Day Leclaire – Duygularin Zaferi

“Stefano Salvatore bu dünyada güveneceğim en son erkektir.” “Yapma yahu neden böyle söylüyorsun?” Penelope oturduğu masadan öne doğru iyice eğildi.Yandaki masada konuşulanlara iyice kulak kabartıyordu ve konuşulanların tek kelimesini bile kaçırmak istemiyordu.Sohbet edenler,iki genç ve çekici iş kadınıydı.San Francisco’daki bir açık hava kafesinde öğle yemeklerini yerken,sıcak havanın tadını çıkarıyorlardı.Bu arada da Penelope’nin evlenme teklif etmeyi düşündüğü adamı çekiştiriyorlardı. “Şanslıymış ki hiçbir şey ispat edemediler” dedi kadınlardan sarışın olanı. “Ama herkes onun yaptığını biliyor Lisa.Ortada tartışmasız deliller var.” Lisa başını salladı. “Evet ikinci dereceden deliller.Ne büyük talihsizlik.İyi bir adamın birden böyle gözden düşmesi ne kadar utanç verici.Bu günlerde onurlu insanlar bulmak çok zor.” “Arkasında Salvatore ismi olsa bile bir daha insanların ona güvenmeyeceğinden eminim.


Ve nişanlısına yaptıklarından sonra kadınlar ona bir daha sevgili olarak güvenmezler.” “Ama öyle söyleme Kitty.Onun çok yakışıklı olduğunu duymuştum.” “Ohh,hem de büyüleyici.Bu da onu daha tehlikeli yapıyor ya.Kadınlar ona hayran.Yada bir zamanlar öyleydiler.Adam,Akdeniz insanına özgü o çekiciliği taşıyor.Sana dünyanın en tatlı insanı olduğunu hissettiren erkeklerden biridir o.Nasıl tiplerden bahsettiğimi anladın değil mi?” Lisa gözlerini kapatıp derin bir iç çektiğinde,Penelope yüzündeki gülümsemeyi saklamak için başını öne eğmek zorunda kaldı.Bu çok gülünç bir durumdu.Hakkında konuştukları Stefano Salvatore hakkında kapsamlı bir dosya önünde duruyordu.Ama bu iki kadının konuşmasından öğrendikleri dedektifin hazırladığı dosyanın ilk yirmi sayfasından fazlaydı. “Belki de söylentiler doğru değildir” dedi. Kitty.

“Yani kimsenin bir şey ispatlayamadığını kendin söyledin.” “Oh o suçlu.Tüm Salvatore kardeşler onun etrafında toplanmış olsalarda,Stefano’nun adını temizleyebileceklerinden şüpheliyim.Bu gece ki yardım balosunda kendi gözlerinle görürsün.Stefano oraya gelecek kadar soğuk kanlıdır.Ama bil ki insanlar ondan uzak duracaklar kimse onla bir arada olmak istemeyecek.Kim bir hırsızla iş yapıyor gibi görünüp kendi kişiliğini riske atmak ister ki?” Lisa gülümsedi “Yada bir hırsızla aynı yatakta yakalanmak…” Kitty etrafına bakındıktan sonra konuştu. “Aslına bakarsan bu çok hoş bir fikir.İşimi kaybetmekten korkmasam bu denemeye gönüllü olurdum.” “Gerçekten o kadar çekici mi?” “Aynı kara melek gibi görünüm ve tarzı var.” “Ağzım sulandı doğrusu.” “Onu görseydin başka yerlerin de sulanırdı” Kity saatine baktı. “Saat geç oldu.Bugün şu Carter anlaşması için hazırlanmam lazım.Bu gece yardım balosuna gelecek misin?” “Salvatore hakkında anlattıklarından sonra kaçırır mıyım hiç.

” “O zaman baloda görüşürüz.” Penelope iki kadının kafeden çıkmasını bekledi.Dinlediği bu konuşma dedektifin topladığı bilgilerdeki eksiklikleri kapatmıştı.Genç kadın tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi.Bu bilgiler bir karar vermesini sağlamıştı. Stefano Salvatore mükemmeldi.Penelope’nin umduğu her şey onda vardı.Hesabı masaya bırakıp çıktı ve doğru Salvatores’e doğru yürüdü.Artık bu konu daha fazla bekleyemezdi.Stefano ile konuşmanın ona ufak ama karşı konulmaz bir iş teklif etmenin zamanı gelmişti.Daha doğrusu bu adamla yatakta yakalanmanın zamanı gelmişti. İKİNCİ BÖLÜM “Size Bir teklifim var Bay Salvatore” dedi Penelope Wentworth.Seçmiş olduğu hedef karşı koltukta rahat bir şekilde oturuyordu.Tel gözlüklerini düzelttikten sonra on yaşından beri takındığı en kararlı tavrıyla baktı. “Benimle evlenmenizi istiyorum.

” Stefano şaşırdıysa da bunu hiç belli etmemişti.Sadece ona daha önce hiç görmediği bir türmüş gibi baktı.Penelope bu tip bakışlara on yaşından beridir alışıktı.Bu bakışlar onu rahatsız etmiyordu.En azından kendi dünyasında ki büyüklerin ondan çok daha fazla korktuklarını anladığı on iki yaşından beri… “Evlilik ne zamandan beri bir iş anlaşması halini aldı” diye sordu Stefano. “Evlilik her zaman bir iş teklifidir.Çoğu insan duygu yoğunluğunun arkasına saklanarak bu gerçeği gizler.Bana sorarsanız çok aptalcadır bu gizleniş.” Stefano gülümseyerek onu şaşırttı.Penelope çok zor olsa da ona karşı tepkisini gizlemeye çalışıyordu.Kitty’nin bu adam hakkındaki söylediklerinin kadınca bir mübalağa olduğunu düşünmüştü.Ama kadına daha fazla güvenmesi gerektiğini şimdi daha iyi anlıyordu.Kity bu adamdan bahsederken mübalağadan çok gerçekçilik içindeymiş meğer.Stefano Salvatore hakkında yaptırdığı araştırmaların bu adamın katışıksız kişiliği hesaba katmadığını anlayınca öfkelendi.Stefano’nun çok güçlü bir kişiliği olduğu ayan beyan ortadaydı.

”Kara Melek” onun için çok iyi bir tanımlamaymış diye düşündü. Gerçekten olağanüstü yakışıklı bir erkekti Stefano Salvatore.Her kadını baştan çıkarabilirdi.Reddedilmeyecek erkeksi bir görünümü vardı.Dolgun,öpülesi dudakları,inatçı köşeli sert çene yapısı ile tezat oluşturuyordu.Gür siyah saçları şimdiye kadar gördüğü en etkileyici kahverengi gözlerinin üzerine dökülüyordu. Adamın son derece soğukkanlı,kendinden emin ve zeki biri olduğu her halinden belliydi.”Teşekkürler Bayan Wentworth.İster iş anlaşması olsun ister romantik evlilik fikri hiç ilgimi çekmiyor.” “Anlıyorum.Bu tepkiniz bozulan nişanınız ve arkasından gelen olumsuz olaylarla ilgili olsa gerek.” Stefano birden ayağa fırlatınca Penelope arkasına sımsıkı yaslandı.Oh belki de konuya yanlış bir yerden girmişti.Stefano yavaş adımlarla masanın etrafını dolaştı ve Penelope’nin önünde durdu.Ona uzandığında Penelope soğukkanlı durmak için hayli çaba sarf etti.

Stefano onu kolundan tutup kaldırdı ve kapıya doğru sürükledi. “Ne yapıyorsunuz?” diye sordu Penelope.Adeta nefesi kesilmişti.Böyle bir şey ilk kez başına geliyordu. “Sizi ofisimden atıyorum Bayan Wentworth.” “Bana nedenini söyler misiniz?” Stefano kapıyı açtı. “Delilerle evlenmem.Canın cehenneme Nellie!Hatta onlarla konuşmam bile.” Bunları söyledikten sonra onu kapının dışına çıkardı ve kapıyı suratına kapadı. Penelope kapıya baktı ve kaşlarını çattı.Bu ne kadar kaba bir davranıştı böyle.Stefano onun söyleyeceklerini dinlememişti bile.Stefano’nun insanların ona karşı çıkmalarına alışık olmasa gerekti.Yeniden masasına dönmüş ve kafasını evraklara gömmüştü bile.Penelope kapıyı çarpana kadar başını bile kaldırmadı.

Onun gözlerinde ki ifade karşısında genç kadın nefesini tuttu.Bu şimdiye kadar gördüğü en ateşli gözlerdi.Stefano sandalyesini duvara çarparak geri ittiğinde ofisin camları şangırdadı. “Sen kovulmaktan anlamaz mısın?” Penelope kendinden emin bir tavırla çenesini yukarı kaldırdı.Eğer Stefano onu korkutmak istiyorsa gürlemekten ve sandalyesini çarpmaktan çok daha fazlasını yapmalıydı. “Bay Salvatore henüz teklifimi duymadınız.” “Buna hiç niyetim yok zaten.” Stefano kesinlikle İtalyan aksanıyla konuşuyordu.Peki bu aksan kulağa bu kadar seksi gelmek zorunda mıydı? “Ya teklifim Janus Anonim Şirketi ile ilgiliyse?” diye sordu Penelope yeniden iş konusuna yoğunlaşmaya çalışarak. Birden dikkat kesilen Stefano kollarını adaleli göğsünde kavuşturdu. “Eee?” Genç kadın koltuğu göstererek en sempatik gülüşüyle gülümsedi. “Sanırım oturmamı söyleyecektiniz?” Gülümsemesi işe yaramıştı.Her zaman işe yarardı bu parlak ve zararsız gülümseme.Penelope iş konusunda en çok işe yarayan özelliklerini kullanmayı çok önceden öğrenmişti.Bir kadın anlaşmalarında mantıklı olmalıydı.

Ama dostça tavırların da zararı olmazdı.Onun esas kaçındığı kişisel bağlardı.Çünkü kişisel bağlar insanı iş konusunda mantıksız zarar ve davranışlara götürürdü.Genç kadın bu dersi yıllar önce öğrenmişti ve unutmaya da niyeti yoktu. Stefano onun daha önce oturduğu koltuğu işaret etti. “Lütfen otur.” “Çok naziksiniz” diye oturdu Penelope. “Janus Anonim şirketi ile neden ilgileniyorsun ve bunun bana evlenme teklif etmenle ne ilgisi var?” “Direk olarak konuya girmeyi tercih ediyorsunuz değil mi?Bunu severim.Siz Salvatore erkeklerinin o çok övündüğü yalandan cazibe ve nezaket oyunlarına başvurmamanızı da memnuniyetle karşılıyorum.” “Beni çekici bulmuyor musun?” “Hayır hem de hiç bulmuyorum” diye yalan söyledi.Şuan da hayatında işten başka bir şey olamazdı. “Harika kadınlar söz konusu olduğunda çekiciliğin ve nezaketin bir hata olduğunu çok kısa bir süre önce öğrendim.” Bu büyük olasılıkla Stefano’nun bozulan nişanı ve nişanlısının ailesi ile ilgili o talihsiz olaydan sonra gelen bir yaklaşımdı.Bu iki faktörün birleşimi,onun üzerinde çok büyük bir etki yaratmış olmalıydı. “Sanırım yine o kayda değer olmayan o konuya döndük.

” “Öyle görünüyor.Şimdi esas konuya dönelim isterseniz.” “Başka şansım yok.Aksi Taktirde yine dışarı atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalırım.” “Zeki kadın.Şimdi sen kimsin,ne istiyorsun ve Janus ile ne ilgin var.” “Şirket benim.” “O şirket Carebbe ve ortaklarına ait.” Penelope derin bir nefes aldı. “Pekala,Bay Salvatore.Fazla vaktinizi almak istemediğimden açık konuşacağım.Carabbe ve Ortakları ile Janus şirketlerinin sahibi benim.” “Bunu ispatlayabileceğini varsayıyorum.” “Hem de hiç zorlanmadan ispatlayabilirim.” Sefano onu bir süre dikkatlice inceledi.

“Kaç yaşındasın?” “Bunun konuyla ne ilgisi var?” “Merak ettim.” “Yirmi altı.” “Bu kadar güçlü bir konumda olmak için oldukça genç bir yaş.” “Oh işlerin başında ki ben değilim.Sadece şirketler bana ait.Şirketleri amcam yönetiyor.” “Bu seni kızdırıyor mu?Şirketleri senin yönetmen gerektiğine mi inanaıyorsun?” “Kararımın hislerimle hiçbir ilgisi yok Bay Salvatore” “Stefano de lütfen.” Penelope başını salladı.Eğer evlenecekse ona soyadı ile hitap etmede ısrar etmesi aptalca olurdu. “Stefano,Janus Şirketini satın almakla ilgileniyor musun?” “Ailem o şirketi satın almak için yıllardır uğraşıyor.Bu Salvatorelerin Batı Yakası piyasasına girmelerini sağlayacak.” “Tamam bende ailenin bu emellerine ulaşmasını sağlayacak konumdayım.” “Ve bu bana sadece seninle evlenmeye mi mal olacak?” “Kesinlikle” “Pekala neden?” Penelope huzursuzca yerinden kalktı.Bunu duygusal bir mesele olarak görüyordu ve ifade etmekte güçlük çekiyordu.Kendisi ve amcası için çok öenemli olan bu konuyu Stefano Salvatore’ye nasıl anlatabilirdi ki? “Benimle evlenirsen Janus Anonim Şirketini sana çok düşüf fiyata satacağım.

” “İyi de bir kez daha soruyorum.Neden?” “Çünkü mirasıma sadece evlilik yoluyla tamamen sahip olabilirim.Kırk yaşına gelmeden yada evlenmeden mal varlığım amcamın kontrolü altında olacak.” “Demek şirketin yönetimin almak için benim yardımımı istiyorsun.Henüz yir mi altı yaşındayken şirketi amcandan daha iyi yönetebileceğini düşünüyorsun öyle mi?” “Hayır,şirketleri amcamdan daha iyi yöneteceğimi düşünmüyorum.Loren,mükemmel bir iş adamıdır.Mirasımı yönettiği yıllar boyunca sermaye on kat arttı.” “O zaman onun yerine geçmeye neden bu kadar heveslisin?” Penelope ona bunun gerçek sebebini söyleyemezdi.Bu uygunsuz ve ahlaksızca olurdu.Ofisin diğer yanına bir gurup fotoğrafın olduğu yere gitti.Bunların hepsi aile fotoğraflarıydı.Genç kadının içini bir kıskançlık kapladı.Çeşitli yaşlarda ki Salvatore erkeklerinin hepsi son derece yakışıklı ve etkileyiciydi.Stefano ise çekici gülümsemesiyle fotoğrafta yerini almıştı.Penelope bu fotoğraflardan birini alarak dikkatle inceledi.

Gözleri ona oyun oynar gibiydi.Birden fazla Stefano’nun ona gülümsediğine yemin edebilirdi.Resim çerçevesini yerine geri bıraktı. “Hala soruma cevap vermedin” dedi Stefano. Genç kadın boğazını temizledi. “Biliyorum” “Bu kadar zor bir soru mu bu?” Penelope derin bir nefes alarak ona döndü.Bu dikkatli kahverengi gözler onu rahatsız etmeye başlamıştı.Erkeğin sürdüğü kolonyanın kokusu içinde tuhaf hisler uyandırıyordu. “Bazen bütün bildiklerimi ortaya dökmekte güçlük çekiyorum.” “Dene” “Pekala” dedi Penelope ve San Francisco’ya tepeden bakan pencerenin önüne gitti.İkisinin şirketleri birbirine bakıyor ve onları sadece bir cadde ayırıyordu.Stefano’da arkasından giderek ona yaklaştı.Genç kadın omzunun üzerinden öfkeyle ona baktı.Belli ki bu adam kişisel mesafe diye bir şey bilmiyordu. “Carabbe ve Ortaklarının asıl sahibi babamdı.

Orayı küçük bir şirketten dev bir kuruluş haline getiren de oydu.Amcamlar o zamanlar onun sağ koluydu.Annem ile babam bir uçak kazasında ölünce,loren hem beni hem de şirketi ele aldı.” “O zaman sen kaç yaşındaydın?” “On” “Amcanın mükemmel bir iş adamı olduğunu söylemiştin.Peki iyi bir ebeveyn miydi?” Penelope,Stefano’nun endişeli ses tonu karşısında gülümsedi.Sertliğine rağmen bu adamın koruma iç güdüsü çok gelişmişti.Belki bu da geniş bir aileden gelmenin verdiği bir özellikti. “Loren amcam biraz aksiydi ve küçük bir çocuğu yetiştirmek zorunda kalınca sersemlemişti.Ama her zaman beni sevdi.” “O halde problem nedir?” “Amcam bakımı üstlendiğinde şirketlerin işleyişi ve yönetimi hakkında bilgi sahibi olmam gerektiğine karar verdi.Böylece bazı yönetim kurulu toplantılarına katılmaya başladım.” “Toplantılardan hoşlandın mı?” “Evet ve bu amcamın da çok hoşuna gitti.Bu bizi ortak bir noktada birleştiriyordu.Yıllar geçtikçe işlere daha fazla karışmaya başladım.İşletme ve uluslar arası finansman konusunda eğitim aldım.

İki şirkette de yönetim kurullarında aktif posizyonum var.” Stefano kaşlarını çattı. “Hala soruma cevap vermedin.” “Tam on altı yıl içinde iş dünyasının havasını soludum.Bu sahip olduğum işte ne istediğime karar vermeme yetti.Artık Carabbe ve Ortaklarının başka yönlendirilmesinin zamanı geldi.” “Yani kontrolü amcanın elinden almaya kararlısın.Benim buna yardım edeceğime nerden karar verdin?” “Çünkü Janus’u istiyorsun.” “Bu dünyada istediğim çok şey var,Nellie.Ama bu,sonuçlarını düşünmeden onları alacağım anlamına gelmez.Yoksa söz ettiğin o talihsiz olayın benim bu teklifi kabul etmemi sağlayacağını mı düşündün?” “Bu aklımdan geçmedi değil ama senin düşündüğün sebepten dolayı değil.Senin ahlaksız olduğunu ve bu nedenle planımda bana yardımcı olacağını düşündüğüm için sana evlenme teklifi etmedim.Sana evlenme teklif ediyorum çünkü bu herkesin yanıldığını,senin onurlu bir erkek olduğunu ispatlamak için mükemmel bir fırsat.” “Öyle olduğumdan bu denli emin misin?Yoksa hakkımda ki hikayeleri duymadın mı?” “Duydum ama inanmadım.Senin hakkında araştırma yaptırdım.

” “O halde masum olduğuma nasıl inanırsın?” “Çok basit.Aslında tüm mesele son derece mantıklı.Kate Banneth ile nişanlıydın.Ailesinin küçük ama karlı bir şirketi vardı.Şirket deniz aşırı bir şirketle son derece kazançlı bir kontrat imzalamak peşindeydi.Sen onlara arabuluculuk yaptın ve anlaşmayı imzalamalarını sağladın.Ama deniz aşırı şirket dolandırıcı çıktı.Sadece kağıt üzerinde görünen paravan bir firmaydı bu.Sonunda Bennetler varını yoğunu kaybettiler.Salvatoreler onların uğradığı zararı kapattılar ama çok geçti.Hiç bir şey ispatlanamasa da söylentiler sayesinde sen bu olayda kötü adam olup çıktın.Tamamen yanlış anlaşıldın.Bence Bayan Bennet nişanı atınca bu görünüm daha da belirginleşti ve Salvatoreler kayıp paraları geri ödedi.Suçlu olmamana rağmen,bütün bunları yaşama çok kötü.” “Tekrar soruyorum.

Bunları nereden biliyorsun?O hayali deniz aşırı şirketin arkasında kimin olduğunu öğrenebilmek için bütün bağlantılarımızı kullandık ama,biz elimiz boş döndk.Bizim alamadığımız bilgileri nasıl aldın?” “Senin bilmediğin hiçbir şeyi bilmiyorum.” Stefano’nun sabrı taşmaya başlıyordu. “O halde masum olduğuma nasıl inana bilirsin?” “Çünkü söylentilerin hiç biri mantıklı değil” dedi Penelope Stefano’yu hayrete düşüren bir güvenle.Ailesi dışında hiç kimse onu böyle inanarak desteklememişti. “Bennet’leri dolandırman için hiçbir sebep yok.Hatta onlara destek olabilmek için kendi yolundan saptın.Bayan Bennet ile bu iş anlaşmasından önce nişanlanmıştınız.Yani onu sessizliğini satın almak için nişanlanmadın.Hem maddi açıdan da sıkıntı da değildin.Hırsızlık yapmaya ihtiyacın yoktu.Bu şekilde davranmanı gerektirecek hiçbir neden yoktu.Öyle bir anda aniden hırsızlık yapmaya karar vermen bana hiç mantıklı gelmiyor.” “Tüm bunları sana özel sekreterin mi söyledi?” “Bir kısmını” “Ve araştırmaları sonunda suçsuz olduğuma karar verdi öyle mi?” “Tam tersi.Diğerleri gibi o da suçlu olduğuna karar verdi.

Ama yanılıyordu.Zaten o mantıklı bir adam değildi.” “Yani şimdiye kadar hiç karşılaşmamamıza,tüm delillerin aleyhime olmasına,özel dedektifin de herkes gibi suçlu olduğumu düşünmesine rağmen masum olduğuma inandığını söylüyorsun,öyle mi?” Penelope gülümsedi. “Kesinlikle.” “Beni anladığını söyleyemem.Ailem dışında kimse bana inanmıyor.Hatta hayatım boyunca beni tanıyan dostlarım,yıllardır beraber çalıştığım iş arkadaşlarım bile.Ne eski nişanlım ne de onun ailesi.Hiç kimse.” “Ben inanıyorum.” Stefano ona hayretle baktı.Genç kadının gözlerinde ki samimiyet,tüm gerçeği anlamasına yetti. “Sen ciddisin.” “Çok ciddiyim.Benimle evlenirsen bunu ispatlama şansına kavuşacağımıza inanıyorum.

” “Nasıl?” “Doğrusunu söylemek gerekirse nasıl olacağını bilmiyorum ama buna beraber karar verebiliriz.Yinede benimle evlenmen sana bir şekilde yardımcı olacak.İster inan,ister inanma ama insanlar bana güvenirler.Senin güvenilir biri olduğunu söylersen en azından beni dinleyeceklerdir.” “Peki neden?” “Çünkü genelde yanılmam.Hatta en son ne zaman yanıldığımı hatırlamıyorum bile.” Stefano parmaklarını saçlarının arasından geçirdi. “İyi de bu bir çılgınlık.” “Seni şaşırttığımı biliyorum.Ama başka şansım yoktu.Bu olayın gizli kalmasını istiyorum.” Stefano gözlerini kısarak ona baktı. “Hala bana Carabbe’nin başına gelmene gerek olduğuna karar vermenin nedenini söylemedin.” “Üzgünüm ama buna cevap veremem.Bu aşamada tüm ayrıntıları sana anlatamam.

” “Neden buna hiç şaşırmadım acaba.” “Bu tavrından benimle evlenmeyeceğin sonucuna mı varmalıyım?” “Elbette seninle evlenmeyeceğim.Salvatoreler sadece bir şekilde evlenirler.” “Aşk mı?” “Artık bu hikayelere inanmıyorum.” “O halde problem nedir?”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir