Ahmet önel – Konumlandirmalar

Aþk. Mutluluk. Uyum. Uyumsuzluk. Ayrýlýk. Ýhanet. Hüzün. Kadýn. Erkek. Sayýsýz edebi metne kaynak, bilimsel incelemeye neden olmuþ konular. Karanlýða iten edebi metinler, karanlýkta kalan bilimsel incelemeler. Ruhu, büyüsü, kimyasý bir türlü çözülemeyen bir konu. Kadýn ve erkek. Belki de sorun, çözmek, bilmek, üstüne söz söylemek arzusundan kaynaklanýyor. Sadece bakmak yetmez mi? Bakmak ve öznel/özel olarak konumlandýrmak.


Psikanalist Darian Leader’in bir çalýþmasý sýrasýndaki ilginç tesbiti: Ýki buçuk yaþýndaki biri erkek, biri kýz iki çocuk geceleri pencerede bir kurt olduðunu düþünmekte ve endiþelenmekte. Kurdun ne yapacaðý sorulduðunda erkek çocuk kurdun onu yemek için geldiðini söyler. Kýz çocuðun cevabý ise ilginç: “Gidip ona soralým.” Belki ayný soruyu kendimize sormalý ve kendi cevabýmýzdaki “özel”i aramalýyýz. Ýtalyan sinemacý Ettore Scola’nýn 1977 tarihli filmi Özel Bir Gün (Una Giornata Particolare) adýnýn da andýracaðý gibi bir günde, gerçekten de özel bir günde geçer: 8 Mayýs 1938 gününde. Bu gün Hitler’in Roma’ya gelip Mussolini’yi ziyaret ettiði ve Ýtalyan faþizminin büyük bir heyecanla gövde gösterisi yapmanýn telaþýnda olduðu gündür. Romalýlarýn heyecan içinde meydanlara koþtuðu bu günde, i Önsöz – Yekta Kopan bütün sakinlerinden “arýnan” bir binada, kapýcý kadýný da saymazsak iki kiþi kalýr: Evli barklý, altý çocuk annesi Antonietta ve pasif bir anti-faþist olan, eþcinsel Gabriele. Bu özel gün, bu iki özel insanýn, küçük dünyalarýnda kýsa süreliðine olsa da yeni bir yaþamý tanýmalarýna, tatmalarýna neden olur. Film faþizmin yükseliþine eleþtiride bulunurken, bir yandan da kadýn-erkek iliþkisindeki buyurganlýða ve güce dayanan faþist zihniyeti gözler önüne serer. Sonuçta HitlerMussolini eksenindeki ideolojik faþizm tarihin karanlýk sayfalarýndaki yerini almýþtýr. Peki ya temelde insan iliþkilerindeki ve özelde kadýnerkek iliþkilerindeki faþist tavýrlar? Ahmet Önel Konumlandýrmalar’da kýsacýk metinlerle bir baþka deyiþle kýsa öykülerle (short short stories) gündelik sýkýntýlara, sýradan yaþamlara ve özellikle kadýn-erkek iliþkilerine mercek tutuyor. Her bir metin ele alýndýðýnda bu mercek güneþ ýþýnlarýný odaklayýp “yakacak” yoðunlukta durmuyor, gösterip geçiyor. Ama anlatýnýn bütününde okurun merceði giderek kendi üstünde hissetmesine neden oluyor. Gitmeler, gelmeler, beklemeler, meraklanmalar, cevapsýzlýklar, sevmeler, nefret etmeler ve konuþmalar… Ne kadar yabancý ve ne kadar tanýdýk dedirten kýsa metinler. Yazar “Hayatýn izdüþümleri bu kýsa metinler.

Düþünce kýrýntýlarý, algý fotoðraflarý ya da gri yansýmalar belki” diyor Konumlandýrmalar’daki metinler için. Konumlandýrmalar, nice özel duyguyu, cevabý, günü gözler önüne seren, okur algýsýnda yeniden þekillendiren “özel bir metin”.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir