Doğu ülkelerinde de yer yer kadınlar tahta çıkmak imkânlarını elde etmişlerdir. Belkîs, Athalia, Kleopatra ve ^enobia’- dan yukarıda bahsetmiştik. Bunların dışında başka kadın hükümdarlar da saymak mümkündür. Örneğin, Arap Amâlika devletinde adlı bir kadın, babasından sonra, Elcezire taraflarında emîre olmuş, sonra hile ile öldürülmüştür Peygamberin hemen ölümünden önce ve sonra ortaya çıkan sahte peygamberler arasında Secah adlı bir kadın yer almış, tam anlamıyla hükümdarlık yapmamakla beraber, geri çekilinceye kadar bir hükümdar ve başkomutan gibi hareket etmiş, diğer sahte peygamber Müseylime ile anlaşmalara varmıştır. Efsanelerle karışmış olmakla beraber, M .ö . V I. Yüzyılda Hazer denizinin doğusunda yaşamakta olan Massagetler’de (İran yazıtlarındaki Sakalar) kocasının ölümü üzerine tahta Tomris adlı karısı geçmiştir. Pers kıralı Küros, bir kadın tarafından idare edilen bu ulusu hemen yenmek istemiş, ancak bundan önce Tomris’e evlenme tekhfinde bulunmuştur. Küros’un gerçek niyetini anlıyan Tomris, onun bu teklifini reddetmiş; bunun üzerine Küros, Tomris’in ülkesine saldırmıştır. İki ordunun verdiği bir meydan savaşında Tomris’in oğlu ve askerlerinden bir kısmı ölünce, Tomris, Küros’a şu mesajı göndermiştir ; “ Olanlardan gururlanma, cesaret ile değil hile ile kazandın. Oğlumun ölüsünü bana geri ver ve ordularıma ettiğin hakarete rağmen, cezalanmadan ülkemden çık git. Eğer böyle yapmaz isen Massagetler’in güneş tanrısı üzerine yemin ederim ki, ne kadar haris olursan ol seninle başa çıkacağım” . Küros bu tehdide kulak asmayınca, Tomris askerlerinin başına geçmiş ve Persler’e hücüm etmiştir. Müthiş bir-savaştan sonra Persler yenilmişler ve Herodot’a.
göre Küros öldürülmüş, Kseno- ^on’a. göre ise kaçmaya muvaffak olmuştur. İran’da Keyaniyan hükümdarı İsfendiyar oğlu Behmen’in kızı Hüma, babası, kardeşini değil de kendisini veliaht tâyin ettiği için, babasından sonra 32 yıl saltanat sürmüştür. Gene İran’da 628’de II. Kavad ölünce ileri gelen asilzadeler mütemadiyen kıral değiştirmeğe başlamışlar ve Erdeşir’den ® Bk. M ehm et Zihnî, Meşahir ün-Nisa, I., 254 v. öt. 8 İSLÂM DEVLETLERİNDE KADIN H Ü K Ü M D A R L A R sonra II. H usrevperviz’in büyük kızı Purandoht’u. tahta geçirmişlerdir. Bu kadın bir yıl dört ay başarılı bir hüküm darlıktan sonra ölmüş; bundan bir ay sonra da kız kardeşi Azermidoht tahta geçirilmiştir. M oğollar’da da im parator öldüğü zam an yeni im parator seçilinceye kadar çok kere devlet idaresini, ölen hüküm darın karısı üzerine almıştır. Ö rneğin Cengiz Han’ın gelini, Ögedey Han’ın karısı Turakim, kocasının ölüm ünden sonra böylece dört yıl hüküm darlık etmiş ve hattâ ^ Fatma Hatun adlı bir M üslüm an kadını da âdeta başvezir gibi çalıştırmıştır. Gene M oğollar’da küçük olan çocuklarına nâibelik eden, fakat bu arada adlarına para bastırmayı ihm al etmiyen kadınlar da vardır ; K a ra H ülegü’nün eşi Organa (Orkina) H atun, kocasından sonra, oğlu küçük olduğundan 1251’de nâibe olarak işleri ele almış ve bu arada adına para bastırmıştır.
Güyük H an’ın karısı Ogulganmış H atun da kocasının ölüm ünden sonra oğulları Hoca ve Naku’nın adlarına hüküm darlık etmiştir. G İ R İ Ş 9 T urakin a H atunun T ifüste bastırdığı bir parası M atriarkal veya daha doğrusu m atrilokal aile sistemine daha çok rastlanan U zak-D oğu’nun güney ülkelerinde de kadınların siyasî hayatta kolaylıkla önemli roller oynadıkları anlaşılm aktadır. Ö rneğin, M . s. 40 yılında Trung adlı iki kız kardeş — âdeta 1400 yıl sonra Fransa’daki Jeanne d ’A rc g ib i— vatanları VietnanCı Çin esaretinden kurtarm ak için ayaklanm ışlar, kadınlardan teşkil ettikleri bir ordu ile Çinliler’i memleketten kovarak Vietnam’ı yeniden bağım sızlığa kavuşturmuşlardır. A ncak bu bağımsızlık yalnız dört yıl sürebilmiş, kurnaz Çinli ^ Bk. Cuveyn î, T arih -i Cihangüşâ, A bdülbakî G ölpınarlı çevrisi (basılmamış) II. G., S. 227; E b u ’l-G azi Bahadır H an, Şecere-i T ürk, S. 147. hükümdar, bu iffetli Icadmlar ordusunun maiıçubiyetten dağılmasına sebep olan hilelere baş vurarak tekrar Vietnam’a girmiş; Trung bacılar ise kendilerini ırmağa atarak intihar etmişlerdir ki, hâlâ her yıl Saigon’da. Trung bacılar’ın zaferi kutlanmaktadır. Uzak-Doğu ile Amerika arasındaki Havai adalarında X IX . Yüzyılda birçok kadınlar arka arkaya önemli roller oynamışlardır.
Hattâ Amerika Birleşik Devletleri buraya kesin olarak yerleştikleri sıralarda bu adalar devleti de Liluikalani adlı bir kıraliçenin (1891-1893) idaresinde bulunmakta idi. Afrika’nın hemen doğusunda bulunmakla beraber, halkının Malenezya’dan gelmiş olduğu anlaşılan Madagaskar adasında da X IX . Yüzyılda arka arkaya birkaç kıraliçe bu büyük adanın idaresini ellerinde tutmuşlardır : 1828’de Madagaskar kıralı I. Radama ölünce çıkan bir ihtilâl sonunda, devlet ileri gelenleri Radama’mn karılarından birini I. Ranavale adı ile kıraliçe ilân etmişlerdi. Bu sırada adayı ele geçirmek için uğraşan İngiliz ve Fransızları Madagaskar’dan dışarıya atan kıraliçe, 1845’ te Tamatave’ı bombardıman eden Fransızlar’ın karaya çıkmalarını önledi ve adayı 8 yıl süre ile bütün emperyalist emellere karşı korudu. ı86ı’de ölen bu kıraliçenin yerine oğlu II. Radama geçti. Ancak iki yıl sonra çıkan bir ayaklanmada bu kıral öldürüldü; onun yerine karısı Rabuda kıraliçe ilân edildi ve kendisine Rasoherina adı verildi. Bu da ı868’de ölünce yerine yeğeni Ramama, II. Ranavale adı ile geçti. Bundan sonra, 1883’de kıral soyundan bir kadın III. Ranavale adı ile tahta geçirildi ve 1895’te Fransa Madagaskar’ı kesin olarak sömürge imparatorluğuna katmcaya kadar başta kaldı. * Uf * Doğu’da ve Batı’da tahta çıkmış kadınların başlıcalarını böylece gördükten sonra, acaba Müslüman devletlerde de kadınlar tahta çıkmışlar mı? Çıkmışlarsa nasıl ve hangi şartlar altında çıkmışlar? İdareleri nasıl olmuş sorularını sorduk ve böylece bu kitap meydana geldi. Kur’anı Kerim ve Hadîsi Şeriflerle dünya tarihinde kadının sosyal ve hukukî durumunda en büyük devrimlerden bi10 İSLÂM DEVLETLERİNDE KADIN H Ü K Ü M D A R L A R risi yapılmıştır.
Islâm’da kadımn yeri bazı bakımlardan erkeğinkine nazaran daha aşağı ise de, İslâmiyetten sonraki kadınla, önceki kadının durumları arasındaki fark her hangi bir devrimde görüldüğünden daha büyüktür. İslâmiyetten önce evlenme, boşanma, miras gibi hususlarda hemen hemen hiçbir hakka sâhip olmayan Arap kadını, İslâmiyetle birlikte bu bakımlardan geniş hak ve yetkiler elde etmiştir. İslâmiyetten önce kadının bazı durumlarda, bilhassa İktisadî bakımdan sahip olduğu şahsiyet ise, İslâm’dan sonra büsbütün genişletilerek geliştirilmiştir, Böylece İslâm’ın yükselme devirlerinde görülen üstün kültür hayatında kadın da kendine düşen yeri rahatça ve kolaylıkla doldurmuş, Müslüman büyük edip, fakîh, âlim, şâir erkeklerin yanında, kadınlar da yeralmışlardır. Birkaç örnek vermiş olmak için İslâm tarihindeki şu kadınlardan kısaca bahsetmek yerinde olur inancındayız : 726/1326’da Şejha-i Saliha Ummü Muhammed Ayşe binti Muhanımed. Harranî ve Şeyha-i Saliha Z^yneh binti Kemalüddîn Ahmet bin Abdurrahim. Mukaddesî adlı iki kadın müderrise Şam’da İbni Battuid’ya. icazet vermişlerdir. Allâme Vecihüddîn HanbeV’m torunu olan Ümmü Abdullah bint ül-Kadî Şemsüddîn ise muhaddise olarak büyük bir şöhret yapmış, Mısır’a dâvet edilmiş orada Emir Seyfüddîn Argun ile Kadî Kerimüddîn el-Kebîr kendisinden hadîs tahsil etmişlerdir. 624/1324’de doğmuş olup 717/1317-8’de ö\mn% o\a.n Sittiil-Vüzera Ümmü A b d u l l a h ‘ ayrıca Z’^hebî, Kadî Fahrüddîn el-Mtsrî, Şeyh Salahüddîn el-Âdî ve daha birçok tanınmış kimseler ders almışlardır. Şuhde binti ibni JVasr Ahmed adlı bir kadın da meşhur hocaları dinlemiş, icazet aldıktan sonra, Bağdat’ta Saray Camii meydanındaki evinde, büyük bir kalabalık tarafından dinlenen derslerini vermeye başlamıştır. Kendisine Fahrünnisâ adı verilen Şuhde 90 yaşında 574/1178-9’da ölmüştür. Derslerinde tutulmuş notlardan meydana gelen bir kitabın kendisinde bulunduğunu von Kremer söylemektedir®. Abdülvahhab bin Ömer bin Kesîr’in kızı, meşhur şeyhlerden icazet aldıktan sonra, muhaddise olarak Hicrî IX . Yüzyıl başlarında ün salmış ve kendi- ® Alfred v.
Krem er, Studien zur vergleichenden Culturgeschichte des Orientes vorzüglich nach arabischen Quellen, II., S. i2 i. GİRİŞ II sine Sitt ül-Kuzat unvanı verilmiştir. Zaten Hadîs ilminin daha başlangıcmda kadınlarm büyük rolleri olduğu görülmektedir. Nitekim Hazreti Muhammed’m. bilhassa üç karısı Hadîslerin yayılması ve öğrenilmesinde büyük âmil olmuşlardır. Bunların içinde de Hazreti Ayşe ilk üç Halife zamanında güç durumlarda hukukî fikri ahnan ve ister hukukî, ister dinî alanda olsun kararları büyük itibar gören bir şahsiyet olmuştur. Şeyh Takîyüddîn Vâsıtî’nin kızı da icazet aldıktan sonra Şam civarındaki mescidinde devlet hakkında ders vermiş. Tahya ibni Adem’in Kitâb ül-Harâc’ını anlatmış ve kendisine Sitt ül-Fukaha adı verilmiş ve 726/1326’da 92 yaşında ölmüştür. Şam’da yaşamış Sitt ül-Ülema denilen bir vaize kadın vardır ki, güzel konuşmasından ötürü kendisine ayrıca bülbül lâkabı takılmış ve öldüğü zaman mahşerî bir kadın kalabalığı onun son yolculuğu töreninde bulunmuştur. Asıl adı Vecihiyye binti Müeddeb olup Z^yn üd-Dar adıyla tanınmış bulunan bir kadm da fazileti ve fıkıh bilgisindeki derinliği ile şöhret yapmıştır. Z^hebî’nin hocaları arasında Şam ve Baalbek’de Hadis okutmuş olan bir kadın da bu arada zikre değer ki, adı Amr’âır. 460/1067-8’de Bağdat’da ölmüş olan Hadicet üş-Şahcâniyye ise vaızlan ile ün salmıştır. Endülüs edipleri arasında tşbiliyye emiri Mutemed ibni İbâd’m kızı Besîne büyük bir mevki elde etmiştir.
Gene Endülüs’te Ziyad adında bir zatın kızı olan Hamdûne, yaşadığı yüzyılın şiir üstadı sayılmış, birçok meşhur şairler bunun şiirlerini taklit etmişler, hattâ kendilerine maletmeğe kalkışmışlardır. Abbasîler zamanında IV. Hicrî yüzyılda Bağdat’ta verdiği vaizlarla şöhret bulmuş olan Hamde binti Vâstk, Bab ül-Meratib’dc oturur ve özel vaiz toplantıları tertip ederdi. Hamde, Ebubekir Ahmed bin Ali’den Hadîs, İbni Sem’anî’den ise hem Hadîs hem fıkıh okumuştu. Kadınların îslâm memleketlerinde, yukarıda görüldüğü gibi, kolayca şairlik, vâizlik, ediplik, fıkıhçılık ve hadîsçilik alanlarında yükselmelerine karşılık, fıkhın tatbikatı demek olan K adılık mesleğine girip giremiyecekleri tartışma konusu olmuştur. El-Mâverdî’yç. göre kadıların erkek ve ergin olmaları şart ise
Bahriye Üçok – İslâm Devletlerinde Kadın Hükümdarlar
PDF Kitap İndir |