Graham Fuller – Yeni Turkiye Cumhuriyeti

Her ne kadar siyasete askeri müdahale hâlâ mümkünse de, bu durum eskiye kıyasla daha az kabul edilebilir bir olgudur, hele Türkiye Avrupa Birliği (AB) üyeliği yolunda mücadele verdikçe. Türkiye’de AB üyeliği yolunda yürütülen kampanyaya AKP öncülük etmektedir. Soğuk Savaş sırasında Türkiye’nin asıl ilişkisi, anlaşılır şekilde ABD ileydi, ancak Fuller’ın da vurguladığı gibi, Türkiye’nin şimdi Avrupa, Avrasya ve Orta Doğu ile ilgili menfaatleri vardır. Washington politika yapıcılarının keşfetmekte oldukları gibi, artık Türkiye’nin gündemi ABD’nin gündemiyle örtüşmemektedir. Her ne kadar Washington’daki Büyükelçilik Ankara için çok önemli olmaya devam etse de, Soğuk Savaşın sona ermesi, siyasette ve ticarette Avrupa’nın öne çıkması, artık Türkiye’nin jeopolitik konumunun kaçınılmaz olarak getirdiği değişiklikler ve fırsatlar Türkiye için çok yönlü bir dış politika dikte etmektedir. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra Türkiye, Orta Doğu’ya sırtını dönmüştür, Fuller bu olguyu “Kemalist tarihsel lobotomi”nin1 bir eseri olarak nitelendirmektedir. Türk-Arap ilişkilerinde uzun süren bir kesintinin ardından bugün artık Türkiye, bölge ile bağlarını yeniden kurmaktadır. Türkiye, İsrail ile önemli bir stratejik ilişki geliştirmiş olmakla birlikte, bu yönelimini Orta Doğu’da geliştirmekte olduğu bir dizi başka ilişki ile de dengelemektedir. Türkiye’nin bağımsız dış politikasının en iyi göstergesi, komşusu, önemli bir ticaret ortağı ve Arap olmayan bir ülke olarak İran’la ilişkisidir. Özellikle Şah’ın 1979’da devrilmesinden sonraki on yıl olmak üzere, gergin geçen yıllardan sonra iki ülke makul derecede dostane ilişkiler geliştirmiştir. Washington’un hoşuna gitmese de, Türkiye ve İran güvenlik konusunda ortak bâzı çıkarları olduğunu fark etmişlerdir. Bu durum, ABD ile Türkiye arasında gözlenen çıkar ayrışmasının önemli bir örneğidir. “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kendi yolunu ve kendi sesini buldukça, Soğuk Savaş’ın daha basit hareket tarzlarına geri dönmenin imkanı olmayacaktır. Bundan dolayı, ABD-Türkiye ilişkilerinin kalitesi kaçınılmaz şekilde evrilip olgunlaşacaktır, aynen Türkiye’nin durumunda olduğu gibi. Augustus Richard Norton Boston Üniversitesi Antropoloji ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkçe Çevirisine Önsöz Söz konusu başlık benim tarafından değil, ABD’deki yayıncı tarafından seçilmiştir ve korkarım biraz yanıltıcı olabilir, zira kitap gerçekte Türkiye’de bir “Yeni Cumhuriyet”ten değil, daha çok yeni bir dönemden söz etmektedir.


Doğru başlık “Türkiye’nin dünyadaki Yeni Yeri” olmalıdır, çünkü kitabın odaklandığı nokta budur. İkincisi, gerek küresel düzeyde gerekse bölgedeki ABD politikalarına oldukça eleştirel baktığımı okuyucu fark edecektir. Üzülerek belirtmeliyim ki ABD, orta Doğu ve Avrasya bölgesinde hegemonik veya tahakkümcü bir rol oynamaya yeltendiği sürece Türk ve Amerikan politikaları bir ölçüde çelişik olmak durumundadır. Bu tür politikaların devri geçmiştir. Artık Türkiye’nin kendisini çevreleyen bütün bölgelerde ve bütün yönlerde önde gelen bir oyuncu olacağı çok-kutuplu bir dünyaya dönüşmek durumundayız.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir