu. İnsana yalnızlık hissi veren derin boşluk, denizin sularıyla buluşur-ken oynaşmakta olan balıkların neşeli danslarına tanıklık ediyordu. Havadaki kesif tuz ve deniz kokusunun eşliğinde Akdeniz’de güzel bir gün hüküm sürüyordu. Bu güzel Akdeniz gecesinde, […]
Burak Turna – Metal Fırtına 2 – Kurtuluş
Gökhan Birdag, hemen odayı terk etmek istememisti. Türkiye’den gelen haberleri dinledikçe orada daha da fazla kalmak istiyordu. Adrian III. Lynam’ın yalvaran bakısları, içinde en ufak bir acıma duygusu bile uyandırmıyordu. Onun bedeninin yavas yavas pislige batmasını seyretmekten zevk almaya bile baslamıs gibiydi. “Eger sana bir seyler anlatırsam, bana bunu yapmaktan vazgeçer misin?” diye sordu Lynam. […]
Turgut Özakman – Diriliş Çanakkale 1915
1948’den beri yakın tarihimiz, özellikle Milli Mücadele hakkında anı, belge, bilgi toplamaktaydım. Milli Mücadeleyi yazmak için birçok hazırlık da yapmıştım. Ama tarih sırasına uyarak önce Çanakkale’yi yazıp bitirmeliyim diye düşündüm. Çünkü Çanakkale bir dirilişti, Türkün geri dönüşüydü, Milli Mücadelenin ve Cumhuriyet’in habercisi, taç kapısı, arifesiydi, ‘yeni Türkiye’nin önsözüydü. Hazır olduğumu sanarak başladım. Epeyce de yazdım […]
Turgut Özakman – Şu Çılgın Türkler
1948 yılında on arkadaş, Nezih Bayman adlı bir arkadaşımızın başkan olduğu Anadolu Oymağı adlı bir derneğin düzenlediği uzun yürüyüşe katıldık. Polatlı’dan Dumlupınar-Zafer Tepe’ye kadar yürüyecek, Sakarya siperlerinden aldığımız toprağı Zafer Tepe’deki anıtın toprağına katacaktık. 19 Ağustos 1948 günü Ankara’dan Polatlı’ya trenle gittik. Polatlı’dan Zafer Tepe ‘ye kadar on gün yayan yürüdük. Yol çizgimiz şöyleydi: Polatlı, […]
İvan Sergeyeviç Turgenyev – Rudin
Büyük Rus yazarlarından İvan Sergeyeviç Turgenyev, 28 Ekim 1818’de Orel ilinde doğmuş ve 1883’te Fransa’da, Paris yakınlarındaki Bougival’de ölmüştür. Soylu bir ailenin çocuğu olan Turgenyev, Almanya’da öğrenim görmüş, zamanının felsefe akımlarını benimsemişti. Aydın bir Rus yazarı olarak, ülkesinin durumunu görmezlik edemezdi. Rusya’yı, içinde bulunduğu yoksulluktan, bilisizlikten ve karanlıktan kurtaracak biricik yolun, insanlık kültürünü benimsemek olduğuna […]
Irvin D. Yalom – Spinoza Problemi Nazi Subayının Paradoksu
Spinoza uzun zamandır ilgimi çekiyordu ve bu cesur 17. yüzyıl yazarı üzerine yıllardır yazmak isƟyordum. Dünyada yapayalnızdı, ailesi, cemaaƟ yoktu ve dünyayı değişƟren kitaplar yazmışƨ. Laikleşmeyi, liberal demokraƟk devleƟ ve doğa bilimlerinin yükselişini öngörmüş ve Aydınlanma’ya uzanan yolu döşemişƟ. Yirmi dört yaşındayken Yahudiler taraķndan aforoz edilmiş ve HırisƟyanlar taraķndan da hayaƨ boyunca yasaklanmış olması, muhtemelen […]
İlya Ehrenburg – Paris Düşerken
André’nin atölyesi ‘Cherche-Midi’ Sokağı’ndaydı. Eski bir sokaktı burası. Sokağı çepeçevre saran binalar bir kömür yığını gibi simsiyah ve kirliydiler. Evlerin panjurları bile bu karanlığa boyun eğmişlerdi. Sokak sağlı sollu antikacı dükkânlarıyla doluydu. Bu dükkânlarda ölçülü ve sıkıcı, yaşlı madamlar, tüysüz sakalsız ihtiyarlar bir yığın eski püsküyü satmaya uğraşırlardı: Messidor stili yazı masaları, tahtadan oyulmuş tombul […]
İlya Ehrenburg – Fırtına II
Christine Staube, savaştan önce değerli eşya satan bir dükkâna iş işliyor, emekli memur ve felçli olan babasına bakıyordu. Otuz altı yaşındaydı; çirkin olmadığı halde evlenmeyi düşünmüyordu artık. On yıl önce Muhasebeci Zimmer kendisine kur yapmıştı; Christine’i sinemaya, pastanelere götürüyordu. Babası damat adayının kimliğini öğrenince, bağıra çağıra Christine’in görevini unuttuğunu tekrarlamaya koyuldu; genç bir kız en […]
İlya Ehrenburg – Fırtına I
—Sergey Petroviç, demişti Şvestov, Vlakhov’a, pek sizin işiniz değil ama Roche Ainé müessesesiyle hemen ilgilenmenizi istiyorum. Lancier ile enine boyuna konuşmak gerek. İşin içinde iş var: Önceleri bizi sıkıştırıyordu, şimdi ağırdan alıyor. Vlakhov yeni gelmişti: Paris’e ayak basalı daha dört ay oluyordu ama, mükemmel bir Fransızcası vardı. Arkadaşları, bu kadar güzel konuşmasına şaştıklarında güler, “Ne […]
İlya Ehrenburg – Dipten Gelen Dalga II
Albay Colling, Smiddle’i eski bir dostunu karşılar gibi karşıladı. Şaka mı bu, bin bir tehlikeyle dolu kuşatma aylarını birlikte yaşamışlardı! — Albay Roberts nasıl? diye sordu Colling. — Çok iyi. Buraya gelmezden hemen önce gördüm albayı, hatta biraz gençleşmişti bile… — Senatör Low’un ağır hasta olduğunu söylediler, inme gibi bir şeymiş galiba. Bu yüzden gecikebileceğinizden […]
İlya Ehrenburg – Dipten Gelen Dalga I
Bakın açık konuşuyorum, artık birbirimizi tanıyoruz, ama Mary İsviçre’de bir Fransız şairi bulduğunu yazdığında tam anlamıyla apışıp kalmıştım. İki hafta bir şeycikler geçmedi boğazımdan. Gücenmeyin ama, bütün şairler avaredir. Bir Fransız güzel bir fikirden para yapamaz, bir Fransız hatta paradan bile para yapamaz. Fransız yalnızca kadından para yapabilir. Benim için Mary ideal bir kadındır, biliyorum, […]
Saint Thomas More – Ütopya (Kültür Yayınları)
Eşine az rastlanır üstün zekâsıyla tanınmış, yenilmez İngiltere Kralı Sekizinci Henry ile değerli Kastilya Prensi birkaç yıl önce ciddi şekilde bozuşmuşlardı. Bu işi görüşmek ve düzeltmek üzere o tarihte sözcü olarak Felemenk’e gitmiştim. Yanımda iş ve yol arkadaşı olarak eşsiz insan Cuthbert Tunstall vardı. Kral o sırada kendisine, herkesin alkışları arasında, Canterbury başpiskoposluğunu vermişti. Burada […]
Terry Eagleton – Azizler ve Alimler
12 Mayıs 1916 sabahı saat altıya on kala, Dublin’deki Kil-mainham Hapishanesi’nde kapı birdenbire açılıp küçük bir grup hücreye dizildiğinde, James Connoly içeride uzanmış yatıyordu. Birini kurşuna dizmek için bu kadar çok görevlinin gerekmesi hayret vericiydi. Açılan kapıdan içeri şu sırayla girdiler: Gardiyanlar Sean McGrath ve Damian Walsh, başgardiyan Francis Xavier Mather, Kilmainham Hapishanesi Müdürü William […]