Daisy Meadows – Dostluk Ormanı IX – Şeker Lezizkırıntı’ya Ne Oldu

Ceren Yıldız, “Bence bunlar pişti,” diyerek fırından yeni çıkmış hayvan kurabiyelerini kokladı. En iyi arkadaşı Lale Haziran, “Harika!” dedi. “Şimdi gidip beslenme saatine katılabiliriz!” Kızlar, kurabiyeleri bir teneke kutuya boşalttılar ve Lale’nin evinden çıkıp bahçenin sonundaki ahıra doğru ilerlediler. Ama burası sıradan bir ahır değil, Lale’nin annesiyle babasının işlettiği, Minik Patilere Yardım Hastanesi’ydi. Lale ve Şeker Lezizkırıntı’ya Ne Oldu? Ceren hayvanları çok seviyor ve fırsat buldukça bakımlarına yardım ediyorlardı. Neyse ki Ceren, hemen sokağın karşısında oturuyordu. Güneşli bir sonbahar günüydü, ılık gün ışığı, ağaçlardaki turuncu ve kırmızı yaprakların üzerinde parlıyordu. Lale’nin annesi, tavşan ve ginepig kafeslerine taze saman koymakla meşguldü. Lale, teneke kutuyu açtı. “Bak anne! Babam yulaf, rendelenmiş havuç ve olgun muzdan kurabiye yapmamıza yardım etti.” Bayan Haziran kurabiyelere baktı ve gülümseyerek, “Mımm, çok lezzetli görünüyorlar!” dedi. Ceren, kahkaha atarak, “Bunlar insanlar için değil, hayvanlar için!” diye atıldı. Lale’nin annesinin şaka yaptığını biliyordu. Özel Bir Gün Bayan Haziran daha fazla yiyecek almak için hastaneye gittiği sırada, kızlar tavşan kafesine bir avuç kurabiye bıraktı. Tavşanlar etrafı koklarken komik sesler çıkardılar ve bıyıklarını titrettiler.


Sonra iştahla kurabiyeletar Kafe’deki leziz yiyecekleri keyifle mideye indiren hayvanları hatırlattılar.” Kızlar, birbirlerine bakıp gülümsediler. Zehirli Mantar Kafe, hayvanların minicik kulübelerde ve mağaralarda yaşadığı sihirli bir dünya olan Dostluk Ormam’ndaydı. Dostluk Ormanı ile ilgili en olağanüstü şey, oradaki tüm yaratıkların konuşabiliyor olmasıydı! Onları ormana götüren güzel kediyi düşünen Ceren, “Altın Kedi’yi tekrar ne zaman göreceğiz “Ne tatlılar, değil mi?” dedi Lale. “Bana Zehirli Manri kemirmeye başladılar. 13 acaba?” dedi. “Hayvanlarla konuşmak çok eğlenceli.” “Ve onlarla birlikte maceralar yaşamak!” diye ekledi Lale. O sırada bir miyavlama duydular. Kafeslerden birinin ardında, taze çimler kadar yemyeşil gözleriyle altın renkli, şirin bir yüz göründü. “Altın Kedi!” diye bağırdı kızlar neşeyle. Kedi yanlarına geldi ve mırlayarak kızların bacaklarına sürtündü. Sonra Haziran ailesinin bahçesinin aşağısından akan Pırıltı Nehri’ne doğru dönüp tekrar miyavladı. Gözleri parlayan Ceren, “Onu takip etmemizi istiyor!” diye bağırdı. “Dostluk Ormam’na geri dönüyoruz!” İçleri heyecanla dolan kızlar, Altın Kedi’nin peşinden giderken, yere dökülmüş yapraklar, ayaklarının altında hışırdıyordu.

Nehrin üzerindeki basamak taşlarından geçip Pırıltı Ovası’na vardılar. Şimdi önlerinde kocaman, kurumuş bir meşe ağacı yükseliyordu. Şeker Lezizkırıntı’ya / , Ne Oldu? S fe Özel Bir Gün Dallar, birden kızların gözlerinin önünde canlandı. Ama ağaç, bu kez parlak yeşil renkte yapraklarla kaplı değildi. Yapraklar, sonbaharın renk- „ leri olan altın sarısına, kırmızıya ve kahverengiye bürünmüştü. Ağacın tüm dallarından kırmızı palamutlar sarkıyor, kuşlar, dalların arasında neşeyle şakıyarak uçuşuyordu.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir