Gurmukh – İnsanın sekiz yetenegi

İzin verirseniz, henüz beni tanımayanlara kendimi tanıtmak istiyorum. Adım Gurmukh ve neredeyse yirmi yıldır Kundalini Yoga eğitmeni olarak kutsanıyorum. Kundalini Yoga, bir zamanlar çok sıkı korunarak gizli tutulan, çok değerli ve kadim bir bilimdir. Bu yoga, herhangi birinin yaşamını iyileştirme ve daha iyiye taşıma potansiyeline sahiptir. Sevgili eğitmenim, Yogi Bhajan’la ilk kez 1971 ‘de, Arizona’ da Tucson’ da karşılaştım. Amerika Birleşik Devlet� leri’ne 1969’da gelişinden beri, bir Kundalini Yoga ustası olarak görevi, bu kutsal bilimi öğretecek eğitmenler yetiştirmekti. Onunla ilk kez göz göze geldiğimde şaşkınlık içinde kalmıştım. Kendimi kısaca tanıttım; insanın içine işleyen o delici bakışlarıyla bana baktı. Hemen orada, daha ilk karşılaşmamızda bana adımı, yani “Gurmukh’u” verdi; sözcük anlamı, “kutsal bilgeliğin sözlerini yaşayan, soluyan ve kalbinin derinliklerinde bu özle iletişime geçen” demektir. O sırada bana şunu söylediğini hatırlıyorum: “Bu yola girmeseydin sana ne olabileceğini bilmiyorsun. Çok ileri gidebilirsin. Tamamen değişeceksin.” Burada yaşadığım bu deneyimin bende uyandırdığı derin miRnettarlık sayesinde, hayatımı, Kundalini Yoga ve Meditasyonu aracılığıyla, başkalarının kendi ruhlarıyla bağlantı17 GURMUKH KAUR KHALSA ya geçmelerine yardımcı olmaya adadım. Bunun, iç dünyanızın derinliklerine inmek için tek yol olmadığını biliyorum, fakat insanları acı çekme durumundan huzura, hatta coşku duyma durumuna nasıl hızlı ve güçlü bir şekilde dönüştürdüğüne de tanık oldum. Kocam ve kızımla beraber Los Angeles’ta yaşıyorum.


Kısa bir süre önce “Golden Bridge” (Altın Köprü) adlı bir yoga merkezi açtık. Bu merkezin pek çok insana yardımcı olması ve hizmet etmesinden ötürü minnettarım. Ben bir Sih ‘im. Her yıl ruhumu tazelemek için Hindistan’ a giderim; bu ülkenin beni eğitmesine ve beni istediği gibi şekillendirmesine izin veririm. Ruhsal derslerimden en önemlilerinin çoğunu bu ilginç ve güzel ülkede aldım. Hindistan’da pek çok yere gideriz, fakat çoğunlukla kuzeye, Sihler’in ruhsal barınağı olan Amritsar’ daki Altın Tapınak’ı ziyaret ederiz. Dört yüz yıldan fazla bir zamandır duaların ve ilahilerin hiç eksik olmadığı bu muhteşem altın yapı büyük bir göl ile çevrilidir. Dünya üzerinde, çok yüksek bir titreşim yayan ve dünyayı birarada tuttuğu söylenen enerji girdapları vardır. Buralarda, insanlar, dünyada barışın sağlanması için sürekli dua ederler. İşte Altın Tapınak da, her türden hayat tarzına ait insana açık dört kapısıyla, böyle yerlerden biridir. Altın Tapınak’ta her gün, on bin insana yemek verilir ve barınma olanağı sağlanır. İnsanlar, beraberce dua edip, ilahiler söyleyip, yemek yediklerinde, dünya üzerinde de barış olacaktır. Hindistan’ da en çok sevdiğim yerlerden ikincisi ise, Kutsal Dalai Lama’nın, sürgündeki Tibetli Budistlerin arasında yaşadığı Dharamsala’ dır. Kültürleri inanılmaz ölçüde nazik18 İNSANIN SEKİZ YETENEGİ tir. Amerika’da kimi araçların üzerinde “Tibet’e Özgürlük” (Free Tibet) yazan çıkartmalar görürseniz, bu sloganın “Sevecenlik dolu bir geleneği kurtarın!” anlamına geldiğini bilmelisiniz.

Son gezilerimden birinde, Tanrı bana asla unutamayacağım bir armağan verdi. Şehrin, toprak ana caddesinde yürüyordum. Bir köşeyi döndüğümde, yolun her iki yanında da insanların toplanmış olduklarını gördüm. Rahibeler, keşişler, Tibetli çocuklar, esnaftan pek çok insan vardı. Sanki bir festival için toplanmışlardı. Hintliler patlamış mısır satıyorlardı, sanki şehirdeki herkes oradaydı. Dalai Lama’ nın arabasının geçmesini bekliyorlardı. Delhi ‘ye gitmek için tapınaktan ve evinden ayrılmıştı, oradan da İsrail’ e ve sonra da Afrika’ya uçacaktı. Hepimiz bekliyorduk. Çevrede küçük köpek yavruları dolanıyordu. Güvenlik görevlileri yolu açık tutmaya çalışıyordu. Ben de, bir rahibe ile bir keşiş arasında sıkışıp kalmıştım. Yol boyunca çocuklar oyun oynamaktaydılar. Bir eşek sürüsü, tapınağa granit taşıyordu. Kalabalığın içinde yer yer yabancılar görünüyordu.

Ne zaman bir araba yaklaşsa, onun geldiğini sanıyorduk. Sonunda, o an geldi. Tepenin eteğinden aşağıya doğru, altın renkli araba, önünde ve arkasında güvenlik cipleri ile birlikte yaklaştı. Arabası bize doğru yaklaşırken, ellerini alnında birleştirmiş ve gülümseyerek eğilen Kutsal Dalai Lama ile bir an için göz göze geldim. İşte o anda bir şey oldu. Sanki, zaman durdu. Her şey eridi; renkler birbirine karıştı, hiçbir şey hareket etmedi. Arabası yavaşça geçip giderken sessiz bir “Ah” duydum, varolan her şeyin ta özünde yankılanan bir sesti ve bir an için her şey Bir oldu. O anda, tek ve yüce bir ruhtan yayılan sıcaklık 19 GURMUKH KAUR KHALSA ve aydınlık beni fazlasıyla şaşırtmıştı. Bu kutsal insandaki aydınlık hepimizi tamamen kaplamıştı. Bu harika Bir olma duygusunu hayatımda sadece birkaç kez yaşadım. Kızım dünyaya geldiğinde de aynı duyguya kapılmıştım. O gün, Dharamsala’da duyduğum Bir Olma duygusu sadece bir an sürdü. Dalai Lama, yoldan yukarı doğru ilerleyerek gözden kayboldu. Renkler ayrışıp belirginleşti, zaman tekrar ilerlemeye başladı ve geri geldik – fakat hepimiz bir şekilde değişmiştik.

Bu alçakgönüllü insan, bir insanın sahip olabileceği ve tam anlamıyla geliştirilmiş aydınlık hakkında bir deneyim yaşamamızı sağlamıştı. Bu kitap, bir esin kaynağı olabilirve suyun yüzeyinde çıkardığı dalgacıklar, diğer insanların yaşamlarına daha fazla neşe ve gelişimin gelmesine küçük bir parça katkıda bulunabilirse, bu benim için büyük bir ayrıcalık ve onur olacaktır. Sat Nam.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir