Gwendoline Raisson – Alo, Super Kahraman mı

Şehir dışına taşındığımızdan beri ben, on yaşında bir çocuk olan Artur Pepin, hafta sonlarından nefret ediyordum. Üç beş evden oluşan köy gibi bir yerde oturuyorduk. �._.��=– Burada oturanların hepsi yaşlıydı ve ben arkadaşlarımdan binlerce ışık yılı uzaktaydım. Ustelik ağaçları ve inekleri sayınaktan başka yapacak hiçbir şey yoktu. Hafta içi 5 gene iyiydi. Okul vardı hiç olmazsa. Ama hafta sonları çok sıkılıyordum ve hava hep kötü oluyordu. Ne var ki bir istisna olarak bu cumartesi güzel geçeceğe benziyordu: Hava güzeldi ve babam beni panayıra götürmekten söz etmişti. Panayır, komşu ilçe olan PolisurÇo’ da kuruluyordu. Bunu düşünerek bir haftadan beri seviniyordum. Çünkü ben küçüklüğümden beri korku tünellerine, çarpışan arabalara, başımı döndüren atlıkarıncalara, insanın 6 midesini ağzına getiren ters giden trenlere bayılırım. Ne yazık ki saat tam 10.lS’te, o cumartesinin iyi geçmeyeceğinin işaretleri belirdi.


Babam, bahçıvan tulumunu ve bahçıvan gözlüklerini kuşanmış, çim biçme makinesini çıkarmıştı. Motoru çalıştırmak için ipini çekti. Gelin görün ki kısa bir gürültü çıktı ama motor çalışmadı. Bunun üzerine babam bir daha denedi. Sonra bir daha. Tam sekiz kere denedi. Boşuna. Babam, çim biçme makinesini tutkuyla sever. Onunla saatlerce vakit geçirir. Hatta 7 bazen bahçede biçecek çim kalmadığı zaman, yolun kenarındaki otları biçer. Tam bir saat uğraşarak çim biçme makinesini olduğu gibi söktü, sonra bir daha topladı. Ama makine çalışmak istemiyordu . Bunun üzerine sinirlenmeye, kötü sözler söylemeye başladı. Sonunda annem evden fırlayıp geldi: – Niye bağırıyorsun böyle? -Bu Allah’ ın belası çim biçme makinesi, diye cevap verdi babam. – Sana şunun yenisini al demiyor mu yum ne zamandır? Eski püskü şeyleri biriktirme merakın yüzünden evde doğru dürüst çalışan makine kalmadı! Babam eldivenlerini yere ath ve eve yöneldi.

Çok bozulmuştu. -Madem öyle, ben de grev yapıyorum! Benden bu kadar! Beni yok sayın artık! Evin içinde kaybolmadan önce yavaşça, – Aslında iyi oldu. Televizyonda Tamir Tüyoları programı vardı, dediğini duydum. Babam için iyi olmuş olabilirdi ama benim için bu bir faciaydı. 9 Her Şey Bitmedi Genelde, sevgili çim biçme makinesiyle bir tur atmadıkça babamın sakinleşmesine imkan yoktur. Böyle zamanlarda babam tam bir canavara dönüşebilir. Şimdi, bir de annemle kavga etmişti. Üstelik televizyonda Tamir Tüyoları vardı. Polisur-Ço’ daki panayırı unutmaktan başka seçeneğim yok gibi görünüyordu. Arhk hiçbir güç babamı kanepesinden kaldıramazdı. İş yatmıştı. 10 Kaderime razı olmuş odama gitmeye hazırlanıyordum ki annem kapıdan mektupları almamı söyledi. Ayaklarımı sürüye sürüye posta kutusuna gittim. Mektupların arasında, benim Uzay Çocuğu adlı dergime benzeyen bir şey gördüm. Sarı kırmızı renklerine bakılırsa bu özel sayı olmalı diye düşündüm.

Rahat rahat okuyabilmek için paketi alıp odama koştum.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir