Baki Evkaralı – Beden Dili

Gün içinde tek kelime bile etmeden anlattığımız ve neredeyse her sözcüğe, kullandığımız her cümleye bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde simgesel kodlarla anlamlandırdığımız ve insanlarla kurduğumuz iletişim süreci içerisinde kullandığımız bir dilimiz daha var: Beden Dili. İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik simgesel kodları oluşturmanın yanında onları anlamlandırabilmesi ve bunu değişik iletişim araçlarını kullanarak istediklerini, duygu ve düşüncelerini diğer insanlara aktarabilmesidir. Sözsüz iletişim en önemli bölümünü oluşturan görsel kodların kullanımı iletişim tarihi kadar eskidir. İnsanoğlu sözlü ve yazılı iletişim araçlarının yanında, bedeni ile kendi yaşadığı duygu ve coşkuyu, sevinci ve hüznü yansıtarak iletişim kurmaktadır. Öğretmeninizle konuşurken, yöneticinizin odasında, bir otobüs durağında ve örneklerini daha çoğaltabileceğimiz, bulunduğumuz bir çok yerde, insanlarla etkileşim de bulunduğumuz her an içinde bilinçli ya da bilinçsiz olarak karşımızdaki insanlarla, sözel olarak kendimizi ifade etmenin ötesinde bedenimizi kullanarak iletişim kurarız. Kişiler arası yüz yüze iletişimde mekan, ses tonlaması, jestler, mimikler, bedenimizin duruşu bizim iletişim çevremizi belirlememizde ve anlamanın ortaya konmasında her zaman için etkili olmuştur. Karşımızdaki insanların içinde bulunduğu durumu anlayabileceğimiz ve insanoğlu tarafından kültürel farklılıklar olsa da aynı anlamları taşıyan( mutluluk, korku, kızgınlık, şaşkınlık vb.) duygusal bilgiyi dışa vurmamızı sağlayan temel hareketler olsa da, kullanılan beden dili açısından farklılık arz etmektedir. Başka bir deyişle, her toplumun kültüründe kullandığı beden dili, kullanım biçimi o kültürün kendine özgüdür. Bu güne kadar beden diline ilişkin yapılan araştırmalar yurt dışı kaynaklı olup kendi kültürlerine uygun bilgiler içermesine rağmen ülkemizde yüz ve beden ifadeleri ile ilgili ve kendi kültürümüzü yansıtan araştırmalar da yapılmıştır. Beden dili bugün pek çok iş alanında da kullanılmakta en çok ta müşterilerle birebir ilişki kuran pazarlamacıların karşısındaki kişiyi anlaması gerekliliği şirket içerisinde beden dili ile ilgili eğitimler verilerek yetiştirildiği şirketlerin beden dili konusunda ne kadar önem verdiklerini göstermektedir. Beden dili, sözsüz iletişim içinde kişiler arası iletişimde sözlü iletişimle birlikte etkin olan tamamlayıcı olmasıyla birlikte daha çok jest ve mimik kodları, vücudun duruşu vb. unsurlarla ilişkilerin belirlenmesinde ve duyguların ifade edilmesinde önemli bir yere sahiptir. Yöneticisinden, esnafından, öğretmeninden öğrencisine, annesinden çocuğuna, iletişim süreci içerisinde beden dilinin önemli rol oynadığını düşünüyorum. Bu nedenle “ ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ Akçakoca Turizm İşletmeciliği Ve Otelcilik Yüksek Okulu Öğrencilerinin İletişim Süreci İçerisinde Beden Dilinin Etkinliğine İlişkin Uygulamalı Bir Araştırma”nın birinci bölümünde iletişim, iletişimin temel amacı, toplumsal ve kültürel sistemler içinde iletişimin işlevi, kişiler arası iletişim ve iletişim çeşitleri, beden dili konusun içinde bölgeler, avuç hareketleri, el ve kol hareketleri, bacakların kullanılışı, baş hareketleri, göz işaretleri, oturma biçimler, cinsel sinyaller ve ilgi işaretleri, yalan, samimiyetsizlik, şüphe ve tereddüt, aksesuarlar, etkili bir ses geliştirme başlıkları altında bedenimizin dilini şekillerle destekleyerek açıklamaya çalıştım.


İkinci bölümde araştırmamla ilgili bu güne kadar yapılan araştırmalara yer verdim. Üçüncü bölümde araştırmanın yöntemi, evren ve örnekleri, araştırmanın modeli ve elde edilen verilerin çözümleme yöntemiyle ilgili bilgilere yer verdim. IV. Bölümde alt problemlere ait bulgular ve yoruma yer verdim. V. Bölümde ise örneklerden elde edilen verilere dayanarak çözümleme aşaması sonrasında ortaya çıkan sonuçlar ve etkin bir iletişim süreci içerisinde beden dilinin kullanımına ilişkin öneriler verilmiştir. Bu bilgiler ışığında yaşadığımız hayat içinde etkin, çatışmasız bir iletişim süreci gerçekleştirirken bedeninizin söylediklerini de dikkate alarak mutluluğu yakalamanız dileklerimle. 05.05.2002 Akçakoca TEŞEKKÜR Bu araştırmayı ben yaptım. Ama şunu da unutmamak gerekir hiçbir araştırma araştırmacının tek başına ortaya çıkardığı bilgiler yığını değildir ve öğrendiklerimizin tümü başkalarından öğrendiklerimizdir. Öncelikle ilk öğretmenlerim olan annem Şefika EVKARALI ve babam Kamil EVKARALI’ya teşekkür etmek istiyorum. Bu araştırmayı ortaya koymam süreci içinde araştırmacı ruhumu keşfetmemi sağlayan, araştırma yapmayı bana öğreten Değerli Hocam Yrd.Doç.Dr.

Ayhan URAL’a, bilgilerini benimle paylaşmaktan hiç çekinmeyen, bilgilerinin ışığında yolumu aydınlatan, sorularıyla araştırmama yön veren, en yoğun dönemlerinde bile bana vakit ayıran Araş. Gör. Elbeyi PELİT’e, Araş. Gör. Emrah ÖZKUL’a ve Araş. Gör. Selma GÜLTEKİN’e teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca bu araştırmamda öğrendiklerimi kendimde gözlemlememe izin veren Ben’e, gözlemlediğim bütün insanlara, emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Araştırmam boyunca, sorularımı sıkılmadan cevaplayan, araştırma yapmak ve bilimselliğin içerisinde araştırmamı ortaya koymak için bilgisini benimle paylaşan, daha iyinin en kalitelisine ulaştırmak adına araştırmacı yönümü geliştirmem adına duygularıyla değil mantığıyla yaklaşan ve beni yetiştiren, bildiklerimle ben olmayı öğrettiği kadar paylaşmakla anlam kazanmasını sağlamamı öğreten Değerli Hocam, Danışmanım Öğr. Gör. İbrahim KILIÇ’a teşekkür etmek istiyorum. “Ben yokum, Biz’i sizlerden öğrendim. Şimdi sizlerde her bir ben ile biziz.” Baki EVKARALI 05.05.

2002 Akçakoca I. BÖLÜM Bu bölümde araştırmaya ilişkin problem durumu, alt problemler, önem, sınırlılıklar yer almaktadır. 1.1. PROBLEM DURUMU 1.1.1. İletişim Kavramı Ve Tanımı Yakın zamanlara kadar, dilimize Fransızca’dan ve Fransızca söylenişi ile geçen komünikasyon (communication) sözcüğü ile birlikte ve aynı anlamı karşılamak için haberleşme kavramı kullanılıyordu. Günümüzde kullanımı yaygınlaşan iletişim sözcüğü ise haberleşmeyi de içeren daha geniş kapsamlı bir ileti alışverişi anlayışı yansıtmaktadır.Fransızca ve İngilizce’de yazılışı aynı, söylenişi ayrı communication kavramı Latince’deki communicatio sözcüğünün karşıtıdır. Sözcüğün 14. yüzyıl Fransızca’sında, ticaretin(merkantilizmin) geliştiği dönemde ticaret ve ilişkiler karşılığında kullanılması, belli bir dönemdeki etkinliklerin sözcüklere yükledikleri anlamlar açısından ilginç bir örnektir. Communication’un kökeninde ve Latince’deki communis kavramı bulunmaktadır. Birçok kişiye ya da nesneye ait olan ve ortaklaşa yapılan anlamlardaki bu kavramlardan hareketle iletişim sözcüğünün özünde, yalın bir ileti alışverişinden çok toplumsal nitelikli bir etkileşimi, değiş tokuşu ve paylaşımı içerdiğini söyleyebiliriz. “ Birisiyle iletişim kurmak”; “Bir haberin, bir bilginin iletilmesi”; “Çağımız iletişim çağıdır”; “Bir dosyanın, belgenin iletilmesini istemek”; “Kitle iletişim araçları, dünyayı küçük bir köye dönüştürdü”; “İnsan-makine iletişimi”; “Sistemler arası iletişim”; “İletişim sistemler”; “Hayvanlarda iletişim özellikleri” iletişim kavramının kullanımında akla gelebilecek pek çok örnekten yalnızca birkaçıdır.

Düşünce ve görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alışverişidir. Başka bir tanıma göre; Bizim başkalarını başkalarının da bizi anlaması süreci olarak tanımlanmaktadır. Doğan Cüceloğlu ise; “iletişim iki birim arasında bir biriyle ilişkili mesaj alışverişidir” şeklinde açıklamıştır. Birim kelimesi insanı, hayvanı ya da makineleri kapsamaktadır. İletişim sadece insana özgü bir olay değildir. (http://abone.turk.net/elibal/yazim/iletisim.htm)İletişim kavramı o denli değişik alanlarda kullanılıyor ki, birbirinden çok ayrı anlamları yükleniyor. Yazılı kaynakların taranması yöntemiyle yapılan bir araştırmada sözcüğün 4560 kullanımı derlenmiş ve daha sonra 15 anlamı belirlenmiştir.Düşüncenin sözel olarak(konuşma ile) karşılıklı değiş tokuşu;  İki kişinin birbirini anlaması, insanın karşısındakine kendisini anlatabilmesi;  Organizma düzeyinde bile olsa ortak davranışa olanak veren etkileşim;  Bireyde benlikle ilgili olarak belirsizliğin azaltılması;  Duyguların, düşüncelerin, bilgi ve becerilerin aktarılma süreci;  Bir kişi ya da bir şeyin başka bir kişiye/bir şeye içinden aktarımla, değiş-tokuşla dönüşme değişme süreci;  Yaşayan bir evrenin parçalarının ilintilenmesi, bağlantılarının kurulması süreci;  Bir kişinin tekelinde olanın başkalarıyla paylaştırılması, başkalarına da aktarılması süreci;  Askeri dilde iletişim(komutun) iletiyi gönderilmesi ile ilgili araç, usul ve teknikler;  İletiyi alanın belleğinin, iletiyi gönderenin beklentisine uygun yanıt verecek şekilde uyarılması;  Organizmanın ortamdaki uyarıya verdiği fark edilir yanıt, ortamdaki değişime uyarlanma yanıtı; bu yanıtla diğerini etkileme;  Kaynaktan çıktıktan sonra iletiyi alan için bir uyaran olan davranış;  Kaynağın karşı tarafı etkilemeyi amaçlayan davranışı;  Belli bir konumdan, yapıdan bir diğerine geçiş süreci;  Güç(iktidar) kaynağı olarak kullanılan mekanizma. Bu çok değişik anlamlardaki kullanımına karşın “iletişim”deyince akla ilk gelen genellikle insanlar arası iletişim ve bu amaçla kullanılan araçlardır. Nitekim Türk Dil Kurumu sözlüğünde de iletişim: “1. Duygu, düşünce ya da bilgilerin usa gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme(…) 2. Telefon, telgraf, televizyon, radyo gibi aygıtlardan yararlanarak yürütülen bilgi alış verişi, bildirişim, haberleşme…” Olarak tanımlanmaktadır.

Bununla birlikte, sözcüğün sibernetikte olduğu gibi, cansız ve çalışan sistemlerdeki öğeler arası etkileşim için kullanılmasını bir yana bırakırsak da, canlılar dünyasındaki etkileşim için kullanıldığını göz ardı edemeyiz. Çünkü, canlılar içinde ileti alışverişi anlamında iletişim kurma yetisine, becerisine sahip tek tür insan değildir. Ancak canlılar içinde yalnız insan simge(sembol) yaratma özelliğine sahiptir. Bu özelliği ile başkalarına yalnız duygularını belirtme değil, düşünce ve bilgilerini de biriktirip aktarma olanağına sahiptir. Böylece, çevresinde bulunamayan nesneler, olay ve olgular ya da nesnel varlığı olmayan duygu ve düşünceler hakkında ileti alışverişinde bulunabildiği gibi, geçmişte olmuş bitmişler ya da gelecekte olabilecekler konusunda da iletişimi gerçekleştirebilir. Ayrıca, yine bu özelliği sayesinde iletilerini değişik mekanlara ulaştırabilir. Örneğin, doyduğunu belirtmek için “doydum” der ya da elini ağzının hizasına getiri; “güneşi” göstermeden de resmini çizerek, adını söyleyerek, yazarak güneşle ilgili ileti aktarabilir; “güzellik” için heykel, resim yapabilir, şiir yazabilir; “savaşa çağrı” için ok, mektup gönderebilir. Bu nedenle insan iletişimini, anlamlarında uzlaşılmış simgeler aracılığı ile bilgilerin, düşüncelerin, duyguların biriktirilip aktarılmasının ve alışverişinin hem ortak hem de değişik zaman ve mekan boyutlarında gerçekleştirilmesi, olarak tanımlayabiliriz(ZILLIOĞLU, 1993: s.3-7.) 1.1.1.1.İletişimin Temel Amacı Kuşkusuz, bütün insanlar her iletişim eyleminde bilgilenmek, ikna etmek, bilgilendirmek, yönetmek, eğlenmek vb. bir dizi nedeni ve amacı va5rdır.

Bu amaçların bir kısmı, karşılığını/ödülünü hemen elde etmek istediğimiz amaçlardır; bir kısmı uzun vadeli beklentilere dayanır. Schramm, amaçlarla ilgili beklentileri “gecikmeden ödüllendirilme”ye ve “sonradan ödüllendirme”ye yönelik beklentileri olarak sınıflandırır. İletişimde bulunanlar bazı iletileri daha üretirken ya da aktarırken ödüllenmiş olurlar. Örneğin, ozanın şiir yazarken, müzisyenin beste yaparken ya da konser verirken, öğretmenin ders anlatırken, yöneticinin bir toplantıda yeni iş projelerini açıklarken aldıkları keyif ve bunun hedef aldıkları kişilerce de paylaşılacağını ummaları gecikmeden ödüllendirme beklentisi ile ilgilidir. Buna karşılık ozanın yada yayınevi yetkililerinin şiirlerin beğenilip satışı artıracağını, öğretmenin mesleki becerisinden ötürü ilerde övgü ile anılacağını ya da meslektaşları tarafından taktir edileceğini, yöneticinin yeni projeleri kabul ettirip işinde daha üst bir konuma ya da gelire kavuşacağını umması, iletişimde geleceğe yönelik bir yatırımın, başka deyişle sonradan ödüllendirme beklentisinin örneklerini oluştururlar. böyle, iletişim amaçları, karşılığı hemen beklendiğinde “tüketime” yönelik; daha sonraki ödüllendirmeler hedeflendiğinde”araçsal”olarak ayırt edilebilir.Beklentilerin zamansal boyutu ne olursa olsun, bireylere göre amaçları çok çeşitli olan iletişimin temel bir amacından söz edilebilir mi?

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir