Pertev Naili Boratav – Folklor ve Edebiyat Cilt 2

üşahhas» oldukları söylenir. Bu doğru bir görüş değildir. Halk şairlerini kıymetlendirmek isterken kıymetten düşüren l:llr anlayıştır. Büyük h alk şairlerinde realizm hemeh hiç yoktur. Halk şairlerinin eserleri tipinde realist ve objektif bazı eserlere rastlıyorsak, bunlar esasen sanat eseri değil, zamanın hadiselerini nakleden vesikalardır ; sanat kıymeti değil, tarih kıymeti taşırlar. Bunlar adeta eski devirlerde bugünkü mizahi veya ciddi gazete yazıları rolünü oynuyorlardı. Realizmin h alk şairlerinde ne kadar ehemmiyetsiz bir yer aldığını göstermek için doğrudan doğruya örneklere geçelim. Bektaşi dervişine yaraşacak tekl FOLKLOR VE. EDEBİYAT 19-82 Edirne minaresi Eğilmiş su içmeye Şiirin son kıtası bu garip tabloların ne diye yapıldığını bize anlatıyor: Kaygusuz’un sözleri Hindistan’ın kozları Sen de bu yalan ile Gidem dersin Uçmağa Görüyoruz ki, Baba Kaygusuz’un maksadı, hocaların, mollaların insanoğluna cennete (uçmağa) ulaşmak için tutulması gereken yolu anlatırken uydurdukları yalanların karikatürlerini çizmel�miş. Kaygusuz Abdal’da gördüğümüz bu tabiat çizgileri arasında köy tabiatının bazı unsurlarını da buluruz. Yoksulluğun erişilmez rüyaları arasında s ayıkladığı şu mısraları okuyalım: Dobruca ovasından Büyük yağlı çörekler Akkirman’ın yağından Benzimiz hey ağ olsa Kande bir göl var ise Badem palflze olup Bir yandan diş vursak Çevresi bal yağ olsa Şiirin sonu şöyle gelir: Kaygusuz Abdal otur Kimin ye kimin gotür Sofuya koz kalmadı Abdal’a kaymağ olsa Eğer bu hayal ve mizah kıtaları olmasaydı, boş duran ovaların bağ[arla bezenmesi isteğiyle heyecanlı hir köylü duyuşunun ifadesini şu kıtada okumak mümkün olurdu: Dümdüz şu yaş ovalar Her biri boş durmasa Sulu şeftalisi çok Bin üzümlü bağ olsa 12 HALK ŞAİRLERİNDE İNSAN VE TABİAT Köylü duyu,şları dünya görüşü, meşrebi, mezhebi ne olursa olsun, büyük halk şairlerinin çoğunda rastladığımız unsurlardır. Onların çoğu esa:sen köylü aslından gelmiştir. Yunu:s’un, Pir Sultan’ ın, Karacaoğlan’ın kÖylü olduklarını biliyoruz. Biyografilerini okuyamasak bile, menkıbeleri, eserleri bunu bize açıkça söylüyor. Fakat büyük halk şairlerinde köylü duyuşları da nadir hallerde çıplak ve sade bir toprak ve tabiat ifadesi halindedir.


Pir Sultan’ m olduğu söylenen bir şiir bu nadir örneklerden birini verir; ciddi bir eda ile baştan başa öküzün köylü lçin ifade ettiği büyük manayı anlatan 1blr manzumedir:1 Dağdan kütür kütür hezen indirir İndirir de ateşlere yandırır Her evin devliğin öküz döndürür İreçberler hoşça görün öküzü Öküzün damını alçacık yapın Yaş koman altını kuruluk sepin Koşumdan koşuma gözlerin öpün İreçberler hoşça görün öküzü Pir Sultan’ın başka, ona alt olduğu muhakkak olan şiirlerinde de köylülüğünü bulmak mümkündür. Belki o bunlarda köyden, topraktan bahsetmek istemiyor, derdi b�kadır; fakat derdini anlatmak için kullandığı kelimelere kuvvetli ifadesini veren onun köylü oluşudur. O Yıldız Dağı’nın eteklerinde Banaz köyündendir. On altıncı asırda Sıvas’ta astırılmış. Asılırken vasiyetini şu mısralarla söylüyor: Pir Sultan Abdalım coşkWı akarım Akar akar dost yoluna bakarım Pirim aldım seyrangalıa çıkarım Daha Yıldız dağın yaylamasınlar.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir