Cem Eroğul – Ölüm Hakkı

Onulmaz bir sayrılığın (hastalığın) son demlerine gelmiş, acı içinde kıvranan bir kişinin hekim tarafından yaşamına son verilmesini istemeye hakkı var mıdır? Bu yoldaki bir isteğe olumlu yanıt verip sayrının (hastanın) yaşamına son veren hekim sorumlu mudur? Bu sorun Batı’da gitgide artan bir ilgiyle tartışılıyor, Hollanda bu alanda en ileri gitmiş ülke. İlk kez 1973 yılında, böyle bir olay Leeuwarden kentinde mahkeme önüne geldi. O zamandan beri de Hollanda’da konu gündemde. Önceleri, mahkemeler, Kraliyet Tabipler Birliği ve hükümet oldukça çekingen bir tutum takındılar. Zamanla bu tutum esneklik kazandı. Başkasının ölümüne yardımcı olmak ceza yasasına göre suç sayılmakla birlikte, 1985’ten beri mahkemeler, şu üç koşula uyan hekimleri genellikle aklıyorlar: l) Sayrının ölüm isteminin özgür, bilinçli ve sürekli olması, 2) Sağlıkbilim (tıp) verilerine göre hiçbir iyileşme umudunun kalmamış olması; 3) Sorumlu hekim dışında başka bir hekimin de aynı görüşte olması. 1989 yılında, Hıristiyan Demokratlar ile Sosyal Demokratların ortaklığına dayanan yeni bir hükümetin işbaşına gelmesiyle, Hollanda’da yürütme gücü de konuya olumlu yaklaşmaya başladı. Hükümet sorunun bir tüzemenler (hukukçular) ve hekimler kuruluna incelettirilmesini kararlaştırdı. Bu amaçla, ülkenin önde gelen tüzemenlerinden Prof. J. Remmelink’in başkanlığında bir araştırma kurulu oluşturuldu. Kasım 1990’da, hekimlerin gönüllü ölüm olaylarını “coroner”lere (kuşkulu ölümleri inceleyen resmi görevli) bildirmelerini öngören bir uygulama başlatıldı. Bu bildirimlerde şu bilgiler aranıyor: l) Sayrının sağlık öyküsü; 2) 01üm istemini kanıtlayan belgeler; 3) Başka bir hekimin görüşü; 4) Sayrının yaşamına son vermek için kullanılan yöntem. Coroner, kendisine verilen bu bilgileri savcıya aktarıyor. Savcı da, kovuşturmaya yer olup olmadığına karar veriyor.


1991’de bu türden 590 olay bildirilirken, 1992’de bildirim sayısı 1300’ü aşmış bulunuyor. * A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi. 48 CEM EROĞUL Remmelink yazanağı 1 , Eylül 1991’de ilgili bakanlara (adalet ile sağlık bakanlarına) sunuldu. Yazanak, bir yanda olguları kümelendirip tanımlamaya çalışırken, öte yandan sayısal verileri derlemiş. Buna göre, Hollanda’da yılda toplam 130.000 ölüm olayı içinde yalnızca 23O0’ü sayrının istemi üzerine hekimce gerçekleştirilmiş bulunuyor. 400 olayda da, kendi canına kıymak isteyen sayrıya hekim yardımcı olmuş. Demek ki, ölümlerin ancak %2’lik bir bölümü, sayrıların bilinçli istemine hekimlerin olumlu yanıt vermesinden kaynaklanıyor. Yazanağın bulgularına göre, hekimler yılda 9000 gönüllü ölüm istemiyle karşılaşıyorlar. Yukarıda belirtildiği gibi, bunların toplam 2700 kadarına, yani üçte birinden azına olumlu yanıt veriliyor. Bu bulgular ışığında, Remmelink yazanağı, kovuşturma olanağının her zaman açık tutulması ve uygulamanın sıkı kurallara bağlanması koşuluyla, hekimlerin umutsuz sayrıların istemine olumlu karşılık verebilmesinden yana bir tutum benimsiyor. Bu arada Hollanda’da, konu geniş bir biçimde tartışıldı. Örneğin Aralık 1990’da Maastricht’te, Hollandalı ve yabancı uzmanların katılımıyla, iki gün süren bir bilimsel toplantı yapıldı.

2 Burada ortak bir görüşe ulaşılamamakla birlikte, konu çeşitli yönleriyle olgunlaştırıldı. Bu ortamda hükümet Remmelink yazanağını benimsedi ve parlamentoya bu yönde bir düzenleme yapılmasını önerdi. 9 Şubat 1993 günü, mecliste, 45’e karşı 91 oyla kabul edilen bir yasayla, Hollanda, dünyada gönüllü ölümleri bir ölçüde yasallaştıran ilk ülke oldu.3 Gerçi, bu yasa ile, ceza yasasının, ne bir kimseyi kendi isteğine uyarak öldürmeyi 12 yıla dek hapisle cezalandıran 293. maddesi, ne de bir kimseyi canına kıymaya yüreklendirmeyi ve bu yolda ona yardım etmeyi 3 yıla dek hapisle cezalandıran 294. maddesi, yürürlükten kaldırılmadı. Ancak, 1985’ten beri mahkemelerin uygulayageldikleri kurallar yasal bir temele kavuştu. Buna göre: sayrının iyileşme umudu gerçekten kalmamışsa, dayanılmaz ölçüde acı çekiyorsa, ölüm isteğini soğukkanlı ve bilinçli bir biçimde yenilemişse, başka bir hekimin görüşü sorumlu hekiminkiyle aynı yöndeyse; sayrıdan sorumlu olan hekim, yaşama son verme eyleminden dolayı kovuşturmaya uğramayacak. Öte yandan, bu tür ölümleri coroner’e bildirme zorunluğu sürüyor. Görüldüğü gibi, Hollanda’da gönüllü ölüm tam olarak yasallaşmış değil. Yalnızca, çok sıkı bir biçimde tanımlanmış ve resmi görevlilerce denetlenen koşullarda, bu tür isteklere olumlu yanıt veren hekimler sorumluluktan kurtulmuş oluyor. I. KAVRAMLAR Ölümle sonuçlanan hekim eylemleri çok çeşitli. Konuyu açıklığa kavuşturabilmek için yapılması gereken ilk iş, bu çeşitli eylemleri kümelendirmek, tanımlamak, kısacası kavramsal bir çerçeveye oturtmak. Yukarıda belirtildiği gibi, Remmelink yazanağının yapmaya çalıştığı en önemli iş de bu.

İzleyen satırlarda, bu yazanağın verilerinden de yararlanılarak, böyle bir kavramlaştırma çabasına girişilecek.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir