Augustus – Ankara Anıtı

Ankara’daki Hacı Bayram Camisi’ne bitişik olan ve “Ogüst Tapınağı” (August Tapınağı) adıyla tanıdığımız tapınağın duvarlarına kazınmış olan “Monumentum Ancyranum”, şimdiye dek bulunan Latince yazıtların en uzunu, en önemlisi ve en ilgi çekenidir. Roma İmparatorluğu’nu kuran Augustus, İsa’nın doğumundan on dört yıl sonra öldü. Ölümünden biraz önce kaleme aldığı bu yazı, Senato’da okunduktan sonra Roma’da dikili iki tunç sütun üzerine kazdırılmıştı. Ayrıca kopyaları da imparatorluğun öteki eyaletlerindeki çeşitli tapınaklara konmuştu. Bugün bu kopyalardan biri, çok iyi korunmuş olarak Ankaramızda bulunuyor. Öteki iki kopyadan kimi parçalar Isparta ili içinde Antiochia (Yalvaç) ve Apollonia’da (Uluborlu) bulundu. Kalan kopyalarsa bütünüyle yok olmuştur. Ankara’daki tapınakta bulunan yazıt, iki dilde kaleme alınmıştır. Latince metne, Yunanca konuşan eyaletlerdeki halkın okuması için, bir de Grekçe çevirisi eklenmiştir. Grekçe çeviri, metnin birkaç noktası dışında olmak üzere, yazıtı çözümleme ve açıklama bakımından pek az önemlidir. Mommsen ile Kaibel, çeviriyi yapanın bir Grek değil, bir Romalı olduğunu kesin olarak kanıtlamışlardır. Tarihsel değeri, inanılmayacak denli büyük olan bu eşsiz anıtın Avrupa’ca tanınması, pek uzun bir zaman aldı. 16. yüzyıla dek Batı, böyle bir yazıtın varlığından bile haberli değildi. İlk kez 1555’te İmparator Ferdinand’ın yolladığı, Hollandalı Buysbecque’in başkanlığındaki bir kurul, seferde bulunan bir Türk padişahının yanından dönerken Ankara’da kaldıktan sonra, “exemplum Busbequianum” adlı bir kopyayla geri döndü.


Ama, yazıttaki altı sütunun kopyasını çıkarma işi ayrı ayrı kişilere verilmişti. Yalnızca üçüncü ve dördüncü sütunlar tam olarak kopya edildi. Kalan dört sütunun kimi kısa parçaları okunabildi. Grekçe çeviri konusundaysa hiçbir araştırma yapılmadığı gibi, yapının dış yanındaki Grekçe yazının Latince yazıyla bir ilgisi olduğu, akla bile gelmedi. 1689’a dek bilginlerin elinde bu kabataslak kopyadan başka bir kopya yoktu. Ama o yıl, Cosson adında İzmirli bir tüccar, bugüne dek nasıl olduğu anlaşılmayan bir yolla eline bir başka kopya daha geçirdi. İlk kopyadaki kimi boşlukları doldurmasına karşın, bu da tam ve yetkin bir metin değildir. 1701’de XIV. Louis, Tournefort isminde bir Fransız bilgininin başkanlığında, Ankara’ya özel bir bilim kurulu gönderdi. Bu kurul “exemplum Tournefortianum” adı verilen üçüncü bir kopya çıkardı; ama bu da her bakımdan doyurucu bir kopya değildir. 1705’te Paul Lucas adında bir başka Fransız, yazıtın altı sütununun daha tam, daha özenli bir kopyasını çıkardı. Hemen hemen yüz elli yılda, bütün Avrupa bilginleri bu kopyayı araştırmalarına temel aldılar. Bugün bile önemini koruyor. Bundan sonra 1745’te Pocock, 1836’da Hamilton, Grekçe çeviriden Latince metnin bozuk yerlerini düzeltmeye çalıştılar. Ama, tapınağın “cella” duvarına yapışık olarak birtakım evlerin yapılmış olması, bu işi hemen hemen olanaksız duruma getirdi.

1859’da Hamburglu Mordtmann, Grekçe metni ortaya çıkarmak ve Latince yazıtın tam bir metinini elde etmek üzere Ankara’ya geldi. Her iki amacına da erişemedi. 1861’de III. Napoléon, George Perrot ve Edmond Guillaume adında iki seçkin bilginin başkanlığında bir kurul gönderdi. Bunlar Latince metnin tamamını ve Grekçesinin de görülebilen bölümlerinin yeni ve doğru bir kopyasını çıkardılar. İşte bu kopya, Mommsen’in yayımladığı ilk basımın temelini oluşturdu. Yüzyıllarca birçok ülkenin bilginlerince üzerinde çalışılan ve iki bin yıla yakın bir zamandan beri dimdik duran bu anıtın üzerindeki yazıtın çevirisinde, özellikle şu kitaplardan yararlanılmıştır: 1. The Monumentum Ancyranum, E. G. Hardy, Oxford, 1923. 2. Res gestae divi Augusti, Jean Gagé, Texte établi et commenté. Paris, 1935. Çevirinin sonuna konan ekler, metnin anlaşılması için gereken bilgileri vermektedir. Yapıtın iyice anlaşılması için, bunların yeterli olmadığı açıktır.

Şunu da belirtmek gerekir ki, “Ogüst Tapınağı” diye anılan tapınak, Augustus’la bağlantılanmış olmakla birlikte, Augustus’tan çok önce de vardı. Son kazılarda ortaya çıkan temeller, bunu açıkça göstermektedir. Hâmit DERELİ Not: Bu önsöz, 1939’da B. Sadık Şölen ile birlikte yayımladığımız Monumentum Ancyranum çevirisinin başında çıkmıştı. Kimi düzeltmeler yaparak yeniden yayımlamayı yararlı buldum. H. D. ANKARA ANITI (Monumentum Ancyranum) Tanrısal Augustus’un, yeryüzünü Roma halkının egemenliği altına almak için başardığı işleri, Roma Devleti ve halkı için yaptığı harcamaları gösteren belgenin bir kopyası aşağıdadır. Asıl belge Roma’da dikili iki sütun üzerine kazınmıştır. I On dokuz yaşımda, kendi özel kararım ve özel harcamalarımla bir ordu kurdum. Bu orduyla devleti, altında ezilmekte olduğu partinin egemenliğinden kurtararak yeniden özgürlüğe kavuşturdum. Bunlardan dolayı Senato, C. Pansa ile L. Hirtius’un konsüllükleri zamanında (1), beni onurlandıran kararıyla üyeleri arasına kabul etti. Aynı zamanda, konsüllük yapmış olanlarla birlikte oy verme hakkını bağışladığı gibi, imperium (2) da verdi.

Devletin bir zarara uğramasını önlemek için propraetor (3) niteliğiyle benim de konsüllerle birlikte önlem almamı buyurdu. Aynı yıl (4) her iki konsül de savaşta ölünce, halk beni konsül yaptı ve devlete yeniden düzen verecek üç kişiden biri olarak seçti. II Babamı öldürenleri sürgüne gönderdim. Böylece yasaya uygun olarak kurulmuş mahkemelerle, cinayetlerinin öcünü aldım. Sonradan devlete karşı savaş açtılarsa da, onları savaş alanında iki kez yendim. III Bütün dünyada, karada ve denizde, iç ve dış savaşlara giriştim. Utku kazanınca, sağ kalan bütün yurttaşlara acıdım. Tehlikesizce bağışlanabilecek olan yabancı ulusları yok etmektense korumayı yeğledim. Beş yüz bin kadar Romalı yurttaş, bana asker andıyla bağlandı. Hizmetleri sona erince, bunların üç yüz binden biraz çoğunu kolonilere yerleştirdim ya da kendi municipiumlarına (5) gönderdim. Hepsine de tarafımdan satın alınmış arazi yahut arazi yerine kendi servetimden para verdim. Üç sıra kürekli gemilerden (6) daha küçük olanları hesaba katılmamak üzere, altı yüz gemi ele geçirdim. IV İki kez ovatio (7) zafer alayı yaptım, üç kez de curulis zaferi (8) kutladım; yirmi bir kez “İmparator” diye selamlandım. Sonradan Senato’nun onuruma yapılmasına karar verdiği birçok zafer alayını kabul etmedim. Aynı biçimde, her savaşta adadığım adakları yerine getirirken defne dalından çelenkleri capitoliuma koydum.

Tarafımdan ya da korumam altındaki legatlar tarafından karada ve denizlerde kazanılan zaferlerden dolayı, Senato elli beş kez ölümsüz tanrılara supplicatio (9) yapılmasına karar verdi. Zafer alaylarında arabamın önünde dokuz kralla kral çocuğu gidiyordu. Bu satırları yazmakta olduğum sırada, on üç kez konsül olmuştum. Tribünlük yetkimi otuz yedi yıldır kullanıyordum. (10) V M. Marcellus ile L. Arruntius’un konsüllükleri zamanında (11), hem yokluğum sırasında, hem de Roma’da bulunduğumda, halk ve Senato tarafından önerilmiş olmasına karşın diktatörlüğü kabul etmedim. Son derece büyük bir yiyecek kıtlığında, “yiyecek sağlanması görevini”ni üstlenmekten çekinmedim. Bunu o denli başarıyla yönettim ki birkaç gün içinde harcadığım parayla bütün ulusu korkudan ve uğradığı yıkımdan kurtardım. Aynı zamanda, her yıl yenilenmek üzere yaşam boyu verilen konsüllük görevini kabul etmedim. VI M. Vincus ile Q. Lucretius’un (12) ve yine P. ile Cn. Lentulus’un (13) ve üçüncü bir kez Paulus Fabius Maximus ile Q.

Tubero’nun konsüllükleri zamanında (14), Senato ile Roma halkının elbirliğiyle, beni en geniş yetkiyle donatıp yasaların ve genel ahlakın koruyucusu olarak seçmeye karar vermiş olmalarına karşın, atalarımızın geleneklerine uygun olmayan bir memurluğu kabulden çekindim. Senato’nun, tarafımdan alınmasını dilediği önlemleri tribünlük yetkime dayanarak aldım. Bu yetkimde bana yardım etmek için beş kez Senato’dan bir çalışma arkadaşı istedim ve aldım. VII Devlete yeniden düzen vermek üzere kurulmuş olan Üçler Meclisi’nin aralıksız on yıl üyeliğini yaptım. Bu satırları yazmakta olduğum bugüne dek, tam kırk yıl princeps senatus (15) konumunda bulundum. Pontifex (16), augur (17), kutsal ayinlere bakan on beş üyeden biri, dinsel ziyaret hazırlayan yedi kişiden biri, Arval kardeşlerden (18), “titii sodales”lerden (19) biri ve fetialis (20) oldum. VIII Beşinci konsüllüğümde, halktan ve Senato’dan aldığım buyruk üzerine, soyluların sayısını artırdım. Üç kez Senato seçimi yaptım (21). Altıncı konsüllüğümde, çalışma arkadaşım M. Agrippa ile bir nüfus sayımı yaptırdım. Kırk bir yıllık bir aradan sonra, lustrum (22) yaptım. Bu lustrumda dört milyon altmış üç bin Romalı yurttaş sayıldı. İkinci kez C. Censorinus ile C. Asinius’un konsüllükleri sırasında, konsül yetkisiyle yalnız başıma bir lustrum yaptım.

Bu ikinci lustrumda dört milyon iki yüz otuz üç bin Romalı yurttaş sayıldı. Üçüncü bir kez Sex. Pompeius ile Sex. Appuleius’un konsüllükleri sırasında, yine konsül yetkisiyle oğlum Tib. Caesar çalışma arkadaşım olduğu halde, lustrum yaptım. Bu üçüncü lustrumda dört milyon dokuz yüz otuz yedi bin Romalı yurttaş sayıldı. Yeni yasalar yaparak atalarımın eskiyerek uyulmaz duruma gelmiş olan birçok geleneğini yeniden canlandırdım. Kendim, bizden sonra gelecekler için öykünmeye değer birçok örnek bıraktım.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir