İsmail Yerguz – Edebiyat ve Sinemada Yasayan Lenin

Sovyet sanat ve edebiyatının gelişme aşamalarında sanatçıların ve yazarların Lenin imajına gösterdikleri ilginin toplumsal önemi çok büyüktür. Kültür dünyasının insanları, Lenin’in Partinin rehberi ve dünyanın ilk sosyalist devletinin yöneticisi olarak değerini anlamakla kalmamışlar, Leninizm’in propagandacıları, Lenin’in fikirlerinin ateşli savunucuları olmuşlardır. Yazarlar ve sanatçılar Lenin’le ilgili çok parlak yapıtlar yarattılar. Lenin’in Partiyle, halkla çözülmesi mümkün olmayan birliğini ilginç biçimde gösterdiler, Lenin’in tarihin çeşitli dönemlerinde çokbiçimli etkinliğini gösterdiler, düşünür ve devrimci olarak farklılığını belirttiler, Lenin’in bir dahi olarak belirgin özelliklerini -bir hümanist, sıradışı bir şahsiyet anlammdasergilediler. Lenin konusuna ve imajına gösterilen ilgi günümüzde çok önemlidir. Sosyalizmin başarılarıyla ilintili olarak ideolojik savaş şiddetlenmektedir. Leninizmi dar ulusal çerçeveler içine sıkıştırma girişimleri olmuş, bu ideoloji tamamen Asya’ya özgü gibi gösterilmek istenmiş, devrimci hareketin temel sorunlarının çözümlenmesi ve sosyalizmin gelişmiş Avrupa ülkelerinde inşası konusunda yetersiz olduğu ileri sürülmüştür; öte yandan Leninizm bir Avrupa olgusu gibi de gösterilmiş, devrimci hareketin sorunlarını çözmek durumunda olan yöneticilere uygun bir ideoloji olmadığı, Asya kıtasında sosyalizmin inşası için yeterli olmadığı da ileri sürülmüştür. İşte bu nedenlerle Lenin’in edebiyat ve sanattaki imajı çok önemlidir. 7 II Lenin’in edebiyat ve sanat alanındaki imajı çok kapsamlı ve gerçekten tükenmez bir konudur. Lenin XX. Yüzyılda Sovyetler Birliği’nde ve bütün dünyada görülen bütün büyük değişimlerin tarihiyle ilişkilidir. Ele aldıkları bütün çağdaş temalarda yazarlar, sanatçılar, tiyatro ve sinema adamları Leninist gerçekliğe mutlaka değinirler, yaşamda ortaya çıkan ve Lenin’in dahice öngörülerini doğrulayan değişimlerin tarihsel anlamım kavramaya ve açıklamaya çalışırlar. Bu anlamda Lenin teması, yazar, doğrudan doğruya Lenin imajı çizmese de neredeyse her büyük yapıtta dolaylı olarak vardır ve onun duygusal yükünü ve ideolojik yansımasını belirler: sözgelimi Vasilyev kardeşlerin “Çapayev”i, G. Kozintsev ve L. Trauberg’in “Maksim üçlemesi”, hatta M.


Şolohov’un ‘Durgun Don”u ve “Uyandırılmış Toprak”!. Biz öncelikle Lenin’in doğrudan doğruya anlatılması sorunuyla ilgileneceğiz. Ama bu çok kapsamlı konunun bir yığm özelliği vardır. Bunları çözümleme bağlamında Lenin’le ilgili yapıtları genel sanat sürecinden ayıramayız ve bunları zamanın ve mekânm dışında irdeleyemeyiz. Sovyet sanat ve edebiyat tarihinde Lenin temasıyla, Lenin imajının temel ilkelerinin özdeşleştirilmesi aşama aşama gerçekleştirilmemiştir -ve çalkantılı olaylar açısından çok zengin olan zaman yaratıcı çabalara ve sanatçıların araştırmalarına damgasını vurmuştur. Aynca Lenin temasıyla ve Lenin imajıyla ilgilenen sanatçılar, yazarlar, dramaturglar, sinemacılar, araştırmalarında Sovyet edebiyat ve sanatının başarılarına dayanıyorlardı ve bu bağlamda genel olarak ve öncelikle bir pozitif tipler galerisi yaratılması, manevi zenginliğin keşfedilmesi, yeni bir dünya için mücadele eden devrimcilerin bireysel özgünlükleri söz konusuydu. Bu anlamda şunu söyleyebiliriz ki Pudovkin’in “Ana”sı, Vasilyev kardeşlerin “Çapayev”i, G. Kozintsev ve L. Trauberg’in “Maksim üçlemesi” olmasaydı M. Romm ve S. Yukeviç’in Lenin filmleri de olmazdı. Öte yandan sinemada, tiyatroda, resimde, edebi yapıtlarda Lenin 8 temasının işlenebilmesi, Lenin imajının başarılı bir biçimde yaratılabilmesi olgusu, tüm Sovyet edebiyatının ve sanatının gelişmesini çok büyük ölçüde etkilemiştir. Her sanatçının Lenin konusuna ve Lenin imajına ayrı ayrı, tek tek gösterdiği ilgiden de söz etmiyorum burada. ’20’li yılların bazı sanatçılarının yapıtlarında bu olgu bir dönüm noktası gibi ortaya çıkmış ve sosyalist gerçekçilik yolunda yönlerini belirlemiştir.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir