Angela Nanetti – Hikaye Ormanı

Annesi ağlıyordu. “Yeter artık!” diyordu Agata. Annesi kollarını masada bitiştirmiş ağlıyordu. Agata onu okşayarak, “Ağlama artık!” diyordu. Annesi masada bitiştirdiği kollarına başını dayamış ağlıyordu. “Bak, gitti işte!” Annesi masada bitiştirdiği kollarına başını dayamış ağlarken yüzünü kaldırdı, ağlamaktan yüzü gözü şişmişti. “Bak, daha ağlayacak olursan ben de giderim!” eledi Agata. Ancak annesi ağlamaya devam etti. Bunun üzerine Agata, Tilki’nin yanına gitti. “Kara Adam döndü mü?” diye sordu Tılki. “Döndü … ” diye karşılık verdi Agara. 7 •,.; Tilki’nin özel bir adı yoktu, sadece Tilki’ydi. Bacaklarını açmış yerde yatıyordu. Aslında bu, tilkilerin her zamanki yatışı değildir, kadınların daha hoş görünmek için sırtlarına attıkları tilkiler böyle yatar.


Annesi ona böyle açıklamıştı. 11 Agata onu bitpazarında görmüştü, bir sürü kürkün bulunduğu tezgahın üzerinde. Tilki cam gibi mavi gözleriyle ona sessizce bakmış, Agata da ona bakmıştı. “Bunu alalım!” “Çok pahalı!” demişti annesi. Tilki gözlerini ayırmadan ona bakıyordu, Agata başını başka taraflara çevirmiş, sonra yine ona bakmıştı. Tilki’nin bakışlarını kaçırmaya hiç niyeti yoktu. İşte o zaman, Agata kendisiyle gelmek istediğini anlamıştı. “Bunu alalım anne, n’olur!» Bunun üzerine annesi, şık mantosunun üstüne atmak için tilkiyi almıştı. 12. Tilki, mantonun omzuna güzelce yerleştirilmiş halde dolapta öylece duruyordu. Agata her gün onu yokluyordu. Onu tatlı tatlı okşuyordu; yumuşacıktı, annesinin kokusu sinmişti üstüne. Evde tek başına kalması gerektiği bir gün, annesinden onu alıp odasına götürmek için izin istemişti. Böylece tilki ona arkadaşlık etmişti. “Teşekkür ederim” demişti tilki.

“O dolabın içinde sıkıntıdan patlamıştım.” Konuşmaya başladılar.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir