Aytunç Altındal – Vatikan ve Tapınak Şövalyaleri

“Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri” üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Vatikan’ı tanıtan yazılar var. Vatikan minik bir devlet olmasına rağmen dünyadaki siyasal, ekonomik ve askeri güçler dengesinde çok önemli bir yere sahiptir. Öyle ki Papa II. John Paul, Afganistan’a misilleme saldırıları başlatmak isteyen ABD’yi bile duraksatabiliyordu. Papa 23-27 Eylül 2001 ‘de Kazakistan’a ve Ermenistan’a gideceğini ve bu günler içinde bölgede savaş istemediğini ABD’ye iletmiş ve bu isteği kabul görmüştü. ABD’nin Usame Bin Ladin adlı kişiyi ve onun kurduğu “El Kaide” adlı kuruluşu bahane ederek Avrasya’ya ve Asya’ya yerleşmek için başlatacağı savaşı bir süre erteletmişti. Bu ertelemenin ardında ilginç bir plan yatıyordu. Papa, geçen yıl, 24 Aralık 2000’de, 3. Bin Yıl’da sıranın artık Asya’ya geldiğini ve bu yüzyılda Asya’nın Hıristiyanlaştırılacağını açıklamıştı. Bu nedenle Asya’ya ve Avrasya’ya yaptığı bu gezilerde Hıristiyan dünyasında, bir süre için silahlı saldırı istemiyordu. Başkan Bush’un “Haçlı Seferi” başlatacağız şeklindeki sözü işte bu bağlamda önem taşıyordu. Bu bölümdeki yazıları Türk okurları çok dikkatlice okumalıdırlar; öğrenecekleri pek çok yeni bilgi vardır. Ikinci bölümde “Tapınak Şövalyeleri” ve onların günümüzdeki temsilcileri olan Malta Şövalyeleri anlatılıyor. Bu yazılarda Türkiye’yle ilgili bir “sır”da açıklanıyor.


Istanbul’un Fethi’nden sonra yok oldukları sanılan Bizans’ın ünlü Paleolog ve Kantakuzen Hanedanları’nın günümüzdeki bir temsilcisi, kendisini “Bizans Tahtı’nın Son ve Yasal Varisi” Han etmiş durumda. Dahası bu “Son Imparator” başta ABD olmak üzere bir çok ülkede mahkemelerden aldığı kararlarla “Resmen” Bizans Imparatoru olarak tanınıyor. Günümüzde Türkiye’nin başındaki dertler yetmezmiş gibi, Batı ve Avrupa Birliği şimdide bir “Bizans Imparatoru” icat ederek bizlerden tazminat talebi cihetine gitmeye hazırlanıyor. Ilginç olan bu “Son Bizans Imparatoru”nun da bir Tapınak Şövalyesi olmasıdır. Onunla ilgili belge ve fotoğraflar ilk kez işte bu yazılarda açıklandı. Özellikle de Kremlinde 1997’de yapılan “Taç Giyme Töreni”nin fotoğrafına dikkat çekmek istiyorum. Bu ilk kez yayınlandı. Üçüncü bölümde Vatikan’la, Hıristiyanlık’la, Misyonerlik ve Ekümenizm hareketiyle ilgili ilginç açıklamaları okuyacaksınız. Bu yazılar ilk yayınlandıkları dönemde çok tartışmalara yol açmışlardı. Bunlardan “Papa’nın Gizli Kardinalleri” başlıklı yazı Türkiye’nin gündeminde uzun süre kalan bir tartışmayı başlatmıştı. Benzer şekilde “Apo’nun Papa’ya Mektubu” ve tarihimizin bilinmeyen bir yönünü açıklayan “Lorenzo Valla Olayı” başlıklı yazılar ve değerlendirmeler okurlara yeni bir bakış kazandıracaktır, kanısındayım. Son söz: Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri iç içe kuruluşlardır. Yeni Papa’nın kim olacağından Hıristiyan aleminin 3. Bin Yıl’daki stratejisindeki yerinin ve rolünün nasıl olacağına kadar uzanan geniş bir yelpazede ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler olabileceğini düşünerek bu yazıların yeniden yayınlanmasını istedim. Umarım eğitici ve yararlı olurlar.

Aytunç Altındal 24 Eylül 2001 Ispilandit V A T I K A N 1.1. MINIK DEVLET = BÜYÜK GÜÇ Inanılması güç sırları, gizli geçitleri, şifreleri ve yeraltı yollarıyla Vatikan, tam anlamıyla dünyanın en “esrarengiz” devletidir. [vatikan.png] Öğretiye göre “Vatikan’da öğrenilen sırlar öbür dünyada bile açıklanmaz,” Vatikan’ın sırtarını açıklayanların ve nesiller boyunca ailelerinin canları ve malları güvenlikte olmaz. Çünkü Vatikan gerçekten de inanılması güç sırları barındıran, gizli geçitleri, şifreleri ve yeraltı yollarıyla tam anlamıyla “esrarengiz” sayılan bir yerdir ve bu şöhretini de yüzlerce yıldır sadece kendisine sakladığı sırların başkalarınca öğrenilebilmesini önleyerek edinmiştir. işte dünyanın en küçük fakat en güçlü devleti, VATlKAN. italya’da “devlet içinde devlet” statüsündeki Vatikan yaklaşık 80 dönümlük bir alan kaplamakta, istanbul’daki Fener Patrikhanesi ise 744 dönümlük bir alandadır ve o da tıpkı Vatikan gibi, Türkiye’de “devlet içinde devlet” olmak istemektedir. Dünyanın bu esrarengiz devletinin Türkiye’de ilk kez yayınlanan bu haritasında yerleşim birimleri şu şekildedir: l- Havaalanı, 2- Vatikan Radyosu, 3- Kolej, 4- Park, 5-Istasyon, 6- idari Bürolar, 7- Bilim Akademisi, 8- Pinacoteca Sarayı, 9- Toplantı Şatonu, 10- Sen Piyer Kilisesi. 11 -Vatikan Müzesi, 12-Kütüphane, 13-Papanın Oturduğu Saray, 74- Vatikan’ın laik Memurlarının Sendikası, 75- Vatikan Bankası, 16- Isviçreli tekerlerin Koğuşu, 17- Vatikan’ın Gazeteleri, 18- Bronz Kapı, 19-Saint Anne Kapısı. * * * Bilinmeyen Vatikan ve Papaları anlatan bu yazı dizisinde, “Vatikan Nedir?” sorusuyla başlamak kanımca yerinde ve yararlı olacaktır. Türkiye’de Vatikan’ın adı bilinmekte ve/Fakat gerçekte “ne” olduğu geniş Müslüman kitle tarafından hiç bilinmemektedir. En iyimser deyişle Vatikan. Papalarıyla birlikte anılan. Papanın yaşadığı yer diye bilinen minik bir devlet olarak tanınmaktadır.

Kuşkusuz bu kısa açıklamada doğruluk payı vardır ama çok, hem de çok eksik bir tanımlamadır bu. Eeksik bilgilenme ise, herkes kabul eder ki, hiç bilgi sahibi olmamaktan daha sakıncalı ve tehlikelidir. Işte Türkiye’de Vatikan’la ilgili bu eksik bilgilendirmeyi biraz olsun giderebilmek amacıyla “Vatikan Nedir?” sorusuyla girmekte yarar görüyorum. Papaların Vatikan’a geçişleri 1377 yılında, Avignon’daki Papaların sultasının yıkılmasından sonra olmuştur. Bu nedenle “Lateran Kilise Kararları” daima Vatikan kararlarına öncelik sağlamıştır. Bugünkü Vatikan’ın tesisi sırasında da yine Lateran Sözleşmeleri (Treaties) rol oynamıştır. MiNiK DEVLET = BÜYÜK GÖÇ VATIKAN DEĞIL LATERAN Günümüzde Vatikan diye bilinen yerleşim alanı yeryüzündeki tek “Tanrı-Kenti” statüsündedir. Vatikan bu özelliği nedeniyle “Kutsal-Kent”tir. 6u Tanrı-Kenti aynı zamanda bir “Devleti” içinde barındırır. Vatikan yeryüzündeki tek “Tanrı-Kenti ve Devleti”dir. Vatikan’dan başka “Tanrı-Devleti” yani “Teokrasi” olan başka kentlerde vardır. (Örneğin, Kudüs, Kom, Hinduların, Budistlerin ve Şintoistlerin kutsal kentleri gibi). Vatikan’ın bugünkü statüsü 1870’de Italya’da bulunan Papa-Devletlerinin, Italya Ulusal Birliği’nin kurulabilmesi amacıyla ilga edilmeleriyle başlamış ve son hukuki şeklini Faşist Diktatör Mussolini ile Vatikan’ın Dış Işleri Bakanı Kardinal Gaspari arasında 26 Ekim 1926’da imzalanan “Concordat” (Mukavele) ile almıştır. Böylelikle Vatikan, Italya’da “devlet içinde devlet” statüsü edinmiştir. Vatikan’a tüm girişler Roma’nın sınırlarından yapılabilmektedir.

Diğer bir deyişle Vatikan, Italya Devleti’nin tüm haklarından yararlanabilen fakat kendi bayrağına ve egemenliğine sahip ayrı bir devlettir. Vatikan adı, ilginçtir ki, Hıristiyanlığın ilk 1350 yıllık döneminde hiç ağıza alınmamıştır. Çünkü 1267’ye kadar böyle kutsal sayılmış bir yerleşim alanı yoktu. O zamana kadar Papalar Vatikan’da değil Lateran diye bilinen yerleşim alanında otururlardı. Papalar yaklaşık 1000 yıl buradan yönetmişlerdi Katolik alemini. 14. yüzyılda Papalar, Fransa’nın şimdi tiyatro şenlikleriyle tanınan Avignon şehrinde yaşamaktaydılar. Bunlar Hıristiyanlığın en tartışmalı Papalarıydılar. Fransa kralları tarafından korunan bu Papalar 13. ve 14. yüzyıllara damgalarını vurmuşlardı. Bugünkü Vatikan, yerleşim alanı itibariyle, kalın surlarıyla birlikte 44 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Çevresindeki surlar bir saatte dolaşılabilir. 1527’de Ispanyolların işgaline uğrayan Vatikan’ın yıkılan surları ve binaları yeniden inşa edilmişlerdir. Vatikan’ı Isviçreli Katolik askerler, geleneksel giysileri içinde korumaktadırlar.

Ünlü Devlet kuramcısı Makyavel, aynı zamanda “prens” olan Papaların kendilerini paralı asker olan Isviçrelilere korutmasını sert bir dille eleştirmişti. Ona göre bu paralı askerler, kendilerine daha Fazla para veren düşmanlara Papayı satabilirlerdi. Makyavel’in dediği doğruydu. Nitekim birkaç kez Papalar, Isviçreli askerlerin ihanetine uğramışlardı. Isviçreli paralı askerler ihanet etseler bile Vatikan’ın hiçbir sırrını açıklamıyorlardı. Vatikan’ı gizemli bir Kilise-Devleti yapan budur işte. Öğretiye göre “Vatikan’da öğrenilen sırlar öbür dünyada bile açıklanmaz.” Vatikan’ın sırlarını açıklayanların ve nesiller boyunca ailelerinin canlan ve malları güvenlikte olmaz. Çünkü Vatikan gerçekten de inanılması güç sırları barındıran, gizli geçitleri, şifreleri ve yeraltı yollarıyla tam anlamıyla “esrarengiz” sayılan bir yerdir ve bu şöhretini de yüzlerce yıldır sadece kendisine sakladığı sırlarının başkalarınca öğrenilebilmesini önleyerek edinmiştir. SIYASAL VE DINSEL YAPTIRIM SAHIBI Vatikan, kendi pasaportu, kendi devlet kuruluşları ve bürokratları olan bir devlettir. Nedir ki, bu devleti diğer devletlerden ayıran temel farklılıklar vardır. Bunları kısaca sayalım. Vatikan Devleti’nin gece yerleşik nüfusu 600 kişidir. Bu sayı sürekli konuk sayılan kişilerle birlikte 1014 olur. Gündüz nüfusu ise 3599’a yükselir.

Bunlar Vatikan’da görev yapan işçiler ve diğer memurlor dır. Vatikan Pasaportu bizzat Papa tarafından verilir. Bu pasaport geçicidir. Vatikan istediği zaman tek taraflı olarak iptal edilebilir ya da hiç vermemiş gibi kayıtlardan çıkartabilir. Pasaportun özelliği hiçbir ırk ya da milliyet gözetilmeden verilebiliyor olmasıdır. Ne var ki tek koşulu, pasaport alacak şahsın Katolik Kilisesine kayıtlı dindar olarak tanınmış bir Katolik olmasıdır. Vatikan’da altı dikkatle çizilmesi gereken bir özellik vardır. Çoğunlukla devlet olarak bilinen Vatikan i!e “Papalık Makamı” bir ve aynı (özdeş) sanılmaktadır. 6u eksik bilgilenmedir. Papa, Katoliklerin başı olarak yeryüzündeki tüm Katoliklerin “Kutsal Pederi “dir, ama sadece ve sadece Vatikan Devleti’nin Devlet Başkanı’dır. Tüm Katoliklerin “Devlet Başkanı” değildir. Bu görevinde Papanın bir Başbakanı, bir Senatosu ve Bakanları vardır. Bunlar da siyasi yaptırımları itibariyle sadece Vatikan’la tanımlı ve sınırlıdırlar, ancak, dinsel yaptırımları itibariyle tüm Katolikleri bağlarlar. VATIKAN DEVLETININ BEYNI “CURIA^1 Devlet ve siyasi erk olarak Vatikan’ın en önemli ve güçlü kurumu, “Curia”dır. Bu kurum Devlet olarak Vatikan’ın beynidir.

Vatikan’ın 1983’de kabul edilen en son anayasası’nın (Code of Canon law) 360. paragrafında Curia, “Papanın adına ama Kiliselerin hayrına ve yararına çalışma yapmakla yükümlü kılınmış bir kurumdur.” Curia, Papalık Sekreteryası (Devlet Bakanlığı); Kilise Kamu işleri Konseyi (CPAC); Katolik Cemaatleri (Congregations); Vargı Kurumları ve diğer enstitülerden oluşmaktadır. Curia’yı oluşturan bu bakanların, deyim yerindeyse “sinir sistemi” Kilise Kamu işleri Konseyi’dir. Vatikan’ın yukarıda sözü edilen anayasasına göre Curia, çok önemlidir ki, “Dini/Ruhani” bir kuruluş olarak değil, tartışmasız “Dünyevi/Seküler” bir kuruluş olarak bizzat Tanrı tarafından değil, bizzat insan tarafından oluşturulmuş bir birim olarak kabul ve tasdik edilmiştir. Dolayısıyladır ki, Vatikan’ın bu dünya ile ilgili tüm işleri, başta da siyasi, diplomatik ve ekonomik kararlarla, uluslararası ilişkileri “Dinsel” değil, “Dünyevi” olan bu kurum aracılığıyla ele alınır ve yönlendirilir. Curia ilk Kez 1605’de diğer ülkelerdeki Kardinal Büyükelçileriyle çalışan Devlet Bakanlığı olarak kurulmuş, daha sonra 1721’de kendi içinde tüm Papa Devletlerinin Başbakanlığı adı altında bir makama sahip olmuştur. Papalığın Başbakanı aynı zamanda Dış işleri Bakanıdır. Şunu da belirtmek gerekir ki Curia, Tanrı tarafından öngörülmüş bir kurum olmadığı için gerekli görüldüğü takdirde Papa’nın emriyle ilga edilebilir. KUŞBAKIŞI VATIKAN Vatikan’daki “Tanrı-Devlet”inde irili ufaklı 200’den fazla bina vardır. Vatikan’ın üçte biri bina, üçte biri park ve üçte biri de kaldırımdır. Papalık makamının bulunduğu yere Roma’yla Vatikan’ı ayıran ünlü Bronz Kapı’dan girilir. Vatikan “Kent ve Devleti’ne giriş ise Bronz Kapı’nın yaklaşık 300 metre kadar sağında yer alan Saint Anne Kapı-sı’ndan yapılır, Araçlar ve halk Vatikan’a ancak buradan giriş yapabilirler. Kapılarda isviçreli Muhafızlar beklerler. Dilerlerse kimlik denetimi yapabilirler; içeriye sokup sokmamakla serbesttirler.

Bronz Kapı ise sadece önemli törenlerde açılır. Bu kapıdan içeri girildikten yaklaşık 150 metre kadar ileride genişçe bir avlu ile buna bakan mahzeniyle birlikte beş katlı bir saray bulunur. Papalar işte burada otururlar. Pencereleri Vatikan’ın ve dünyanın en ünlü ve görkemli binasına bakar. Bu bina St. Peter Kilisesi’dir. 70.000 metre karelik bir alanı kaplayan bu Kilise, Vatikan “Tanrı-Kent”in en yüksek binasıdır. Bronz Kapı’nın tam karşı sınırında, Papanın helikopteri için yapılmış olan küçük iniş pisti vardır. Onun sağında Vatikan Radyosu, onun yanında da yabancı öğrencilerin kaldıkları yurt binası yer almaktadır. Bu iki binanın arasında park bulunur. Parkın ucunda “Curia” sarayı vardır. Devlet olarak Vatikan buradan yönetilir. Parkın diğer alt yanına doğru Ilahiyat AKADEMiSi (Kardinaller Koleji) bulunur. Burası bir bakıma Papalığın Senatosu gibidir.

Kolejin önünde Vatikan Müzesi, yanında paha biçilmez arşiviyle Vatikan Kütüphanesi yer alır. Bunlara bitişik binada Vatikan’ın “Laik Konsey” binası vardır. Vatikan’da bir de işçi sendikası vardır ve o da bu binadadır. Papanın sarayının uzantısında ise Vatikan Bankası bulunur, az ilerisinde de Vatikan’ın resmi yayını olan “Osservatore Romano” gazetesinin yönetildiği bina vardır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir