Kategori: Tarihi

Aleksandr Aleksandroviç Bek – Moskova Önlerinde

Baurdcan Momiş-Uli, kararlılıkla: “Hayır!” dedi. “Bir tek şey bile anlatmayacağım size. Başkalarının tanıklıklarıyla yazılmış bir savaşa dayanamam.” “Niçin?” Sorumu soruyla karşıladı: “Aşkın nasıl bir şey olduğunu bilir misiniz?” “Evet, biliyorum…” “Ben de bildiğimi sanırdım fakat savaş, bilmediğimi gösterdi. Birini seviyordum. En büyük aşk ve kinlerin savaşta boy verdiğine tanık oldum. Böyle bir tanıklığı olmayanların bunu […]

Alejo Carpentier – Bu Dünyanın Krallığı

Normandiyalı bir hayvan yetiştiricisiyle karanlık işler çeviren bir kaptanın Fransız Cap’ına getirdiği damızlık yirmi aygır arasından hiç duraksamadan geniş karınlı, bacakları alacak birini beğenmişti “Ti Noel”. Her doğumda daha küçük taylar doğuran kısraklarla çiftleşmeye uygun bir aygır. Kölesinin atlar konusundaki bilgisine güvenen Bay Lenormand de Mezy de öyle ince eleyip sık dokumadan, çil çil altınları […]

Sait Faik Abasıyanık – Medarı Maişet Motoru

Yeni Mecmua’da 1940-41 yılları arasında tefrika edilen Medarı Maişet Motoru, Sait Faik’in annesinden aldığı yardımla, Ahmet İhsan Basımevi’nde 2000 adet olarak basılır (1944). Henüz dağıtılmaya başlanmışken bakanlar kurulu kararıyla toplatılan roman, kimi paragrafları çıkartılarak Birtakım İnsanlar adıyla 1952 yılında okuyucusuna kavuşur. Bu edisyon söz konusu iki baskının karşılaştırılmasıyla hazırlandı. Dönemin koşullarında “tehlikeli” bulunarak çıkarılan kısımlar, […]

Sabahattin Ali – İçimizdeki Şeytan

Belki de İktidardaki Şeytan, 1960’ların sonlarına doğru Sabahattin Ali’yi nihayet okuyabilmiştim. Ama bu okumaların geçmişe uzanan bir macerası vardı. Daha Galatasaray Lisesi’nde ortaokul öğrencisiyken yakın dönem Türk edebiyatı yazarlarının eserlerini büyük bir tutkuyla okuyordum. Başlangıç talihliydi; çünkü halka kitap okumayı sevdirten yazarların romanlarıyla başlamıştım. Kerime Nadimi Esat Mahmut, Ethem İzzet Benice’yi Muazzez Tahsin Berkand takip […]

Ron Rash – Serena

Pemberton, babasının Boston’daki malikânesine yerleştikten üç ay sonra Kuzey Carolina dağlarına döndüğünde, onu tren garında bekleyenlerin arasında Pemberton’ın çocuğuna hamile genç bir kadın da vardı. Kadının yanında babası duruyordu. Eski püskü redingotunun [a] altında Pemberton’ın kalbinin mümkün olduğunca derinine saplanması için o sabah büyük bir dikkatle bilediği bıçağı bulunuyordu. Tren zangırdayarak durduğunda biletçi, “Waynesville!” diye […]

Rıfat Ilgaz – Sarı Yazma

Beni «Turistik Otel»e Yenigün gazetesinin sahibi Kemal Çukurkavaklı bırakmıştı, özel arabasıyla. Arabanın bagajı da, içi de kendi kitaplarımla tıklım tıklımdı. Giysilerimle, notlarımı içine alan iki küçük bavul, kitap paketleri arasında görünmez olmuştu. Cide’ye, bu doğduğum memlekete yıllardan sonra dönüşümü, otelin Karadeniz’e bakan lokantasında kutluyorduk. Kemal, elindeki rakı bardağını kaldırırken: «Hoca!» dedi, «Cide, gerçekten güzel bir […]

Richard Brautigan – Kürtaj

birinci kitap, bizon kızlar, bu gece kütüphane Bu güzel bir kütüphane; mükemmel zamanlanmış, konforlu ve Amerikan. Zaman gece yansı, kütüphane kuytu ve düş gören bir çocuk gibi bu sayfaların karanlığına taşınmakta. Kütüphane “kapalı” olmasına rağmen eve gitmem gerekmiyor çünkü benim evim burası, yıllardan beri böyle ve üstelik her zaman burada olmam gerekiyor. Bu işimin bir […]

Recaizade Mahmut Ekrem – Araba Sevdası

Bilindiği üzere Türk romanının ortaya çıkışı Tanzimat’tan sonra edebiyatımızda başlayan yenileşmeyle birlikte olmuştur. Osmanlı Devleti içinde başlayan Batılılaşma hareketleri bir süre sonra edebiyata da yansımış, önce Batılı yazarlardan romanlar çevrilmiş, ardından da 1870’li yıllardan itibaren Türk yazarları ilk roman örneklerini vermeye başlamışlardır. Günümüz romanı ile karşılaştırıldığında aşıldığını kolaylıkla söyleyebileceğimiz bu dönem eserleri, ne olursa olsun […]

Radi Fiş – Bende Halimce Bedreddinem

Radi Fiş’i Türkiyeli okur “Nâzım’ın Çilesi”nden tanıyorlar. Aslında Radi Fiş’i tanımamız için tek neden değil bu. Nâzım Hikmet’in arkadaşlığını kazanabilmiş olmayı, hayatının en onur verici olayı sayan bir insan Radi Fiş. Türkiye’den kiminle karşı karşıya gelse, bir amentü gibi, önce Nâzım’a duyduğu gönül borcunu dile getiren bir insan. Radi Fiş, önce bir doğubilimci, sonra çevirmen, […]

George Orwell – Burma Günleri

Yukarı Burma, Kyauktada Bölgesi Sulh Yargıcı U Po Kyin, verandasında oturuyordu. Saat daha sekiz buçuktu, ama aylardan nisan olduğu için uzun, boğucu öğlen saatlerinin habercisi olan bunaltıcı bir hava vardı. Arada sırada hafifçe esen rüzgâr bir serinlik duygusu veriyor, saçaklardan sarkan yeni sulanmış orkideleri kıpırdatıyordu. Orkidelerin arkasında bir palmiye ağacının tozlu ve kıvrımlı gövdesi görülebilirdi, […]

George Orwell – Aspidistra

Saat iki buçuğu vurdu. Bay McKechnie’nin kitapçı dükkânının arka tarafındaki küçük büro bölümünde, Gordon –Comstock ailesinin son üyesi, yirmi dokuz yaşında ve de şimdiden yaşlanmış görünen Gordon Comstock– masanın üzerine yayılmış, dört penilik bir Player’s Weights paketini başparmağıyla açıp kapamaktaydı. Daha uzaktaki bir başka saatin –caddenin karşı tarafındaki Prince of Wales’in saatinin– ding dongları durgun […]

Pierre Loti – Doğudaki Hayalet

Pierre Loti, yapıtlarının yanı sıra, çok renkli yaşamı ve kişiliğiyle de özellikle yaşadığı dönemde ilgi odağı olmuş ender yazarlardan biri. Gazetelerde, dergilerde resimleri basılan, hakkında türlü çeşitli, doğru yanlış sürekli haberler, yazılar çıkan bir ünlü; öyle ki 1903-1905 yılları arasında Vatour gemisinin komutanlığını yaptığı zamanlar İstanbullu hanımlar onu izletmek için özel hafiyeler tutmuşlar. Bugün için […]

Philippa Gregory – Boleyn Kızı

Boğuk davul seslerini duyabiliyordum. Önümde dikilen kadın görüş alanımı tamamen kapatarak idam sehpasını görmemi engelliyordu. Tek seçebildiğim, kadının korsesinin bağcıklarıydı. Saraya geleli bir seneden fazla olmuştu ve yüzlerce şenliğe katılmıştım ama bu tür bir şenliğe ilk katılışımdı. Bir adım yana kayıp boynumu uzattığımda, mahkûmun ona eşlik eden papazla birlikte yavaş adımlarla Kule’den yeşilliklere, kendisini bekleyen […]

Peyami Safa – Bir Tereddüdün Romanı

MUALLÂ kendisine çok tavsiye edilen bu kitabı okumakta hâlâ tereddüt ediyordu. Yapraklarını çevirdi. “Beni yalnız bırakmayınız!” diye başlayan bir sahifenin yukarısından ortalarına doğru gözleri, satırların basamaklarını ikişer üçer atlayarak aşağıya kadar inmişti. Bir kaç yerde hep aynı cümle: “Beni yalnız bırakmayınız!” Gene o sahifelerde can çekişmesine benzeyen bulantılarla karışık baş dönmeleri, titremeler ve baygınlıklar; yarı […]

Peyami Safa – Sözde Kızlar

Pangaltı. Gece yarısına birkaç dakika var. Sine manın kapısında, iki siyah, parlak derili, gürbüz hayvaniyle, zarif bir araba duruyor. Sinemanın bitmesini bekleye bekleye sabrı tükenen arabacı hayvanların etlerini sıvazlamakla oyalanıyor, ara sıra, sinemanın methalindeki saate üzüntülü bir göz atıyordu: Tam on iki. Gece. Büyük hava lâmbalarının aydınlattığı boş caddede tek tük insanlar. İki üç saat […]

Peyami Safa – Attila

Attilâ Romanını İzah Eden Başlangıç «Attilâ» kimdir? Bunu kimse iyi bilmiyor. Bizzat kendi bile kendisini meçhuller içinde hissetmiştir. Kimdir Attilâ? Buna, beşinci asır halkının muhayyelesine tercüman olarak şöyle cevap verelim: O, sessiz yollariyle, gölge vermeyen şeffaf dallariyle, alçak çalılariyle, tavuklarla serçelerden başka bir kuş sesi duyulmayan nihayetsiz bir çölde, çalılarla şeytanlardan doğmuştur. Bizans imparatoru İkinci […]