Edward W. Said – Kış Ruhu

FÎLİSTlN davasının yılmaz savunucusu; Batı medyasındaki ideolojik, çarpık, “ötekileştirilmiş” İslam tasavvurunun teşhircisi; Şark hakkında bilgi üretme gayretinin, Şark üzerinde iktidar kurma süreçleriyle ne denli iç içe geçtiğini gösteren, özcü Doğu-Batı karşıtlığı anlayışını yerle bir eden Şarkiyatçılık.’m yazarı; kanonlaşmış Batılı yazarlarca temsil edilen “kültürü” o “kaba”, aşın dünyevi “emperyalizm” kavramıyla irtibatlandırmakta inat eden pervasız eleştirmen ve son olarak sürgün, yabancı, maıjinal, amatör, hırçın, tavizsiz entelektüeli kendi şahsında ete kemiğe büründüren kamusal şahsiyet. Türkiye’de Edward Said deyince bunlar geliyor akla. Çok parçalı, kopuk kopuk görünen ama alttan alta birbirlerini tamamlayıp zenginleştirdikleri hissedilen bu kimliklere başkalannı da (müzisyenliğini, otobiyografi yazarlığını, vs.) eklemek mümkün. Ama bütün bu kimliklerin beslendiği (ve tabii ki geri dönüp beslediği) daha merkezi, Türkiye’de pek tanımadığımız bir kimliği var Said’in: O bir edebiyat eleştirmeni, başka bir deyişle sıkı bir denemeci (seçkiye aldığımız “Dünya, Metin, Eleştirmen” yazısında denemeyi, eleştirinin asli mecrası saydığını söyler Said). Ama edebiyat eleştirisinin bildik sınırlarına sığmayan, bu sınırları sorgulayan ve kasten ihlal eden, başkalarını da ihlale kışkırtan bir eleştirmen. Hatta denebilir ki, Swift, Joyce, Wilde, Hopkins ve tabii ki Conrad hariç edebiyatçılardan çok, eleştirmenler, düşünürler, tarihçiler, kısacası beşeri bilimciler hakkında ya da onlardan yola çıkarak yazmıştır denemelerini. Profesyonel eleştirmen kodlarına uymayı reddeder. “Manastırvari” köşelerine çekilip gündelik dünya meselelerine karışmamayı ilke edinen, “kanon”a hürmetle hizmet edip “onlar ülkeyi yönetebilirler, biz Wordsworth’le Schlegel’i açımlayacağız” diyen beşeri bilimcilere inat, “fikirler ve akademi dünyası ile kaba siyaset, örgütlü iktidar, devlet iktidarı ve askeri güç dünyası arasındaki fiili bağlantılar”ı deşer. Auerbach, Spitzer ve Curtius’un temsil ettiği hümanist filoloji geleneği, İtalyan tarihçi Vico’nun, Gramsci’nin ve 8 KIŞ RUHU Lukacs’ın tarihselciliği, Foucault’nun “arkeoloji”si, Fanon’un antiemperyalizmi, Marx’ın radikalizmi, Jonathan Swift’in hırçın polemikçiliği ve Yeni Eleştiri okulunun aykırı ismi R. P. Blackmur’un eleştirel keskinliği birleşerek Said’in tüm yapıtlarına damgasını vuran özgün ve gerilimli bir doku oluştururlar. Said, salt metin üzerinde odaklanan eleştiri anlayışlarını ve Derrida kökenli yapıbozumculuğu, uzmanlaşmış profesyonel kültürün bu alandaki yansımaları, dinsel çağrışımları olan birer hermetizm olarak görüp reddeder. Seküler ve dünyevi eleştiri adını verdiği bir anlayışı savunur.


Ona göre metinler kendi içlerine kapalı birer mikrokozmos değil; toplumsal ve kültürel dünya -yani bu dünya- içinde gerçekleşen ve ona müdahale eden olaylardır. Bu dünyanın somut güç ilişkilerini kaale almadan bir metni anlamak mümkün değildir. Kendi sözleriyle, “yorumu, sürmekte olan siyasi ve toplumsal bir praksisle irtibatlandırmak”, Blackmur’u izleyerek “edebiyatı icraya çevirmek” gibi bir derdi vardır Said’in. Bu yüzden, yani Said’in bizde az bilinen bu yönünü tanıtmak için elinizdeki seçkide edebiyat ve beşeri bilimler eleştirisi yazılarına ağırlık verildi. Aynca diğer kitaplarına uzanabilmeyi kolaylaştırmak için sürgün, şarkiyatçılık, antropoloji, Foucault ve Filistin doğumlu bir Amerikan vatandaşı olarak bizzat kendisi gibi kafasını sürekli meşgul eden tema ve kişilerle ilgili birer yazı da eklemeyi uygun gördük (Bu projeye en başından beri titiz, belirleyici katkılarda bulunduğu için Müge Gürsoy Sökmen’e teşekkür ederim). Filistin sorunu hakkındaki çok sayıdaki yazısına hem Said’in Türkçe’de bu konuda bir-iki kitabı yayımlandığı için hem de yazılar doğallıkla güncel gelişmelere bağlı olduğu için yer vermedik. “Farklılık İdeolojisi”, “Anlatı, Coğrafya ve Yorum”, “Kimlik, Olumsuzlama ve Şiddet”, “Üçüncü Dünya Entelektüelleri ve Metropoliten Kültür” gibi harika denemelerine ise yer ayırmadık, çünkü Said yazılarını epeyce değiştirerek de olsa tekrar kullanmayı seven bir yazar ve bu yazılan da büyük kısmıyla ya da tamamen Kültür ve Emperyalizmle almış. Müzikle ilgili denemeleri ise ayrı bir kitapta yer almayı hak ediyor. Bu çetin ama keyifli metinleri seveceğinizi umuyorum.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir