A. P. Martinich – Thomas Hobbes

Her düşünsel biyografinin yapısı, kronolojik düzen ile konu düzeni arasındaki uzlaşmadan meydana gelir. Ben konuya nazaran kronolojik düzene öncelik tanımayı tercih ettim. Bunun sonucunda aynı konu, örneğin Hobbes’un siyaset felsefesi ve bilimsel görüşleri, kimi zaman birkaç yerde ele alındı. Amacım okurlara zaman duygusu vermekti; kimi zaman felsefeciler, hatta tarihçiler bunu ihmal ediyor gibiler. Hobbes’un belli düşünceleri ilk kez ne zaman ve nerede ortaya attığını ve bunların diğer düşünceleriyle nasıl bir ilişki içinde olduğunu aktarmaya çalıştım. Dolayısıyla, The Elements of Law, Natura! and Politic ‘e [Hukukun Doğal ve Siyasal Öğeleri] ve Hobbes’un Thomas White’ın De Mundo’su [Dünya Üzerine] hakkındaki yorumuna, diğer yazarlara nazaran çok daha fazla önem verdim. Hobbes’un özgür irade konusunda John Bramhall ile girdiği tartışmanın ancak 1 650’lerde yayımlanmaya başlamasına rağmen, bunu 1 640’lara ilişkin bölümde ele almamın sebebi de bu amaçla ilgili. Ayrıca bugünlerde hararetle tartışılan ve Hobbes’un hayatı ile yapıtlarına biraz aşina olan kişilerce bile az bilinen, yakınlarda ortaya çıkmış materyallere ve konulara, normalde vereceğimden daha fazla yer verdim. Bunlar arasına, 161 0’ların sonlarında muhtemelen Hobbes tarafından yazılmış belli denemeler, 1 626’da çıktığı Peak District * gezisi, başlıca ilk psikoloji ve siyaset çalışması olan The Elements of Law ile hayatının ilerleyen dönemlerinde yaptığı İlyada ve Odysseia çevirileri de dahildir. Hobbes’un kırk yaşından önceki hayatıyla ilgili pek bilgi bulunmadığından, ilk iki bölümde yaşadığı ortam üzerinde durulmuştur. Orta ve Kuzey İngiltere boyunca uzanan, dünyanın en büyük doğal parklarından biri, günümüzde milli park statüsündedir-ç.n. x HOBBES Her ne kadar akademisyenler Hobbes’un hayatının büyük ölçüde sosyal ve kendisinin de dile getireceği gibi ” rahat” olduğunu genellikle kabul etse de, çoğu insan onun hayatının kısa olmasa da yalnızlık, yoksulluk, nahoşluk ve kabalıkla dolu olduğunu düşünüyor hala. Kitabımın amaçlarından biri bu yanlış izlenimi düzeltmek. Hobbes’un düşüncelerinin çoğuna katılmasam da, insan olarak ve düşünceleriyle muazzam ölçüde hayranlık uyandırmaya devam ediyor.


Umarım okurlarım da bu hayranlığı paylaşır. Bu kitap akademik burslarla ortaya çıktı ama akademik bir çalışma değil, çünkü rakiplerle savaşmak için gereken tüm araç gereçlere sahip değil. Hobbes’un yapıtları için eksiksiz sayılabilecek notlar koyup uygun ya da önemli yerlerde kullandığım ikincil kaynakları belirttim. Ne Hobbes’un otobiyografileri olan “Vira Carmina Expressa ” ( seksen dört yaşındayken, 1672 civarında yazmıştır) ile “Prose Life”tan (Mensur Otobiyografi; 1676 civarında dikte edilmiştir) ne de John Aubrey’nin yazdığı biyografiden yaptığım alıntılarda sayfa numarası belirttim. Arşivlerde bulunan mektuplar ile elyazmaları gibi birkaç istisna dışında, yayımlanmamış kaynaklar için de referans göstermedim. Yeri geldiğinde, yakın aralıklarla yapılan alıntılar için tek bir referans gösterdim. Çeşitli akademisyenlere olan gönül borcumu Two Gods of Leviathan’da, A Hobbes Dictionary’de (Hobbes Sözlüğü; Oxford, 1995) ve Thomas Hobbes’ta (Londra, 1977) belirtmiştim. Kütüphanelerde evvelce yaptığım çalışmalara ek olarak, bu kitap için Bodleian Kütüphanesi, British Library, Athenaeum (Londra) ve Austin’deki Teksas Üniversitesi’nde bulunan Humanities Research Center’da da ayrıca araştırmalar yaptım. Tarihler Üzerine Not O n yedinci yüzyılda İngiltere’de, daha sahih olan miladi takvim yerine Jülyen takvimi kullanılıyordu, çünkü zamanın Katoliklere göre ölçülmesi istenmiyordu. Jülyen takvimi miladi takvimden on gün gerideydi . Miladi takvim Kıta Avrupası’ndaki çoğu ülkede zaten kullanılmaktaydı. Dolayısıyla İngiltere’deki 10 Aralık, Fransa’da 20 Aralık’a tekabül etmekteydi. Jülyen takvimine göre verilen tarihe “eski usul” deniyor, buna karşılık miladi takvime göre verilene “yeni usul” deniyordu. Britanya Adaları’nda meydana gelmiş olaylar için eski usul tarihleri kullanmak adet olmuştur. Önemli ölçüde Kıta Avrupası’nda geçmiş olayların tarihleri şu şekilde verilecektir: 1 0/20 Aralık.

Bir zorluk daha var. İngiltere’de yeni yılın 25 Mart’ta başladığı kabul ediliyordu. Bu tarihin seçilmesi hem ilkbahar ekinoksuyla hem de Meryem Ana’nın İsa’ya hamile kaldığı güne karşılık gelen efsanevi tarih olmasıyla ilişkiliydi. (Noel tam olarak dokuz ay sonraya rastlar.) Bir olayın meydana geldiği yılı, günümüzde de yapıldığı gibi, 1 Ocak’ta başlamış gibi sunmak tarihçiler arasında teamül olmuştur. Hangi tarih sisteminin kullanıldığını açık seçik ortaya koymak şu iki örnekte kafa karışıklığını giderecektir: Bazı kitaplarda Hobbes’un Magdalen Hall’dan 1 607 Şubat’ında mezun olduğu yazılıdır. Teamülümüz uyarınca, doğru tarih 1 608 Şubat’ıdır. Ayrıca on yedinci yüzyıl kaynaklarına göre, I. Charles 30 Ocak 1648 tarihinde idam edilmiştir. Halbuki bizim uyduğumuz teamül uyarınca, bu olay 30 Ocak 1 649 tarihinde meydana gelmiştir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir