George Bernard Shaw – Bir Çuval İncir

“insanlara söylemek istediklerimi güldürmeden anlatmış olsaydım, beni taşa tutarlardı.” Yazar, siyaset ve düşünce adamı, tiyatro kuramcısı, yazın, müzik ve sanat eleştirmeni, çağdaş İngiliz tiyatrosunun kurucusu, İşçi Partisi’nin ve London School of Economics’ in kurucularından, kadın haklan savunucusu, 1925 Nobel Yazın Ödülü sahibi… Bütün bu yönleriyle “Çağının Ötesindeki Adam” olarak bilinen George Bernard Shaw sanat, yazın, toplum ve siyaset alanlarında bir ömür boyu etkin olmuş, insanoğlunu ilgilendiren her konuda yazmış, ayrıca keskin zekası, espri anlayışı ve konuşma ustalığıyla da 20. yüzyılın büyük adamları arasında haklı bir yer almıştır. * * * George Bernard Shaw (1856 -1950) İrlanda’nın başkenti Dublin’de protestan bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Bernard 16 yaşındayken, mısır tüccarı olan alkolik babasımn işleri bozulunca, annesi müzik yapmak için evden ayrılıp Londra’ya yerleşti. Bir süre babasının yanında değişik okullarda okuyan ve yan zamanlı işlerde çalışan Bernard sonunda okulu ve Dublin’i bıraka9 rak Londra’ya, annesinin yanma geldi. Üniversiteye gitmedi, British Museum Kitaplığı’nda kitaplar okuyarak kendini yetiştirdi. Bir yandan memur olarak çalışırken bir yandan yazarlık denemeleri yapıyordu. İlk yazdığı beş roman yayıncı bulamadı. 1895 yılında Saturday Review dergisi için tiyatro ve müzik eleştirileri yazmaya başladı. 1898 yılında Charlotte Payne-Townshend ile evlendi ve eşiyle Ayot St. Lawrence köyüne yerleşti. Norveçli tiyatrocu Henrik Ibsen’in oyunlarından etkilenen Shaw köşe yazılarında ileri sürdüğü tiyatro anlayışını sergilemek üzere oyunlar yazmaya başladı. Başlıcalan Widower ‘s Houses (1892, Bekar Evleri), Arms and the Man (1894, Silahlar ve Kahraman), Candida (1897) ve You Never Can Teli (1899, Hiç Belli Olmaz) olan bu ilk dönem oyunları onu tiyatro yazan olarak bir anda üne kavuşturdular. Shaw, oyunlannın başına, sahneleme bilgilerini de içeren uzun önsözler yazıyor; kendi de deneysel bir tiyatroda yönetmenlik yapıyordu.


Bu çabalanyla İngiliz tiyatrosunun yeniden canlanmasına öncülük etti. Birinci Dünya Savaşı’na kadar aralıksız oyun yazdı. Bunlann arasında Caesar and Cleopatra (1901), Mrs. Warren s Profession (1902, Bayan Warren’in Sanatı), Man and Superman (1905, İnsan ve Üstüninsan), Major Barbara (1905, Binbaşı Barbara), Androcles and The Lion (1912, Androcles ve Aslan) ve Pygmalion (1913, Bir Kadın Yarattım) Shaw’un tüm dünyada sahnelenen, en başanlı oyunlandır. * * * 10 Bernard Shaw genç yaşında toplumsal olaylara ilgi duydu. Gelir dağılımı, toprak ve sermayenin eşit bölüşümü konularındaki görüşleriyle sosyalizme yöneldi. 1884 yılında Beatrice ve Sidney Webb ile tanıştı, sosyalizmi kitlelere tanıtmak üzere, onların kurduğu Fabian Derneği’ne katıldı. Kısa sürede iyi bir konuşmacı olarak ünlendi, sonraki 12 yıl boyunca köşe başlarında, parklarda ve salonlarda konuşmalar yaptı. Tüm yaşamı boyunca toplumsal olaylarla ilgilendi, sosyal reformların yanında yer aldı. Kadınlara oy hakkı isteyen Suffragette devinimi ve Cezaevleri Reformu kampanyasında etkin görevler üstlendi. Birçok sosyalist gibi Bernard Shaw da İngiltere’nin Birinci Dünya Savaşı’na katılmasına karşıydı. Bu konuda yazdığı Common Sense About the War (1914, Savaş Konusunda, Sağduyu) adlı yapıtıyla politik çevrelerde çok düşman kazandı. Savaş süresince oyun yazmadı, ama o dönemdeki acı düşüncelerini Heartbreak House (1920, Kargınlar Evi) adlı oyununda savaşm sorumlusu kuşağın manevi çöküşünü sergileyerek dile getirdi. Savaş sonrasında Birminghamlı milyoner Sir Barry Jackson’un Birmingham Tiyatrosu’nu canlandırma isteği üzerine yeni oyunlar yazdı. Bunlar arasında özellikle Back to Metuselah (1922, Metuşelah’a Dönüş) ve Saint Joan (1923, Ermiş Jeanne) adlı oyunları ününü daha da pekiştirdi.

1925 Nobel Yazın Ödülü verildiğinde ödülü aldı, ama parayı geri çevirdi. Bernard Shaw’in üretkenliği yasanımın sonuna kadar aralıksız sürdü. İki savaş arası dönemde tüm dünyayı dolaşarak konuşmalar yaptı. Uzun yaşamı boyunca cumhur11 başkanları, başbakanlar, bilim adamları, krallar, soylular, ünlü oyuncular onu konuk etmek için yarıştılar. Bu dönemde siyasal görüşlerini Intelligent Woman’s Guide to Socialism and Capitalism (1928, Akıllı Kadınlar için Sosyalizm ve Kapitalizm Kılavuzu) adlı yapıtında topladı. Son oyunları arasında The Apple Cart (1930, Bir Çuval încir), On the Rocks (1934, Buzlu içki), The Millionairess (1936, Milyoner Kadın), Geneva (1938) önemlidir. Bernard Shaw tüm yazdıkları ve yaşam ilkeleriyle toplumdaki yaygın inanç ve değerlere açıkça karşı çıkmaktan çekinmemiş; hem kendi kuşağının hem de gelecek kuşakların düşünsel biçimlenmesine öncülük etmiştir. Bahçesinde bir erik ağacını budamak için çıktığı merdivenden düşerek öldüğünde 94 yaşındaydı. * * * “Bir Çuval incir”’ (The Apple Cart, A Political Extravaganza, 1930) adlı oyun Bernard Shaw’in olgunluk dönemi ürünüdür, ingiliz güldürüsünün güzel bir örneği olması yanısıra, çok ciddi politik iletiler içerir: Parlamenter demokrasinin çelişkileri, meşruti bir kralın konumu, ülkeleri yönetme savında olan kapitalist şirketler ve onların buyruğundaki büyük basm, vb… Oyun meşruti bir kralla hükümet arasındaki çatışmayı işler, ilişkiler kopma noktasına geldiğinde çok şaşırtıcı ve gülünç bir çözümle son bulur. Oyun o yıllarda Polonya’da yaşanan demokrasiye geçiş deneyimleri dolayısıyla yazılmıştı ve ilk kez 1929’da Varşova’da sahneye kondu. Ancak, ingiltere’de yayınlandığı zaman büyük gürültü koptu; demokrat Shaw bu oyunda krallık yönetiminden yana tavır almış gibiydi. 12 Shaw daha sonra oyuna yazdığı önsözde bu görüşün doğru olmadığını; oyundaki gerçek çatışmanın kral ve meclisle kapitalist sınıf arasında, oyundaki asıl olumlu kişinin de gelecekteki güçlü politikacıyı temsil eden Boanerges olduğunu belirtti. Okurlarımız, ciddi politik iletileri gülmece olarak başarıyla verebilen oyunun, aradan geçen 70’i aşkın yıl içinde güncelliğinden hiçbir şey yitirmediğini göreceklerdir.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir