Kategori: Tarihi

Peter Weiss – Direnmenin Estetiği

Dört bir yanımız taşın içinden kabaran insan bedenleriyle çevriliydi, bazıları öbek öbek birbirlerine sarmalanmış figürler, bazıları da varlıklarını ancak kolsuz, bacaksız ve başsız bir gövdeyle, desteklenmiş bir kolla, çatlamış bir kalçayla, dökülen bir doku parçasıyla belli eden kırık kalıntılar; geriye kaykılmışlıklarıyla, kaçmakta ve saldırmakta oluşlarıyla, birbirlerini koruyuşlarıyla, parmaklarının ucunda yükselişleri veya iki büklüm duruşlarıyla savaştıkları […]

Paullina Simons – Bronz Atlı #2 – Tatyana ve Alexander

Doksan sekiz ve doksan dört yaşlarında olan, tüm yaşananlara rağmen hâlâ salatalık ekip çiçek yetiştiren büyükbabamla büyükanneme; hâlâ Rusya’da yaşayan iyi arkadaşımız Anatoli Studenkov’un anısına… Boston, Aralık 1930 ALEXANDER BARRİNGTON, AYNANIN ÖNÜNDE durdu ve kırmızı, Cub Scout evraklarını düzeltti çalıştığını görüyorsun. Araba bekler. Teddy ve Belinda da öyle.” Şapkasının altındaki uzun siyah saçlarını düzeltti. Jane’in […]

Paullina Simons – Bronz Atlı #1 – Bronz Atlı

Pencereden gelen güneş odayı sabahın ilk ışıklarıyla kaplıyordu. Tatyana Metanova, Leningrad’ın beyaz haziran gecelerinden birinde yine saf, mutlu ve ılık bir uyku çekmişti. Hayatın sarhoşluğuna kapılmış olanlardan farklı olarak, gençliğinin verdiği heyecanla derin bir uykuya dalamıyordu. Yatalı uzun zaman olmamıştı. Pencereden sızan güneş ışınları Tatyana’nın yatağının ayakucuna vurmaya başlayınca, ışıktan korunmak için pikeyle yüzünü örttü. […]

Galina Serebryakova – Ateşi Çalmak 5

Eleanor Marx, 1884 ilkbaharında bilim ve sanat hamisi, yardımsever Bayan West’in gecesine davet edildi. Genç doçent, sosyalist Edward Aveling de davetliler arasındaydı ve gönlünü kazanmak için çabaladığı Eleanor’a eşlik etmek için can atıyordu. “Gitsem mi, bilmiyorum,” diyordu genç kız. “Çekiniyorum. Tapınağımın baş idolü aktris Ellen Terry de orada olacak. Canlı bir ilaheyle yüz yüze gelmek […]

Galina Serebryakova – Ateşi Çalmak 4

Jenny Marx, elindeki dikişi bırakıp sarı kumaşla kaplı yüksekçe koltuğa gömüldü. Aniden çöken alacakaranlık, evi çevreleyen gölgeli küçük bahçeden odaya sızmıştı. Nemli ilkbahar serinliği daha da hissedilir olmuş, etrafı sessizlik kaplamıştı. Jenny telaşsızca düşünerek dinleniyordu. Karanlığın bastırdığını fark etmemişti. Sisin ardındaki ayın görüntüsü sönüktü. Jenny’nin parmağındaki işlemeli antika altın yüzük parlıyordu. Bu yüzüğü bir zamanlar […]

Galina Serebryakova – Ateşi Çalmak 3

İngiltere sissiz düşünülemez. Tropik adaların güneşi, Kutupların kuzey ışığı ve uzun geceleri çağrıştırması gibi, İngiltere deyince de akla sis gelir. Derinliklerinde ilham perisi gizlenmiştir sanki. Sis, masalların da kaynağıdır. O olmaksızın, ne İrlanda efsaneleri, ne İskoç şiirleri, ne de İngiliz destanları yaratılabilirdi. Bu kaprisli büyücü, çevresindeki her şeyi keyfince yönlendirir. Sönmeye yüz tutmuş ateş kızgınlığını […]

Galina Serebryakova – Ateşi Çalmak 2

Çok sıcak geçen 1844 Ağustosu’nda St. Germain ıssızlaşmıştı. Sonradan zenginleşerek sınırsız bir servete kavuşan finans aristokrasisi ile Restorasyon’dan sonra güçlenen aristokratlar Brötonya’daki çiftliklerine, durgun Loire kıyısındaki kasvetli şatolarına ve Pirenelere çekilmişlerdi. Kentin üzerini Parisli bayanların şemsiyelerindeki danteller kadar ince, kızgın bir nem bulutu sarmıştı. Zengin bayanlar, gündüzleri, pliseli jüponları ve balina pullu dar korseleri içinde […]

Galina Serebryakova – Ateşi Çalmak 1

Romanın temelinde Marx, Engels ve onların çağdaşları hakkındaki tarihi ve biyografik belgeler, yanı sıra, romanda gelişen olayların geçtiği yerlere giderek topladığım materyaller yer alıyor. Marksizm-Leninizm Enstitüsü’ndeki işçilerin bana büyük yardımları dokundu. Geniş bilgilerini benimle paylaşan ve bana çok değerli öğütler veren G. D. Obiçkin’e, E. P. Kandel’e ve E. A. Stepanova’ya en içten teşekkürlerimi sunuyorum. […]

Panait Istrati – Perlmutter Ailesi

Köstence, Romanya’nın küçük bir İstanbul’udur. Ovidius’un sığındığı bu topraklar üzerine uzanmış olan bu şehrin, o mutsuz Latin ozanının adını taşıyan bir alanlındaki düşünceli heykeli Romanyalıların yüreklerini Latin _ Bizim gibi yoksul nöbetçileri senden başka düşünen yok be abi! _ Ne yaparsın evlât, der Sotir, belki de benden fazla düşünecek şeyleri vardır. Kilerci, limandan doğruca Mangalya […]

Panait Istrati – Akdeniz

Adrien Zografi, yirmi iki yaşındayken, ilk defa 1906 yılı Aralık ayında memleketinden ayrılıyor. İskenderiye’ye gitmek üzere Köstence’den vapura biniyor. Bu, onun hayatında sayılı bir gündür. Büyük Savaşın başlangıcına kadar genç idealistimiz, Akdeniz’in âşığı olacaktır. Romanya, annesinin üzüntü içinde didindiği İbrail, onu ancak kırlangıçların yuva kurmalarına yetecek kadar kısa süreler içinde yeniden görebilecektir. Bu sayfalarda, Adriyen, […]

Ahmet Hamdi Tanpınar – Beş Şehir

Beş Şehirdin asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır. İlk bakışta birbiriyle çatışır görünen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birleştirebiliriz. Bu sevginin kendisine çerçeve olarak seçtiği şehirler, benim hayatımın tesadüfleridir. Bu itibarla, onların arkasında kendi insanımızı ve hayatımızı, vatanın manevî çehresi olan kültürümüzü görmek daha doğru olur. Bizden evvelki […]

Ahmet Haldun Terzioğlu – Alp Er Tunga – Saka Türklerinin Büyük Hakanı

Dışarıda kara kış bütün hızıyla sürüyor… Rüzgar ve kar birbirlerinin gücünü artırma çabasında esme ve yağma görevlerini yerine getirmek için yarışırken; o, yumuşak, sıcak yatağına gömülmüş uyuyordu. Her zamanki derin, mutlu uykularından birinde; özlediği düşlerinin eline teslim olmaya hazırdı. İş yapmadığı daha doğrusu görev verilmediği için yorulmadan geçirdiği bir günün sonunda sığındığı, mutlu olduğu tek […]

Osman Balcıgil – Dante’nin İstanbul Cehennemi – İlahi Komedya’nın Romanı

Duran, yaklaşmakta olduğu üç genç müzisyeni dikkatle dinledi. Kontrbas, keman ve flütten oluşan üçlü gayet başarılıydı. “Belli ki eğitimlerini müzik üzerine yapıyorlar” diye düşündü. Yürüyen platformdayken cebinden çıkarmış olduğu metal paraları, fazla şakırdatmamaya özen göstererek, utangaç keman kutusuna bıraktı. Genç adam trene doğru, ıslığında grubun seslendirdiği ve azalarak da olsa kulağına gelmeye devam eden Gresham’ın […]

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Öteki

Baremin 7. derecesinde memur Yakov Petroviç Goladkin o gece deliksiz uykusundan uyandığı zaman, saat sabahın sekizine geliyordu. Goladkin esneyerek gerindi, sonra gözlerini açtı ve bir iki dakika hiç kımıldamadan yattı. Uyanıp uyanmadığını, çevresinde olup bitenlerin gerçek mi, yoksa başı sonu olmayan gece düşünün bir devamı mı olduğunu anlamaya çalıştı. Kendini toparlayınca etraf bütün canlılığı ve […]

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Ezilenler

Dostoyevski’nin EZILENLER’i sonradan yazdigi nice ünlü romanlarinin ilk tohumlarini tasir. Buradaki kahramanlar onun dünyasini yansitan en gerçek kisilerdir. Bütün elestirmenlerin sözbirligiyle vardiklari yargi, yazarin en gerçekçi romaninin EZILENLER oldugudur. Roman ilk defa 1861’de Dostoyevski’nin erkek kardesiyle birlikte yayinladiklari “Zaman” adli dergide tefrika edilmistir. Bu dergi Michael Dostoyevski’nin ölümü üzerine kapanmis, sonralari baska adla yeniden yayinlanmaya […]

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Yufka Yürek (Can Yayınları)

Klasik Rus edebiyatının unutulmaz yazarı Dostoyevski, 1881 yılında, Karamazov Kardeşler’in yayımlanmasından hemen sonra öldüğü zaman, ardında eşsiz bir miras bırakmıştı. Elbette bir yazar öncelikle, sorduğu sorularla, yaptığı tespitlerle akılda kalıyor. Dostoyevski, “baba” sorununu, din kavramını, cinayeti, intiharı, sınıf ayrımını, insan ruhunu takıntılı bir biçimde ele almıştı. Bu konulara yönelik sorularının altından bizim, onun mirasçıları olarak […]